İlmihâl, “hâl ilmi” mânasına gelen “ilm-i hâl” terkibinin günümüz imlasıyla birleştirilmiş
şeklidir. Fıkıh ilmine dair temel bilgiler ile bunları içeren kitapların ortak ismidir. İlmihâl kitapları
müslümanların bilinmesi üzerlerine farz olan ve hayatlarını kendileriyle şekillendirmeleri beklenen
bilgileri içerir.
İman esasları ve ibadet kaideleri bu eserlerin ana konularını oluşturur. Bununla birlikte iman
esaslarını akaid kitaplarına terk ederek yalnızca ibadet konularını içeren türler olduğu gibi, ib
Tasavvufun ilk tarifini hicri 200’lü yıllarda, “Hakikatleri almak ve halkın elindekinden ümidi kesmektir.” diyerek Mârûf-ı Kerhî hazretleri yapmıştı. Sonrasında geçen yüzyıllar boyunca yaşayan ve yaşanan bir usulü olan tasavvufun, ne olduğuna ve ne olmadığına dair sûfiler tarafından farklı şekillerde tarifleri yapılagelmiştir.
Ömer Rıza Doğrul bu eserin girişinde tasavvufu, “İnsanın yaşattığı ve geliştirdiği ruh hayatıdır.” şeklinde tarif etmiştir. İlk başta dünyadan yüz çevirme ve ibadetlerle meşgul olma
Râbiatü’l-Adeviyye, İslâm tarihinin ikinci asrında yaşamış, zâhid-sûfîler cemiyetinin en önemli simalarından ve sonraki sûfîlerin öncülerinden biridir. İlahî aşkı idraki, dünyaya karşı zâhidâne tutumu ve cezbeli-coşkun tavırlarıyla tanınmış, asırlar boyunca sözleri nakledilmiş, menkabeleri anlatılmıştır. Müslüman kadının sahabe sonrası timsallerinden biri olan Hazreti Râbia, kadın olmak açısından bu tabi rolü taşımakla birlikte, kâmil bir insan olmak açısından cinsler ve cinsiyetler üstü bir makama sahiptir
Bir görüşe göre, Dünya, yaşanması zorunlu bir çilehanedir. Esas yaşam evresinin sadece bir istasyonudur burası. Ve ilahi aşk asıl kurtuluş yoludur. Bu düşünce ve inanç biçimlerini mistiklerde görmek mümkündür.
Tarih boyunca, dünya hayatını elinin tersiyle itip,zühd ve takva içerisinde bir ömür süren, kendini esas hayat olan ahiret hayatına adayan çok sayıda mistik karakter görülmüştür.
Bunların neredeyse tamamı erkek kişiliklerdir.
Ancak bu mistik karakterler içinde bir tanesi vardır ki bir sufi olmanın
... Sen lütfettin, Kerem ettin.Çünkü, Lütuf ve Kerem, Senin, kaynağından fışkırır.Ve, bana sonunda Vechini Gösterdin.Lütuf yüzünden ne dünyada, ne de uhrada, bana aid olan hiçbir şey yokdur.Hepsi, Senin Lütuf ve Kereminin Eseridir. Ve başka hiçbirşey değildir.Onun için dünyada da uhrada da, Hamd ü Senaya, Sen layıksın.... İşte Allahı hakikaten Sevenlerin Vecdi bu Merkezdedir.... Hz. Rabia, Bütün Lütfun Allah (C.C). tarafından geldiğini, ve Allahın (c.c.) Hamd ü Senaya layık olduğunu anlatıyor. ...Eserden
İslâm mirasının en önemli parçalardan birinin tasavvuf olduğu şüphe
götürmez bir gerçek. Tasavvuf ilkin, İslâm hayatının diğer
göstergeleri gibi gelişme ve tekâmül etme kanunlarına boyun eğip
ilk önce bir ibadet ya da nefsi terbiye yolu olarak Allah'a yaklaşmak
için bir vasıta sayılmıştır. Daha sonra ise konusu, metodu ve hedefi
olan bir ilim olarak belirmiş, bu yolda ise diğer ilimlerden ve din
ilimlerinden kendisini ayıran vasıfları üstlenmiştir.
Ömer Rıza Doğrul, İslâmiyet'in Geliştirdiği Tasavvuf isimli
İslamiyet'in medeniyete ve insanlığa hizmetini hakkıyla görmek isteyen herkes bu eseri okumalı.
İnsanlık Hazreti Muhammed kadar büyük, şerefli bir tarihi simayı görmemiştir. Bunun içindir ki bütün faziletli kimseler, o ulu peygamberin hayatını tahlil etmek için uğraşmışlar, onun bütün söz ve davranışlarını kayıt altına almaya çalışmışlar, onun fıtratının yüceliğini göstermek istemişlerdir.
İşte İslam Tarihi bütün bu kural ve usullere uygun olarak yazılmış emsalsiz bir eserdir.
- Ömer Nasuhi Bilmen
İslam
İslam tarihinin en trajik olaylarından biri.
Usta kalem Ömer Rıza Doğrul, Kanlı Gömlek romanıyla İslam tarihinin en önemli olaylarından birini aydınlatmaya çalışır. Tarihi gerçeklere başvurarak Hz. Osman'ın nasıl şehit edildiğini edebî bir üslupla anlatır.
Bir yandan ilk Yahudi dönmelerinin kurdukları gizli yıkıcı cemiyeti ve bu cemiyetin Müslümanlar arasında yaydığı fitneleri gün ışığına çıkarır.
Kanlı Gömlek romanında Ömer Rıza Doğrul, İslam tarihinde yaşanan ilk iktidar mücadelesini, Hz. Ali ile Hz. A
İslam tarihinin en acımasız örgütü!
Hasan Sabbah, tarihin belki de en yıkıcı adamıdır.
Tarih belki de bu kadar kan dökülmesine sebep olan başka bir adam görmemiştir.
Ömer Rıza Doğrul, giriş bölümünde, İslam dünyasının tamamında etkili olacak kadar derin ve yıkıcı yöntemlerle suikastlar düzenleyen Haşhaşileri masaya yatırıyor.
Hasan Sabbah ve fedailerinin kanlı eylemlerinin gerisinde yatan fikri tarihi belgelere dayanarak gözler önüne seriyor.
Asıl bölümde kaleme alınan sürükleyici romanda ise okuyucuy
Toplam 10 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.