İnsan hayatı, dünyaya adım atıp ilk nefesini aldığı andan son nefesini verdiği ana kadar zorlu bir yolculuk… Kimi “doğuştan şanslı” olurken kimi ayakta kalmak adına meşakkatli bir mücadele veriyor. Yolun ve yolculuğun güçlüğü, bazen de insanın gözünü o kadar korkutuyor ki “kestirme bir yol” arayışına itiyor. Para, zenginlik, hayatın güçlüğünü önemli ölçüde gideren en temel enstrümanlar. Bunu zahmetsizce kazanmanın bir yolu da “piyangodan para çıkması”…
Şans oyunları, piyango, kumar; kolay yoldan para kaz
Türk tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri olan ve Osmanlı tahtında oturan II. Abdülhamid’in siyasi güç ve otoritesini önce zayıflatıp sonra da ortadan kaldıran Meşrutiyet İnkılâbı, ortaya çıkışı ve sonuçları ile çok tartışılan bir olaydır. Otoriterlik iddiasıyla sert eleştirilere maruz kalan Abdülhamid, Meşrutiyet’i ilan ettikten bir süre sonra tahttan da indirilmiştir. O dönemde yaşananlar, hem o dönem çerçevesinde hem de günümüz siyasi olaylarında bile ayna hükmünde görülmektedir.
Hüseyin Kâz
“İki bin yıl önce bir adam, sırf insanlar birbirlerini sevsinler dediği için ağaca çivilenmişti...”
Uzun yıllarını sıcak bölgelerde, çatışmalarda geçirmiş bir subay ile "sivil"deki işi yazarlık olan bir rütbesiz asker, gerilimli bir ortamda ve emir-komuta ilişkisi dahilinde bir araya gelirler. Komutan Seyit (Seyko), gönlünü kaptırdığı güzel Ayten’e sevgisini kanıtlayacak acemi aşk mektupları yazmaya çabalar. Ancak mektuplar hep karşılıksız kalmaktadır. Seyko, bir türlü beceremediği bu romantizm işi
Modernleşme tarihimiz matbuatla beraber ilerler.
Tanzimat’la birlikte gazete ve dergiler her tür değişim isteğinin yer bulduğu canlı mecralardır.
Ve matbuat tarihi içinde Servet-i Fünûn ismi çok özel bir yer tutar.
Hemen her tür yenilik yanında teknolojik gelişmeler, moda, aktüalite, tarih ve coğrafya bilgisi yanında sosyal hayatın aynası olur Servet-i Fünûn.
Fakat onu edebiyat tarihi yönünden ölümsüz kılan bu adla bir akımın doğmuş olmasıdır.
Böyle bir derginin kurucusu Ahmet İhsan Tokgöz’ün
Soru sormak bir bilme yöntemidir.
Sora sora ilerlemek ise ayrı bir yol.
Bir şeyi kısadan bilmek için yerinde ve doğru soruyu bulmak gerekir.
Sorularla Osmanlı’da Tarikatların Kısa Tarihi işte böyle bir imkân sunuyor.
Tarikatların doğuşundan yayılışına, ritüellerinden kültürüne değin hemen her başlık elinizin altında.
Hem bilmek hem sevmek hem de yaşamak için.
Sorularla kısa tarih…
Yirminci yüzyıl edebiyatımızın kısa tarihi…
Her yüzyıl birbirini tetikleyerek gelir.
Yirminci yüzyıl ise tam bir arada yüzyıldır ve on dokuzuncu ile yirmi birinci yüzyıl arasında köprü olur.
Edebiyat bir toplumun bir asır içinde saklanan varlığının en güvenilir yatağı sayılır.
Yirminci yüzyıl edebiyatımızın temel dinamikleri nelerdi?
Hangi yazarlar, konular, eserler üzerinde şekillendi?
Türler arasındaki çizgiler nasıl ayrıldı?
Roman, şiir, öykü, eleştiri başta olmak üzere diğer alanlar
İstanbul Fatih’teki Sahaf Siyah Kalem, sahibi Hamdi Aksungur’un öldürülmesiyle aniden bir cinayet mahalline dönüşür. Olay yerine intikal eden polisler, savcılar, Asayiş Şube Müdürü Nejat ve emniyette çok az kişinin bildiği Kült biriminde görev yapan Kerem, bu cinayette farklı anlamlar olduğunu maktulü görür görmez sezerler. Zira Hamdi Bey’in yüzünün bazı kısımları kesilmiş, kazılmış ve oyulmuştur.
Cinayeti “farklı şekillerde okuması gereken bir kitaba” benzeten Kerem, bu macerası boyunca pek çok araştırm
Cumhuriyetin ilk yılları… Ankara’dayız.
Dokuz ayrı karakter Ayaşlı İbrahim Efendi’nin dokuz odalı apartman dairesinde bir araya geliyorlar.
Kahve dedikoducusu, kabadayı, iş adamı, oduncu, şoför, kumarbaz, hizmetçi, konsolos ve hepsinin hikâyesinin anlatıcısı bir banka memuru…
Dostluklar, dedikodular, evlilikler, aldatmalar, eğlenceler, dertler… Ayaşlı’nın apartmanından çarpıcı hayat ve insan manzaraları…
Memduh Şevket Esendal’ın hayattayken yayımlanmış tek romanı Ayaşlı ile Kiracıları…
Bir dönem
On yılı aşkın bir süredir on binlerce okurla buluşan kitabımızın
yeni yazılar eklenmiş, güncelliğini yitiren kimi yazıları elenmiş
yepyeni baskısını elinizde tutuyorsunuz. Okuyacağınız satırlar;
hayatın arka sokaklarında buldukları karşısında şaşırmış,
kendisine emanet edilen yükü taşımakta zorlanmış, sarp yokuşu tırmanmak isteyen ve ancak içindeki sızıyı dışarı taşırmakla,
yani yazmakla şifa bulacağını zanneden bir ‘yaralı şifacı’nın kalbinden dökülen satırlar. Dünya macerasında hepimiz yara
1910 yılında yayımlanan Küçük Paşa, Karabibik ile beraber edebiyatımızda köy hayatını konu edinen ilk eserlerden biridir. Ebubekir Hâzım Tepeyran bu romanında köyü, köylüyü ve sorunlarını çarpıcı bir olay örgüsüyle birleştirerek işler.
Bir konakta süt anneliği yapmak için İstanbul’a getirilen Selime’nin oğlu Salih, burada o kadar çok benimsenir ki “Küçük Paşa” unvanını alır. Ancak her güzel şeyin bir sonu vardır. Onu evladı yerine koyan Suat Paşa vefat eder ve eşi Naime Hanım, Salih’in konaktaki var
Divan şiirinin son büyük şairi.
Bir devir onun bütün güzelliğiyle kapandı.
‘Kuğunun Son Şarkısı’nı o yazdı.
Kırk iki yıllık kısa ömrüne Hüsn ü Aşk yanında mükemmel bir divan ekledi.
Bir büyük şiiri sadece temsil etmekle yetinmedi, adeta onu son kez zamanın sinesinde ölümsüzleştirdi. Kendisine has tavrı, özgün ve özgür dünyası hemen her tarzda yazdığı şiirlerde açığa çıktı. Coşkun, lirik, özgür ve metafizik duyuşu
ile eşsiz bir şiir yazdı...
Şeyh Gâlip Divanı’nı okumak en az altı asır sürmü
Üç bin yıl önce
Hz. Hasan, Peygamber Efendimiz’e (sav) nispetle “Resûl’ün Oğlu” ve “Vâris-i Nebi” olarak yâd edilir. Kur’ân-ı Kerim’e atfen “Vahyin İndiği
Evin Oğlu” da denilir.
Allah’ın Kitabı’na ve Resûlü’ne (sav) müştereken vâris oluşuna binaen “Âl-i Tâhâ” ve “Âl-i Yâsin” misal mahlasların sahibidir. Keza Âl-i Âba’dandır o.
Anneciğinden verasetle “Kevser’in Oğlu” ve “Nübüvvetin Kokusu” iken babasına atıfla “Konuşan Kur’ân” ve “İlmin Kapısı” olarak bilinir.
Ümmet-i Muhammed ile hukukun
Hat, inancın estetiği. Harflerin metafiziği…
Asır asır incelmiş kendi içinde renklenip köklenmiş bir yazı uzayı.
Osmanlı asırları içinde ise ayrı bir üslup yanında kutsiyet de kazanmış ölümsüz sanat.
Ve kalem, mürekkep, kâğıt…
Ve renk, üslup, stil… Harflerin başlama ve bitiş noktaları, kalemin tutuş biçimi ve sabır… Ve hayranlıkla seyrettiği eşsiz eserler…
Hüsnühat tabloları yüzyıllardır camileri, medreseleri, sarayları, tekkeleri, evleri süsler. Bu tabloların paha biçilmezlikleri b
Putlar Kitabı (Kitâbu’l-Asnâm)
Ve İbn el-Kelbi.
İslam öncesi Arap Yarımadası’nda puta tapmanın tarihini yazdı.
Toplumsal zemini neydi putperestliğin?
Hangi kabileler hangi putlara tapıyordu?
İslam’dan sonra putlar nasıl ortadan kaldırıldı?
Putlar Kitabı bu yönden ilk İslami kaynaktır.
Hicretten 201 yıl sonra yazıya geçirilen rivayetler, basit bir put tarihinden ziyade İslam öncesi Arapların inanç biçimleri, folkloru, mitolojisi, sosyal yapısı, hatta dönemin Arap
Suç ve Ceza… Yazıldığı zamandan bu yana belki de hiçbir kitap onun kadar etkili olmadı. Nerdeyse bütün dillere çevrildi. Nesilden nesile okunan bir el kitabına dönüştü. Ve, başkahraman Raskolnikov, insan ruhunun derinliklerinin sembolü oldu. Dostoyevski ise hâlâ edebiyat tahtında oturmayı sürdürüyor. Edebiyat bilimciler, eleştirmenler, psikologlar, psikiyatrlar Dostosyevski’nin Suç ve Ceza yoluyla getirdiği insan incelemesi üzerine hâlâ çalışıyorlar. Suç ve ceza birer hukuk terimi olmaktan çıkıp insanın yer
Türkler İslamiyetin kabulüyle beraber yeni bir kültür dünyasının içine girdiler. Bir yandan Arap ve Fars kültürünün kaynaklarına nüfuz etmeye çalışırken diğer yandan kendilerine ait bir ifade dili aramaya koyuldular. Yusuf Has Hâcib, “Mutluluk Bilgisi” diyerek bugünkü dile aktarabileceğimiz bu eserinde çok yönlü bir dünya arayışına girişir. Bilginin değeri, hükümdarlık, iyilik, adalet, hayatın anlamı, devlet yönetimi, gençlik, tarım yapma gibi akla gelebilecek hemen her konuda konuşur. Sonuçta bir öğüt kita
İnsan kaderin mahkûmu mudur yoksa kendi kaderini kendisi mi çizer? Yüzyıllardır İslam bilginleri tartışıyorlar... Bu öylesine önemli, öylesine temel bir soru ki, geçmişten günümüze uzanan çizgide, Îmam-ı Gazzâlî, Îmam-ı Eş’arî, Îmam-ı Mâtürîdî başta olmak üzere, pek çok âlim tarafından izah edilmeye çalışıldı. İslamiyet, insanları etkileyen bir din olarak kader hakkında nasıl cevaplar verdi? Ne tür sorular geliştirdi? Büyük alim Ebû’l Hasan el-Âmirî kader konusunda tarih boyunca yaşanan tartışmaları son der
René Guénon… 20 yüzyılın en esaslı, sarsıcı, açık medeniyet ve zihniyet eleştirilerini kaleme alan Fransız asıllı Müslüman düşünür… Masonluk… Guénon’un eserleri arasında, belki de en ayrıcalıklı çalışma budur. 1906-1913 yılları arasında, dâhil olduğu bünyelerinden 1914 yılında bağını koparan bir isimdir Guénon. Bu kitabı oluşturan makaleler de onun hem Masonluk bağının devam ettiği hem de artık kalmadığı dönemlere ait, müspet ve menfi fikirlerinin mütecessim hâli... Dolayısıyla bu seçki, Guénon’un her zaman
Şiir terapi gibidir, şiir şifa verir;
Şair yazdıkça ruhundaki ağırlıkları hafifletirken, okur da sayfalar boyu bu hafifliğe tanık ve ortak olur.
Kemal Sayar şair yönünü, usulca yayımladığı üç kitapta ortaya koymuş; geniş yankı uyandıran ve devamı beklenen bu şiirler Ses ve Yankı adıyla bir araya gelmiştir. Hızır ve Roza, İki Güneş Arasında ve Ricat, ince, derin ve latif bir âlemin şiirleri olarak, yeniden okurunun huzuruna çıkıyor.
Ruhun keskin dönemeçlerinden
Eşsiz yamaçlarından çocukluğun
Sevinçle uç
Niyazî-i Mısrî
Vahdet-i vücut fikrinin timsali.
İnsanı, alemin özü gören bir anlayış.
Varlığı dert edinmiş eşsiz sufi.
Mısrîyye yolunun kurucusu.
Şiirleriyle asırlardır gönüllere seslenen dil örücüsü.
Coşkun duyuşun ebedi parıltısı…
Ey gönül gel ağlama zârî zârî inleme
Pîrden aldım haberi ol bî-nişân sendedir
Sendedir dostun ili sende açılır gülü
Söyler bu cân bülbülü gül-i handân sendedir
Gezme gel bahr u berri kendünde iste sırrı
Cism ü câna hükm eden gizli sultân sendedir
Toplam 917 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.