Leylâ Erbil edebiyatının başlangıcından bugüne, belki de en öne çıkan süreğen özelliği: Meydan okuyuculuk! Dil yapılarına, yerleşik değerlere, kurulup berkitilen sırça dünyalara ve edebiyatın kurumsallaşmasına karşı, yalınkılıç bir meydan okuma. Öne çıkan bu özelliği, Leylâ Erbil’in düşünsel kimliğini de merak ettiriyor okuruna. Bu merakın dolaysız karşılığı, önümüze yeni tartışma ufukları açan düşünce yazılarını bir araya getirdiği Zihin Kuşları’nda bulunacaktır. ‘Zihin kuşları’ nereye uçuyor, nereye konuy
“Leylâ Erbil edebiyatının başlangıcından bugüne, belki de en öne çıkan süreğen özelliği: Meydan okuyuculuk! Dil yapılarına, yerleşik değerlere, kurulup berkitilen sırça dünyalara ve edebiyatın kurumsallaşmasına karşı, yalınkılıç bir meydan okuma. Öne çıkan bu özelliği, Leylâ Erbil’in düşünsel kimliğini de merak ettiriyor okuruna. Bu merakın dolaysız karşılığı, önümüze yeni tartışma ufukları açan düşünce yazılarını bir araya getirdiği Zihin Kuşları’nda bulunacaktır. ‘Zihin kuşları’ nereye uçuyor, nereye konu
“Leylâ Erbil’in ilk novellası olan Eski Sevgili’deki aynı adlı uzun metin 1973-76 tarihlidir. Novella biçimi, hayat kısıtlanır ve olasılıklar teker teker sönerken bile bu olasılıkların titreşiminin hissedilmesine fırsat verir. [Bu ilk novelladaki] modern öznenin etkisiz ve yabancılaşmış zihinselliği, bu zihinsellikten geri çekilerek değil, tersine onu daha da ileriye götürerek eleştirilmekte ve ‘demonte’ edilmektedir. Eleştiriyi yapan, tuzukuru bir tecrübe değil, kendi çelişki ve zaaflarının sürekli farkınd
“Leylâ Erbil’in ilk novellası olan Eski Sevgili’deki aynı adlı uzun metin 1973-76 tarihlidir. Novella biçimi, hayat kısıtlanır ve olasılıklar teker teker sönerken bile bu olasılıkların titreşiminin hissedilmesine fırsat verir. [Bu ilk novelladaki] modern öznenin etkisiz ve yabancılaşmış zihinselliği, bu zihinsellikten geri çekilerek değil, tersine onu daha da ileriye götürerek eleştirilmekte ve ‘demonte’ edilmektedir. Eleştiriyi yapan, tuzukuru bir tecrübe değil, kendi çelişki ve zaaflarının sürekli farkınd
“İyice güzel olduğum bi gündü. Yola çıkmadan önce, garın sinek pislikli aynasında bile görmüştüm bunu. Bakılası, konuşulası, ardına düşülesi bi günümdü. Kız birden, dergilerini yanına atıp nereye gittiğimi sordu. Aldırmayayım, duymazlıktan geleyim de, benim de onu hiç önemsemediğimi anlasın, içerlesin, dedim önce; ama üç dört saat daha bu odacıkta tutsak kalacağım düşünüyle yanıtladım onu. Kendisinin de oraya gittiğini söyledi. Sözden söze geçerek de, annesinden döndüğünü, iki yıldır evli olduğunu, kocasını
“İyice güzel olduğum bi gündü. Yola çıkmadan önce, garın sinek pislikli aynasında bile görmüştüm bunu. Bakılası, konuşulası, ardına düşülesi bi günümdü. Kız birden, dergilerini yanına atıp nereye gittiğimi sordu. Aldırmayayım, duymazlıktan geleyim de, benim de onu hiç önemsemediğimi anlasın, içerlesin, dedim önce; ama üç dört saat daha bu odacıkta tutsak kalacağım düşünüyle yanıtladım onu. Kendisinin de oraya gittiğini söyledi. Sözden söze geçerek de, annesinden döndüğünü, iki yıldır evli olduğunu, kocasını
“Leylâ Erbil acıyı, sevgiyi, inancı, ölümü ‘estetize’ etmekten kaçınır. Kişilerini trajik kahramanlara dönüştürmemeye özen gösterir. Onlar ‘Bizhalk’ın üyesidirler: Hatalı, yalancı, duyarsız, çıkarcı, zayıftırlar. Zaaflarını hoş görmez kişilerinin. Tam tersine onlara vurgu yapar. Erbil’de düzenin yandaşları gibi düzenin karşıtları da aynı acımasız ‘eleştirel bilinç’ önündedirler. Olumlu kişileri bile kurtulamaz eleştirilmekten.
(...)‘Siyasal’ bir okumaya son derece açık ve uygun olan Üç Başlı Ejderha, yazar
“Leylâ Erbil acıyı, sevgiyi, inancı, ölümü ‘estetize’ etmekten kaçınır. Kişilerini trajik kahramanlara dönüştürmemeye özen gösterir. Onlar ‘Bizhalk’ın üyesidirler: Hatalı, yalancı, duyarsız, çıkarcı, zayıftırlar. Zaaflarını hoş görmez kişilerinin. Tam tersine onlara vurgu yapar. Erbil’de düzenin yandaşları gibi düzenin karşıtları da aynı acımasız ‘eleştirel bilinç’ önündedirler. Olumlu kişileri bile kurtulamaz eleştirilmekten.
(...)‘Siyasal’ bir okumaya son derece açık ve uygun olan Üç Başlı Ejderha, yazar
bütün acılara karşın / hayat / içimize bir nota bırakır ya
en bitik günümüzde / direnme notasını
bir zarfa mı koyar / bir deniz çırpıntısıyla mı / savurur / yüzümüze
neşe üşüşür hayatımıza / birden güç aşılar / iyi güçtür
başeğdirmeyen /umut / altın kafesinden / çıkıverir / dolaşır tepemizde
bütün acılara karşın / hayat / içimize bir nota bırakır ya
en bitik günümüzde / direnme notasını
bir zarfa mı koyar / bir deniz çırpıntısıyla mı / savurur / yüzümüze
neşe üşüşür hayatımıza / birden güç aşılar / iyi güçtür
başeğdirmeyen /umut / altın kafesinden / çıkıverir / dolaşır tepemizde
Leylâ Erbil’in öykülerinin ve romanlarının odağında hep bir kabus çekirdeği vardır. Bu çekirdek, okurlarının korkularını da kışkırtır. Korku ve kabusu besleyen ise yaşamda ve edebiyatta kadınların kurcalaması değil değinmesi bile yasaklanmış konu ve sorunların incelenmesidir. Leylâ Erbil, birçok söyleşisinde “insanın yaralı, sakatlanmış, doğduğunda sevgiye, sevecenliğe muhtaç olduğuna” değindi. Ancak yazarken “insanlığın her an şaha kalkabilecek kötülük tohumlarıyla donanmış olduğunu” da görmezden gelmedi.
Leylâ Erbil’in öykülerinin ve romanlarının odağında hep bir kabus çekirdeği vardır. Bu çekirdek, okurlarının korkularını da kışkırtır. Korku ve kabusu besleyen ise yaşamda ve edebiyatta kadınların kurcalaması değil değinmesi bile yasaklanmış konu ve sorunların incelenmesidir. Leylâ Erbil, birçok söyleşisinde “insanın yaralı, sakatlanmış, doğduğunda sevgiye, sevecenliğe muhtaç olduğuna” değindi. Ancak yazarken “insanlığın her an şaha kalkabilecek kötülük tohumlarıyla donanmış olduğunu” da görmezden gelmedi.
kimim ve nasıl biriyim
hayatımın neresindeki yaşantıdayım sorarım kendime her gün
sen hangi bilinçtesin lahzen
hangi göklerin bulutlarından yağdın
bu çorağa söyle
son bilinç ölüm olacağına
ölüm anındaki bilincin bilinci yazılamayacağına göre
hangi kavşağındasın tinsel gerçekliğin
bu soruların eşliğinde iniyoruz hep birlikte
tıka basa şüpheyle doldurulmuş kuyudan çıkmak için çocukluğa
daha da dibe
toprağın altına ve orada arıyor lahzen
hakikatinin özünü
ve leylâ erbili'in kaleminde devleşiyor ed
kimim ve nasıl biriyim
hayatımın neresindeki yaşantıdayım sorarım kendime her gün
sen hangi bilinçtesin lahzen
hangi göklerin bulutlarından yağdın
bu çorağa söyle
son bilinç ölüm olacağına
ölüm anındaki bilincin bilinci yazılamayacağına göre
hangi kavşağındasın tinsel gerçekliğin
bu soruların eşliğinde iniyoruz hep birlikte
tıka basa şüpheyle doldurulmuş kuyudan çıkmak için çocukluğa
daha da dibe
toprağın altına ve orada arıyor lahzen
hakikatinin özünü
ve leylâ erbili'in kaleminde devleşiyor ed
Leylâ Erbil, edebiyatımızın tahtındadır, başımızın tacıdır. O, 'Tuhaf Bir Kadın'... 'Karanlığın Günü'nü aydınlattı. En güzel 'Mektup Aşkları'nı yazdı. 'Eski Sevgili'leri yeniden âşık etti. 'Gecede' ve gündüzde okurlarını yüceltti. Kötülükleri ve haksızlıkları 'Hallaç' pamuğu gibi attı. Kendini dev sanan nice yazarlar, onun yanında 'Cüce' kaldı. Aklımızdan ve kalbimizden uçurduğu 'Zihin Kuşları' için minnettarız ona...
Talât Sait Halman
Leylâ Erbil, edebiyatımızın tahtındadır, başımızın tacıdır. O, 'Tuhaf Bir Kadın'... 'Karanlığın Günü'nü aydınlattı. En güzel 'Mektup Aşkları'nı yazdı. 'Eski Sevgili'leri yeniden âşık etti. 'Gecede' ve gündüzde okurlarını yüceltti. Kötülükleri ve haksızlıkları 'Hallaç' pamuğu gibi attı. Kendini dev sanan nice yazarlar, onun yanında 'Cüce' kaldı. Aklımızdan ve kalbimizden uçurduğu 'Zihin Kuşları' için minnettarız ona...
Talât Sait Halman
Leylâ Erbil'in zihinsel özgürlüğü, en başta, yapıtlarının, alışıldık edebiyat türlerinin sınırlarını zorlama sonucunu doğurmuştur. Genellikle öykücü ve romancı olarak tanınsa da, Erbil'in yaygın kabul gören bu edebi türlerle, onların klasik formlarıyla bir sorunu olduğu hemen her yapıtında fark edilir. Kabaca roman, öykü diyebilsek de, türünü, yaslandığı geleneği ilk anda tam belirleyemediğimiz, birbirini yinelemeyen, kendine özgü yapıtlar ortaya çıkarmıştır. Yine de, belli bir tanışıklıktan sonra, bilmediğ
Leylâ Erbil'in zihinsel özgürlüğü, en başta, yapıtlarının, alışıldık edebiyat türlerinin sınırlarını zorlama sonucunu doğurmuştur. Genellikle öykücü ve romancı olarak tanınsa da, Erbil'in yaygın kabul gören bu edebi türlerle, onların klasik formlarıyla bir sorunu olduğu hemen her yapıtında fark edilir. Kabaca roman, öykü diyebilsek de, türünü, yaslandığı geleneği ilk anda tam belirleyemediğimiz, birbirini yinelemeyen, kendine özgü yapıtlar ortaya çıkarmıştır. Yine de, belli bir tanışıklıktan sonra, bilmediğ
“Erbil’in çeşitli kişilerin birbirlerine yazdıkları özel yaşam itiraflarıyla dolu mektuplardan oluşan bu romanı (yazarın başka birçok romanında olduğu gibi) estetik ya da erotizm ile etiğin çatışmasına bize bir aralıktan baktırırken, aynı zamanda bu çatışmanın kaynağını sorunsallaştırmaktadır. Çatışma, kuşkusuz romandaki olayın kurgusuna aittir fakat kurguyu da aşmakta, bizi bu romanın doğrulukla ilişkisi üzerinde düşünmeye çağırmaktadır. Edebiyat ya da roman doğruyu söyler mi, söyleyebilir mi, özellikle b
Erbil'in çeşitli kişilerin birbirlerine yazdıkları özel yaşam itiraflarıyla dolu mektuplardan oluşan bu romanı (yazarın başka birçok romanında olduğu gibi) estetik ya da erotizm ile etiğin çatışmasına bize bir aralıktan baktırırken, aynı zamanda bu çatışmanın kaynağını sorunsallaştırmaktadır. Çatışma, kuşkusuz romandaki olayın kurgusuna aittir; fakat kurguyu da aşmakta, bizi bu romanın doğrulukla ilişkisi üzerinde düşünmeye çağırmaktadır. Edebiyat ya da roman doğruyu söyler mi, söyleyebilir mi, özellikle bu
Toplam 51 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.