I. Dünya Savaşı'nın ardından kimliğini ve umudunu kaybetmiş "Yitik Kuşak"ın çelişkilerini ustalıkla gözler önüne seren F. Scott Fitzgerald, zamansız çözümlemeleri ve gözlemlerinin yanı sıra edebi zekâsını, kırılganlığını, duyarlılığını satırlara aktarmaktan çekinmediği için Amerikan edebiyatında hatırı sayılır bir yer edinmişti.
Epigramlar, nükteler, muzır diyaloglar, küçürek öyküler, eserlerinden aşırdığı alıntılar, nahoş tespitler, büyüleyici dizeler ve şimşek gibi çakan kısa sahnelerden müteşekkil D
Hayat, bir an yakalanıp ebediyen sabitlenen önemli ayrıntılardan ibaret değildir. Ama fotoğraflar öyledir.
Fotoğraf toplum, politika ve tarih hakkında çok şey anlatır. Sontag ilk olarak 1973'te yayımlanan bu kitapta fotoğrafı ne yüceltir ne de küçümser. Tarihsel ve toplumsal bakış açısıyla onun avantajlarıyla dezavantajlarını karşılaştırırken, görüntü ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi irdeler. Görüntülerin medyadaki kullanımının belirli siyasi, kültürel veya dinî amaçlara ve çıkarlara hizmet edip etmedi
Santur üstadı, besteci ve yazar Sedat Anar, Ses, Nefes ve Müzik başlığı altında farklı alanlardan on sekiz ismin müziğe dair yazılarını bir araya getiriyor. Feqiye Teyran’dan, Olivier Messiaen’den ve kuşlardan açılan bahis, Mehmet Âkif’te, Yahya Kemal’de, Itrî’de soluklanıyor; setara, mandoline, radyoda bir istasyona, usta ile talibin sohbetine, kadın orkestra şeflerine uğrayarak şiirde son buluyor. Çok farklı sesler bir arada, müziğin çeşitliliğini, dillerini, renklerini, şifasını, sükûnetini inceliyor. K
Tülin Ural, Sofranın Sergüzeşti’nde yer alan denemelerde, en tabii ve evrensel ihtiyacımız olan yemek yemenin, esasında tabiattan uzaklaşma anlamına da gelen uygarlık ve kültürün eliyle nasıl dönüştüğünü örnekler üzerinden anlatıyor. Yeryüzündeki varlığımıza mutfaktan ve sofradan başlayarak bakarken yeme-içmenin geçmişine, Türkiye’de aldığı kimi biçimlere ve çeşitli kültürel ürünlerde nasıl temsil edildiğine tarihsel ve sosyolojik açılardan yaklaşıyor. Bu denemelerde, adabımuaşeretin olası dönemeçleri ve an
“Sanata Dair”, Halit Ziya Uşaklıgil’in genel olarak sanat,
edebiyat, dil ve müzik konuları üzerine kaleme aldığı gazete
yazılarından oluşuyor.
1938-1963 yılları arasında dört cilt halinde yayımlanan
Sanata Dair’i biz iki ciltte topladık. Abdullah Uçman
tarafından hazırlanan Sanata Dair’in bu iki ciltlik yayınında,
esas metne herhangi bir müdahalede bulunmadan, gerekli
görülen birtakım isim, eser ve olaylarla ilgili kısa açıklamalar
yapılmış; yazarın bir kısım kelimelerde tercih ettiği ve
bugüne uym
“Sanata Dair”, Halit Ziya Uşaklıgil’in genel olarak sanat,
edebiyat, dil ve müzik konuları üzerine kaleme aldığı gazete
yazılarından oluşuyor.
1938-1963 yılları arasında dört cilt halinde yayımlanan
‘Sanata Dair’i biz iki ciltte topladık. Abdullah Uçman
tarafından hazırlanan ‘Sanata Dair’in bu iki ciltlik yayınında,
esas metne herhangi bir müdahalede bulunmadan, gerekli
görülen birtakım isim, eser ve olaylarla ilgili kısa açıklamalar
yapılmış; yazarın bir kısım kelimelerde tercih ettiği ve
bugüne u
Albert Camus’nün iki eseri bir arada... Bunlardan ilki Düğün, gençlik dönemi eserlerinden; ama sanatçının “benliğini ve dilini yaşamı boyunca besleyen bir kaynak” aynı zamanda. Gerçekten de Düğün’deki denemeler, Cezayir’i yansıtmasının yanı sıra yazarın yalın, duru ve somut anlatımla keskin bakışını, anlama tutkusunu, yaşam ve yeryüzü aşkını ortaya koyuyor.
Bir Alman Dosta Mektuplar ise İkinci Dünya Savaşı döneminin ürünü. Bir yandan dünyayı egemenliği altına almaya kalkan bir ulus ile bağımsızlığını
O sonsuz kuşatıcılığı ve şefkatiyle, zorluklar karşısında annemizi hatırlarız. Ona anlatacak çok şeyimiz, çok derdimiz var çünkü. Hayatın içinden geçerken; yaşamın kesik izleri, gölge lekeleri, şaşı bakışları, kırgın gönülleri arasında başka kim dinler ki bizi? Dursun Ali Tökel’in hayatın tam merkezinden seslenen yazıları, Ramazan, mekân, insan etrafında çoğalarak ilerliyor ve okurunu kuşatıyor. Tıpkı bir anne gibi!
Kitap Sevenler Cemiyeti meraklı bir okuryazarın kütüphaneler ve kitapseverler -bazen de sevmeyenler- etrafında kaleme aldığı kültür tarihi denemelerinden oluşuyor.
Topkapı Sarayı’ndan çıkarılıp Atina’da haraç mezat satılırken son anda kurtarılan Osmanlı belgelerinden İbnülemin Mahmud Kemal’in rüyasında gördüğü kitaplara, Dede Korkut’un keşfedil(e)meyen Diyarbakır nüshasından saray ahırındaki sakat atı istemek için Fatih’e şiir yazan Semerkantlı kâtibe, koleksiyonundaki nadir bir kitabın sayfalarını beya
“Göç”, uzakların suyuna, ekmeğine, rüyasına zorladığı öznesini seyyah, garip, sürgün, mülteci, muhacir ve yabancı kavramlarıyla tanımlar. Ayrıca hevesler, beklentiler, yitimler, korkular, dramlar ve bir o kadar da henüz bilinmeyen nedenlerle biçimler onu. Ancak göç öznesini en iyi biçimleyen, gayesini hayal haritasına kazımış gayretin çektirdiğidir. Ama nedense bu olgu, çoklarına karşılıksız sevgiyi hatırlatır. Oysa sevgi kesintisiz devam eden değil, devam edebilme imkânı olan bir şeydir.
Okuma edimini katladıkça, bu kitapta örnek olarak kullanılan yazarın sanatçı özellikleri daha da su yüzüne çıktı; onun bir biçim ustası olduğu yolundaki görüşüm pekişti.
Edebiyat araştırmacısı Yıldız Ecevit, Orhan Pamuk’u Okumak adlı incelemesinde her romanında kafa karıştırıcı biçim denemeleri yapan Pamuk’un metinlerinde “Okura yabancı olan neydi?” sorusunun peşine düşüyor ve bu soruya açıklık getirmek için Pamuk’un roman anlayışındaki ana bileşenleri Cevdet Bey ve Oğulları’ndan Yeni Hayat’a uzanan yaza
Tarık Buğra’nın 33 yaşında çiçeği burnunda bir gazeteci ve köşe yazarı olarak Milliyetgazetesinde yazdığı yazıların bir kısmını Düşman Kazanmak Sanatı adlı kitapta bulmak mümkün. Tarık Buğra okurunun, elinizdeki kitapta, ilk yazılarından itibaren ortaya koyduğu ve bütün yazı hayatı boyunca değişmeyen sanat, edebiyat ve gazetecilik anlayışının örneklerini bulacağı yazılar, Buğra’nın sanat ve edebiyattaki ilkelerini ve Türkçe hassasiyetini göstermesi bakımından çok kıymetli. Özellikle 1952-53 yılları içeris
Hüseyin Ferhad, şiirin iç sorunlarını, gelenekle bağlarını
irdelerken içinde yaşadığı şiir ortamını, kültürel çevreyi
gözlemleri ve anılarıyla ortaya koyuyor. Şiirimizin son elli
yılında öne çıkan tartışmaları, restleşmeleri, kendi kuşağının
eğilimlerini özgün bir bakış açısıyla yorumluyor.
Behçet Necatigil, Seyhan Erözçelik, Gülten Akın, Birhan
Keskin, Turgut Uyar, Lâle Müldür, Ahmet Telli, Ahmet Haşim,
Cemal Süreya, İlhan Berk, Haydar Ergülen, Orhan Veli, Salih
Bolat, Yahya Kemal, Ali Cengizkan, N
Enis Batur’un bir gün (özel bir sohbetimizde miydi?) samimiyetle dert yandığını hatırlıyorum: “Denemelerimde kaynakça vermediğim için insanlar işkembeden yazdığımı sanıyorlar, tek bir isim için bile ne kadar araştırma yaptığımı bilmiyorlar,” diyordu mealen. Orçun Üçer’in ilk telif kitabı olan Denemeden Bilemezsin’detopladığı fragmanlar için de rahatlıkla söylenebilir bu: Bu küçümencik fragmanların arkasında dipten doruğa ince ince taranmış nice kitap bulunduğuna yemin edebilirim. Ama kimseyi inandıramam. İl
Dokunmanın insan ilişkilerinde, özellikle de yakınlık ve güven bağı kurmada, eşsiz bir önemi vardır. Besler, sağaltır, taze bir yaşama cesareti aşılar. Hem tüy gibi hafif hem de son derece etkili bir deneyimdir. Belki düşünmed en bile önce, insanı insan yapan temel şeydir. Dokunma, doyurucu bir hayatın vazgeçilmez unsurlarından biridir. Eksikliği, acı verici bir mahrumiyete dönüşebilir. Öte yandan zorla dokunmanın düşüncesi bile ürkütücüdür, şiddet içerir ve dokunulan kişiye hasar verir. O halde kimin, kime
Oliver Sacks’ın ölümünden sonra yayımlanan üçüncü
derlemesi “Her Şey Yerli Yerinde”, ünlü nörolog-yazarın
ilgi alanının genişliğini gözler önüne seren yazılardan
oluşuyor. Bunlardan bazılarında Sacks’ın yüzme tutkusundan
bahçe sevgisine, kimya merakından dünya dışı yaşam
ihtimallerine olan ilgisine, pek çok kişisel yanını görüyoruz.
Bazılarında ise ilgilenmeyi hiç bırakmadığı hastalarına ilişkin
–hıçkırık krizlerinden rüyalara, depresyondan demansa geniş
bir yelpazeden örnekler sunan– son vaka öykül
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.