SET İÇERİĞİ
1- Belam iktidar dininin sesi
2- Şeytan ilk ve en büyük düşman
3- İnsan eşrefi mahlukat
4- Kabil ilk kan ilk cinayet ilk katil
5- Nemrut sivrisineğin öldürdüğü zorba
6- Firavun kazıklar sahibi
7- Karun kibrin yok ettiği zenginlik
8- Samiri altın buzağı mucidi
9- Yahudi israiloğullarının metamorfozu
10- Ebu cehil cahilliğin babası
Bu kitapta yeryüzündeki kötülük odaklarından biri, üstelik önde gidenlerinden biri olan Nemrut ele alınacaktır.
Ancak, hemen belirtmeliyiz ki, Nemrut ele alınacaktır dememize karşın, Nemrut kimdir? yollu bir soruyla karşılaşacak olursak, verilebilecek kesin, açık, sağlıklı ve tutarlı bir yanıtımız yoktur. Çünkü Nemrut, kelimenin tam anlamıyla efsaneleşmiş bir kimliktir. Bütünüyle efsanelerle örülü ve örtülü bir yaşam; böyle bir yaşamı sürdürmüş olduğu konusunda çokça söylencelere konu olmuş bir adam...
Kendilerini Mısır'dan çıkarmış bulunan öz peygamberlerinden tapınmak için bir put isteyen İsrailoğulları'na, Musa aleyhisselamın mikatta bulunduğu sırada O'nun yokluğundan yararlanarak, istemiş bulundukları putu yapan, bu yaptığı puta tapınmaya çağıran ve çağrısında da başarıya ulaşıp kavmini puta tapındıran Samiri, eğer sıradan bir put yapımcısı olsaydı, belki de, hakkında konuşmak/yazmak gerekmeyecekti.
Nitekim insanlığın geçmişinde ve de günümüzde birçok put üreticisi, put yapımcısı ve put koruyucusu bu
Yüce Allah, insanı, en güzel tanımlamasıyla nitelendirdiği bir oluş içinde yaratmıştır (93/Tin: 4). İnsanın yaratılışındaki aşamaları bildiren bir dizi ayetin ardından, Yüce Allah'ın kendisi hakkında Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir!.. (23/Müminun: 12-14) buyurmasıysa, bu en güzel nitelemesinin anlamını, kapsamını, derinliğini ve değerini daha açık bir biçimde ortaya koyar.
Yüce Allah'ın yaratmış bulunduğu bu en güzele ikramı da en büyük olmuştur. Ona kendi ruhundan üflemiş (15/Hicr: 29;
Bu kitabın konusu, adından da anlaşıldığı üzere, Şeytan.
Soru ve cevap: İyi de, niçin Şeytan?
Çünkü Şeytan, ilk yaratıldığımız andan itibaren gündemimizde. Dahası, hep bizimle birlikte...
Bu isim-kavram insanlığın gündeminde, yaşamında, söylemin de hep var ola gelmiştir... Hem de var kelimesinin anlatımda yeterli olmayacağı ölçüde hep vardı. Her yerde ve her dönemde insanın yanı başın da, insanla bir arada, yaşamın ortasında, yaşamla iç içe ve hatta kimilerine göre de tanrılar arasında, meleklerle birlik
Bu kitabın konusu Yahudilik/Musevilik değil; kendini bu dinin bağlısı olarak tanıtmakla birlikte bağlı olduğunu öne sürdüğü dinin gereklerini hiçbir zaman yerine getirmemiş bulunan, zaman zaman peygamberlerine karşı çıkan, hatta onları öldürmeye kadar haddi aşan Yahudi tipidir. Bulundukları yörede ve çevrede insanlarla uyum içine girmek bir yana, onların kızgınlıklarını üzerine çeken; bu noktaya gelinceye dek de hem sömüren, hem insanlar arasına benlik ve ikilik ve kargaşa ve düşmanlık tohumlarını saçmayı b
Ebu Cehil, belli bir dönemde yaşamış, yaşamının hemen her kesiti apaçık ortada bir kişilik olmakla birlikte, öteki ve asıl önem li yanıyla da yeryüzündeki kötülük odaklarından bir odaktır. Üstelik sıradan da değil; saydığımız diğer kimliklerin hepsine birden simge sayılabilecek çapta bir odak, odakların odağında yer alan bir kimlik...
Ebu'l-Hakem Amir bin Hişam'a Ebu Cehil adını veren, Efendimiz aleyhissalatü vesselam... O'nun bu adlandırmasından sonra, hep, öylece anıla gelmiş. Cehlin/bilmezliğin babası a
Firavun... Ne yanından bakarsanız, o yanıyla ortada apaçık duran kişi... Ona ilişkin öyle çok bilgi, onu tanıtıcı o ölçüde bol veri var ki, bunlara bakarak, bundan dört-beş bin değil de, dört-beş yüz yıl önce yaşamış olduğunu düşünebilirsiniz. Ayrıntılarına varıncaya dek gözler önünde duran bir tarih... Yapılar, mezarlar, resimler, yazılar, eşyalar ve daha neler ve neler... Her biri tanıtıcı birer anahtar, birer tarih belgesi... Bu zengin malzemenin ışığında satır satır okunabilen bir dönem, bir uygarlık, b
Yeryüzüne inildikten sonra, ilk zamanlarda neler olmuştur; nasıl bir yaşam sürülmüştür, bilmiyoruz. Kesin olan bir şey varsa, o da, insanın düşmanı olan ve insan ile birlikte Yeryüzüne indirilmiş bulunan Şeytanın, elbette, boş durmadığı, âdemoğullarına -onları doğru yoldan alıkoymak için- musallat olmaktan/sırnaşmaktan vazgeçmemiş olduğu gerçeğidir. Çünkü o, buraya, böyle bir amaç taşıyarak, bu amacı doğrultusunda üstlendiği yükleniminin doğurduğu bir ödevle görevlendirilmiş olarak gönderilmiştir.
Yine kes
Yalnız Tevrat'ta değil, Kur'ân-ı Kerim'de de kendisine ilişkin haberler bulunan, adı çevresinde alabildiğine ayrıntılı rivayetler yayılmış olan, bir zenginlik simgesi olarak dillerde dolaşıp duran Karun, tam anlamıyla çağdaş bir kimlik, yaşamakta olduğumuz çağla tıpı tıpına uyumlu bir kişilik belirtir.
Zenginliğe verdiği önem, zenginliği bilime iliştirmesi, kendisindeki bilgiyle ilişkilendirmesi, bilimi zenginleşmek için kullanmış olması, zenginliğiyle yaptığı gösteriş ve bu yolla elde ettiği güce dayanara
Bel'am; adı, sanı, ünü, namı çok yaygın bir kimlik.
Hakkındaki yine çok yaygın olan rivayetler bir yana, günlük konuşmalarda bile dinini dünyalıkla değiştiren ya da güçlülerin dümen suyunda giden din bilginlerini simgeleyen
bir figür olarak yer alır.
Nemrut, Firavun, Karun, Haman, Samiri gibi isimlerden söz eden Kur'ân-ı Kerim'de -onun din olgusuyla böylesine ilişkilendirilmiş olmasına karşın- Bel'am adı geçmez; ama, ilahiyat literatüründe hatırı sayılır bir yeri vardır. Keza Tevrat'ta da onunla ilgili uzu
Toplam 11 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.