Charles Darwin, 1871 yılında kaleme aldığı insanın Türeyişi adlı kitabında Afrika'nın insanlığın beşiği olduğunu
söylediğinde Avrupa'da yer yerinden oynadı. Avrupalıların üstün olma söylemlerine gölge düşüren bu iddia
1950'lerden sonra yapılan araştırmalarla doğrulandı. Dünya üzerindeki kara alanının beşte birinden daha büyük
bir alanı kaplayan, elli dört egemen devletiyle şaşırtıcı bollukta farklı insan, etnik yapı, toplum ve din sergileyen
Afrika aynı zamanda, bu şanslı yapısına rağmen tarih boyunca d
Son model ve hayli lüks arabaların yanından ağır ritmi ile geçen at arabaları, zamanın en gözde markalarının satıldığı mağazaların yanında biten rengârenk kumaşçıları, üzerinde geleneksel kıyafetleri ve burunlarında hızmalarıyla gezinen kadınların yanında beliren kentli hemcinsleri, cübbeli ve sarıklı adamlarla laflayan blucinli, saçları o biçim tıraşlı gençleri, sokaklarda kurulmuş halaylarına inat az ötedeki beş yıldızlı otelde yapılan düğünleri, bahçeleri kocaman villalarının berisi
Bu çalışmada İslam dünyasındaki büyük coğrafyacılardan Şerif el-İdrisî'nin Nüzhetü'l-Müştak adlı coğrafya kitabının Akdeniz, Türkiye, Avrupa kısımlarının tercümesi verilmektedir. Bu bölgelerden bilhassa Avrupa coğrafyası İslam coğrafya kitaplarında genellikle ihmal edilmekte veya çok kısa yazılmaktadır. Bu tercümeyle biz bu eksikliği tamamlamaya çalıştık. Avrupa kıtasında İngiltere, İskandinavya, Rusya dahil Avrupa coğrafyasının tamamına yakını verilmektedir. Bununla beraber İdrisî coğrafyasında bazı hatala
Kent Arşivlerinin Tarih Ve Kültür Araştırmalarındaki Yeri / Ali Ahmetbeyoğlu
Dede Korkut, Oğuz Elleri Ve Kafkaslar / Üçler Bulduk
Bozkurt Coğrafyası / Volkan Özkan
Moğolistan'ın Tarihi Coğrafyası Üzerine Birkaç Not / Kürşat Yıldırım
Selçuklu Çağında Kırsal Hayat: Göçebeler Ve Köylüler / Osman Özgüdenli
Bozkır Mührü Taşıyan Bir Şehir: Tebriz / Kemal Haykıran
Rusya Türklerine Bir Bakış Denemesi / Alihan Büyükçolak
Coğrafya, İbn Haldun Ve Türklerin Yerleşme Düzeni / Lütfi Bergen
Türk Şehrinin Düş
Bu çalışmada Türk kültür coğrafyasının ana kaynaklarından Türk halk bilimi ve gelenekli Türk edebiyatı, fütüvvet-nâmeler, ölçülü sözler, manzum bilmeceler, ikincil sözlü kültür bağlamında Neşet Ertaş'ın türkü dağarcığı, âşık edebiyatı ve yerleşim adları konulu araştırmalara/incelemelere yer verilmektedir. Türk Kültür Coğrafyası - Halk Bilimi ve Edebiyat Araştırmaları adlı bu kitap; Türk Kültür Coğrafyasının Ana Kaynakları, Fütüvvet Kültürü ve Bu Kültürün Kökenleri, Manzum Söz Varlığı ve Türkü Kültürü, Coğra
14. Yüzyıl gezginlerinden İbn Battuta (1304-1368) Fas´ın Tanca şehrinde dünyaya geldi. Bu şehirden çıktığı ve 28 yıl süren gezileri boyunca Mısır, Arap Yarımadası, Irak, İran, Anadolu (başta Osmanlı Beyliği olmak üzere o dönemin belli başlı beylikleri), Deşt-i Kıpçak, bizans (İstanbul), Orta Asya, Hindistan, Maldivler, Çin ve Endülüs´ü gezen İbn Battüta devlet ve toplum yapıları, inanç ve adetleri, doğal özellik ve ürünleriyle tanıttığı bu ülke ve şehirlerin 700 yıl önceki durumlarını başarıyla yansıtır. Ya
Bu kitap 14.yy'da yaşamış ve İslam Coğrafyacıları içerisinde önemli bir yere sahip olan Ebü'l Fida'nın Takvimü'l-Büldan adlı eserinin tercümesidir.
Müellif eserini kaleme almadan önce birçok Coğrafya kitabı incelenmiş, bu coğrafya kitaplarının eksik yönlerini tek tek ortaya çıkarılarak bu eksikliği gidermeye çalışmış ve bu eseri kaleme almıştır. Takvimü'l-Büldan tam olarak bir seyahat kitabı niteliğinde olmamakla beraber, teknik bir Coğrafya kitabı çizgisinde de bulunmamaktadır. Ebü'l Fidâ bu eserini kalem
Harita konusu sadece coğrafyacıların görmesi gereken bir alan değildir. Çünkü mekânla ilgili çalışma yapan bütün bilim dalları bir şekilde harita yapar veya haritaya ihtiyaç duyar. Bir biyolog, bir bitki türü çalışırken, bu bitkinin mekânda nerelerde yetiştiğini harita yardımıyla görebilir ve gösterebilir. Bir tarihçi, anlattığı uygarlığın nerede ve nasıl bir mekânda devlet kurduğunu, önemli bir savaşın cereyan ettiği arazinin durumunu vb. konuları sadece haritalar yardımıyla görebilir ve gösterebilir. Yine
Ülkemize girişinden itibaren ilginç bir gelişim süreci yaşayan tarihi coğrafya, özellikle son 25-30 yıldır adından sıkça bahsedilir bir saha haline gelmiştir. Bu son dönemde, Türkiye'de yeni çalışılan bir saha durumundaki tarihi coğrafya, ne yazık ki bir çoklarınca yanlış anlaşılıp uygulanmaktadır. Aslında, tarihi coğrafya aynı tarihi sosyoloji, tarihi jeoloji, tarihi dilbilim vb. örneklerinde olduğu üzere, günümüzde ait olduğu bilimin yöntemlerini sadece geçmişe uygulayan bir alt disiplinidir.
Yine t
Yerleşme insanoğlunun dünyada oluşturduğu en büyük eseridir. İnsanın en temel ihtiyaçlarından birini oluşturan barınma, yerleşmeler vasıtasıyla karşılanır. Yaşanılan çevrenin doğal ve beşeri özellikleri, yerleşmelerin şekillenmesinde son derece önemli bir rol oynar. Yeryüzündeki doğal ve beşeri koşullar, yerleşmelerin özelliklerinde etkili olmaktadır. Temel üretim aracı durumundaki tarım ve hayvancılık gibi faaliyetlerin etkin olduğu kırsal yerleşmeler de bulundukları ortamın doğal, kültürel ve ekonomik öze
Kırsal alanların güzelliği büyüleyici ve eşsiz. İnsanlar dürüst, kibar ve yardıma hazırlar. Lord Byron şöyle demişti: 'Gerçek bir Türk ağasından ya da özel Müslüman beyefendisinden daha namuslu, arkadaş canlısı ve yüce gönüllü bir kişi daha yoktur.' Bu sularda bir tekne içinde, bütün kıyıları çok güzel ve her bir dağı, burnu, vadisi, şehri ve köyü eski günlerin parlak tarihi ile bağlantılı olduğundan çok ilgi çekici olan Karadeniz'i, Marmara Denizi'ni, Çanakkale Boğazı'nı ve Ege Denizi'ni gezmek İstanbul'da
Bu kitap, Türkiye üniversitelerinde coğrafya bölümlerinde öğretime başlayan öğrenciler ile coğrafya bilimiyle tanışmak isteyen üniversiteden ve dışarıdan her okuyucuya bir davettir. Burada özellikle çağrı, çağırma anlamına gelen davet kelimesi kullanılmış olup nedeni hem gerçek anlamda okuyucuyu coğrafyaya çağırmak hem de diğer coğrafyaya giriş kitaplarından farklı bir kitap olduğunu vurgulamaktır. Gerçekten de Türkiyede şimdiye kadar hazırlanan hiçbir coğrafya kitabında, burada ele alındığı gibi bir bakış
Bu kitabın konusunu oluşturan keşifler, aynı zamanda Avrupa'nın hikayesidir. Bu küçük kıtanın dünyayı yeniden şekillendirmesinin hikayesi. Avrupa tarihinde bu derece tutkuyla gerçekleşen yayılma faaliyeti pek az görülür. Yeni dünya düzeni ile sıkı sıkıya bağlı olan keşifler, insanın yeni yerleri bilmesi, ele geçirmesi ve sömürmesi ile gerçekleşen büyük bir ekonomik sistemin merkezinde durur. Bu nedenle, o dönemi bilmek, günümüz dünyasını anlamlandırmanın anahtarı gibidir. Bugünün, ekonomik, siyasi ve sosyal
Günümüzde dünya ekosisteminin ortamla ilgili olan sorunları, hem çok çeşitli, hem de ekosistemdeki etki payları çok farklıdır. Özellikle, gelişmiş ülkelerin üzerinde fazlasıyla durdukları ortam ve onun sorunlarının incelenmesi, Türkiye için oldukça yenidir. Bu nedenle eserde, ekolojik ortam olarak Türkiye seçilmiş olup, atmosfer, su ve hava ekosistemleri ayrı ayrı incelenerek, sorunları belirlenmeye çalışılmıştır.
Türkiye ortam sorunlarını farklı ekosistemlere göre neden-sonuç ve dağılış ilkesi çerçevesind
Özellikle son yıllarda üzerine yapılan araştırma ve tartışmaların arttığı interdisipliner bir araştırma sahası olan tarihi coğrafya, Türkiye'de hızla daha geniş çevrelerde duyulmaya ve ilgi çekmeye başlamıştır. Bu bağlamda her geçen yıl daha fazla üniversitede, daha fazla bölümde ders olarak okutulmaya başlanmış, dolayısıyla bu durumun hem sebebi, hem de sonucu olarak tarihi coğrafya sahasında daha fazla eserin hazırlandığı görülmektedir. Bütün bu gelişmelere rağmen, yine de, halen ülkemizde bu sahad
Tarih gibi, arkeoloji gibi, diğer tüm disiplinler gibi, bir tarihi coğrafya araştırmasının gerçekleştrilebilmesi de ancak eldeki kaynaklarla mümkündür. Tarihi coğrafyada, genel çerçeveden bakıldığında sözlü ve yazılı her türlü malzeme, arazinin kendisi, geçmişten gelen belgeler, mimari yapılar, geçmişe ait bir kalınti bir alet, bir eşya vb. kaynak olarak kullanılabilir ki, kaynakların tespit, seçimi ve kullanımı her disiplinin kendi bilimsel yöntemleri ve metodolojisi çerçevesinde belirlenir.
Bu çalışmada
Erciyes'in Rüyası Kayseri, Evliyâ Çelebi'nin deyişiyle kayserlerin taht yeri Kayseri üzerine... Şehir sadece, Rum ülkesinin ortasında Erciyes Dağı'nın kuzey, yıldız ve batı tarafı açık olup faydasız lodos rüzgârı tarafı kapalı olduğundan yaz aylarında güz günlerinde daima havası saba rüzgârı ve nesim rüzgârı olan güzel havasıyla; yeryüzünde benzeri olmayan ve padişahlara hediye gönderilen sığır pastırması ve et sucuğuyla ele alınmıyor. Antik Dönem'den Selçuklulara, Osmanlı'ya, günümüze uzanan bir bakışla, a
14. Yüzyıl düşünürü İbn-i Haldun Coğrafya Kaderdir demiştir. Üzerinde yaşadığımız yeryüzü, yüzbinlerce yıldır insanoğluna ev sahipliği yapmıştır. Dünya ısınmış, soğumuş, yanardağlar patlamış, salgın hastalıklar yayılmış ve insanoğlu yaşadığı yeryüzünden etkilenmiştir. 19. Yüzyıl başlarına kadar insanoğlu doğal ortamın bu özelliğinden etkilenmiş ve bir anlamda doğal ortama bağlı olarak yaşamını sürdürmeye çalışmıştır.
Bilim, teknoloji ve kültürel alandaki değişim ve gelişim, insanın yeryüzüyle mücad
Coğrafya Derneği tarafından 2008 yılında Israrla Önerilen Kitap ödülünü almaya hak kazanan Dünyamızın Eğlenceli Coğrafyası kitabı Eylül ayında Türkiyedeki okurlarla buluşuyor. Dünya ve diğer gezegenler, Yer kabuğu ve katmanlar, muhteşem Dünya haritaları, depremler, dağlar, okyanuslar, ıssız adalar, yanardağlar, iklimler, mevsimlerin oluşumu, çöller, göller, nehirler, yağmur ormanları, kutuplar, kıtalar, Dünyanın harika ülkeleri, antik ve modern şehir rehberleri, ünlü kâşifler
Oldukça kapsamlı bir araştırma
Toplam 23 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.