Bu küçük seyahat notları, Cenap Şahabettin´in gazete sütunlarında kalmış anılarının notlarıdır. Bu seyahat notları, edebiyatımızın bir döneminde, Türk şiirine getirdiği çarpıcı, yadırgatıcı, bir o kadar da orjinal ifadeler ve duygulu söyleyişlerle önemli bir yeri olan Cenap Şahabettin´in, şairliğinin yanında nesrinin de ne kadar kuvvetli olduğunu göstermektedir. Basılmış diğer nesirleri olan Hac Yolunda, Avrupa Mektupları yanında Suriye Mektupları ve nihayet Afak-ı Irak, onun bu sahada da kuvvetli bir kalem
Pencereden bakarken, dışarısı değil de camı görebilirsek şiirin ne demek olduğunu anlarız.
Bu şiirinizle neyi anlatmak istiyorsunuz, diye sorarlar. Ozan bunun yanıtını bulamaz. Bulduğu anda şiirini yok etmiş demektir.
Eskiden beri süregelen bir şiir sanatı var elbette, ama şiirin değişmediği anlamına gelmez bu. Bence şiir tarihini şu iki büyük bölüme ayırabiliriz:
a-Güzelleştirilmiş düzyazı olarak şiir,
b-Düzyazıdan yakasını kurtarmış olan şiir.
Melih Cevdet Anday
Şiir, bir yazarın dil duyarlığını turnusol kağıdı gibi ortaya çıkarır. Aslında öykü ve roman da öyle. Şiirde fazladan kullanılmış ya da yerine oturmamış bir sözcük varsa kendini hemen belli eder.
Okuyucu bunu anlıyor da yazan anlamıyorsa, okuyucu yazandan daha çok şairdir diyebilirimç Çünkü şiir, şiirden çıktıktan sonra okuyucuda süren, hatta onda gelişen bir metindir.
Güçlü bir el silkeledi ben sonra
Sanırım tanrının eliydi,
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan,
Çok şey görmüşüm gibi
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan
Ah dedim sonra,
Ah!
Betül Tarıman, imge ´meseller´i anlattığı şiirlerini ´gülün hayata akıştaki´ hızı ile yazıyor. ´Kardan harfler´le. Ve elbette şu soruyu gözardı etmeden: ´Kim erkendir?´
Güle Gece Yorumları´ndaki şiirleri, ´gece fotoğrafları´na da benzetebiliriz. Tarıman ´2000 Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülü´nü aldığı Kardan Harfler kitabından sonra yazdığı şiirlerden oluşuyor Güle Gece Yorumları.
Tarıman´ı okurken, şiirin ´fırtınadan, odalardan, uçurumlardan´ kurtaracak siz´e gitmenizi olanaklı kıldığını düşünüyorsunuz; ´Ş
Uçuruma Düşen Nehir, Oya Uysal´ın ´1997 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü´nü kazandığı kitabı. Uysal´ın daha önce Can Yayınları şiir dizisinde çıkan Mevsimini Kaybetmiş Rüzgâr da ´1999 Cemal Süreya Şiir Ödülü´nü kazanmıştı.
Oya Uysal, ´kenarına iliştiği hayat´ın kırdığı insanları yazıyor; ´yıkıntılar arasında kendini arayan´ insanları... ´Ve artık hayatın anlamını aramaktan vazgeçip´ öteki´nin ´hayatındaki anlamı´nı arayanları...
Oya Uysal´ın şiirlerini okurken, ´tuhaf bir şekilde´ tutunduğunuz hayatın, ´sayf
Git. Yanlışı olmayandan koru kendini. Dağ koyaklarının rüyasını uyu. Gecenin sahibi korku değil her zaman. Üstünü örtecek bir yurtsuz bulunur elbet. Mahşerini sev. Onu sen kurdun. (...) Git. Kapan. Gör, yalnızlığın yatışmaz kalabalığını.
Kiraz mevsiminde rakı içmedim
Yatmadım olmadık kuytuluklarda
Serumlarla doldur boşalt yaparken bedenim
Bekledim sessizce gönlümün ücralarında
Dünyaya yine de bir ağırlıkmış hacmim
İzmit`te bir sevgili, ölüm oruçlarında iki çocuk yitirdim
Ne ilgisi var, Türkiye buralar
Alnımı toprağa yapıştırıp yürüdüm
Yirminci yüzyılın tartışmasız en önemli şairlerinden biridir E.E. Cummingis. Görsel sanatlara olan yakınlığıyla, dize bölme, deyimsel konuşma, alışılmadık sözdizimi, sıkıştırılmış sözcükler ve büyük haraf kullanma gibi yenilikler getirmiştir şiir sanatına. Geleneksel kalıplardan koparak zengin bir düşgücüyle kaleme aldığı şiirleri, sıradışı bir lirizmin, oyunlar oynamanın, teknik ustalığın ve tutkulu sevmenin görkemli yansımalarıdır. Çoğunluğun düşüncelerini reddetme, bireyin öne çıkışı ve aşkın kutsanışı e
Abdülkadir Budak, bundan önce Can Yayınları arasında çıkan Ahşap Anahtar´la açtığı kapıdan eve giriyor ve Eve Zamanı´nı anlatıyor. Türk şiirnde ´ev´cil şairlere (Behçet Necatigil, Ziya Osman Saba) eklemlenen bir şair mi Abdülkadir Budak? Pek değil; -çünkü ´ev´i yazmak, onun için oturduğu evlere ´kötü şiirler´ yazan biridir o...
´Kötü şiirler´ acaba, bu kitaptaki gerçekten benzeresiz şiirler bağlamında bir ´ironi´ olmasın? Öyle olmalı; -çünkü ´ev´lerin ´kara mizah´ ya da ´ironi´ olduklarını söyleyen bir şai
Yağmur şairi Nurullah Genç, yepyeni bir şiir kitabıyla okurlarının karşısına çıkıyor:
Ey benim aynalarda gülümseyen çokluğum
Nar tadında umutlar taşıyan çocukluğum
Gözlerinin ışığı yayıldı mahzenime
Ey benim can sarayım. ey benim eşsiz kuğum Asil tebessümünü düşürdün izlerime
Müpteladır gemiler benim denizlerime
Gülümsedim; kalmadı kaderim. burukluğum
Çehresinde hatıran büyüyor bebeklerin
Gizemine aşina varlığın ve yokluğun
Bu şiirin devamı ve Nurullah Genç´in birbirinden güzel diğer şiirle
Abbas Sayar şiirlerini aruz, hece ve serbest vezinle kaleme almıştır. Aruz vezniyle yazdığı şiirler çoğunlukla gazel ve rubaî tarzındadır. Bir araya getirilecek olursa ´Divan-ı Nailî´ diyebileceğimiz eski şiirin rüzgarlarıyla yazılmış bu şiirler içerisinde tarz-ı kadimin ustalarına, bu arada Nedim den Kerküklü Rasih e, Niyazi-i Mısrî den Kuşadalı İbrahim Efendi ye uzanan, daha çok tasavvufi neşve ile yazdığı tanzirlerle dikkati çekmektedir. Hece ile yazdığı şiirlerde ise tam bir Orta Anadolu çocuğudur.
Bugün su ve dolunayın ilk günü
asri gül saatlerindeyim
sular ve melekler içindeyim.
Birazdan gözlerinin
kristal tenine salar beni meleğim.
Gitme, bütün şarkıların sonunda
biriken ateşimle kal
yansın sularda biriken tenim.
Gitme, herkesin yeni bir düş için
dolunaya durduğu gözlerden
ölüme mühürlenmiş bir aşkın
kokularını akıt ruhumun kıyılarına.
Hoşçakal su güzeli meleğim.
aşkın özgürlüğünü yaşayan ve yaşatmayanlar ise, hiçbir özgürlüğü hak edemezler! Ve her şeye rağmen: Aşk, dinmemiştir/Yine de dalgındır elleri aşkın/Ve sıcaktır bir yurt kadar...
www.yilmazodabasi.com
Abdülhak Hâmid´in bütün şiirleri bu kitapla tamamlanmaktadır. Şairin gençlik eserleri olan Kahpe (Bir Sefilenin Hasbihali) ve Garam genç yazarın kafasındaki bütün problemleri yakından dile getirdiği şiirleridir.
Onun birçok eserinin -Makber de dahil- başlangıcı bu kitaplardadır. Kabına sığmayan, feryat eden, başka âlemler arayan Hâmid´in yenilikçi yönünü gösteren bu ilk dönem eserlerinden Garam ne yazık ki yazılır yazılmaz basılamamış, tefrika edilebilmek için II. Meşrutiyet´i, kitap hâline gelmek için de
İnsan bir okyanus koymalı bazen
arasıra ayak izlerinin,
sığınsa da kalbine gezerek ısıttığı karalar
zalim kahramanı olmalı bütün renk edişlerin.
Çok görülmüştür kartalın kıyıdan döndüğü
kaplanın yırtıcı merakıyla denizden yüzgeri ettiği,
ama bir kere olsun erkek dediğin
bırakıp ardında ata mezarlarını
uzak volkanların kaynayıp söndüğü
adalara gitmeli, adını söylesin diye
bir taşın içinden evini yakan ateş.
Osmanlı medeniyetinden bize intikal eden nadide el yazmaları, kültür mirasımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Kütüphanelerimizde binlerce örneği bulunan bu eserler, muhteşem bir kültür mirasının tanıklarıdır. Bugüne kadar çeşitli alanlara ait olmak üzere el yazması nüsha incelenip değerlendirildi ve basıldı.
Kütüphanelerimizde incelenip değerlendirilmeyi bekleyen hala binlerce nüsha bulunmaktadır. Her yönüyle paha biçilemeyecek kadar kıymetli olan bu eserlerin bir an önce incelenmesi ve gün ış
Yüreğimi bir kalkan bilip, sokaklara çıktım
Kahvelerde oturdum, çocuklarla konuştum
Sıkıldım, dertlendim, sevgilimle buluştum
bugün de ölmedim anne
Kapalıydı kapılar, perdeler örtük
Silah sesleri uzakta boğuk boğuk
Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük
Bugün de ölmedim anne
Bu okuyacaklarınız, otuz sekiz yaşında dolu dolu yaşadığını sanmakta olan bir adamın geriye dönüp baktığında, zayıf hafızasına biryerlerden takılıp kalmış gerçek hayat kartpostallarıdır.
Onlardan herhangi birini, dilediğiniz herhangi birisine armağan edebilirsiniz... Bu bir şiir ya da hayatın kıyısından küçük bir anı olabilir.. Çünkü bütün bunları sizlerin de varoluduğu bir dünyada sizlerle birlikte yaşadım..
İçindeki herhangi bir devi, bir ejderhayı, bir teyzeyi, misket oynayan küçük bir çocuğu, yazlık b
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 980-1000 /
Aktif Sayfa : 50
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.