Bu eser, benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim... Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim de, piyeslerim de, hikâyelerim de, ilim ve fikir yazılarım da sadece bu eserin belirttiği bina etrafında bir takım müştemilâtdan başka bir şey değil...
Güzelim Türkçenin katık tâbiri ne kadar yerinde. Gerçek gıda nân-ı aziz dediğimiz ekmektedir ve gerisi, ona katılmaktan kinaye katık tan ibaret... İçinde yüzde elliden fazla (hidro-karbone)
Mümin kullar için ölüm gelmeden önce çokça ölümü hatırlamak, sünnet-i müekkededir. Zira ki, şer'i emirleri yerine getirmeye ve yasaklanmış şeylerden sakınmaya davet eder ve günah işlemeye cür'eti azaltır. Amelleri çoğaltır, emelleri kısar.
Sefer-i Ahiret kitabı, ölüme her daim hazır olması gereken mümin kullar için ölüm hastalığı zamanında riayet edilmesi gereken hususları ve ölüm vuku bulduktan sonra gereken gasl, tekfin ve defin gibi işlerin İslâmi usuller bağlı yapılış tarzını tafsilatlı biçimde aktarm
Bu risâle, ümmetin temel yapısı Ashâb-ı Kiram hakkında inmiş olan ayet-i kerimeler ve nakledilmiş hadîs-i şeriflerin tafsilatlı biçimde izahıyla, onların faziletlerini aktarıcı ve haklarındaki yalan ve iftiralardan sakındırıcı malumatları muhtevi temel bir eserdir.
Müslümanların üzerine itikadı vacib olan meselelerden biri de, Ashab hakkında iyilikten gayri hiçbir şey söylememek ve itikad etmemektir. Zira Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Ashabıma sebb etmeyin... buyurmuştur.
Müslümanların vazifesi, A
Bir biyografi yazarı olarak da dikkati çekmesi gereken Necip Fazıl'ın, güttüğü toplum dâvasında Türk tarihi ve sahte inkılâplar bilmecesinin anahtar şahsiyeti gördüğü Abdülhamid Han'ın hayatı, bu eserde bir tez, bir manifest, bir dava çerçevesi halinde ortaya çıkartılmaktadır.
Keşif mutlak ve orijinal olarak Necip Fazıl'ındır ve bir aralık sahibini hapse kadar sürüklemiştir.
Marifet, büyük kısmı kursaktan doğma uydurmalarla Abdülhamid'i konuşturmakta değil, Abdülhamid hakkında konuşabilmek ve bir sentez ör
Hayatını, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri'ni Tanıyıncaya Kadar ve Tanıdıktan Sonra diye iki ana bölüme ayıran Necip Fazıl, Efendisine doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri O Ve Beni 1975'de şöyle takdim etmiştir:
Bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl O'nu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. Bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik
Tefsir, hadis, siyer ve nakil olarak en emin kaynaklardan devşirili ve kaynaklarını tek tek göstermek tasasından uzak bu eser, Başlangıç yazısında da belirtildiği gibi, sadece iman sahiplerine hitap edici, hiçbir akli teftiş, tespit ve ispat gayretine düşmeyici, mutlak doğru üzerine hissi ve teessüri bir çatı kurucu ve eğer bir kıymeti varsa onu bu noktada toplayıcı bir denemedir; ve akla verdiği pay, onu bazı noktalarda yine akılla iptal etmekten ibarettir. Bu bir ilim değil, san'at eseridir ve ilmin içini
Mezarlığı olmayan köyü bulmak için yola çıkan ve ilk bilgi olarak, ölümsüzlüğe giden yolun insanın kendi içinden geçtiğini öğrenen Derviş Yunus'un hikayesi...
Necip Fazıl, 1974'te yazdığı Halimiz isimli şiirinde şöyle hayıflandığını görüyoruz:
Ruhsal, parasal, soyut, boyut, yaşam, eğilim...
Ya bunlar Türkçe değil, yahut ben Türk değilim !
Oysa halis Türk benim, bunlar işgalcilerim;
Allah Türk'e acısın yalnız bunu dilerim.
Necip Fazıl, Türkçe'nin devlet ve aydınlar eliyle katledilmesine sessiz kalmamış, bu kültür vurgununu hem şiiriyle hem de yazılarıyla çok defasında gündeme getirmişti. Özleştirme gayretinin yanlış olduğunu, bunun çok ciddi problemlere yol açacağ
Tiyatro eserleriyle Türk Tiyatrosunun kurucu müelliflerinden olan Üstad'ın, Tiyatro nedir? sualini, kuruluşundan günümüze tarihi bir perspektif içinde izaha kavuşturduğu eser, ilk olarak, 1964 yılında Aydınlar Ocağı salonunda konferans olarak verildi.
Sanat, tiyatronun da baş sermayesi olan kelâmın muhtelif formlarında, hikâye, roman, şiir vesâirede dâima bir, iki buudludur; üçe varmaz. Ve hayal ki, Allahın yarattığı muazzam sahnenin ismidir, orada kendisini hakikatteki, realitedeki katılığıyla tecessüm et
(3 Perde 12 Tablo) Birinci Dünya savaşında cepheden cepheye koşmuş, Harbiye mektebinde hocalık yapmış, Balkan savaşına katılmış, divanı harpte yargılanmış başarıyı ruh, disiplin ve bilginin eseri bilen, şahsî hayatı olmayan, her şeye toplum açısından bakan ve insanı, Künye'sini aşmaya memur sayan bir dava adamının, Plevne şehidi bir zabitin oğlu Gazanfer Bey'in trajik hikayesi...(Yazıldığı tarih 1939)
(3 Perde)
Olayın ezeldeki mazi ve ebeddeki istikbalde geçtiği ifade edilen piyes, ana hatlarını eski bir Türk masalından alır.
1940´da yazılan eser, 1947 senesinde açılan bir yarışmada C. H. P sanat mükafatını kazanmıştır. Ancak Juri´nin birincilik kararı, Parti ileri gelenleri tarafından iptâl edilerek piyes yarışma dışı ilân edilmiş ve olaydaki komedi(!) günün gezetelerine aksetmiştir.
Bu risale, ümmetin temel yapısı Ashab-ı Kiram hakkında inmiş olan ayet-i kerimeler ve nakledilmiş hadis-i şeriflerin tafsilatlı biçimde izahıyla, onların faziletlerini aktarıcı ve haklarındaki yalan ve iftiralardan sakındırıcı malumatları muhtevi temel bir eserdir.Müslümanların üzerine itikadı vacib olan meselelerden biri de, Ashab hakkında iyilikten gayri hiçbir şey söylememek ve itikad etmemektir. Zira Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Ashabıma sebb etmeyin... buyurmuştur.Müslümanların vazifesi, Ashab
Mümin kullar için ölüm gelmeden önce çokça ölümü hatırlamak, sünnet-i müekkededir. Zira ki, şer'i emirleri yerine getirmeye ve yasaklanmış şeylerden sakınmaya davet eder ve günah işlemeye cür'eti azaltır. Amelleri çoğaltır, emelleri kısar.Sefer-i Ahiret kitabı, ölüme her daim hazır olması gereken mümin kullar için ölüm hastalığı zamanında riayet edilmesi gereken hususları ve ölüm vuku bulduktan sonra gereken gasl, tekfin ve defin gibi işlerin İslami usuller bağlı yapılış tarzını tafsilatlı biçimde aktarmakt
Necip Fazıl Kısakürek´in iki ayrı konferansı...
Her konferans, farklı tarih ve şehirlerde çeşitli defalar binlerce dinleyiciye hitaben verilmiş olup büyük ilgi doğurmuştur. 1949´da Büyük Doğu Cemiyetinin kuruluşundan itibaren Anadolu´yu bir uçtan öbür uca sarsan Necip Fazıl için, mevzuu ne olursa olsun verdiği her konferans, Tanzimattan beri gelen sahte inkılapların çürüttüğü ruh kökümüzü kurtarma, kainat çapında hesaba vurma, Türkün ruh ve madde dünyasını Batının da hayran olacağı ve içinde her derde deva
Dünya Bir İnkılap Bekliyor / Yolumuz, Halimiz, Çaremiz / Ruh Muvazenesi Her Cephesiyle Komünizma
«Evet, İslâm, 16. Asır sonlarına doğru temsil kadrosunda zaafa uğramıştır. Ama daha sözünü söylemiş değil. Son sözünü temsil kadrosunda ve yeni telakkiler önünde henüz söylememiştir. Bu son sözü söyletecek nesli yoğurmaya çalışıyoruz.» N.F.K.
Her konferans, bu çabanın eseri halinde, konu başlığının işaret ettiği meselelerde sosyal bir şuur zemini oluşturma teşebbüsüdür.
Büyük Doğu Yayınları, Esseyyid Abdülhakim Arvasî Hazretleri'nin Bütün Eserlerinin yayınına Hal Tercümesi ile başladı. Yaklaşık 90 sene önce, hayatı, eserleri ve ilmi şahsiyetine dair hususiyetlerin bilinmesi için kendisine yöneltilen suallere vermiş olduğu teferruatlı cevaplardan oluşan Hal Tercümesi eseri, büyük din âlimi Abdülhakim Arvasî Hazretleri'nin şahsi ve ilmi biyografisi için birinci dereceden kaynak niteliğinde.
Kitabın önemli özelliği, doğrudan asli nüsha esas alınarak hazırlanmış olmasında. S
Baş eser...
1925'de «Örümcek Ağı», 1928'de «Kaldırımlar», 1932'de «Ben ve Ötesi», 1953'de «Sonsuzluk Kervanı» ve 1969'da «Şiirlerim» ismiyle yayınlanmış şiir kitaplarının bir çok bakımdan kendini ifadelendiremediğini söyleyen Necip Fazıl Kısakürek'in, 1923'de Yeni Mecmua'da yayınlanmış ilk şiirinden başlayarak bizzat kendisi tarafından süzülen, ayıklanan, düzeltilen ve bir araya getirilen bütün şiirleri...
Ve Poetikası...
Bir yanda belli başlı bir sanat anlayışından tüten şiirler, diğer yanda, bu sanat anl
Necip Fazıl Kısakürek'in, dergi ve gazetelerde yayınlanmış bütün şiir ve yazılarını, yayınlandıkları yer ve tarihleriyle tespit eden ve Büyük Doğu dergisinin Fihristini içeren Bibliyografya... üstad'ın ilk şiirini yayınladığı 1923 yılından, vefat tarihi 1983'e kadar geçen 60 senelik yazı hayatının bütün verimlerini tespit etmek gayesiyle hazırlanan çalışma, 3 ana bölümden oluşuyor:1) Dergi-Gazete Yazıları İndeksi2) Büyük Doğu Fihristi3) Özel İndeksler
Baş eser...
1925'de «Örümcek Ağı», 1928'de «Kaldırımlar», 1932'de «Ben ve Ötesi», 1953'de «Sonsuzluk Kervanı» ve 1969'da «Şiirlerim» ismiyle yayınlanmış şiir kitaplarının bir çok bakımdan kendini ifadelendiremediğini söyleyen Necip Fazıl Kısakürek'in, 1923'de Yeni Mecmua'da yayınlanmış ilk şiirinden başlayarak bizzat kendisi tarafından süzülen, ayıklanan, düzeltilen ve bir araya getirilen bütün şiirleri...
Ve Poetikası...
Bir yanda belli başlı bir sanat anlayışından tüten şiirler, diğer yanda, bu sanat anl
Toplam 149 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.