İnsanları ilme teşvik ediyorum. Çünkü insanlara doğru göstercek tek rehber odur. Ancak bu hususta kadınları daha muhtaç gördüm. Zira onlar ilim mühitinden uzak oldukları gibi, heva ve heveslerine daha düşkündürler. Çünkü bir kız çocuğu evin iç odasında, kendisine Kur'an telkin edilmeden, hayızdan temizlenmeyi bilmeden, namazın erkanını öğrenmeden ve evlenmeden önce evlilik hukukundan haberi olmadan büyür.çoğu zaman, annesinin, hayızdan gusulu, çamaşır gününe tehir ettiğini görür; hamama peştamalsiz girer;
Ezan-ı Muhammedi okundukta İsrafil aleyhi's-selam Sur'u üfüreyor deyü ve abdeste kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü, müezzin kamet edip, cemaat saf saf ölürken bu insanlar mahşer yerinde yüz yirmi saf olup seksen safı bizim peygamberimizin ve kırk safı sair peygamberlerin ümmetleri olsa gerektir deyü, imama uyduktan sonra imam Fatiha-yı şerifeyi okurken sağımda Cennet, solumda Cehennem, ensemde Azrail, karşımda Beytullah, önümde kabir, ayağım altında Sırat, aca
İslam devletler hukukunun, öyle dar anlamda incelenmediği sadece vatandaşlık kavramı üzerinde durulduğunda bile anlaşılır. İslam devletinde hukuk olarak uygulanması gereken bu konuyu sadece bir meshep taassubu ile inceleyip ortaya koyduğumuzda bir mezhep devleti sözkonusu olacaktır. Halbuki meseleye biz İslam nazarıyla bakmayı uygun görüyoruz. Onun için incelememizde bütün mezheplerin görüşlerine yer vererek, herhangi bir mezhebi değil de İslam'ın hukukunu yansıtmaya çalıştık.
İslam devletler hukukunun, öyle dar anlamda incelenmediği sadece vatandaşlık kavramı üzerinde durulduğunda bile anlaşılır. İslam devletinde hukuk olarak uygulanması gereken bu konuyu sadece bir meshep taassubu ile inceleyip ortaya koyduğumuzda bir mezhep devleti sözkonusu olacaktır. Halbuki meseleye biz İslam nazarıyla bakmayı uygun görüyoruz. Onun için incelememizde bütün mezheplerin görüşlerine yer vererek, herhangi bir mezhebi değil de İslam'ın hukukunu yansıtmaya çalıştık.
Bilindiği gibi İslâm hukukuna ait ilme fıkıh denir. İbadetlere, muamelelere ve cezalara dair dini hükümleri bildiren ilme de fıkıh ilmi adı verilir. Yazdığımızilmihal, bu fıkıh ilminin bir bölümüdür.Dini hükümleri, ayrıntılı delillerden çıkarmayetkisine sahip alimlere fakih denir. Müctehidler ise, fakihlerin en üst tabakasınıoluştururlar. Dîni hükümleri göstermek ve açıklama yetkisi bu ehliyetli fakihlere aittir.
ÖMER NASUHİ BİLMEN
Yaptığımız bu mütevazi çalışmamızda öncelikli olarak ibadet amaçlı temizlik üzerinde durmaya çalıştık. İbadetlerin kabulü için ön şart sayılan abdest, gusül, teyemmüm gibi hükmi temizlik türleri ve bunlarla bağlantılı meseleler ile beden, elbise mekan temizlikleri konuları; pislikler,dini hükümleri ve bunlardan temizlenme yöntemleri, Kur´an ve Sünnet delilleri ışığında incelenmiştir.
İslam Fıkhının temizlikle ilgili bu önemli konularını Hanefi Mezhebini esas alarak incelemeye çalıştık.
Yaptığımız bu mütevazi çalışmamızda öncelikli olarak ibadet amaçlı temizlik üzerinde durmaya çalıştık. İbadetlerin kabulü için ön şart sayılan abdest, gusül, teyemmüm gibi hükmi temizlik türleri ve bunlarla bağlantılı meseleler ile beden, elbise mekan temizlikleri konuları; pislikler,dini hükümleri ve bunlardan temizlenme yöntemleri, Kur´an ve Sünnet delilleri ışığında incelenmiştir.
İslam Fıkhının temizlikle ilgili bu önemli konularını Hanefi Mezhebini esas alarak incelemeye çalıştık.
Kısaca davranış bilgisi demek olan İlmihal, Rabbine, kendine ve içinde yaşadığı toplum ve çevreye karşı sorumlulukları olan ve bunu yerine getirme gücüne sahip olan insanın, kendisinden beklenenleri yerine getirmesinde ona klavuzluk etmeyi hedefleyen derli toplu bilgilerden ibarettir. İslam İlmihalimiz 2 cilt olarak hazırlanmış ve akaid, ibadetler, haramlar ve helaller, aile hayatı, ticaret ve sosyal hayat da dahil olmak üzere günlük hayatı kuşatan bütün dini ve fıkhi konu ve problemler ele alınmış
Bu kitapta, İslam Dininin vazgeçilmez temel haklarından saydığı, dini, aklı, canı, malı ve nesli koruma ilkesi ile buna ilişkin emir yasaklarda mevcut olan hikmet ve faydalar anlatılmıştır.
Kur`an gibi vahyin muciz bir tecellisi olan; okunmasıyla ibadet edilen ve şer`i hükümlerin temel kaynağ olan bir kitabın, bütün özellikleriyle tercüme edilip edilemeyeceği ve yapılacak tercümenin, aslı karşısında konumunun ne olacağı, yine tercümenin namazda okunup okunamayacağı ve şer`i hüküm çıkarmada esas alınıp alınamayacağı münakaşaları yüzyıllar öncesine kadar ulaşmaktadır.
Özellikle yirminci yüzyılın başlarında, Kur`an`ın tercümesi etrafındaki münakaşalar yeniden gündemi işgal etti. Türkiye ve Mısır
Müslüman, imanın özü olan İslam'a dönmedikçe huzur yüzü göremez. İslam'a dönmekte şüphesiz İslam'ı bilmekle olur. İslam'ı bilmek de, okumakla olur. İslam'ın kaynağı olan Kur'an-ı Kerim'in tefsiri herkesin anlayacağı dillere çevrilmiştir. Resulullah'ın sünnetini teşkil eden sünnet ve yine de her iki kaynak olan Kur'an ve Sünnet'in anlaşılmasını gerektiren fıkıh ilimleri günümüzde herkesin bariz bir şekilde anlamalar sağlanarak Türkçe'ye çevrilmiştir.
Bu kitap, öz bir şekilde fıkhi konuların hemen hemen heps
Modern söylemler geleneksel dönemlerden ciddî farklılıklar içeren toplumsal değişimleri gerçekleştirmekte ve gündelik yaşamın her alanının içermektedir. Din de bu gelişmelerden etkilenmektedir. Zihinsel değişim sonucu değişen algı formatları dinin gündelik hayattaki kabul ediliş biçimlerine de yansımaktadır. Dolayısıyla birey bazında yaşanan durumlardan itikat-ibadet-ahlâk boyutuna kadar bir dizi değişim gündelik hayatın görünür yüzünde ortaya çıkmaktadır. Bir başka ifadeyle, bu çalışmada konjoktürel geliş
Fetvaları, cemiyetin örf/adeti ile yaşadığı zaman v mekandan ayrı düşünemeyiz. Dolayısıyla sadece İslam hukuk tarihi araştırıcılarının değil; sosyologlar, kültür ve medeniyet tarihi alanında araştırma yapanlar içinde fevkalade ehemmiyete haizdir.
Arka Kapak Yazısı
Gündelik hayatın değişimi, modern söylemler çerçevesinde farklılaşan dini verilerin yeniden ele alınışını, tanımlanışını ve davranış biçimine dönüşünü de biz göstermektedir. Bir başka ifadeyle gündelik hayat, dini verilerle modern söylemlerin iç
Bu çalışmada, meşruiyet, din ve dini meşrulaştırım, dini meşrulaştırım ekseninde din-devlet ilişkileri üzerine yapılan araştırmadan elde edilen sonuçlar sergilenmeye çalışılmaktadır.
Arka Kapak Yazısı
Dini meşrulaştırım ekseninde din-devlet ilişkilerinin din sosyolojisi perspektifinden inceleyip araştırıldığı bu çalışma, araştırmacının Osmanlı Devletinde Tanzimat Dönemi Din-Devlet ilişkisi başlığını taşıyan doktora tezinin metodolojik ve teorik çerçevesi kapsamında ele alınan konuların elden geçirilmiş
Sistematik ve yönlendirici bir ilmihâl -Hanefî ve Şâfiî Fıkhına Göre-
Bugün insanların çoğu dinî hakikatin evrensel mesajından haberdardır. Ancak sahip oldukları bilgiler bir türlü İslâm nizamını hayatlarına tatbik etmeye yöneltmiyor.
İnsanları sadece bilgilendirmek yeterli değildir. Onların fikri dünyalarına inmek, İslâmî hayatın güzelliklerini öğretmek küfrün çirkin ve azgın yüzünü tanıtmak lazımdır.
Bu endişelerle yönlendirici, eğitici bir ilmihâl olmasına özen gösterilerek hazırlanan eser ayrıca Şâ
Toplam 92 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 60-80 /
Aktif Sayfa : 4
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.