Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişk
Hadis şerhleri, ihtiva ettikleri malumat bakımından bugün sadece hadis çalışmalarının değil, İslami düşünce tarihini konu edinen hiçbir mesainin kayıtsız kalamayacağı bir alandır. Bu entelektüel faaliyet, şerhe konu olan metinlerin izahını amaçladığı gibi, ilim mirasını aktaran bir köprü vazifesi de görmüştür.
Bu bakımdan önemli bir geleneğin devam ettirilmesinde de rol oynamıştır. Yüzyıllar boyunca birbirinin tekrarı gibi görünen hadis şerhlerinin kaleme alınması, bu faaliyetin, göründüğünden daha fazla ş
Bu eseri ortaya koymamızdaki öncelikli hedefimiz, gittikçe sayıları artmakta olan İlahiyat Fakültelerimizde okuyan öğrencilerimize Tefsir dersiyle ilgili bir ders kitabı hazırlamaktır. Aynı zamanda dersi verecek olan öğretim elemanlarımıza da hazır metin sunarak kolaylık sağlamaktır. Bu amaçla Tefsir alanındaki en eski metinlerden başlayarak günümüze gelinceye kadar yazılmış ve tanınmış, ilgi görmüş tefsirlerden bazı pasajlar seçip sunduk. Esere isim verirken kullandığımız ?Klasikten Moderne derken bunu kas
Diyanet İşleri Başkanlığı Hamdi Yazırdan bir Kur´an-ı Kerim Tefsiri yazmasını istemiştir. Hamdi Yazır bu tefsiri Hak Dini Kur´an Dili namıyla hazırlamış ve ilk baskısı 1935 yılında yayınlanmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı Hamdi Yazırdan bir Kur´an-ı Kerim Tefsiri yazmasını istemiştir. Hamdi Yazır bu tefsiri Hak Dini Kur´an Dili namıyla hazırlamış ve ilk baskısı 1935 yılında yayınlanmıştır.
Tefsirin günümüz türkçesiyle yayınlanmış örnekleri mevcuttur. Ama hamdi yazır hocanın kendi sadeleşmemiş kalemiyle yayılanmış nüshaları piyasa da nadirdir. Işte bu eser HAK DİNİ KUR'AN DİLİ TEFSİRİNİN ORJİNAL SADELEŞMEMİŞ HALİDİR.
Bu kitap, Kurânı usulüne göre anlamak için ortaya konan tefsîr kural ve kâideleri türü bir çalışma olmayıp, mevcud Kurân tefsîrlerinden daha fazla istifade etmeye yönelik kâideleri bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Zira Kurânın anlaşılması hakkında kaleme alınan tefsîrlerden daha kapsamlı istifade edebilmenin bir yolu da mevcud tefsîrler hakkında hazırlık kabilinden bilgi sahibi olabilmektir. Bunun için ortaya koymaya çalıştığımız kâideler son derece önem arz etmektedir. Bu kâideler, mayası Kurân olan ha
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişk
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişkin bilg
Hz. Muhammed'in on yıllık Medine döneminin önemli bir kısmı bizlere aktanlmıştır. Medine'de, Mekke'ye göre serbest bir ortama kavuşulması ile sahabe sayısının her gün artması bunda etkili olmuştur. Rasülullah'a gösterilen yoğun ilgi neticesinde, yaşamının pek çok kesiti çoğunlukla birden fazla sahabi tarafından rivayet edilmiştir. Rivayet sayısının fazla olması, yaşadıklarının netleştirilmesinde olumlu katkı sağlamıştır. Ancak, içerdikleri farklılıkların uzlaştırılmasında zaman zaman zorluklar yaşanmıştır.
İnsanın bilgi kaynakları farklıdır, vahiy de bunlardan birisidir. İslami telakkiye göre Kur'an,
bilgi kaynaklarının başında gelir. Bu yüzden Müslümanlar, onun hakkındaki her tür ilmi
faaliyete büyük önem vermişlerdir. Dolayısıyla onun öğrenilmesi ve anlaşılması, indiği
günden itibaren başlamış, zaman ilerledikçe öğrenme ve anlaşılma çalışmaları daha
sistematik ve pratik şekil almıştır. Bu amaçla eğitim kurumları kurulmuş, âlimler hem ders
vererek hem de kıymetli eserler yazarak tefsir ilminin gelişimine kat
Kur'an, geçmişte olduğu gibi günümüzde de Allah'ı, evreni, insanı, toplumu ve tarihi idrak
etme; inancı, düşünceyi, duyguları ve eylemi sağlam temeller üzerine oturtma, insanın asli
sorularına cevap vererek problemlerini çözme noktasında anlama ve yorumlamaya konudur.
Tefsir-1 ve Tefsir-2 derslerinde, tefsirin ortaya çıkıp teşekkül etmesinden günümüze kadar
geçirdiği safhaların, çeşitlerinin ve temsilcilerinin kısa anlatım ve örneklemelerle öğrencilere
sistematik bir sunumu yapılmıştır. Bu dersler ile öğren
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişkin bilg
Tefsir-1 kitabının yazılmasında, birçok müfessirin tefsirinde kullandığı yöntemin öğrenci tarafından tespit edilmesi yanında ayrıca öğrencinin Tefsir Usulü ve Tefsir Tarihi derslerinde elde ettiği bilgileri uygulamalı olarak görmesi amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusunda kronolojik olarak takriben her asırdan birer müfessir olmak üzere toplam 13 müfessir tespit edilmiştir: Mukâtil b. Süleyman, Taberî, Mâtüridî, Mâverdî, Zemahşerî, İbnü'l-Cevzî, Râzî, Kurtubî, Beyzavî, Nesefî, İbn Kesîr, Süyûtî ve İbn Âşûr
Kur'ân-ı Kerîm insanlar için bir hayat rehberidir. Onun bu rehberliği, her şeyden evvel doğru anlaşılmasına bağlıdır. Manası ve maksadı yanlış anlaşılan bir Kur'ân'dan beslenen bilginin gerçek anlamda İslamî oluşundan söz edilemeyeceği gibi bu bilgi üzerine kurulu bir hayatın da İslamî olma özelliğinden bahsetmek güçtür. Kur'ân İlimleri ve Tefsîr Usûlü alanındaki çalışmalar bu bakımdan çok önemlidir. Usul ve esastan yoksun bir tefsir faaliyeti çoğu zaman keyfiliğe kapı aralayacak, Kur'ân'daki anlam kapalılı
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(Ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişkin bilg
Ahkâm kelimesi; karar, yargı; ilim, anlayış gibi mânâlara gelen hüküm kelimesinin çoğul şeklidir. Ahkâm, daha geniş mânada, belli bir konu hakkında konulmuş bulunan kuralların bütününü ifade etmek için kullanılır. Bu tarzdaki kullanılışından dolayı, belli bir konuya dair hükümleri toplayan eserlere ve hatta belli bir konuyla ilgilenen ilim dallarına da ad olmuştur. Buna göre ameli hükümlerin kaynağı olan âyetlere ahkâm âyetleri, aynı türden hadislere de ahkâm hadisleri denilmektedir. İbni Abdülhâdinin el-Mu
Toplam 137 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.