Daha önce Arşimed'in Hamamı, Bir Bilim Söylenceleri Kitapçığı ile tanıdığımız fizikçi yazar Nicolas Witkowski, bu kez okuyucuyu genellikle sıkıcı olarak kabul edilen geleneksel bilim tarihi anlatmak yerine son derece keyifli bir yolculuğa davet ediyor.
Bilimlerin Duygusal Tarihi'nde okuyucu, ... kurbağaların karnını yaran ve büyücülerin cinsiyetlerini araştıran bir cerrahla, havai fişekli uçurtmalar yapan bir Newton'la, bir düzine salyangozun kafasını kesen bir Voltaire'le ile atomun çekirdeğini büyülü
Kitapta yer alan bölümler
Bir cinayetin anatomisi: Medya, şiddet ve toplumsal cinsiyet
Z. Selen Artan-Bayhan
Kadınların evlenmeme ile baş etme yolları: Kaçarak reddetmek!
Yasemin Yüce Tar, Kezban Çelik
Köylü, işçi, tehlikeli: Türk sinemasında gecekondu ve kentsel mekândaki dönüşüm
Burcu Şentürk
Taze gıda sektöründe gelenekselden modern tedarik zincirine geçiş süreci ve kendi toprağında işçileşen küçük çiftçi
Ebru Seçkin
Özel dershanelerin dikotomik üretimi: Kamusal bir hizmet mi? Toplumsal bir sorun
Etnisite, kültür, kimlik konularındaki hararetli tartışmaların olmazsa olmazı Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi... tekerlemesinin tam göbeğinde adları geçse de Lazların siyaset ve akademideki tartışmaların birincil özneleri olmadıkları aşikâr. Nilüfer Taşkın, müzik ağırlıklı olmak üzere kimlik teorisinden milliyetçiliğe, ekonomi politikten performans teorisine kadar uzanıp günümüzdeki Laz kimliğinin genel bir çerçevesini çizerek Laz halkını biraz daha yakından tanımamıza ve anlamamıza yardımcı oluyor.
Lazların k
Cep telefonları ve iPod'lar niçin birer moda aksesuarı haline geldiler? Niçin bazı insanlar son model mutfaklar döşemek için çuvalla para harcarlar? Nesnelere duyduğumuz bağlılık sağlıksız ya da mantık dışı mıdır?
Nesnelerin üzerimizdeki gücünü, tüketim kültürünün bir sonucu olarak açıklamak, kuşkusuz konuyu aşırı basitleştirmek olacaktır. Ian Woodward bu çalışmasında, maddiyatı kültürün bir bileşeni olarak incelemenin çeşitli yollarını sistematik biçimde analiz ediyor. İnsanın benlik algısını ve toplumu a
İnsan türünün kader sorusu, kültürünün gelişmesinin, insanların bir arada yaşamalarından kaynaklanan saldırganlık ve kendini imha etme dürtüsüne hâkim olmasının mümkün olup olamayacağı ve olursa, bunun ne ölçülerde mümkün olacağı sorusuymuş gibi geliyor bana. Bu bağlamda belki de tam da içinde bulunduğumuz dönem özel bir ilgiyi hak ediyor. İnsanlar şu noktada, doğa güçlerine hâkim olarak bu güçlerin yardımıyla birbirlerinin kökünü son insana kadar kazımakta hiç de zorlanmayacak hale geldiler. Bunun farkında
Geçen yıl aramızdan ayrılan Bilge Mimar Turgut Canseverin daha önce yayınlanmamış yazıları Osmanlı Şehrinde bir araya getirildi. Ülkemizin düşünce dünyasının en önemli aktörlerinden Turgut Cansever yaşadığı sürece insanın dünya üzerindeki vazifesine dikkat çekti, hep kâinatın hüsnü muhafazasının ve insanın dünyayı güzelleştirme görevinin üzerinde durdu. Dünya üzerinde Ağa Han Mimarlık Ödülünü üç kez alan tek kişi olan Cansever, Osmanlı Şehrindeki makaleleri ile de insanın bu en temel vazifesine ve bu vazife
Ocak 2015'te Paris'te girişilen cinayetler haklı olarak büyük bir tepki doğurdu ama aynı zamanda Müslümanların Avrupa'daki varlığına dair kamuoyunda yer alan önyargıları ve kafa karışıklığını da artırdı. Şimdi Avrupa'da en çok ihtiyaç duyulan şey, Müslümanların varlığını ?zıt kategoriler vasıtasıyla düşünmeyen bir sağduyu geliştirmek.
2009-2013 yıllarında Avrupa'nın 21 kentinde göçmen ?sıradan Müslümanlar ile onların Müslüman olmayan komşuları ve hemşerileri olan ?kökten Avrupalıları yüz yüze tartışma topl
?Ben özellikle öğretmenliği çok çok idealist yaklaşarak yapan birilerini
göremiyorum. [Üniversitede] Öğretmenliği idealist olarak yazanlar
matematik öğretmenliğini yazarlar. Onun gerekçesi de özel dersler
vererek ekstra paralar kazanmak.
Bir öğretmen
Öğretmenliği idealizmle tanımlama, ?kutsal meslek sayma
alışkanlığı belki hâlâ sürüyor fakat buna inananlar artık pek az.
Başta öğretmenlerin kendileri olmak üzere... Öğretmenlik nasıl
değersizleşti? Daha serinkanlı soracak olursak: Nasıl değişti?
Teknolojik de
?Fuar deyince, Türkiye'de uzun yıllar boyunca İzmir Fuarı anlaşıldı.
Kültürpark'ta her yaz düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı,
1950'lerden 1980'lere uzanan zaman kesitinde, memleketin en önemli
kültür olaylarından biriydi. Hâlâ da hayatta, fakat o altın çağındaki
parıltısından uzak. Fuar'ın 2015'te yeni yerine taşınmasıyla, Kültürpark
mekânının ise sonu gelmiş oldu.
Elinizdeki kitap, İzmir Fuarı'nın uzun hatırasıyla çok katmanlı, çok
yönlü bir yüzleşme denemesi. İzmir Fuarı, nasıl bir modernlik ve
ulusal
Müslüman toplumlarda özel alan-kamusal alan ayrımının kadına ve aileye ilişkin boyutu ile siyasete ilişkin boyutu arasında özgün çakışmanın hatta eklemlenmenin nedeni: kadınları eve bağlı (özel) alanlarından kamusal alana çekme girişimlerinin -ki bu girişimlerin nihai amacı toplumsal yapının bir bütün olarak batılı modele göre değiştirilmesini sağlamaktı- yerli seçkinler tarafından bir 'modernleşme gereği' olarak benimsenmesi ve hukuksal yaptırımlarla desteklenerek ulusal politikalara bağlanmış olmasıdır. B
Modern toplumda özgürlük ve bireysellik arttıkça, güvensizlik duygusu, yalnız kalma endişesi de artıyor. Siyasi hareketlere temel oluşturacak bir güvenlik ve aidiyet arayışı, alternatif bir toplumsallık düşüncesi yeniden ortaya çıkıyor. Bireyler, yuvasızlık hissinden kurtulup kendilerini evlerinde hissedebilecekleri topluluk, aidiyet ve dayanışmanın sıcak dünyasına eğilim gösteriyorlar.
Topluluk uzun zamandır toplum kavramıyla karşıtlık sergiliyor ve son zamanlarda modern devletin vaatleri karşısında yaşan
Sara Ahmed duygu, beden ve dil üzerine eleştirel düşünceye yaptığı bu büyük katkıda, duyguları rasyonel düşüncenin gölgesinden kurtarıp hak ettiği konuma geri yerleştiriyor. Duyguların, bedenleri ve kültürleri şekillendirmedeki rolünü incelerken, retoriğe dair yenilikçi analizleriyle bunların dile getirilme tarzının önemini de gözler önüne seriyor.
Duyguların Kültürel Politikası'nda ırk, toplumsal cinsiyet ve cinsellik arasındaki kesişmelerden yola çıkılarak ötekilerin nasıl duyguların nesnesi haline geldi
Simmel, bir disiplin olarak sosyolojinin kurucularından biri olmasına ve özellikle Kracauer ve Benjamin gibi Frankfurt Okulu kuramcılarını derinden etkilemiş olmasına rağmen uzun yıllar unutulmuş bir düşünür olarak kaldı. 80'li yıllarda başlayan modernlik tartışmalarıyla birlikte, özellikle Anglosakson düşünce dünyası içinde önemi yeniden fark edilen Simmel'in kaleme aldığı çok sayıda eserden yapılmış bir seçki Bireysellik ve Kültür. Seçkide sosyolojinin kültür, tahakküm, çatışma, mübadele gibi temel kavram
Bu çalışma temelde, ekonomik faaliyetlerin insan faaliyetlerin dışında işleyen soğuk ve kalpsiz bir sistem, bir makine olduğu varsayımlarının aksine, iktisadın hayati, canlı, insan yapımı olduğu, etik seçimlerimizle şekillendiği ve hem bireysel hem de toplumsal bir aktör olduğu düşüncesinin ilk ekonomilerden modern ekonomik yapılanmaya bir değerlendirmesini hedeflemektedir. Zira ekonomi, ruh ile bedeni bütünleştiren bir yapıda ele alınmalıdır. Bu metaforun gündelik hayattaki en güzel karşılıklarından birisi
Sınırlar genellikle uluslararası ilişkiler veya siyaset biliminin konusu olarak ele alınmakla birlikte neredeyse bütün ulus-devlet sınırları vatandaşlarına bir kültür ve kimlik algısı dayatır. Bu bakımdan sınırlar toprak üzerinde kurulduğu kadar insanların zihinleri üzerine de çizilir. Bazen toprağa çizilen sınırların insan zihinlerinde veya kültürlerinde tam bir karşılığı olmayabilir. Bu durumda coğrafi sınırlar büyük ölçüde etkisiz ama bir o kadar da yaralayıcıdır. Her halükarda sınırdaki yaşam ve kültür,
Dünyayı idrak etmiş, belli seviyeye gelmiş aydınların hemen hemen tamamı çağımızın milliyetçilik çağı olduğunu çok sık tekrar ederler. Milliyetçilik nedir? sorusuna da milletini sevmek veya milleti için çalışmak gibi cevaplar verirler. Sevmek subjektif bir olaydır; tartılmaz, ölçülmez; kimin milletini sevdiğini veya kimin daha çok sevdiğini nasıl anlayacağız? İstisnai tipler hariç herkes milletini sever. Zerre kadar aklı olan bir kişinin de milletim için çalışmam dediği duyulmamıştır. Öyleyse herkes milliye
Bu kitap, Anadolu'nun Efendilerinin yani, Avşar ve diğer Türkmen aşiretlerinin yerleşik hayata geçtikten sonraki yaşayışlarını ve oluşturdukları kültürlerini anlatmaktadır: Evlikteki beşik, üzerindeki aşık. Aşık atmanın çeşitleri, duvar yıkıp helik ayıklama. Türkmen çadırında el göğüste hizmet eden delikanlılar. Düğünlerde oynanan oyunlar, geceleri yüksük saklamalar. Cirit oyunları ve sonunda vurulan hota değnekleri. Topuğu ile tümsek söken pehlivanlar. Nalçalı kundurasını yere vurarak la leylim çeken Afşar
Hasan Bülent Kahraman, yankı uyandıran Türkiyede Görsel Bilincin Oluşumundan sonra Türkiyede Yazınsal Bilincin Oluşumu kitabıyla Türkiyede Modern Kültürün Oluşumu dizisini tamamlıyor. Böylece, iki kurucu figür olan imgeler ve kelimeler üzerinden modernleşme tecrübemize farklı bakış açıları getirmeye devam ediyor.
Kahraman, Tanzimattan bugüne Türkiyede yazınsal bilinç ve kültürün oluşumunu, Servet-i Fünundan, İkinci Yeniye postmodern kurmacadan yeraltı edebiyatına, kötülük kavramına kadar çok geniş bir spekt
Elinizdeki eser, Yeni Gün/Nevruz üzerine uzun bir süredir yürütülen çalışmanın bilim dünyasına ve topluma sunma arzusunun ürünüdür. Tarihî ve sosyolojik bir bakışla Türk dünyasının Yeni Gün Bayramı geleneği ele alınmaktadır.
Yeni Gün/Nevruz Türk dünyasının ortak bayramıdır. Orta Asyadan Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatarlardan Azerbaycan, Anadolu ve Balkan Türklerine kadar tüm Türk toplulukları bu geleneği canlı olarak günümüze kadar taşımışlardır. Nevruz, halkın bir eğlenme, neşelenme günü olduğu ka
Modern folklor araştırmalarının tespit ettiği, günümüzde artık tartışmasız kabul edilen gerçeklerden biri de, pek çok efsane, destan, menkıbe ve hatta masalın, hakikatte tarihi bir hadisenin halk muhayyilesinde hasıl ettiği yankı sonucu- bozulmuş şeklinden başka bir şey olmadığıdır. İşte bu vakanın tipik örneklerinden biri de, özellikle Anadolu ve Balkanlar Türk folklorunda çok tanınmış olan kesik baş motifli belirtilen türlerdir.
Toplam 131 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.