Bu kitapta, erken Cumhuriyet döneminde Ankara’nın imar
planlarının hazırlanması ve uygulanması sürecine ışık tutmak
amacıyla başkentin fiziksel planlamasını üstlenen Hermann
Jansen ve Ankara Şehri İmar Müdürlüğü arasında yapılan
yazışmalar, bu yazışmalara konu olan çeşitli ölçeklerdeki
planlar, eskiz ve perspektif çizimleri derlenmiştir. Bu
kapsamda doğrudan şehircilik ve şehir imarı ile ilgili 77
yazışma okuyucuya sunulmaktadır. Araştırmacılara yararlı
olacağı düşüncesiyle, ayrıca plan ve yazışmalardan har
Arıkuşu’ndan Gökkarga’ya, Baştankara’dan Yalıçapkını’na
bu eğlenceli oyundaki çeşit çeşit kuşları tanımak
isterseniz, kitabın arkasındaki bilgi kartlarına da bakmayı
sakın unutmayın!
Filiz Özdem’in yazdığı bu cıvıl cıvıl hikâyeden, Seçil
Çokan’ın rengârenk kuşları geçiyor.
“Kulaktan kulağa oynayalım mı?Sarıasma, suda oynayan kurbağaları, uçuşan kelebeklerle
vızlayan arıları görünce arkadaşlarıyla oynayabileceği bir
oyun düşünür. Birden aklına çok eğlenceli bir oyun gelir.
Hemen Arapbülbülü’ne uçup ona bir ş
BU KİTAP HATALI!
RENKLER AYAKLANDI.
KARMAN ÇORMAN BİR MANZARA
Gonçalo Viana’nın yazdığı ve resimlediği bu capcanlı kitap
eğlenceli ve merak uyandıran harika bir okuma şöleni sunuyor.
“Siz hiç yeşil bir bulut ve beyaz bir ağaç gördünüz mü? Peki
turuncu ya da mor bir köpek? Dünyadaki renklere neler oluyor
dersiniz? Gelin şu gizemli durumu birlikte araştıralım.”
Büyükler her zaman düşündüklerini söylemez ve söylediklerini
yapmazlar.
Peki Büyükler böyle davranırsa küçükler büyüdüklerinde nasıl
davranacaklar?
Élisabeth Brami çocukların büyürken karşılaşabileceği davranışlar
karşısında yetişkinleri düşünmeye yönelterek büyüme sürecinin
ne kadar önemli olduğunu tekrar tekrar vurguluyor.
Duygu düzenleme sıradan bir günde bile neredeyse her bireyin
yaşamakta olduğu duyguların farklı boyutlarını değiştirmek için
kullandığı bilişsel ya da davranışsal stratejilerin geneline verilen
isimdir.
Duygu düzenleme, bireylerin gündelik hayatlarında oldukça
büyük yer tutan bir beceriler topluluğu olarak görülse de bu
alanda yaygın olarak kabul gören kuramsal yaklaşımların
ortaya çıkışı 2000’li yılların başına denk gelmektedir.
Yaşamın erken dönemlerinde kişilerarası bir süreç olarak
başlayan duygu düzenl
“Tesadüfen Zümrüdüanka” rüzgâr ya da güneş, çivi ya da
duvar, kendisi ya da bir başkası arasında hiyerarşi kurmadan
akan öykülerden oluşuyor. Elif Erdoğan ikinci öykü kitabında
dile ve anlatılarına kendine has bir nezaketle yaklaşan
tutumunu sürdürüyor..
“Zamanın nasıl da genişlediğini tadıyorduk,
yalan değil inan, tadıyorduk neymiş zaman,
nasıl uzarmış, genişlermiş, katlanır çoğalırmış. Bıraktım
kazma küreği, köstebekleri, yuvaları, bir yaprağın üzerine
çıkıp oturduk, bir nilüferin, ılık tatlı bir rüzgâr e
Phil Cummings’sin aile, yeni kurulan arkadaşlıklar ve yeni
bir eve alışmak hakkındaki bu samimi hikâyesini Connah
Brecon resimledi.
“Arda babasıyla beraber, dedesinin uzun yıllar önce diktiği
ulu ağacın dallarında oturup yıldızları izlemeyi çok severdi.
Sonra bir gün ailece ağaçtan ve sessiz düzlüklerden ayrılıp
gürültülü şehre taşındılar.
Arda’nın yeni odası küçücük, odasının penceresiyse adeta
bir ayakkabı kutusu kadardı. Üstelik geceleri gökyüzüne
bakıp hayranlıkla izlediği yıldızları da göremiyordu.
Pek
Claudie Stanké’nin yazdığı, Barroux’nun
resimleriyle eşlik ettiği “Yeter Artık!” akran
zorbalığı üzerine hassasiyetle kaleme alınmış,
samimi bir hikâye.
“Küçük kurt yatağından çıkmak istemiyordu
çünkü okula gitmek istemiyordu. Hatta okula
bir daha adımını dahi atmak istemiyordu. Yine
de bütün küçük kurtlar gibi onun da okula
gitmesi gerekiyordu. Doğrusu okul arkadaşları
ona pek nazik davranmıyordu, bu da küçük
kurdu çok ama çok üzüyordu. İçinden onlara “Yeter artık!” demek
geçiyordu.”
Alain Serres’in bir Tibet deyişinden ilham
alarak yazdığı, ötekine doğru gitmenin bazen
sürprizlerle dolu bir keşif olabileceğini sadelikle
ve samimiyetle anlatan bu kısacık hikâyeyi
Silvia Bonanni resimledi.“O da ne, kim var orada?
Adım adım ilerleyin, bakalım
gördüğünüz gerçekte bir bitki mi,
bir hayvan mı, yoksa bir insan mı?
Belki de bir sürprizle karşılaşırsınız,
kim bilir?”
Filiz Özdem opens up new windows for little readers and
Ayşe İnan Alican’s illustrations go beyond the land of
dreams.
“Jasmine’s magic sleep.
Luminous lakes, red fish, beautiful bluebells, a mysterious
oak tree, a bewitched castle; falling, flying, running,
amazement... aaand, of course, mummy’s voice! The sleep
of a child is the most wonderful realm in the world. Come
and be a guest in ‘Jasmine’s Dream’.”
“Grandpa’s Book of Day Dreams” is a real book that little
readers can take part in with their colorful crayons, paints
and imagination to enhance their creativity...
You can draw everything you like or imagine on the empty
pages of this book. If you wish you can fill in the sketches
and color them as you like too!
Also you will enjoy a very nice story.
“Türkiye'de Bizans Çalışmalarının
Serüveni”, Türkiye Cumhuriyeti’nin
ilk yüz yılında Bizans çalışmalarının
kurumsallaşmasının serüvenini farklı
safha ve yüzleri üzerinden anlatmayı
hedefliyor. Yazar, kronolojik
bölümlerle, üniversite eğitimi,akademik ve popüler yayınlar, bilimsel etkinlikler, sergiler ve
alan çalışmaları gibi konuları ele alıyor.
Bu kocaman kitabın rengârenk
sayfaları arasında gezinirken
hem renkleri keşfedecek hem
de pek çok nesnenin, bitkinin ve
hayvanın adlarını
öğreneceksiniz. Renklerine göre
ayrılmış 200’den fazla resim
içeren bu çok özel kitap,
çocukların ilk kitaplarından biri
olmaya aday!
“Hangisi sarı?
Hangisi turuncu?
Hangisi kırmızı?”
Bu kocaman renkli kitap meraklı miniklerin kelime dağarcıklarını geliştirmeleri için 250’den fazla resim içeriyor. Bu eğlenceli kitabın sayfalarında gezinirken çocuğunuza aşağıdaki örnek sorular gibi sorular sorarak onun pek çok nesnenin, bitkinin ve hayvanın adlarını keşfetmesine yardımcı olabilirsiniz.
“Acaba evin hangisi?
En yüksekten uçan hangisi?
Soğuktan hangisi hoşlanır?”
Aslı Akarsakarya ‘İçeride Kalanlar’da bir gece metrelerce yağan karın, dışarıyla bağlantıyı kestiği bir apartmanda mahsur kalan insanların hayatlarına odaklanıyor. Yaşam ve ölüm karşısında her biri farklı şekillerde sınanan karakterlerin dışarıyla temasları koptuğunda içeriyle temasları başlıyor. Evler hem sığınak olup hem birer hapishaneye dönüşürken apartman sakinleri birbirlerine yaklaşıyor; maskeler düşüyor, zaaflar görünüyor, sırlar ortaya dökülüyor.“Her şey tersiyle kol kola girmiş ve ben olan bitenin
“Uygarlığın temel ilkelerinin ötesine geçen gerçek hikâyeler anlatmanın yeni yollarını bulma vakti geldi. İnsan/Doğa ayrımından kurtulduğumuzda, tüm varlıklar yeniden hayat bulabilir, kadınlar ve erkekler dar görüşlü bir akılcılığın sınırlarına hapsolmaksızın kendilerini ifade edebilir. Artık gecenin karanlığında bir fısıltıdanibaret olmayan bu hikâyeler, aynı anda hem gerçek hem masalsı bir nitelik taşıyabilir. Yarattığımız bu felakette hâlâ bir şeylerin canlı kalmış olmasını başka türlü nasıl açıklayabili
Erika Bartos’un bu kitabı da diğer eserlerinden alışık olduğumuz grafik anlatımlar ve çocuk ruhuna dokunabilen sonsuz bir özen ve sevgiyle hazırlanmıştır. Kitabın amacı, küçük insanlara hayatın akışını ve
dönemlerini anlatmak için bir kapı aralamaktır.
“Bebeklikten başlayarak anaokullu, okullu, ergen, yetişkin, anne, baba, dede, nine ve büyükbaba nasıl olunur? Çocukluk çağını, yetişkinlik ve yaşlılık dönemi nasıl takip eder? Çocukluğun en iyi tarafı nedir? Babalık nasıl bir his? Biz yaş aldıkça etrafımızda
İlk kez yayımlandığı 1876 yılından bu yana Mark Twain’in en ünlü kitaplarından biri olan “Tom Sawyer’ın Maceraları”, okurlarını her günün yeni bir macerayla dolu olduğu çocukluk günlerinin masumiyetine ve heyecanına götürüyor.
“Teyzesi ve kardeşiyle beraber yaşayan haylaz ve zeki Tom Sawyer’ın her günü yeni bir macerayla doludur. Bu maceralar bazen evde teyzesine veya okulda öğretmenine
yaptığı bir şakayla başlar, bazense arkadaşlarıyla oynadığı, fazlasıyla ciddiye aldıkları “korsancılık” oyunuyla. Ancak ş
Sözcükleri gezdiren, onları gökte işleyen Rüzgâr’ı önceleri birden çok sandılar ve farklı adlar taktılar. Lodos, Poyraz, Karayel, Yıldız vb... Aslında bu adlar yalnızca Şiir’dir. İnsan bunu yine geçmişte bulacak. Her şeyi kendine göre adlandıran İnsan, Rüzgâr’ın kendi dışında adsız (çıplak) gezdiğini bilir ama kabullenmek istemez. Bu yüzden yeni bir şey görür görmez bir ad koyar; adlandırdığına sahip olduğunu sanır.“Yazdıklarımızın Zaman’a dayanması, Rüzgâr’a dayanmasıyla aynıdır... diyor yazar. Sanki öykül
Ünlü tarihçi Peter Gay 18. yüzyıldan 20. yüzyılın başına kadar resimde, edebiyatta ve müzikte, Schlegel, Novalis, Wilde, Beethoven gibi isimlerin yanı sıra nüfuzlu galeri müdürlerinin, sanat tüccarlarının izlerini sürerek romantik akımı incelemeye girişiyor. Romantizmi tanımlamanın en sağlıklı yolunun onu tek bir romantizm değil farklı “romantizmler” olarak kavramlaştırmaktan geçtiğini savunan Gay bu kısa ama kapsamlı kitabında romantizmin doğasına ve köklerine dair yeni ve özgün düşünceler ortaya koyuyor.
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 100-120 /
Aktif Sayfa : 6
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.