Firavun... Ne yanından bakarsanız, o yanıyla ortada apaçık duran kişi... Ona ilişkin öyle çok bilgi, onu tanıtıcı o ölçüde bol veri var ki, bunlara bakarak, bundan dört-beş bin değil de, dört-beş yüz yıl önce yaşamış olduğunu düşünebilirsiniz. Ayrıntılarına varıncaya dek gözler önünde duran bir tarih... Yapılar, mezarlar, resimler, yazılar, eşyalar ve daha neler ve neler... Her biri tanıtıcı birer anahtar, birer tarih belgesi... Bu zengin malzemenin ışığında satır satır okunabilen bir dönem, bir uygarlık, bir yaşam...
Efsanelere katkıda bulunucu rivayetler üzerinde durmayacağımız gibi, tarih araştırmalarının verilerine de el uzatmayacağız. Bunda, elbet, rivayetlerin tahkike muhtaç durumu ile birlikte, tarihin de belli açılardan yorumlayış ürünü olmasının payı vardır. Ama, biricik ve tek gerçek sebep ise, bu değildir. Bunların yanı başında ve bunlara baskın bir başka sebep, bir baş sebep daha vardır ki, o da, kitabın konu edindiği Firavun'un taşıdığı özelliktir...
Bu Firavun, gerek rivayetlerin tanıttığı ve gerekse tarihin birçoklarını peş peşe sıraladığı firavunlardan biri olan Firavunun ötesinde anlamlar taşıyan Firavun'dur. Kur'ân-ı Kerim'in sözünü ettiği, haberini verdiği Firavun'dur. Bu özelliği taşıyan bir Firavun...
(Tanıtım Bülteninden)
Devamı