İslâm siyaset teolojisinde kültürün ve kültürel iktidarın hakkıyla yorumlanması bize bugünkü pek çok güncel tartışmanın izlerini geriye doğru takip edebilme imkânı sunar. Ali Fuat Bilkan, Kültürün İktidarı’nda ehvenişer bir karamsarlıkla İslâm siyaset teolojisinde iktidarın meşruluk kaynağına dair tartışmaların “nass” üzerinden kadirimutlak kanun koyucuyla belirleyici bir nitelik kazandığı sürecin tahliline girişiyor. Bir yönüyle kültürel iktidarın iktidar mücadelesinde nasıl tarih-dışılaştırıldığını ortaya
Osmanlı İmparatorluk İdeolojisi, 1451-1603 yılları arasındaki eserlerden hareketle dönemin ayırt edici özelliklerini tespit etmeyi hedefleyerek edebiyat eserlerinin sosyal bilimler alanındaki çalışmalarda dikkate alınmasının önemine işaret ediyor. Klasik çağ, gerek telif gerek tercüme eserler açısından oldukça zengin bir dönemi temsil eder. Bu eserlerin incelenmesi dönemin hâkim normlarını, zihniyet kalıplarını ve siyasetini anlamak açısından oldukça önemlidir. Bu anlama sürecinde, eser sahiplerinin asıl ni
Süleyman Çelebi'nin 15. yüzyılda yazdığı Vesiletü'n-Necat adlı eseri, Mevlid adıyla ünlenerek, Ali Fuat Bilkan'ın ifadesiyle, belki de dünyanın en çok okunan fliiri haline geldi. Bilkan bu büyük rağbeti, bu metnin birçok dini esasla birlikte popüler mitolojik öğeleri de içermesine bağlıyor. Sünnilikle tasavvufun buluşlma vesilesi olması da, bu rağbeti pekiştiren bir etken. Kitap, Süleyman Çelebi'nin eserinin, zaman içinde anonim bir metin niteliği taşıyan Yeni Mevlide dönüşmesinin hikayesini anlatıyor. Bilk
Ali Fuat Bilkan, dönemin sadece siyasî ve dinî metinlerini değil, tarih,
bilim, sanat ve bilhassa edebiyat literatürünü -sadece yüksek
edebiyatı değil halk arasında rağbet gören edebiyatı da- inceleyerek,
Osmanlı zihniyet ikliminin oluşumunu resmediyor. Osmanlı Devleti'nin,
ilk evresinde, Selçuklu ve onun devamı niteliğindeki Anadolu
Beylikleri'nden devraldığı mirası yeniden ürettiğini; 15. yüzyıldan sonra
özgün bir kültürel üretimin başladığını görüyoruz. Her halükârda,
arka planda Hint ve İran kültür zemi
Osmanlı İmparatorluğu'nun 17. yüzyıldaki fikir ve zihniyet dünyasını resmeden bir kitap Ulemâ içi tartışmalar ve kutuplaşmaların, sadece dinle ilgili değil, devlet ve toplum hayatı ile ilgili tayin edici olduğu bir dönem bu. Fakihlerle sofular, başka deyişle vâizlerle şeyhler arasındaki, İslâm tarihini kat etmiş mücadelenin bu safhası da siyaseti etkileme emeli etrafında düğümleniyor. Ali Fuat Bilkan, iki ulemâ hizbini oluşturan Kadızâdeliler ile Sivâsîler arasındaki kavganın, nasıl bir kargaşaya ve aynı za
Bu çalışmada, Babürlü Devleti padişahlarından Ekber Şah'ın ilginç hayat serüveni, kanunları, inançları ve yaşantısıyla ilgili tespitlerden hareketle, siyasetin dini nasıl araçsallaştırdığı incelenmiştir.
Ekbernâme, Âyîn-i Ekberî, Müntehabu't-Tevârih gibi dönemin ana kaynaklarıyla birlikte, bu alanda önemli eserler kaleme alan araştırmacıların çalışmalarından da hareketle, modern zamanlarda yaşanan birçok siyasî gelişmenin uzun tarihî geçmişlerine ışık tutulmuştur.
Çalışma sırasında elde ettiğimiz veriler, İ
Zamanın sultanı olmak var, coğrafyanın sultanı olmak var...
Dünün sultanı olmak var, gönlün sultanı olmak var...
Hint'in sultanı olmak var, Rum'un sultanı olmak var...
Doğu'nun sultanı olmak var, Batı'nın sultanı olmak var...
Kılıcın sultanı olmak var. sözün sultanı olmak var...
Aşkın, bir de aşkın ve şiirin sultanı olmak var...
Fatih Sultan Mehmet yanında yavuz Sultan Selim var.
Kanuni Sultan Süleyman ve Adile Sultan var...
yetmedi, Gazi Giray Han var Sehbaz Giray var...
Kadı Burhaneddin var Şah İsmail va
OSMANLI EDEBİYATINI ANLAMAYA DOĞRU Altı asrı aşkın bir imparatorluğun duygu, düşünce ve hayal sisteminin aynası olan Osmanlı edebiyatını ne kadar biliyoruz?Osmanlı edebiyatı gerçekten söylendiği gibi soyut, anlaşılmaz, dili ağır, kapalı, halktan ve hayattan uzak bir saray edebiyatı mıdır?Edebî eser, edebiyat ve sosyal bilimler arasındaki ilişki nasıl çözülür?Osmanlı edebiyatını değerli kılan biçimi ya da muhtevası mıdır? Bu edebiyatın zengin anlam dünyası üzerinde yeterince durulmuş mudur?Edebi metin, yaza
İşte efendilerim. Türk masal dünyasının büyülü devletleri, sihirli memleketleri, rüya halkı, ya in ya da cin olan teb`ası... Bu cinli perili masal alemi tohumları belki binlerce sene halkın gönlünde, fikirlerinin derinliklerinde yerleşerek çiçekler açmış, şairane meyvalar yetiştirmiştir.
Masallar hem eski zamanların dinini ve bu dinlerin nasıl olduklarını, hem de geçmiş zamanlarda yaşayanların edebiyatını, yargılarını, yazılmış tarihden fazla anlatır.
Toplam 9 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.