Sevinç Çokum yaşantılarından ve gözlemlerinden
yansıyanlarla sevdiriyor öykülerini.
Sabah karanlığında uyanan kuşlar… Mürdüm rengi gözleriyle akıllarda kalan özgür bir tosun... Kar bekler gibi umut bekleyen, menekşe çağındaki bir kadın... Adı, şarkıları, kıyafetleriyle beğenilen sanatçı Rüya Narin ve hüzünleri... Göklere, masallara ve efsanelere yaraşan bir at…
Elde tutulan bir gülle aniden güzelleşen anlar…
Akasyanın dallarında bir kuş var mıydı gerçekten? Hava kararınca o saatlerde kuşlar gitmiş
Ülke geçmişinden bir zaman dilimi... Siyasi kavgalar, ideolojik kamplaşmalar bütün
keskinliğiyle almış başını gidiyor... Sokaklar kan gölü. İnsan her yönden kayıp...
Sosyal patlamalar, ekonomik krizler, gizli kalmış siyasi cinayetler.
İhanetler, tutkular, kırık aşklar... Ve baş döndürücü olaylar.
Siyasi masada görevli bir istihbaratçı bir tren yolculuğunda aniden ölür.
Hayatta kalan oğlu ilerleyen yıllarda, babasının tam karşı siyasi cephesinde kendini
konumlar. Ancak onunla arasında hâlen çözüme kavu
Güzele Bakan Karınca, Sevinç Çokum'un 1991-2000 yılları arasında dokunaklı ve kalıcı güzelliği arayış yazılarından oluşuyor. Çoğu kez hafızamızda, kiminin şairi silinip gitmiş, kimisi unutulmuş birçok tanıdık mısralar üzerinden geçmiş zamanın peşinden gidiyor. Bununla da yetinmeyip okuyucuyu her şeyin daha bir estetiğe; daha bir düşünmeye, duyguya, derinliğe meyyal olduğu zamanlara; kelimelerin daha seçkin, daha anlamlı olduğu yaşantılara; şimdiki gibi içi boşaltılmış değil sahici bir karşılığı olan değerle
Sevinç Çokum, öykü dilini elden bırakmayan yeni anlatılarıyla dünyayı daha insanca görmemize olanak sağlıyor. Çokum, Tek Kalan Fincan'da, hayatı, yaşanmışlıkları ve en çok İstanbul'u öyle naif bir kalemle anlatıyor ki yanı başınızda bir ağaç sürekli çiçek açıyormuş gibi hissediyorsunuz. Her eşyanın bir öyküsü olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bize.
Her fincan içinde sayısız öykü taşır. Kışlık-yazlık evler arasında, bazen bir yerden bir yere taşınırken onları belki eksiklerini fark ederek gazete kâğıtların
Sevinç Çokum, İskele Gazinosu'yla bizi öncesi ve sonrasıyla 1960'ların İstanbul'una götürürken dönemin ruhunu, heyecan ve tutkularını nostaljik bir havayla değil de her defasında kendini yeni okumalara açan bir anlatıyla kaleme alıyor. Nicedir duymadığımız bir şarkının hikâyesini, çocukken izlediğimiz bir filmi ve oyuncularını ya da dönemin kendine özgün moda danslarını öyle bir incelikle anlatıyor ki satır aralarındaki hevese katılmadan edemiyoruz.
Kimi zaman hepimizin evlerinin bir köşesinde duran radyoy
Sevinç Çokum, Balkan coğrafyasına Yahya Kemal'in imlediği gibi bakıyor.
Yazarlık hayatının ikinci romanı olan bu metinde Çokum, bir göç hikâyesi anlatıyor. Bu göç, bizim aslında çok yakından bildiğimiz bir mecburi göç. Sürgün elbette: Osmanlı'nın kaybettiği Balkanlar'dan ayrılmak zorunda kalan bir ailenin çeşitli bireyleri üzerinden bütün göçlerin o temel duygusuna, o büyük hüzne varıyor. Bir yanda ölümler, bitmeyen zorlu yolculuklar, kendi toprağından ayrılmanın derin üzüntüsü; öte yanda dirayet, kenetlenm
Hilal Görününce, Türk edebiyatında hak ettiği kadar yer bulamamış bir coğrafyayı, Kırım'ı anlatıyor. Tatarlarla Osmanlı ilişkilerine de yer veren roman, 1853-1856 Kırım Savaşı'nın öncesi ve sonrasını kapsayacak şekilde ilerler. O yılları bir Tatar ailesinin
gözüyle canlandıran eser, Kırım'a has, renkli örf ve âdetlerle zenginleşmiş, destansı bir
nitelik kazanmıştır..
Şafak sökerken Salgır Nehri kıyılarına varmıştı. Çatır Dağı'ndan doğan su durgundu. Yağmur bekliyordu. Adını aldığı bu nehirden su içti. Durup
Sevinç Çokum'un gündelik hayatımıza dair kısa denemelerinden oluşan Vaktini Bekleyen Tohum kimi zaman bizi, tebessüm eden sözcüklerle cümlelerinden taşırıp İstanbul'daki bir sokağın yataylığına açılan kapıya; Vatandaş Naci Bey'in umut ve bekleyişlerine; İstanbul mu, Edirne mi, nerde olduğu pek önemli olmayan bir yaz gecesine; ansızın beliriveren bir hatıraya;
içine sığmadığımız, sığdığımızda da hep bir yerlerini eksik gördüğümüz evlere; Cumhuriyetin ilk günlerine ve tüm iyi niyetiyle günümüz sorunlarına so
Türk öykücülüğünün zarif sesi Sevinç Çokumdan bir Kurtuluş Savaşı romanı. Romanın mekânı, Osmanlının kuruluş toprağı olan Söğüt.
Karakterler çok boyutlu ve derin: Yusuf, Esma, Kayalı Süleyman, Nafiz Bey, Selim ve dahası. Karton olmayan, sığlıktan uzak karakterler. Lirik ve konuşkan.
Cumhuriyetin kuruluş tomurcuklarını, sırf yazılı belgelerle değil, o coğrafyada yaşamış Ali Amca, Memiş Dayı gibi gerçek kişilerden dinledikleriyle hikâye ediyor Çokum.
Bilmediği bir coğrafya üzerine konuşmuyor anlatıcı; bild
Savaş bizim irademizden doğsa da kaderimiz gibidir.
Biz yönetenleri dünya karışıklıklarının sergilendiği bir yerde, bir zaman parçasında bekliyordur. Bilsen o sıcak uykuları nasıl aradım, soluk kesen bir tipiden sonra atımı donmuş nehrin üzerinden buzun çıtırtılarını duyarak geçirirken artık ölümün daha rahat, daha kolay bir şey olabileceğini düşünmüştüm. Senden uzak olmanın yanında ölüm ne ki Dilara? Ben seni unutmuş olsam da görmesem de, gördüğümde tanımasam da senin bendeki izin, bıraktığın kızıl pas si
Sevinç Çokum'un, kitaplaşmadan önce yer aldığı dergilerde büyük ilgi gören eski fotoğraflara dair öyküleri
Hevenk Kayıp İstanbul'da bir araya geliyor.
Çokum'un yer yer öyküleşen anlatısı, aynı zamanda kaynağını yazarın çocukluk yıllarının anı ve gözleme dayalı birikimlerinden alan bir belge niteliği taşıyor. Çokum, geçmişteki tahkiye ustalarının günümüzde yaşayan kuşağının temsilcisi olarak, eserine yaşadığı ve tanıdığı semtlerin, özellikle belli bir dönemin Beşiktaş'ının çizgilerini yansıtıyor. Şiirli bir
Evlerinin Önü, Sevinç Çokum'un Makina ve Derin Yara isimli iki ayrı kitabındaki öykülerden oluşuyor. Öyküler arasında yazarın çocukluk dönemindeki gözlemlerinden esinlendikleriyle birlikte, 70'li ve 80'li yılların bunalımlarına uzanan örnekler yer alıyor. Farklı kesimden insanların zıt dünyalarını resmeden Çokum, Anadolu'dan büyük şehirlere okumaya veya çalışmaya gelmiş yoksul ve orta halli gençlerin siyasi çatışmalar içinde eriyip gidişlerine tanıklık ederken, aynı zamanda yakın tarihimizin yaşanmışlık tab
Gece Kuşu Uzun Öter, yaşamı keskin gözlerle izleyen ve insan tahlilleriyle perdeleri zorlayan öykülerden oluşuyor. Gece kuşu, Sevinç Çokum'un gözlemciliğindeki aşamayı yansıtan bir sembol. Şehirde ve kırsalda, iç veya dış göç insanları arasında daha çok kadın kahramanlara yoğunlaşıyor bu öyküler. Kimisi kınalı gelin olmayı çoktan yitirmiş, geniş aile içinde ezilip çarçabuk yaşlanmış, kimisi taşradan büyük şehre geldiğinde toprakla uğraşısını hayatla savaşıma döndürüp modern hayata uyabilmiş kadınlar...
Gece
Beyaz Bir Kıyı, Sevinç Çokum'un 1994'teki Fas seyahatinin ardından varlık bulan, birbirinin devamı niteliğinde bir öyküler toplamı. Şiirsel bir üslupla örülen kitap, Mağrip'in eski büyülü dünyasına girerek modern hayatla çelişkileri masalsı bir düş atmosferinde dile getiriyor. İncelikler, dostluk, sevgi, inanç gibi değerlerin gölgesinde insanın dünyadaki evrimi, değişimi, çapraşık ve tutkulu kavgası sergileniyor. Bir yandan da Fas'ın eski mahalleleri vurucu ve izlenimci tablolar halinde yansıyor sayfalara.
?Tepeşehir düğümü, ?Himmet olayı ve bunları çözmeye çalışan Süsen Divitçi. Birisi intihar çizgisine gelecek, fakat kim? Gece Rüzgârları boyunca bu sorunun cevabını arayan Sevinç Çokum, Süsen'in 126. rüyasındaki izlerden yola çıkıyor. Birbirine geçip bütünleşen iki ayrı hikâyede gizemden gizeme koşturuyor okuyucuyu.
Çokum, Özal devrinin toplum ve özellikle kentteki kadın üzerinde yarattığı etki ve değişimleri de romana fon olarak örüyor. Şehrin çarpıklaşan çehresi içinde ideoloji kargaşasından sonra çıkar
Lacivert Taşı; öyküsü her ne kadar 20. yüzyılın ilk yıllarında başlıyor gibi görünse de aslında özelde güneydoğu, genelde ise tüm Anadolu coğrafyasının melalini
potasında eriten bir kitap.
İpekyolu ticaretinin son temsilcilerinden, güneydoğulu çerçi bir ailenin hikâyesi bu.
Koca bir imparatorluktan arta kalan bir avuç toprakta, Arap ya da Ermeni, Türk ya da Kürt olmayı önemsemeden insan olmayı, insan kalmayı başarabilmiş bir azınlığın hikâyesi.
Bir zamanların bilimle, sanatla ama illa ki incelikle yoğrulm
Sevinç Çokum Gülyüzlüm'de, köyden kente göç olgusu etrafında kendi birikim ve gözlemlerini bir ana-kız İkilisi üzerinde yoğunlaştırıyor. Onların verdikleri sahipsiz savaşı ortaya koyuyor romanda. Kültür çatışmasını temel alan ve yaşanmışlığı fark edilen bu ana-kız hikâyesinde, gelişmekte olan Ayşenaz'ın uyumsuzluklarıyla birlikte dünyasının duruluğu unutulmazlaşıyor. Tabii Gülyüzlüm adının gerisindeki güçlü anne de...
Otobüs şehrin sık yapılarını geride bırakıp, henüz kıştan çıkmamış, çıplak, uykuda ağaçlar
Sevinç Çokum, Çırpıntılar'da Avustralya'ya göç etmiş üç kişilik bir ailenin ayakta kalma savaşını, bu savaşın nelere mal olabileceğini, kendi ülkelerine dönüşlerinde yaşadıkları uyumsuzlukları anlatır.
Romanda işlenen yabancılaşma, parçalanmış aile, duyguların yarım kalmışlığı, kimlik arayışları, özlem, göç, gurbet, çocukluktan gençliğe adım atarken yaşanan problemler ve 40 yaş sendromu gibi temalar bizi karakterlerin iç dünyalarına davet ediyor. Çırpıntılar, hafızalardan zor çıkacak, sıcak kişilikler çizen
Sevinç Çokum'un son kitabı Kırmalı Etekler bir karşı çıkış romanı... Kabullenmişliğe karşı şüpheler ve itirazlar... Etiketlenme ve dışlanmaların biçimlendirdiği anlayışlarla yüzleşme... insanı biçimlendiren ezici kuralların hicvedilişi, burjuva ahlakının ironik bir dille eleştirisi ve tabii Sevinç Çokum abukizmi...
Kırmalı Etekler, birey olarak varoluş savaşı veren bir kadın yazarın gerçek hayatla zihinsel dünyası arasındaki düşsel yolculuk. Bir bilinçaltı kahramanı Gröfrey ise romanı ve başkarakter Çise'yi
Sevinç Çokum, Karanlığa Direnen Yıldız'da Türkiyede siyasi hayatın önemli durağı 27 Mayıs 1960 Darbesi'nin etrafında dolaşarak farklı farklı kişilikleri sergiliyor. Aynı apartmanı paylaşan dostların, yakınların ayrılan sofraları; dahası ihanetler, ikiyüzlülükler, esir vicdanlar... Roman sosyal çalkantıların temelinde ferdî zaafları görüyor ve bunları ustaca yansıtıyor. Romanın kahramanı Feridun, özgür bireyi ararken dönem medyasının insan topluluklarını kurnazca manipüle edişlerine şahit olur. Feridun'un be
Toplam 47 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.