Garip İlimler ve Ruh Çağırma, Filibeli Ahmed Hilmi’nin Şehbal mecmuasında 28 Haziran 1910 - 14 Şubat 1911 tarihleri arasında 10 sayı boyunca tefrika edilen “Eski Fikirler, Yeni Şekiller: Ulûm-ı Garîbe ve İspritizma” başlıklı yazılarını bir araya getiriyor. 1305 (1889/1890) yılında Beyrut’ta (Lübnan) yaşadıklarını anlatan Filibeli’nin bahsi geçen yazıları bir yönüyle hatırat özelliği taşımaktadır. Ancak yazıların önemli ve dikkate değer tarafı, bu hatıraların Filibeli’nin düşünce dünyası ile olan ilgisidir.
Bu eser, Şehbenderzâde Ahmed Hilmi tarafından Celâl Nuri (İleri) Bey’in üç ciltlik Târîh-i İstikbâl isimli eserinin Hicrî 1331 tarihinde neşredilen ilk cildinin yani Mesâ’il-i Fikriyye’nin umûmî ve kapsamlı bir tenkidi olarak kaleme alınmıştır ve bilhassa bu eserdeki felsefî, dinî, itikadî, tarihî ve fennî hususlardaki tenkitleri içermektedir ki Filibeli’nin bilgi birikimini de gözler önüne sermesi bakımından oldukça önemlidir.
Ahmed Hilmi Efendi’nin tenkit usulü şu şekildedir: İlk olarak ilgili paragrafı
Geçen asrın ilk çeyreği, Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e geçişin gerçekleştiği, Balkan ve iki Dünya Savaşı'nın yaşandığı, zaman olarak kısa, ancak tezahür eden olaylar ve neticeleri açısından geleceğe şamil uzun bir dönemin başlangıcıdır. Bu dönemde Türk fikir ve siyasi hayatına yön veren önemli isimler yetişmiştir. Fikir hayatımızı şekillendiren siyasî fikir akımlarının da kendi kalıpları içerisinde kendini göstermeye başladığı bu yıllarda, yerli kültür ve değerlere bağlı kalarak Osmanlı Devleti’nin ayak
“İnsan bulunduğu çevre, içine doğduğu dil tarafından zihniyeti etkilenerek dünya hayatını devam ettiren bir varlık. Etkilenen bir varlık olarak bu iki unsur tarafından tahayyül gücü, hatta tahayyül istidadı payını alıyor. Tahayyülümüzün neye veya nerelere yöneleceğinin de bu etkilenmeden payını aldığını söylemek gerekir mi bilmiyorum. İçine doğulan dil her şeyden fazla olarak insanın düşünme faaliyetinin nasıl ve ne şekilde işleyeceğini etkilediği gibi aynı zamanda kelimelerle çizdiği veya çizeceği resimler
Halil Ethem Eldem Bey’in yayına hazırladığımız bu eserinde, İstanbul’un iç kalesi olan ve Türk tarihinde önemli olaylara sahne olan Yedikule Hisarı’nın tarihi, inşa süreci ayrıntılarıyla ele alınmakta ve planlamasından bahsedilmektedir. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından, Bizans döneminden kalan kulelerin onarıldığı ve üç yeni kule daha eklenerek ‘Yedikule’ olarak adlandırıldığı bilinmektedir. Bunlar; Bayrak Kulesi, Genç Osman Kulesi, Cephanelik Kulesi, Hazine Kulesi, Top Kulesi, Zin
Abdurrahman Câmî, bir dönem İslâm irfanının en nadide eserlerini vermiş, Farsça konuşan dünyada Ekberî tasavvuf okulunun tercümanı olmuştur. Horasan ve Maverâünnehr gibi ilim ve irfan ocakları uyandıran, ilim ve irfan otoriteleri yetiştiren bir coğrafyada bu âlî ilimlerin tahkimatına mühim hizmetlerde bulunmuştur. Dil, tefsir, hadis, fıkıh, akâid ve ahlâk alanında onlarca eser vermiş olmakla beraber, en çok tasavvuf ve edebiyat alanında kaleme aldıklarıyla şöhret bulmuştur. Tasavvuf sahasındaki her biri pek
“Hile ve desisenin medeniyetle beraber ilerlediği bu asırda yaşayanlar, hayatta tanışıp görüştükleri kimselerin mizaç ve şahsiyetlerini kolaylıkla anlayabilmeleri için mutlaka bir ilm-i sima kitabını gözden geçirmelidirler. Bu ilim −yüzde elli nispetinde isabetle dahi olsa− insana, muhatabının maskesini indirmesine yardım eder.”
Prof. Dr. Reiss
“İnsanların eşkâlinden kişiliklerini okuyabilmek için evvela o insanların eşkâlini tespit etmenin usullerini bilmek lazımdır. İnsanların eşkâlini tespit etmek,
Bu kitap, gelenekle yüzleşen modern insan tekinin, burada yönetmenin, tuttuğu iş sırasında, meselâ film yaparken, zihninde beliren onlarca soruya cevap arama girişimi… Yeni doğan onlarca soruyu da okuyucuyla birlikte düşünme çabası…
Bir yanda gölgeyi hareketlendiren Karagöz bir yanda gerçeğe hareket kazandıran günümüzün kitle sanatı sinema… Bugün ancak nostaljik bir unsur şeklinde hayatlarımızda yer bulan Karagöz’ün içerik ve biçim konusunda ulaştığı zenginlik, derinlik, yirminci yüzyılda coğrafyamıza gi
Bu kitap, Hz. Ali’nin, ünlü Arap dili ve edebiyatı bilgini Câhiz (ö. 869) tarafından derlenen 100 hikmetli sözünün, Selçuklular (1038-1194) ve Harezmşahlar (1097-1231) devri meşhur Fars şair ve yazarı Reşîdüddîn Vatvât (ö. 1177) tarafından ikişer beyitlik kıt’alar hâlinde yapılan Farsça çevirisi ile, Vatvât’ın bu çevirilerinin Mustafa İzzet Efendi ile Hâcezâde Ahmed Cevdet tarafından yapılmış Türkçe manzum çevirilerinden oluşmaktadır. Kitabın hazırlanmasında, Sad Kelime-i Hazret-i Alî (Farsçaya nazmen çevir
Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi Efendi genç denebilecek bir yaşta yani 49 yaşında vefat etmiş ancak buna rağmen çok verimli bir matbuat ve yazı hayatı geçirmiştir. Matbuat hayatında birçok gazete de çıkaran Filibeli’nin adı âdeta Hikmet gazetesiyle özdeşleşmiştir.
Bâtınîler -İblîs Behmen- ismini verdiğimiz bu roman da Haftalık Hikmet gazetesinin ilk sayısından (21 Nisan 1910) son sayısına (28 Eylül 1912) kadar aralıklarla 63 sayı tefrika edilmiş olup tam metin olarak ilk defa okuyucularımızın karşısın
Tek başına bir İngiliz bayan, Ella Christie, 1910 yılında Hazar’ın doğusunda ne olup bittiğini tam olarak görüp anlayabilmek için kalkar Moskova üzerinden Hîve’ye gider ve oradan da, Merv, Buhara, Semerkant, Taşkent ve Hokand’ın ana nirengi noktalarını oluşturduğu Türkistan bölgesi –ya da Maveraünnehir ve yakın çevresi diyelim– içerisinde seyahat eder. O sırada uygulamada olan İngiliz-Rus ittifakı bu seyahati mümkün kılan zemini sağlamıştır. Seyyahımız, 1873 yılında başlayıp 1895 yılında tamamlanmış Çarlık
“Abdürrazık’ın kitabı küçük bir risale olmasına rağmen muhtevasından çok serüveni ile meşhur olmuştur. Yazarın tanınmışlığının çok ileride olmasının sebebi, ona yapılan aşırı fanatik saldırılardan ileri gelmektedir. Kitap, yönetim tartışmasında en yüksek noktayı işaret etmiştir ancak tartışmanın bir sonuca veya karşıt görüşlerle senteze ulaşması yolundaki bütün ümitleri boşa çıkaran gürültülü geleneksel Sünni bir tepki bunu engellemiştir.
Abdürrazık’ın bu küçük kitabını, bu kadar kavga ve gürültülü bir or
Bu kitabın yazarlarından ilki Sermet Muhtar Alus (1887-1952). O, İstanbul'un her halini ve
anını, konak ve köşklerinden, mesire yerlerine, semtlerinden, okullarına, yiyecek-içeceğinden
sosyal hayatına kadar kaleme aldığı romanları ve gazete yazılarıyla adeta zapt etmiş 65 yıllık
ömrünü İstanbul'a hasretmiş, hep onu kaleme almıştır. İkinci yazarımız Türk karikatürünün
öncüsü Cemal Nadir Güler (1902-1947) ise daha çok resim ve karikatür sanatıyla gündeme
gelmiş bir sanatçı. Çalışmalarında toplumsal olayl
İlmihâl, “hâl ilmi” mânasına gelen “ilm-i hâl” terkibinin günümüz imlasıyla birleştirilmiş
şeklidir. Fıkıh ilmine dair temel bilgiler ile bunları içeren kitapların ortak ismidir. İlmihâl kitapları
müslümanların bilinmesi üzerlerine farz olan ve hayatlarını kendileriyle şekillendirmeleri beklenen
bilgileri içerir.
İman esasları ve ibadet kaideleri bu eserlerin ana konularını oluşturur. Bununla birlikte iman
esaslarını akaid kitaplarına terk ederek yalnızca ibadet konularını içeren türler olduğu gibi, ib
Ahlâkî bir emirin aynı zamanda dinî bir emir olduğu İslâm’da dinî emirler ile ahlâkî görevler
birbiriyle o derece kaynaşmıştır ki âdeta birbirlerinden ayrılmaz bir bütün meydana getirmişlerdir.
Bunun bir sonucu olarak İslâm toplumlarında İslâm ve ahlâk çoğunlukla eş anlamlı görülmüştür.
Amacı gerek insanı gerek insanın mensubu olduğu toplumu iyi, güzel, doğru, akıllı ve mutlu kılmak
olan ahlâk bu yönüyle İslâm’la aynı anlamları içermekte ve aynı amaçları hedeflemektedir.
İslâm’ın özellikle hayatın ahlâ
Ahlâkî bir emirin aynı zamanda dinî bir emir olduğu İslâm’da dinî emirler ile ahlâkî görevler
birbiriyle o derece kaynaşmıştır ki âdeta birbirlerinden ayrılmaz bir bütün meydana getirmişlerdir.
Bunun bir sonucu olarak İslâm toplumlarında İslâm ve ahlâk çoğunlukla eş anlamlı görülmüştür.
Amacı gerek insanı gerek insanın mensubu olduğu toplumu iyi, güzel, doğru, akıllı ve mutlu kılmak
olan ahlâk bu yönüyle İslâm’la aynı anlamları içermekte ve aynı amaçları hedeflemektedir.
İslâm’ın özellikle hayatın ahlâ
Rükneddîn Ubeydullah es-Semerkandî'nin kaleme aldığı,
19 Asır Osmanlı
müelliflerinden Kesedarzâde İsmail Fethi'nin tercüme ettiği ve mütercimin ifadesiyle
"hakikatte mükemmel şekilde yazılmış olan" Kalb-i Melekût isimli eser ilk defa
okurlarımızla buluşuyor.
"İnsan kalbine “kalp” isminin verilmesi süratli değişkenliğinden nâşîdir. Efendimiz:
“Kalp, her an tehavvül edip değişen serçe kuşu gibidir.” buyurmuşlardır. “Kalp, boş
arazi üzerinde rüzgârın evirip çevirdiği bir tüy/yün parçası gibidir. Onun
d
‘Pîr-i Herât, Pîr-i tarîkat... unvanıyla anılan Hâce Abdullah Herevî (1006-1089), çağlar boyunca İslâm
sûfîleri başta olmak üzere tüm dünyada birçok mutasavvıfı derinden etkilemiş bir ekoldür. Ensârî,
daha gençlik yıllarında edebî ve dinî ilimlerde ve şiir sanatında büyük bir üne kavuşmuştur. Büyük bir
âlim ve muhaddis olmasının yanında doğaçlama şiir söyleme yeteneği, etkileyici hitâbeti, Arapça ve
Farsça vukufu, edebî ilimlerdeki başarısı ve insanı derinden etkileyen sanatlı tasavvuf öğretisi yüzyılla
İslâm inancına göre ilâhî dinlerin akîde esasları, ilk peygamber Hz. Âdem’den son peygamber Hz.
Muhammed’e kadar değişikliğe uğramamıştır. Kur’ân-ı Kerîm’e göre bütün peygamberlerin tebliğ
ettiği akaidin temelini tevhid inancı oluşturmuştur. Ancak zaman içinde insanların müdahaleleriyle
İslâm öncesi ilâhî dinlerin akîdelerinde bazı tahrifler meydana gelmiştir. İslâm akaidini oluşturan
esaslar ise Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde açık bir şekilde belirtilmiştir.
Hz. Peygamber döneminde itikadî konularda
Ahmed Refik’in mimarlarımız hakkında kaleme aldığı yazılarını bir araya getiren bu eser başta Mimar Davud Ağa ve ona dair vesikalara, ardından da Mimar Kasım Ağa, Mimar Mustafa'ya dair eserlere ve tarihi bilgilere yer vermektedir. Ardından da İstanbul’da Yapı İşleri ve Başmimarlar başlıklı yazılar yer gelmektedir.
"17. asır, Türklerin edebiyat ve sanatta tekâmül ettikleri bir asırdı. Bu asırda Türkler yalnız ordularıyla Avrupa siyasetine hâkim olmadılar. Beldeler tezyininde ve imarında da büyük bir deha e
Toplam 595 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.