Mitoloji kendi varlığının anlamını arayan insanın yanıt bulacağı bir dünyadır. Kahraman ile korkağın, zalim ile kurtarıcının karşı karşıya gelip evrenin kaderini belirlediği yer olan mitoloji, insanlığın ortak aynasıdır. Mağara resimlerinden uzay araçlarının üzerindeki resimlere, destanlardan dizilere kadar her yerde insanlığın bu evrensel aynasından yansıyan görüntüler vardır; ama elbette her insan ve her halk kendi gözüyle görür, kendi diliyle ifade eder gördüklerini. Türk mitolojisi de beslendiği geniş c
İlk romanı Işık Ülkesinden ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazanan
Zeynep Göğüş, Zeytin Kuşu'nda
destansı bir direniş hikâyesi anlatıyor. Hem kentte
hem köyde toplumsal hafızayı yok etmeye yönelik bir dönüşüme karşı
çıkanların topyekûn mücadelesi, zeytin ağacında simgeleşiyor.
Zeytin Kuşu'nda, şehirlerde rant elde etmek için yapılan kentsel dönüşüm
ile köylerde mermer ocağı açmak için yapılan ağaç kıyımı beklenmedik bir
isyanı ateşler. Geçmişlerini ve geleceklerini korumak isteyenler haklarına
sahip çıkacak,
2020 Everest İlk Roman Ödülü'nü kazanan Herkesin Bir Hikâyesi Vardır! adlı romanda olaylar 1980 yılı mayıs ayının üç gününde geçmesine karşın 80'li yılların panoraması tüm siyah beyaz renkleriyle ve karmaşasıyla gözler önüne seriliyor.
İrfan Saruhan, İstanbul genelevi ile Sinop Kapalı Cezaevi'nde özgürlükleri kısıtlanmış insanları dönüşümlü olarak anlatırken onların hikâyelerini de bir kesişme noktasına doğru, her adımda tempoyu artırarak yaklaştırıyor. Ustalıkla kurgulanmış karakterlerin son derece canlı
Çağdaş İspanyol edebiyatının en önemli temsilcilerinden Javier Cercas Işığın Hızı'nda, yazar olmak isteyen bir gencin -bu Cercas olmalı!- bir teklifi değerlendirerek Amerika'ya gitmesini, Illinois Üniversitesi İspanyolca bölümünde asistanlık bursuyla günlerini geçirirken tanıdığı Rodney Falk'ı ve onun hikâyesiyle adım attığı karanlık yolu anlatıyor.
Vietnam gazisi Rodney Falk, savaşta kaybettiklerinin telafisi olmadığının farkındadır. Kardeşi Bob'u yitirmiştir. Katliamlarda rol oynamış, masumları öldürmüş,
Norveçli kâşif Erling Kagge'den sessizlik üzerine büyüleyici bir anlatı...
Kagge Gürültü Çağında Sessizlik'te şehrin gürültüsünden, kalabalıklardan, teknolojiyle
çevrelenmiş hayatlarımızdan ve yorulmak nedir bilmeyen zihinlerimizden sıyrılıp sessizliğe
nasıl sığınabileceğimizi anlatıyor. Sessizlik nedir? Nerede, nasıl bulunur? Ve neden
önemlidir? Kagge bu soruların cevaplarını bulmak için kendi deneyimlerinden yola çıkarak
bizlere dünyayı dışarıda bırakmanın keyfini öğretiyor, sessizliğin gücünü hissetmemiz
Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir.
Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar.
Seni sen yapabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdır.
Asla rahat bırakılmazsın.
Öylesine, anlamsız varolamazsın.
Mutluluğa saklanamazsın.
Öyleyse acına sahip çıkmalısın!
Çünkü acı, bilginin bedene inmesidir.
Bilgiyi bedene indirmeli, olman gereken şeye dönüşmelisin.
Bu kitap 'kendine g
Osmanlı'nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken, Kulin ailesi Bosna'dan İstanbul'a göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu. Sabahat ile Aram'ın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti. Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare, Muhittin ve herkes için... Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut Hayat Akan Bir Sudur'da Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, b
Aynı ırktan, kim bilir belki de aynı soydan geliyorlardı. Aynı yaşlarda, aynı boylardaydılar. Aynı kadını sevmişlerdi. Ataları aynı tanrıya ayrı yollardan ulaşmak istedikleri için, biri Boşnak diğeri Hırvat'tı. Bunu kendileri seçmemişlerdi, savaşmayı ve kaderlerini de seçmedikleri gibi. Ve ambulanstaki çocuğu kurtarmanın dışında, beklentileri yoktu yarın için.
Yarınlar, kurşun, havan topu ve bombaydı, kandı. Ama her ikisi de farkına bile varmadan 'daha güzel günleri' bekliyorlardı. İnsanlar, değişik inançl
Anasının lafı kulaklarındaydı: Önce adam olacaktı adam! Turan Demir, dağların, taşların, asırlık ağaçların, köyün çamurlu gölündeki kurbağaların sesini dinledi; hepsi de Başaracaksın, diyorlardı. Ailesi kendisi ile gurur duyacaktı. Öyle çok bakmıştı ki evlerindeki külüstür radyoya; üstüne serilmiş dantelin her bir ilmeği beynine kazınmıştı. Diline yapışmış türkülerini, gizli sevdasını sırtlandı ve Diyarbakır'dan yola çıktı: Aşkını duyurmaya, plaklar yapmaya, radyonun yıldızı olmaya karar vermişti bir kere.
Bir anne çocuklarını korumak için ne kadar ileri gidebilir?
İrem, üniversitede okuyan ve hayalleri olan milyonlarca genç ve güzel kızdan biridir. Fakat babasının haşin tavırları, annesine yıllardır attığı dayaklar ve evde kendisine yok gibi davranılması onu yaşıtlarından daha sessiz ve utangaç yapmıştır. İrem kendisini görünmez gibi hisseder ama aslında masumluğu onu daha da gizemli ve çekici kılmıştır. Bir aile tatilinde babasının öfke nöbetleriyle başlayan olaylar onu kısa sürede gelişen bir evliliğe ite
Dört melek tarafından korunan Kadimzamanlar, evrenin kalbidir. Burada zaman farklı akar. Bu ne hükümetlerin, ne generallerin ne de başkanların tarihidir. Kadimzamanlar'ın her sakini kendi zamanının hikâyesini yazar: İnancını yitiren toprak sahibi Popielski, geçmişinden kopmak istemeyen Michał, kendini ormana hapseden Kötü Adam, savaşla birlikte vicdanını yitiren Ivan Mutka, dünyanın karmaşasını emen kahve öğütücüsü, deliliğin sınırlarında dolaşan ve kabul edilmeyen Başak, ölümün yaşamı olan mantar miselleri
Aklınızın denizlerinde yüzen bir balık, kalbinizin kıyılarına vuran dalgalar yaratır.
Tebriz'de bir sokak çocuğu olarak yaşayan Emir için dünyanın bütün sesleri onun
duyabildiği kadardı. Fakat iyi duyamayan kulakları, kalbinin hissetmesine veya
zihninin hayaller kurmasına engel değildi. Tesadüfen gördüğü kırmızı balığın, hayatını
değiştireceğinden tümüyle habersiz olan Emir, onu özgürlüğüne kavuşturmak isterken
farkında olmadan kendisini balıkla özdeşleştirmişti. Kendi özgürlüğü, kırmızı balığın
özgür
Anton Pavloviç'in öykülerini okurken çıplak ağaçların, iç içe geçmiş
evlerin, renksiz insanların tüm belirginliğiyle resmedildiği, havası
dupduru, hüzün dolu bir sonbahar gününde hissedersiniz kendinizi.
Her şey tuhaf bir yalnızlık, durgunluk, sefalet içinde gözükür. Boz
bulanık enginlikler ıpıssızdır, solgun gökyüzü uzaklarda ufka doğru
alçalırken buz tutmuş çamurlarla kaplı yeryüzüne sıkıntı verici bir
soğukluk saçar. Yazarın betimleme gücü, aşınmış yolları, çarpık
çurpuk sokakları, sıkışık, kirli evleri
Anton Pavloviç'in öykülerini okurken çıplak ağaçların, iç içe geçmiş evlerin, renksiz insanların tüm belirginliğiyle resmedildiği, havası dupduru, hüzün dolu bir sonbahar gününde hissedersiniz kendinizi. Her şey tuhaf bir yalnızlık, durgunluk, sefalet içinde gözükür. Boz bulanık enginlikler ıpıssızdır, solgun gökyüzü uzaklarda ufka doğru alçalırken buz tutmuş çamurlarla kaplı yeryüzüne sıkıntı verici bir soğukluk saçar. Yazarın betimleme gücü, aşınmış yolları, çarpık çurpuk sokakları, sıkışık, kirli evleri
Hayaletlerin saati henüz gelmemişti. Artık günün yirmi dört saati belirecekler miydi? Yoksa bugün yılın son günü olduğundan özel bir durum mu söz konusuydu? Belki de yuvarlak gözlerini fal taşı gibi açmış, bön bön kendisini izliyor olmalarının sebebi buydu. Ona bir şey söylemek, bir teklifte bulunmak istiyorlardı sanki.
Yılın son günü, kavurucu bir sıcak, Buenos AIres'in Flores semtinde inşaatı bir türlü tamamlanamayan lüks bir apartman. Geçici olarak binanın tepesinde yaşayan Şilili bir aile ve apartmanı
''... bu sınıftaki beş öğrencinin beşi de aynı derecede umutsuz vakalardı. Sadece beş kişi, çok daha kalabalık sınıflardakilerin toplamından daha fazla sorun yaratmayı beceriyorlardı. 'Hepsi birbirinden beter!' diye düşündü . 'Herkes kendi derdinde. Yemek okulu değil, psikiyatri kliniği sanki canına yandığım!'
Kendine hayran, filmlerdeki gibi bir şefle evlenmek peşindeki İnci; hayal insanı, sakar Mustafa; yaptığı sıkı rejim sonucu verdiği kiloları tekrar almaktan ölesiye korkan, terfi bekleyen Fikret; sıkı
Birgül Oğuz'dan yalnızlık, güven ve arkadaşlık üzerine uzun bir hikâye.
Şimdi ormanda bir patikada dalgın yürürken aniden ağaçların, boyumu aşan yabani otların arasına dalıp koşmaya başlamışım gibi hissediyordum. Tren hızlandıkça bir sevinç dalgası yükseliyordu içimde. Ama her an daha da kararan bir ormanda dikenli bitkilerin, böceklerin, gececillerin arasına fütursuz dalışımın ödeyemeyeceğim bir bedeli olduğu duygusuna da kapılıyordum. Davranışımın kaynağına belirsiz bir gelecekte varacağımı seziyordum.
... Ebulkasım'ın ruhu şimdi çiçekler açmış taze bahar çayırlarındadır. Rüzgâr bir ninni gibi esmekte, başından sarkan salkım söğüt dallarına şarkılar söyletmektedir. Bir çayırın ortasında, bir evin bahçe kapısının önündedir. Üzerinde hiç savaş görmemiş gibi tertemiz bir gömlek, içinde alışık olmadığı bir neşe vardır. Yeni elbisesini giyen bir bayram çocuğu neşesi...
Kafkas Cephesi'ndeki Ruslara karşı, kışın ortasında girişilen bir harekâtı; Sarıkamış Harekâtı'nı ve türlü zorluklara göğüs germeye çalışan i
Evimdeyim ama yine de nerede olduğumu sorgulamaktan kurtulamıyorum. Kapıları kapatarak, perdeleri çekerek sorgunun mekânını mı daraltıyorum acaba? Kendimi bir yerde bulmak, bir yere yerleştirmek, bir yerde algılamak böylece daha mı kolay olacak? Bu belki de sadece basit bir çocukluk, basit bir alışkanlıktır. Daha üç ya da dört yaşındayken o çok odalı köy evinde, en dip odalara kaçıp kapıları ardından kilitleyen kimdi ve bunu niçin yapardı? Anne karnına dönüş arzusu? Tuhaf bir güven sorunu? Anne ve babanın v
Eğer siz bu kitabı Diskoya gitmek için nasıl izin alırım?ı öğrenmek için satın aldıysanız, vah verdiğiniz paralara... Yok eğer gençliğinizi derinlemesine ve saatleri dakikalarla yaşamak, gerçek anlamda yaşamak konusunda bir şeyler öğrenmek için aldıysanız, o zaman başka. Peki nasıl olacak bu gençliği gerçek anlamda yaşamak? Bazı şeylerin farkına vararak. Nelerin farkına vararak? Önce sizin kendi yaşantınızdaki, sonra yaşamdaki ayrıntıların farkına vararak. Bu ayrıntılardan bazılarını
sıralamak gerekirse...
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 960-980 /
Aktif Sayfa : 49
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.