MÖ 3 yüzyılda Attalos Hanedanı’nın kurulmasıyla Attalos
Krallığı’nın başkenti ve resmi ikametgâhı haline gelen antik
Pergamon kenti, birçok sivil kurumu olan az çok bağımsız bir
polisti. Bu nedenle elinizdeki kitabın amacı Pergamon’da
yaşayan halkın yanı sıra Athena Kutsal Alanı, Büyük Sunak,
Asklepieion ve Kızıl Avlu gibi önemli kutsal yerleriyle birlikte
Pergamon’u büyük bir kent ve krallık başkenti olarak
sunmaktır. Her ne kadar Hellenistik Dönem’e ağırlık verilmişse
de kitapta genel olarak prehi
29 Ekim 1923’te ilan edilen ve yüzüncü yaşını kutladığımız
Cumhuriyet’in en yoğun yılı kuşkusuz ilk yılıdır. Yıllarca süren
savaşlardan, salgın hastalıklardan, geçim sıkıntısından yorgun
düşmüş bir halk... Siyasi tartışmalar, ekonomik sorunlar, nüfus
mübadelesi, idari yapıdan eğitime, yargı sisteminden
belediyelere kadar her alanda yapılan yenilikler, Anayasa’nın
kabulü, halifeliğin kaldırılması, laiklik yönünde yapılan köklü
değişimler ve ülkenin yeniden inşa edilmesi... Tüm bunlar
olurken bir yand
Hayrettin Erkmen (1915-1999) Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gerçek anlamda ilk çok partili demokrasi deneyimi olan Demokrat Parti döneminin en ilginç simalarından biridir.
Erkmen çalışma bakanlığından Yassıada’daki mahkûmiyetine kadar giden yolda hayatın binbir türlü haliyle karşılaşmıştır. Yıllar sonra aynı siyasi hareketin devamı niteliğindeki Adalet Partisi’nde dışişleri bakanı olarak Türkiye’nin Avrupa Topluluğu’na katılması için mücadele vermiş, ancak muhalefet karşısında kendi hükümeti tarafından y
İngiltere’nin kuzeyinde, küçük ve yoksul bir madenci kasabasında yaşayan on beş yaşındaki Billy Casper için hayat zorluklarla doludur. Babasının yıllar önce terk ettiği evleri, annesinin ilgisizliği ve ağabeyinin zorbalıklarıyla daha da mutsuz bir yer haline gelmiştir. Gittiği erkek okulunun sert ortamı ve yaşadığı kasabanın onun yaşındaki birine madende çalışmak dışında hiçbir gelecek sunmaması da eklenir buna. Ancak Billy zekâsı ve inadıyla hayatta kalmaya kararlıdır. Bulup sabırla eğittiği ve Kes adını v
2009 yılında çıkan beşinci öykü kitabı ‘Sencer ile
Yusufçuk’ta şiirsel bir dille büyülü masallar kuruyor Faruk
Duman. Öykülerin her biri kendine özgü dünyaları, kişileri ve
çağdaş anlatılardan geleneksel hikâyelere bağlanan
yapılarıyla dikkat çekiyor.
Yazarın biçimsel arayışlardaki yetkinliğini ve yenilikçi tavrını
öne çıkaran özgün bir kitap, “Sencer ile Yusufçuk”.
“Efendim böyle oldukta bu Kerim bu Ali’nin gözünü alarak,
ey göz, var söyle, seni sahibine götüreyim, dedi. Böylece
sokaklardan birine
Yazmaya başladığım bu yaşam maratonu paylaşımları,
bilindik nitelikte bir anı kitabı olmayacak. Anlatıların baş
kahramanları, yaşam maratonunda karşılaştığım,
cumhurbaşkanından, hapisanedeki tutukluya, en varlıklıdan,
pek yoksula, aydından,
kara cahile, en ünlüden, en sıradana, canını sevdiğim
insanlar olacak… Bu paylaşımlarda tanıdıklarınıza, hatta
kendinize bile rastlayabilirsiniz. Açıkçası, epey
kalabalık olacağız. Kahramanlarımız, en belirgin özellikleriyle,
olabildiğince kısa kısa, bu paylaşım
“Sanata Dair”, Halit Ziya Uşaklıgil’in genel olarak sanat,
edebiyat, dil ve müzik konuları üzerine kaleme aldığı gazete
yazılarından oluşuyor.
1938-1963 yılları arasında dört cilt halinde yayımlanan
‘Sanata Dair’i biz iki ciltte topladık. Abdullah Uçman
tarafından hazırlanan ‘Sanata Dair’in bu iki ciltlik yayınında,
esas metne herhangi bir müdahalede bulunmadan, gerekli
görülen birtakım isim, eser ve olaylarla ilgili kısa açıklamalar
yapılmış; yazarın bir kısım kelimelerde tercih ettiği ve
bugüne u
“Sanata Dair”, Halit Ziya Uşaklıgil’in genel olarak sanat,
edebiyat, dil ve müzik konuları üzerine kaleme aldığı gazete
yazılarından oluşuyor.
1938-1963 yılları arasında dört cilt halinde yayımlanan
Sanata Dair’i biz iki ciltte topladık. Abdullah Uçman
tarafından hazırlanan Sanata Dair’in bu iki ciltlik yayınında,
esas metne herhangi bir müdahalede bulunmadan, gerekli
görülen birtakım isim, eser ve olaylarla ilgili kısa açıklamalar
yapılmış; yazarın bir kısım kelimelerde tercih ettiği ve
bugüne uym
“Kısmet Kuşu” adını verdiğimiz elinizdeki kitapta, 1941-
1949 yılları arasında süreli yayınlarda çıktıktan sonra çeşitli
kitaplarına dağılmış Esendal öykülerini bir arada
okuyacaksınız.
“Onun güzel romanının, güzel hikâyelerinin genç insanların
mahremiyetlerine, muhayyilelerine, yaşayışlarına, mesut ve
hüzünlü saatlerine uzun seneler karışmasını dilerim. Mektep
kitaplarına onun küçücük, tertemiz, güzel hikâyelerinin
kocaman laflıların yerine geçmesini dilerim.”
(Sait Faik Abasıyanık)
“Hikâyeleri i
“Seyrederim Dünyayı” Filiz Özdem’in kelimeleriyle Ayşe
İnan’ın resimlerini buluşturan harika bir kitap.
Alakarga çok güzel bir kuş ama sesi öyle kötü ki, onu kimse
yanında istemiyor.
Bunun üzerine Alakarga havalanıyor, dünyadaki yerini
ararken doğayı seyre dalıyor.
Bu hayranlık verici manzara karşısında sessizliğe bürünüyor,
gözleri şenleniyor.
“Taş Havan” adını verdiğimiz elinizdeki kitapta, 1949-1960
yılları arasında süreli yayınlarda çıktıktan sonra çeşitli
kitaplarına dağılmış Esendal öykülerini bir arada
okuyacaksınız.
“Memduh Şevket Esendal’ı hiç görmedim, siyasi hayatında
neler yaptığını da pek bilmem, fakat hikâyelerini ilk
okuduğum gün ‘İşte hikâyeci!’ dediğimi hatırlıyorum.”
(Cahit Sıtkı Tarancı)
“Bizim Çehov’umuzdur da diyebilirim. Ama yalnız, uzakta
yaşayan, gölgelenen, unutulan, nicedir uzmanlarca
keşfedilmeyi bekleyen, kala
Dikenleri batan güllerin yerine dikilen zararsız çiçekler,
patlamadan hemen önce sıcağa ve hayata alışan bir kırmızı
balon, huzuru bizimkiyle beraber bozulan kediler,
hikâyelerine uğradığımız insanlar arasında geziniyor. Sine
Ergün’ün kitabı “Burası Tekin Değil”, geçip kaybolanların
arasına bakıyor.
“Yakınlarda bir yere oturduk, hoşbeşten sonra konuşacak şey
kalmadı. Sustuk, ellerime baktım, o da masada bir noktaya
dikti gözlerini. Sonra yüzüme baktı, güneşin üstünden bulut
geçiyor olacaktı ki yüzü
“Limon Yağmuru” (2014), “Anlatamıyorum” (2017)
kitaplarıyla adını duyuran Emrah Öztürk’ün üçüncü öykü
kitabı “Evine Dönemeyen Adam”.
Kişileri çevreleyen zamanla mekânın, eylemleri belirleyen
eşyayla doğanın güçlü anlatımı göze çarpıyor öykülerde.
Özellikle “Rüya Hanım’ın Günlüğü” öyküsünde mutluluk,
özgürlük ve benlik arayışını zehirleyen ihanet ve suçluluk
duygusu öne çıkıyor. Karabasanlar, gerilimler, hesaplaşmalar
ve ödeşmeler bir korku filminin sisli havası içinde veriliyor.
Sessizlikteki dostl
Özgün şiirleriyle çağdaş şiirimize yön veren 1923 doğumlu
Özdemir Asaf’ın 100 doğum yıldönümü için hazırlanan ve
seçme şiirlerini içeren “Ben Pırıl Pırıl Bir Gemiydim
Eskiden” kitabını Eren Caner Polat resimledi.
“Bir ışık düşerse üstüne basma.
Daha yakınlaşır, korkarsın.
Bir leke, silmeye - gör,
Leke kalır, sen çıkarsın.”
“Blacksad” dünyada ilk kez yayımlandığı 2000 yılından beri
pek çok dile çevrildi ve ülkemizde de ilgi gördü. YKY
tarafından ciltli baskıları ilk kez 2011 yılında yayımlanan bu
kült polisiye dizi karton kapaklı yeni baskılarıyla yeniden
raflarda yerini alıyor.
“Sartre cehennemin başkaları olduğunu söyler... Başkalarının
bize hayatıçekilmez kıldıklarını kabul ediyorum ama onlar aynı zamanda
bizim
cennetteki arkadaşlarımız. Benim için cehennem, yokluktur;
dostlarımın,
müziğin, hayal gücünü harekete g
Jean Paul-Sartre’ın manevi kızında bulunan şahsi arşivinden
ve kendisiyle yaptığı görüşmelerden hareketle bir başka
Sartre portresi çiziyor François Noudelmann.
“Bambaşka Bir Sartre” yayımlanmamış mektuplar, ses-
film kayıtları ve notlardan oluşan bu arşivin izinde Sartre’ın
yüzeysel bir turist olmayı sevdiğini, gönlünün çokeşliliğe
meylettiğini, angaje yazar kimliğinin üzerine yapışmasından
rahatsız olduğunu, müzikle olan ilişkisini ve depresif anlarını
ifşa eden şaşırtıcı bir çalışma.
“Bir yazarı
Doğan Gündüz’ün yazdığı “Telekli Sincap” serisi “Telekli
Sincap ile Şakacı Köstebek” kitabıyla devam ediyor. Bu
kitaba da yarattığı harika hayvanlar dünyasıyla Meryem
Tanrıkulu resimleriyle eşlik ediyor.
Telekli Sincap okulun biraz ilerisinde Meşe palamudunu
kemiriyordu keyifle.
Birden ayaklarının altı sarsıldı, toprak havalandı.
Korktu, ne olduğunu anlamadı, yer yarılıyor sandı.
Kerem Eksen’in ilk kez 2017’de okurla buluşmuş olan ikinci
romanı “Uyku Krallığı” “Biz buraya nasıl geldik?”
sorusunun peşinde çıkılan bir arayışın kâh komik kâh hüzünlü
hikâyesi; edebiyatımızdan son yıllarda çıkmış en derinlikli
romanlardan biri.
“... insanların ruhlarının ve bedenlerinin yükseliş ve düşüş
dönemleri yaşadığını, tıpkı kentler ve medeniyetler gibi
onların da böyle yükselip alçalan dalgaların içinde
sürüklendiğini düşündüm. Belki de bunda bir güzellik vardır,
dedim içimden, hatta ası
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 140-160 /
Aktif Sayfa : 8
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.