Avrupa'da Bir Cevelan, Batı'yı Doğulu bir aydının gözünden tanıma ve anlama fırsatını verecek bir eser olarak, yeni harflerle ilk kez okuyucuyla buluşuyor.
Ahmet Mithat Efendi, II. Abdülhamit tarafından, 1889 yılında Stockholm'de gerçekleşen Oryantalistler Kongresi'nde resmi olarak görevlendirilir. İstanbul'dan Stockholm'e uzanan oldukça uzun ve renkli bir seyahate çıkar. Kongre bittikten sonra Avrupa'da görmek ve tetkik etmek istediği şehirleri tek tek dolaşır; elde ettiği bilgileri ve izlenimlerini bu es
Herodotos Tarihi, en başta Pers kralları olmak üzere hiç sakınmayacak kadar güçlü insanlara dair hikâyeler aracılığıyla, kibrin ve ona bağlı öç duygusunun trajik biçimde kaçınılmaz sonuçları üzerine uslandırıcı dersler verir; kişinin doğal sınırlarının ötesine geçmemesi yönünde anlamlı bir tembihte bulunur. İnsana özgü hırs, şehvet ve aşırı gurur güdülerini asla yavanlığa düşmeksizin ya da saygınlık taslamaksızın irdeler. Kaderin değişmezliği, iktidarın, dinin ve aşkın beyhudeliği, göreneğin önemi ve tanrıl
Balkan Savaşında Edirnenin Bulgar ordusunun eline geçmesinden sonra, esir olarak Sofyaya gönderilen dönemin kumandanları Şukru Paşa, İsmail Paşa, Rifat Paşa ve Kâzım Karabekirin de aralarında olduğu on beş kişilik kurmay subay kafilesinde Eyup Durukan da bulunuyordu.
Eyup Durukan ilk satırlarını savaşın arifesinde yazdığı gunluğunu, Sofya Splendid Otelde yedi ay suren esareti sırasında ve sonrasında da tutmaya devam etti.
Durukan esaret gunlerini, dönuşundeDunya Savaşının eşiğinde bulduğu memleketin asker
Murat Belge, seyahatnamesinin 4. cildine dünyanın güneyiyle başlıyor. Önce Latin Amerika'ya, Brezilya'ya götürüyor okuyucularını, bin bir çeşitlilikle göz kamaştıran doğa, insan ve ruh iklimini aktarıyor; politik tarihin girintili çıkıntılı patikalarını takip ediyor. Yolculuğa yine güneyden devam ederek bu kez Afrika'ya Tanzanya ve Sudan'a uzanıyor Bu iki ülkenin merceğinden, Afrika'nın kaderinin nasıl çizildiğini, bu kaderin bugün nelerle cebelleşmek zorunda olduğunu anlatıyor. Sonra seyahatte keskin bir m
Kore Savaşı'nda şehit düşen en yüksek rütbeli Türk subayı olan Nuri Pamir Kore'de tuttuğu günlük Yapı Kredi Yayınlarından 316 Gün Küçük Kartalın Kore Günlüğü Albay Nuri Pamir'in Kore Savaşı Günlüğü ve Mektupları adıyla kitaplaştı. Bu günlerde eşiyle olan mektuplaşmaları da kitap yeraldı.
Günlükte, Kore Savaşı'na ilişkin şimdiye kadar duyulmamış ve kayda geçmemiş bilgiler yer alırken, Nuri Pamir'in savaşın çetin şartlarıyla çelişen şefkat dolu mektuplarında ise bazen yufka yürekli bir insanı, bazen savaş şa
Bu yazılar ne seyahattir, ne sistemli bir ilim tetkikidir, ne sübjektif bir sanattir. Bunlar sadece bir Anadolu çocuğunun yurd hakkındaki görüş ve bilişlerini yurddaşlarının önüne sermek için yazılıyor. Hiç davamız yok, biraz emeğimiz var, o kadar.
Bir adamı görürüz, onu tanımıyorsak bilmişiz sayılmaz. Bir adamı iyice tanırız, onu görmemişsek gene bilmiş sayılmayız. Beldeler ve mekânlar da öyle. Ne yalnız görünüşle biliniyorlar, ne yalnız okunuşla. İnsanın mazisi içidir. Mekânların da içi var. Üzerinde müh
İstanbul o kadar büyük bir şehirdir ki yangın zuhur edip on veya yirmi bin ev yanmış olduğu halde diğer semtlerdeki halkın haberi olmaz. Her bahçe bir serviliktir. Bütün yollar, altı günlük uzunlukta da olsa, Edirne'ye kadar olan yol gibi kâmilen kaldırımla döşelidir. Her yerde çeşme bulunduğu gibi, kimseye fenalık edilmemesi ve kavga çıkmaması için yasakçılar ve
zaptiyeler mevcuttur.
Polonyalı Simeon 17. yüzyılın ünlü bir seyyahı... Kudüs'e hacca gitmek maksadıyla geldiği İstanbul'dan bütün Anadolu'ya açıl
Sultan Abdülhamid döneminin son Bahriye Nazırı Hasan Rami Paşa
Meşrutiyet İlanıyla rütbeleri alınan, yargılanan, Rami Harami tekerlemesine maruz kalan Paşa, hakkındaki iftiralara kanıtlarla yanıt veriyor.
Donanmayı dolayısıyla Osmanlı Devletinin askerî başarılarını engelleyen olaylar ve bunlara karışan Paşalar.
Hangi gemiler nasıl bir yolsuzlukla defalarca satın alınmış gösterildi?
Bu paralar kimlerin cebine girdi?
İttihâtçılar nerede yanıldı?
Cemiyet taraftarı gazeteler bu oyunlara nasıl alet oldu?
Bakanla
Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nin dünyası, tarih, coğrafya, kültür ve din adına da pek çok zenginliklerle doludur.
Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'si XVII. yüzyılda Bektaşîlik konusunda da paha biçilemez değerde bir eser...
Seyahatnâme'de değişik tarikatlar yanında yüz elliden fazla Bektaşî tekke ve türbesi hakkında bilgiler vardır. Bu sayede tarikatın yayıldığı coğrafi alanları ortaya çıkar. Tekkelerin maddi güçleri ile barındırdıkları derviş sayısı ve eşyalarına varıncaya kadar pek çok ayrıntıyı bulabiliriz.
Seyahat etmek güzeldir, çünkü fıtrîdir, insanın tabiatında var.
Dünya hayatımız bir seyahatten başka nedir ki? Ya da her birimiz bu gezegende birer garip yolcu değil miyiz? Veysel, aslında cümlemizin haline tercüman:
Uzun ince bir yoldayım, / Gidiyorum gündüz gece.
İnsan, yine yaratılışı gereği gelişmiş bir merak duygusuna ve öğrenme arzusuna sahiptir. Bunun için her zaman özge yerler temaşa etmenin, özge insanlar ve hayatlar görmenin heyecanını yüreğinde taşır. Bu heyecan, çoğu zaman gezip görme arzusunu b
Kang You Wei, Afyon ve Çin - Japon savaşları yenilgilerinin ardından Çin'de hayata geçirilmeye çalışılan reformların en önemli öncülerindendir. Bir reformcu, düşünür ve devlet adamı olarak Çin'in yakınçağının şüphesiz en önemli şahsiyetlerindendir.
Başarıya ulaşamayan reform hareketinin ertesinde ülkesinden kaçmak zorunda kalan Kang You Wei uzun zaman sürgünde bir ülkeden diğerine seyahat etmiştir. Çin için bir modernleşme örneği olduğuna inandığı Osmanlı İmparatorluğu'na tam da Çin'de gerçekleşmesinin hay
Elinizdeki kitap Arap edebiyatının en eski seyahatnamesi olan Süleyman el-Tâcirin hatıraları ve Yezid el-Sîrâfînin buna ilaveleri ile Mesûdînin Müruc ez-Zeheb (Altın Bozkırlar) adlı eserinden seçmelerden oluşmaktadır. Süleyman el-Tâcir 852 yılında Çin ve Hind ülkelerine, yolculuk yaptı ve hatıralarını Ahbar el-Sîn vel-Hind (Çin ve Hind Haberleri) adlı eserinde kaleme aldı. Yezid el-Sîrâfî ise, çeşitli denizci ve gezginlerden Çin ve Hind ülkeleri ve deniz yolları hakkında topladığı bilgilerle Süleyman el-Tâc
Bu çalışmada, Osmanlı dönemi edebiyatının müstesnâ metinlerinden biri olan Gırnâtî
seyahatnamesinin tercümesi üzerinde durulmuştur. Endülüslü seyyah Ebû Hâmid
Muhammed el-Gırnâtî (ö. 1169) Mısır, Şam, Bağdat, Türklerin yaşadığı Başkırt gibi
kuzey bölgeleri ile Doğu Avrupaya yaptığı yolculuklarını Arapça kaleme alıp
Tuhfetül-Elbâb ve Nuhbetül-Acâb adını vermiştir. Bu seyahatname XVI. yüzyılda,
Kânunî Sultân Süleymanın oğullarından Şehzâde Bâyezîdin (ö. 1562) emri ile ismi
belirsiz bir mütercim tarafından Tür
Bu çalışma, Ebû Hâmid Muhammed el-Gırnâtînin 1114 yılında İspanyanın Gırnata şehrinden yola çıkması ile başlayıp, 55 yıl süren gezisi sırasında görüp duyduklarını yazdığı seyahatnamesini ihtiva etmektedir. Müellif bu süre içerisinde Kuzey Afrika, Arap Yarımadası, İran Coğrafyası, Kafkaslar ve Doğu Avrupaya kadar olan Karadenizin kuzeyindeki toprakları gezmiştir. Buralarda gördüğü ilginç olayları, yapıları, insanları ve zaman zaman buralardaki insanların kültür hayatına dair özellikleri 80li yaşlarında bir k
Seyahat Ya Resulallah...
Evliya Çelebi'nin seyahate çıkmak arzusunun asıl amacı ve hiç şüphesiz her samimi Müslümanın ortak dileği olan hac ibadetini yerine getirmektir. Bu niyetini eserinin hemen başında edâ-yı hacc eylemek arzusuyla seyâhata talîb ü râgıb olup diyerek ifade eder. Fakat bu arzusunu, biraz gecikme ve değişik meşguliyetleri sebebiyle ancak 1082
(1671) yılında gerçekleştirebilmiştir. Nurettin Gemici
Çelebinin Hac Yolculuğu Tarihçilere İlham Kaynağı Oldu
Evliya Çelebinin 339 yıl önce hac ibad
Toplam 55 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.