Günümüz Tefsir Problemleri kitabı, tefsir akademisyenlerinin, uzman oldukları konulardaki birikimlerini bir araya getiren bir eser. On dört bölümden oluşan kitabın, bir ders döneminde, her haftaya bir konu düşecek şekilde ve özellikle ilahiyat fakültelerinde okutulmasının uygun olacağı öngörüldü. Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin istifade edebilecekleri bir özlü kaynak olarak da tasarlanan bu eserin her düzeydeki okuyucuya da faydalı olması hedeflendi. Bu minvalde çalışmanın kapsamı ilahiyat alanına y
Büyük İslam alimi İmam Nevevi'nin asırlardır ellerden düşmeyen Riyaz'üs Salihin isimli muhteşem eseri, 371 bölümden oluşan ve İslam dünyasında en çok okunan müstesna bir hadis kitabıdır.
Nevevi, önsözünde kitabını şöyle takdim ediyor:
Sahibini (okuyanı) ahret yoluna ileten, zahiri ve batini edepleri elde etmesini sağlayan, tergib, terhib ve bu yola girmiş olanların; zühd, nefis terbiyesi, ahlakın güzelleştirilmesi, kalplerin temizlenip tedavi edilmesi, azaların günah işlemekten korunması, manevi eğrilikler
Mehmet Akif Ersoy'un kendi el yazısıyla kaleme aldığı orijinal nüsha olan bu meal, Kur'an-ı Kerim'in ilk kırk sayfasını içermektedir. Çizgili okul defterine rik'a el yazısıyla yazılan meal, Fatiha Suresi'nden başlayıp, Bakara Suresi'nin 252. ayet-i kerimesi dahil iki cüzdür. Akif tarafından Elmalılı M. Hamdi'ye gönderilen bu mealin üzerinde gerekli araştırmalar yapılmış, Akif'in kendi el yazılarıyla karşılaştırılmış ve bu orijinal nüshanın Akif'e ait olduğu kesinlik kazanmıştır.
Akif, en güzel anlamı verebi
Sünnetin Kur'ân'ı beyan etme işlevi sözlü sünnetle gerçekleştiği gibi, fiilî sünnetle de gerçekleşmektedir. Nebevî fiiller aklî veya vaz'î yollarla değil, şer'î yöntemlerle teklifî hükümlere delâlet etmektedir. Her bir nebevî fiil vücûb, nedb ve ibâha hükümlerine delâlet etme ihtimalini taşımaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından yapılan fiiller onun sahip olduğu farklı sıfatlardan kaynaklanmakta ve farklı hükümlere konu olmaktadır. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) bir insan, bir nebî/resûl, bir kâdı, bir komu
Elinizdeki bu eser; mucez bir tefsir kitabıdır. Genişçe ilmi derinlikle ihtiva etmektedir. Gençlerimizin bilmesi gereken muhtasar vahiy kültürü bilgileri içerir. Bu ürün bir nebze de olsa genç Dimağların bilgi ve düşünce dünyasına katı sağlayacaktır. Gözümünüzün nuru olan evlatlarımız için bir el kitabı mahiyetinedir. Lise ya da üniversitede okuyan öğrencilerin ders haklarında ve sohbetlerine rehberlik edecektir. Faydalı olması dilek ve temennileriyle...
Allah'(cc)ı tanımak ve gerçek anlamda kulluk görevlerini yerine getirebilmek ancak ilimle mümkündür. Kulları içerisinde Allah'tan ancak alimler korkar, Allah çok bağışlayandır. (Fatır, 28) Kur'an-ı Kerim'de ilim övülmüş, bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacağı açıkça belirtilmiştir: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.
Bunun için, insanın sürekli bir eğitime tabi tutulması gerekir. Öğrenmede süreklilik esası vardır. Bilgilerin unutulmaması ve tekamü
ÖNSÖZ
Elmalılı Muhammed Hamdi 1878 yılında Antalyanın Elmalı İlçesinde doğdu. İlk ve orta
öğrenimi ile hafızlığını Elmalıda tamamladı. Tahsilini ilerletmek için dayısı Mustafa Efendi
ile birlikte İstanbula gitti ve Küçük Ayasofya Medresesine yerleşti. Beyazıt Camiindeki
derslerine devam ettiği Kayserili Mahmud Hamdi Efendiden icazet aldı. Bundan sonra hocası
Büyük Hamdi, kendisi Küçük Hamdi diye anılır oldu. Bu sırada devam ettiği Mekteb-i
Nüvvâbı birincilikle bitirdi. Kendi gayretiyle edebiyat, felsefe ve
Ebu Mansur el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişkin bilg
Medine döneminde Efendimizle birlikte Bedir , Uhud, Hendek vs. gazvelerinde bulundu. Daima efendimizin en yakın arkadaşıydı. Veziri
konumundaydı. Efendimizin ardından ilk halife seçilen kişi oldu. Cesaret ve basiretiyle teberrüz etti.
Bilindiği gibi İslâm hukukuna ait ilme fıkıh denir. İbadetlere, muamelelere ve cezalara dair dini hükümleri bildiren ilme de fıkıh ilmi adı
verilir. Yazdığımız ilmihal, bu fıkıh ilminin bir bölümüdür. Dini hükümlerii ayrınıtlı delillerden çıkarma yetkisine sahip alimlere fakih
denir.Müctehidler ise fakihlerin en üst tabakasını oluşturur.
Hamîdüddîn Abdülhamîd el-Ferâhî, Nazm-ı Kur'ân'ı keşfetmek suretiyle İslâm tefsir düşüncesine muazzam bir katkıda bulunmuştur. O, Kur'ân-ı anlama ve yorumlamada nazm tasavvurunun temelini atan ilk kişidir.
Ferâhî'ye göre, Kur'ân'da temel nazm öğesi sûredir. Her bir sûre, sûrenin etrafında döndüğü ve amûd olarak adlandırılan ana bir konuya sahiptir. Amûd, sûrelerde birleştirici bir unsurdur ve sûreler o dikkate alınarak yorumlanır. Sadece sûreler kendi içlerinde bir bütünlük içermez, bütün sûreler arasında
Kur'an ve tefsir ilimleri başta olmak üzere dinî ilim sahalarının birçoğuna yönelik seksene yakın eser telif etmiş olan Muhammed Ebû Zehre'nin tefsir alanındaki en önemli eseri, yaklaşık yirmi üç yıl zarfında kaleme aldığı ancak vefatı sebebiyle Neml sûresinin 74. âyetinde kalan ve de vefatından sonra, 2002 yılında Zehretü't-Tefâsîr adıyla basılmış on ciltlik tefsiridir.
Müfessirin bu sahaya yönelik ikinci önemli çalışması ise, 1969 yılında yazmayı planladığı tefsirinin mukaddimesi olarak başladığı ancak
KUR'ÂN-I KERÎM, KIYAMETE DEK YOL GÖSTERİCİ VASFINI SÜRDÜRECEK OLAN, SON İLÂHÎ KİTAPTIR. BU BAKIMDAN, ONUN DOĞRU ANLAŞILMASI ÇOK BÜYÜK BİR ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR. ANCAK ONU DOĞRU OLARAK ANLAMA SORUNU GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİ OLARAK KARŞIMIZDA DURMAKTADIR. SON ZAMANLARDA, ÖZELLİKLE BATI'DA DİLBİLİM VE HERMENEUTİK ALANINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN ARAŞTIRMALAR, ANLAMANIN NE DENLİ KARMAŞIK BİR SORUN OLDUĞUNU AÇIKÇA GÖZLER ÖNÜNE SERMEKTEDİR. DİNÎ METİNLERİ ANLAMA SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA, SORUN
Asırlarca ders kitabı olarak okutulan nesefi tefsiri Türkiye'de ilk defa bir alim tarafından şerhedilip harika bir dizgiyle yeniden dizildi. Molla Musa yıllardır verdiği derslerin neticesi olarak böyle bir eser hazırladı.
Toplam 137 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 60-80 /
Aktif Sayfa : 4
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.