ŞU DİKTATÖRLER NE YER NE İÇER?
Hitler kaprisli bir vejetaryendi. Stalin’in akşam yemeği sofraları siyasi tuzakların bir parçasıydı. Mao “devrimci”
yiyeceklerden hoşlanırdı. Çavuşesku yeme içme konusunda “hijyene” çok önem verirdi. Bokassa’nın ziyafet sofraları Fransa
krallarının soflarını aratmazdı. Saddam Hüseyin ise tam bir mutfak şovenistiydi.
Tüm diktatörlerin beslenme alışkanlıkları kişiliklerinin ve halka bakış açılarının bir göstergesidir. Totalitarizmin aynası olan
diktatör tabakları, onların m
Günümüz dünyasında neler olup bittiğini anlayabilmek için finansal sistemi kavramak büyük önem taşıyor. Son yıllarda Bitcoin gibi ödeme araçları parayı kullanma şeklimizi ve aynı zamanda hükümetler ile şirketlerin harcamalarımızı takip etmek için uyguladıkları yöntemleri değiştiriyor. Kendinize “Bu sistem nasıl işliyor sahiden biliyor muyum?” diye sorsanız yanıtınız “Evet” olabilir mi? Financial Times’ın ekonomi ve işletme alanlarında uzmanlaşmış başyazarı Gavin Jackson Tek Derste Para isimli bu kitapta İrl
Varoluşla ilgili birçok eser ortaya konmasına rağmen Hiçbir Şeye İnanmadan Nasıl Yaşanır? etkileyiciliği ve sürükleyiciliğiyle ayrı bir yere sahip. Varlığa uzanan bu yolculukta; şüphecilikten dogmatizme kadar birçok akım ince detayları ile açıklanıyor.Hayatın anlamına veya anlamsızlığına bambaşka bir gözle bakmaya yarayacak olan Hiçbir Şeye İnanmadan Nasıl Yaşanır? Her kütüphanede bulunması gereken nadir bir eser. Samimiyetle itiraf etmeliyiz ki Dünya üzerindeki varoluş nedenimizi bilmiyoruz. Evrenin ve yaş
Dünya dışı yaşam, bilim kurguda olağan bir tema, peki gerçek dünyada ciddi bir beklenti mi? Astrobiyoloji, bilimin tam da bu soruya
cevap arayan yeni dalı.
Kozmosun bir yerlerindeki yaşam olasılığı, insanoğlunun kafa yorabileceği en derin konulardan biri. Astrofizikçi Andrew May,
Yerkürede yaşamın nasıl başladığını, bunun uyarı “göstergelerini” ve bu göstergelerin Güneş Sisteminin başka yerlerinde ya da
şimdilerde Kepler ve TESS görevleriyle keşfedilmekte olan “ötegezegenlerde” nasıl tespit edilebileceğ
Kısa Mısır Tarihi 5000 yıl önce Nil Nehri Vadisi’ndeki insan yerleşimlerinden günümüze dek Mısır’ın kapsamlı ve özlü bir tarihini
gözler önüne seriyor.
Yaşamının yaklaşık 50 yılını Mısır’da geçiren Robert Tignor firavunların büyük çağından Yunan ve Roma egemenliğine, Hristiyanlığın
yükselişinden Arap fetihlerine, Osmanlı egemenliğinden Fransız ve İngiliz dönemlerine ve Nasır, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek
yıllarındaki Modern Mısır’a uzanan çalkantılı tarihin zengin bir açıklamasını sunuyor.
“Mısır tarih
Uluslararası üne sahip bilim adamı ve patofizyoloji profesörü Benjamin Bikman Neden Hasta Oluruz?’da insülin direncinin nasıl bu kadar yaygın hale geldiğini ve neden önemli olduğunu araştırıyor. Sorunu fark etmedikçe ve gidişatı tersine çevirmedikçe kronik hastalıklar daha da yaygınlaşacaktır. Ancak Bikman yararlı yemek önerileri, kolay egzersiz ilkeleri ve daha fazlasıyla bunu durdurmak ve önlemek için bir plan sunuyor. Şaşırtıcı araştırmalar ve pratik tavsiyelerle dolu Neden Hasta Oluruz? sağlığınızın kon
1974 yılında Porto Riko’daki dev Areciboradyoteleskobundan yıldızlara bir mesaj gönderildi. Amaç, dünya dışı uygarlıkları varlığımızdan haberdar etmekti. Böyle uygarlıkların var olup olmadığını elbette bilmiyoruz. SETI (Dünya Dışı Zekâ Arayışı) Programı altmış yıldır bunu öğrenmeye çalışıyor, ama şimdiye kadar dünya dışı zekânın varlığına dair herhangi bir kanıt bulamadı. Yıldızlar sessizliğini koruduğu için bazı araştırmacılar uzaya daha çok mesaj gönderiyor. Orada bulunuyor olabilecek uygarlıkları kışkırt
Neden bu kitabın adı, “Dört Adalı”? Aslında bunu çağrışımlarıyla düşünürsek, sanırım ad yerine oturur. Adalı olmak nedir? Bir adada yaşamaktır; yani “anakara”dan uzak bir kara parçasında ve dört bir yanı denizlerle çevrili bir yerde yaşamaktır. Bu anlamda, o, biraz “Robinsonad”ı, bir adasal yaşama tarzının hikâyesini hatırlatır. Ne yapar Robinson Crusoe? Şimdi felsefeciler ile bir roman kahramanının ne gibi bir bağı olabilir? Şöyle bir bağ olduğu düşünülebilir: Robinson’un yaratıldığı ethos ile Hobbes, Lock
Epiktetos’un MS 50 yılında Frigya’daki Hieropolis kentinde dünyaya geldiği sanılmaktadır. Gençliğini köle olarak geçiren Epiktetos, Nero’nun ölümünden (MS 68) kısa bir süre sonra azat edildi ve Roma’da felsefe eğitimi vermeye başladı. MS 93 yılında Yunanistan’ın Epir yöresindeki Nikopolis kentine giderek bir felsefe okulu kurdu. Epiktetos Stoacı felsefeye uygun olarak, çok az eşyasıyla büyük bir sadelik içinde yaşamını sürdürdü. MS 135 civarında Nikopolis kentinde öldü. İnsan Nasıl Mutlu Olur Epik
Rus devriminin üzerinden yüz yıldan uzun süre geçmesine rağmen Sovyetler Birliği’nin çalkantılı tarihi bizi büyülemeye ve küresel siyaseti etkilemeye devam ediyor. 1917 devrimine kadar Rus hükümetindeki radikal değişimi teşvik eden toplumsal gerilimleri ve siyasi tutarsızlıkları açıklayarak başlayan bu kısa tarih 1920’lerde yeni ekonomik politikalar ve Stalinist düzende kaydedilen ilerlemeyi kapsamlı şekilde aktarıyor. Stalin sonrası liderlerin Stalin’in yöntemlerini kullanmadan ancak geçmişi de açıkça redd
Paul Guyer, Kant felsefesini anlamaya yönelik kapsamlı çalışmasının tamamen gözden geçirilmiş ve güncellenmiş bu baskısında, Kant’ın
düşüncesindeki tüm ana yönlerin ve konuların anahtarı olarak filozofun en önemli kavramı olan otonomi kavramını kullanır.
Kant’ın hayatının ve zamanının son derece faydalı genel bir değerlendirmesiyle başlayan Guyer, Kant’ın en etkili ama en güç eseri Saf
Aklın Eleştirisi’nde uzay, zaman ve deneyimin doğası hakkındaki argümanlarını titizlikle açıklayarak onun metafizi
19 yüzyılın sonunda keşfedilen radyoaktif elementler arasında halkın ve girişimcilerin ilgisini en fazla çeken radyum olmuştu. Radyum, İngiltere Kraliçesine hediye olarak sunuluyor, gece kostümlerini süslüyor, diş macunlarına karıştırılıyor, hazine avcıları onun peşine düşüyordu. Hekimler ve girişimciler bu yeni mucizevi elementi metalaştırmak için dâhiyane yollar icat ederken, hevesli tüketiciler radyoaktif eşyaları evlerine sokmaya can atıyordu. Radyum ve Radyoaktivitenin Tarihi radyumlu ürünlerin fetişle
Otomatik sondalar sayesinde bir zamanlar Mars’ın yüzeyinde akarsular, dev volkanlar bulunduğunu ve gezegenin bir zamanlar korkunç bir iklim değişimine uğradığını biliyoruz. Peki ama Mars’taki koşullar neden Dünya’dakine benzer koşullara evrilmedi? Evrilse yaşama ev sahipliği yapar mıydı? Bilinmez... Peki ya bir zamanlar yaşama ev sahipliği yapmış mıydı? Bu da gizemini koruyan bir konu... Bilim insanları bir yandan bu ve buna benzer daha birçok soruya yanıt bulabilmek için kızıl gezegenden Dünya’ya numune
Albert Camus, ülkemizde daha çok roman ve tiyatro eserleriyle, kısacası edebiyatçı kişiliğiyle tanınmış çağdaş bir Fransız sanatçı-filozoftur. Oysa Camus’yü sadece bir edebiyatçı olarak düşünmek ve edebiyatçı kişiliğiyle ona yaklaşmak bir eksikliktir; çünkü yazılarında bir yaşama felsefesi ortaya koyması, onun edebî kişiliği yanında filozof tavrının da olduğunu göstermektedir. Camus’yü tanımak, onu her iki cephesiyle tanımak demektir. Oysa bugüne kadar, özellikle daha çok Fransız edebiyatı ile uğraşanların
“2001’de, 100 doğum yıl dönümünde Lacan, dünyanın değişik yerlerinde anıldı. Lacan’ın 1967’de yayımlanan Yazılar
derlemesi henüz Türkçeye çevrilmemiştir. 26 yıl boyunca verdiği seminerlerin çok azı dilimize kazandırılmıştır. Oysa pek
çok yerde Lacan’dan alıntılar yapılıyor, öğretisinin ilkeleri tartışılıyor.
1970 yılından bu yana derslerimde işlediğim Lacan’ı incelemeye ve tartışmaya soyunduğum bu kitabın, Lacan’la ilgili
bundan sonra yapılacak çalışmalara ışık tutacağını umuyorum.”
Farklı Freud okumal
G. E. R. Lloyd’un Thales’ten Aristoteles’e Erken Yunan Bilimi ve Aristoteles Sonrası Yunan Bilimi başlıklı iki ciltlik
“Antik Kültür ve Toplum” çalışmasını tek ciltte toplayan bu eser, Pisagorcular, Presokratik doğa filozofları, Hipokrat
yazarları ve Platon aracılığı ile MÖ IV. yüzyıldan kalma bilgi, belge ve bulgular ışığında erken Yunan biliminin
derinliklerine iniyor, onun gizli kalmış ve unutulmuş sırlarını gün ışığına çıkarıyor, özellikle de pozitif bilimlerin ilk
çiçeklendiği alan olan matematiğin
Persler antic dünyanın en dikkat çekici ama en az anlaşılan uygarlıklarından birini inşa etmiştir.
Uzun yıllar boyunca British Museum'daçalışan Wright Vaux ağırlıklı olarak Yunan ve Roma kaynakları üzerinden
tanıdığımız Eski İran ile ilgili bilgileri ülkedeki arkeolojik ve nümizmatik kanıtlarla harmanlayarak kapsamlı bir
araştırma sunuyor.
Üç ana bölümden oluşan kitabın ilk bölümü BüyükKyros'un Pers İmparatorluğu'nu kurmasını, Pers-Yunan
savaşlarını ve İskender'in Pers İmparatorluğu'nu yıkmasını konu a
Yirminci yüzyılda uzayı NASA gibi devlet tarafından finanse edilen ve kâr amacı gütmeyen dev kuruluşlar keşfediyordu. Yirmi
birinci yüzyılın başlarında bu keşif serüvenine özel şirketler de katıldı. Elbette kâr amacı güdüyorlar. Peki ama nereden, nasıl
ve ne miktarda kâr etmeyi bekliyorlar? Yükselen insan uygarlığının gereksinimlerinin karşılanması ile uzaya açılma
motivasyonu arasında, dünyanın en zengin girişimcilerini bu kadar iştahlandıracak ne tür bağlantılar var? Onların bu işe
soyunması
Alman Felsefesi. Zihinlerde acaba neyi merkeze alır? Almanlık? Kıta Avrupası? Rasyonalizm, idealizm, tarihsel ve diyalektik materyalizm? Tüm bunların eleştirisi? Modern ve çağdaş felsefenin merkezinde yer alan bu felsefe, Kant, Frege, Wittgenstein ve Husserl olmasaydı Anglo-Amerikan “analitik” felsefeyi, Hegel, Marx, Nietzsche ve Heidegger olmasaydı da beşeri bilimlerin temellerini ortaya koymayı mümkün kılmazdı. Bu doğruysa şayet, Alman felsefesine hâkim olmak, beşeri bilimlerin tamamında yürütülecek teori
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 120-140 /
Aktif Sayfa : 7
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.