Eugène Ionesco’dan acımasız bir konformizm
ve totalitarizm eleştirisi.
Küçük bir taşra kentinde sakin bir pazar günü iki
arkadaş, Bérenger ile Jean bir kafenin bahçesinde
oturup laflamaya başlarlar. Birden, gittikçe artan bir
gürültü duyulur: Hızla gelip gözden kaybolan bir
gergedanın çıkardığı sestir bu. Sonra bir başka
gergedan aynı hızla geçip gider. Mahallenin
sakinlerinden bir ev hanımı, yaşlı bir beyefendi, bir
mantıkçı,kafenin sahibi ve garson kız büyük bir şaşkınlık
içinde olup biteni anlamaya çabal
“Hayat insana pencereden baktırır.”
Uzun bir evlilikten sonra birbirlerine söyleyecek kof
laflardan başka bir şeyleri kalmayan Bay ve Bayan
Smith’lere, Bay ve Bayan Martin’ler bir akşam
misafirliğe gelir. Martin çiftinin ilişkisizlikleri öyle bir
noktaya gelmiştir ki gerçekten evli olduklarına ve bir
çocukları olduğuna ikna olmaları için uzunca bir
diyaloğa girmeleri gerekir…
Modern tiyatronun en büyük yenilikçilerinden Ionesco
“karşıoyun” olarak nitelediği ilk oyunu Kel Şarkıcı’yla
dilin trajedisini ortaya
Ionesco’nun 1973 yılında kaleme aldığı Yalnız Adam’da 35
yaşında, sıradan biri yüklü bir mirasa konar ve iş hayatından
elini eteğini çekmeye karar verir. Yeni hayatını düzene
koymaya gayret eder, artık bol bol vakti vardır ve boş
vakitlerinde geçmişini, geleceğini, yaşadığı anı, hayatı,
insanlık durumunu irdeleyerek varlığa ve varoluşa ilişkin
içinden çıkılması hayli zor sorgulamalara girişir...
Beckett’le birlikte absürd tiyatronun en büyük iki
isminden biri olan Ionesco’nun tek romanı Yalnız
Adam
NOTLAR VE KARŞI-NOTLAR
Ayak parmaklarım, ayak parmaklarım, ne
istiyorsunuz benden? Mavi Belçikalıları öldürmek
mi, onları tahliye etmek mi, göbek dansını
kamufle etmek mi, matadorun uyumunu bozmak
mı, ıspanakları uyarmak mı? İstemiyorum, hayır,
istemiyorum. Kesilmiş hesap ister merhamet. Kış
insandır, keza bunun haricindeki her şey de öyle.
Ah ayak parmaklarım, ayak parmaklarım, ne
istiyorsunuz benden?
Eugène Ionesco'dan tiyatro, yazarlık, kendi
oyunları ve dilin imkânları üstüne notlar, yazılar,
söyleşiler
Gergedanlar(1959), Sandalyeler(1952) ve Ders(1951) gibi oyunlarıyla absürd tiyatronun en önemli figürlerinden olan Eugène Ionesco, insanlar arasındaki iletişimsizliği, dilin saçmalığını ve davranışların basmakalıplığını her düzlemde aktarmaya çalıştı.
Beyaz ve Siyah işte bu çabanın bir başka ürünü olarak resim ile yazının eşzamanlı ilerlediği bir yapıta dönüşüyor.
Resim yapmayı bilmeyi gerçekten çok isterdim şimdi: Göstermeye çalıştığım şey sahiden ölüm ve yaşam.
Ionesco insanın üstündeki örtüyü kaldırıyo
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.