Yapıtlarının sanat değeri öylesine yüksek, renkleri öylesine parlak, taze, özgün; çevremizdeki yaşamı betimleme tarzı öylesine yalın, öylesine Çehov’a özgü ve yalnız onun bildiği, kimseye açıklamadan yanında alıp götürdüğü duyarlılıklarla doluydu ki,
bu durum ister istemez insanın aklına kehanetlerinin, yaptıkları büyülerin gizini başkalarına vermeden mezarlarına götüren masallardaki sihirbazları getiriyor.
–İGNATİ NİKOLAYEVİÇ POTAPENKO
Yapıtlarının sanat değeri öylesine yüksek, renkleri öylesine parlak, taze, özgün; çevremizdeki yaşamı betimleme tarzı öylesine yalın, öylesine Çehov’a özgü ve yalnız onun bildiği, kimseye açıklamadan yanında alıp götürdüğü duyarlılıklarla doluydu ki,
bu durum ister istemez insanın aklına kehanetlerinin, yaptıkları büyülerin gizini başkalarına vermeden mezarlarına götüren masallardaki sihirbazları getiriyor.
–İGNATİ NİKOLAYEVİÇ POTAPENKO
Aleksey Feofilaktoviç Pisemski (1821-1881): Romancı ve oyun yazarı Pisemski yazmaya ve tiyatroya ilgi göstermeye on iki yaşında Kostromsk Koleji’ne girdiğinde başladı. Öğrenimine Moskova Üniversitesi’nde devam etti. Bu sırada sahneye de çıktı ve ün kazandı. 1844’te üniversiteyi bitirdi, iki yıl memurluk yaptıktan sonra istifa etti. Anayurt Notları dergisinin sahibinin kızı Yekaterina Pavlovna Svinina ile evlendi. Bu evlilik edebiyat çevrelerinde tanınmasını sağladı. Üstün anlatı yeteneği ve gerçekliği gayet
Ali Benice çevirisi,
Murat Belge’nin önsözü,
Yazar ve dönem kronolojisi,
Kitaba dair görsellerle.
Mercan Adası, bir serüven hikâyesi anlatmanın yanında Viktorya dönemindeki kolonyal sistemi ve Hıristiyanlığın yayılışını da ele alan bir başyapıt.
Şiddetli bir fırtına yüzünden gemileri batan Ralph, Jack ve Peterkin bir adaya sığınır. Hayatta kaldıklarına sevinmeye fırsat bulamadan, buranın bir ıssız ada olduğunu anlamalarıyla daha çetin bir hayatta kalma mücadelesi başlar. Balık avlamakla, sandal yap
Kızılderililer diye de bildiğimiz Amerika kıtasının Avrupalılar tarafından işgal edilmeden önceki sakinlerine dair muhayyilemizde ne yazık ki çoğunlukla Hollywood sinemasının eski western filmlerinde karşımıza çıkan bir imge vardır: barış fikrinden uzak, atının üstünde çığlıklarla hasımlarına saldıran, yüzü ve bedeni boyalı bir barbar ve vahşi. Oysa bu imgenin tarihî gerçeklerle uzaktan yakından bir ilişkisi yok. Kendi geçmişindeki kabile yaşamı ve inançlarını yer yer şiirsel diyebileceğimiz ifadelerle akta
Acıyı hafifletmekle elimize ne geçecek? Birincisi, ıstırabın insanı mükemmelliğe götürdüğünü söylerler. İkincisi ise eğer insan acısını haplar ve damlalarla hafifletmeyi öğrenirse, şimdiye kadar tüm kötülüklerden korundukları ve hatta türlü sıkıntılarını aştıkları dinsel inançlarını, felsefeyi bırakmazlar mıydı? Hayat sinir bozucu bir tuzaktır. Düşünen bir insan, olgunluğa eriştiğinde ve olgun bir bilince ulaştığında, istemeden kendini, çıkış yolu olmayan bir tuzakta gibi hisseder. Hayatın tragedyasını böyl
Anton Pavloviç’e piyeslerinin başarısını zehir eden bir şey varsa o da seyircilerin coşkulu çağrısına dayanamayıp sahneye çıkmak zorunda kalmasıydı. Bu yüzden ansızın ortadan yok oluyor, sahneye çıkmasını isteyen alkışlar kesilmek bilmeyince birimiz kalkıp yazarın tiyatrodan ayrıldığını söylüyorduk. Anton Pavloviç çoğu zaman canı öyle istediği için kulise, bizim yanımıza geliyor; soyunma odalarını sırayla gezerek coşkularıyla heyecanlarıyla, başarılarıyla, başarısızlıklarıyla, yaşamı daha derinden duymaya y
Anton Pavloviç’e piyeslerinin başarısını zehir eden bir şey varsa o da seyircilerin coşkulu çağrısına dayanamayıp sahneye çıkmak zorunda kalmasıydı. Bu yüzden ansızın ortadan yok oluyor, sahneye çıkmasını isteyen alkışlar kesilmek bilmeyince birimiz kalkıp yazarın tiyatrodan ayrıldığını söylüyorduk. Anton Pavloviç çoğu zaman canı öyle istediği için kulise, bizim yanımıza geliyor; soyunma odalarını sırayla gezerek coşkularıyla heyecanlarıyla, başarılarıyla, başarısızlıklarıyla, yaşamı daha derinden duymaya y
Bir devrimin fitilini yakmaya hevesli, haris felsefe öğrencisi Rosenthal, devrimci saiklerle yola çıkan dört genci hem budalaca hem de ölümcül bir komplonun içine çeker.
Bütünlüklü bir programdan yoksun, küçük burjuva karakterli bu "bağımsız" yolun çıkışsızlığı daha başından belliyken, kendisi de örgütlü bir komünist olan Paul Nizan, gençliğin özgürlük arayışının, topluma ve kendisine karşı isyanının toplumsal gerçeklerle buluşmadığı ve ideolojik bir bilinçle yoğrulmadığı müddetçe nasıl sorumsuz sonuçlar d
Jack London’ın 1904 yılı Eylül ayında kaleme aldığı Oyun romanı, ertesi yıl Nisan-Mayıs aylarında ABD’de The Metropolitan ve İngiltere’de The Tattler dergilerinde tefrika edilmiş, 1905 Haziran ayında ABD’de kitap olarak yayımlanmıştır. Bu kısa roman, “işçi sınıfının kibar kesiminden” bir delikanlı ile bir genç kızın boksla kesişen kaderlerini konu alır. Yelken yapımcısı ve “ailenin küçük babası” olan yirmi yaşındaki boksör Joe Flemming, on sekiz yaşındaki sevgilisi Genevieve’den, evlilikleri öncesi son kez
Jack London’ın 1904 yılı Eylül ayında kaleme aldığı Oyun romanı, ertesi yıl Nisan-Mayıs aylarında ABD’de The Metropolitan ve İngiltere’de The Tattler dergilerinde tefrika edilmiş, 1905 Haziran ayında ABD’de kitap olarak yayımlanmıştır. Bu kısa roman, “işçi sınıfının kibar kesiminden” bir delikanlı ile bir genç kızın boksla kesişen kaderlerini konu alır. Yelken yapımcısı ve “ailenin küçük babası” olan yirmi yaşındaki boksör Joe Flemming, on sekiz yaşındaki sevgilisi Genevieve’den, evlilikleri öncesi son kez
“Cinayet, soygun, yalan ya da bunun gibi bir suç karşısında duyulan nefretten daha güçlü olarak ilk çağlardan beri insanın temiz yüreğinde yer etmiş olan nefret...
Aranan birini devlet erkine teslim etmeye karşı duyulan nefret...”
Felaketin arifesi: 1932 yazı. Almanya’da geçim sıkıntısı zirveye ulaşmıştır. Oberweilerbach köyünde küçük çiftçiler iflasın eşiğindedir, büyük çiftçiler bile kredi sorunu yaşamaktadır. Özellikle kadınlar ve ergenler acımasız sömürünün kurbanlarıdır. Böyle bir ortamda, “
Lord Jim
Joseph Conrad, Ekim 1899’dan Kasım 1900’e dek Blackwood’s Magazine’de tefrika edilen başyapıtı Lord Jim’de, yitirilen onur, yalıtılmışlık, yanılsama ve gerçeklik arasındaki tezat, güven ve ihanet temalarına odaklanır. Patna adlı yolcu gemisi batma tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, genç bir İngiliz olan ikinci kaptanı Jim gemiyi terk etmiştir. Bu “korkakça” eylemi yüzünden duyduğu suçluluk ve pişmanlık, hayatı boyunca peşini bırakmaz. Kamuoyu önünde kınanır. Sonrasında uygar dünyadan dışlanan ve
aniel Defoe (1660-1731): Londra’da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatından sonra siyasi yergilerle yazarlığa başladı. Gözüpek bir gazetecilik kariyeri ve pek beğenilen didaktik eserlerinin akabinde, 1719 yılında onu dünya edebiyatının başköşelerinden birine yerleştiren Robinson Crusoe romanını yazdı. Defoe’nun pikaresk sayılabilecek romanlarından biri olan Albay Jack, tema olarak epey benzerlik taşıdığı Moll Flanders
aniel Defoe (1660-1731): Londra’da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatından sonra siyasi yergilerle yazarlığa başladı. Gözüpek bir gazetecilik kariyeri ve pek beğenilen didaktik eserlerinin akabinde, 1719 yılında onu dünya edebiyatının başköşelerinden birine yerleştiren Robinson Crusoe romanını yazdı. Defoe’nun pikaresk sayılabilecek romanlarından biri olan Albay Jack, tema olarak epey benzerlik taşıdığı Moll Flanders
Dünya klasikleri denildiğinde akla gelen ve bu başlığın altına girecek kitaplarıyla romancılığın büyük isimlerinden biri olan Balzac’ın, Türkçeye Vadideki Zambak ismiyle tercüme edilen romanı 1835’te yayımlanmış ve onun en bilinen romanları arasında yer almıştır. Dante’nin İlahi Komedya’sına karşılık İnsani Komedya (La Comédie Humanie) ismiyle eserlerini toplayan Balzac’ın bu romanı, İnsani Komedya’nın “Taşra Yaşamından Sahneler” bölümünde de yer almaktadır. Roman, ailesiyle ilgili bazı sıkıntıları olan ve
Rus dışavurumculuğunun öncülerinden Leonid Andreyev, Kızıl Kahkaha’da savaşın dehşet vericiliğini içeriden bir gözle, derin etki bırakacak bir kesit sunarak ifade eder. İçeriğine ustalıkla uydurulmuş sert, soğuk ve kayıtsızca dürüst metin, yalnızca cephede olan biteni aktarmakla kalmaz, evlerinde bekleyen asker ailelerine dahi tesir eden toplu delilik halini de ele alır. Andreyev’in savaşı, atılan tüm mermilerin hedefi vurduğu bir kahramanlık öyküsü değil; kopan uzuvların, mektupları evlerine ölüm haberinde
İvan Sergeyeviç Turgenyev (1818-1883): Avrupa’da ve ülkemizde eserleri ilk çevrilen 19. yüzyıl Rus romancıları arasında yer alır. Moskova, Petersburg ve Paris üniversitelerinde öğrenim gören Turgenyev döneminin Avrupalı bakış açısına sahip tek Rus yazarı olarak anılır. Zayıf iradeli Rus aydınlarını, serflerin yaşantısını, toprak sahibi soyluların aşklarını ve kendisini yakın hissetmediği radikal genç kuşağı tarafsız ve gerçekçi bir dille eserlerine aktarmıştır. 1847’de yayımlanan İnceldiği Yerden Kopar evli
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 60-80 /
Aktif Sayfa : 4
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.