Dünya sınavında başarı veya başarısızlık, insanın ancak aklını iyi yolda kullanmasına, Kur’an ve Sünnete uyabilmesine bağlıdır. Insan, aklını kullanmadan Kur’an’ın rehberliğinden yararlanamaz. Hz. Peygamber’in sünnetine müracaat etmeden de Kur’an’ı tam anlayıp uygulamaya koyamaz. Bu itibarla İslam’ın bu iki temel kaynağını iyi anlamak ve hükümlerini yasamak gerekir. Elinizdeki kitap, dünya sınavını kazanabilmek için bize rehber olarak gönderilen Allah kelâmı Kur’an’ı anlamaya yönelik bir gayretin sonucu ola
"... Puisque cela est ainsi, nous devons connaître le Saint Coran.
Pour connaître le Coran, nous avons besoin d’une réponse claire et compréhensible à la question : « Qu’est-ce que le Coran ?» dans le cadre de la recherche de sens menée par l’être humain.
Comment est-ce que le Coran peut donner une réponse à la recherche du sens de la vie ? Quel est le chemin pour atteindre les sources de compréhension du Coran ?
Par le biais de cette étude, nous avons tenté de fournir une réponse à la question : « Qu’es
Birçok meselede yeni ufuklar açan Ebu’l-Âlâ el-Mevdudi düşünme ve yazma üslubuyla da dikkat çekmiştir. Kaleme aldığı bütün eserlerinde okuyucularını Kur’an’a yönlendirmek için uğraşmıştır. Eserlerindeki açıklamaların bir kısmını okuyucunun zihninde izah ihtiyacı duyabileceği diğer kısmını ise onların görmezden gelemeyeceği yerlere koymuştur. Ebu’l-Âlâ el-Mevdudi’nin “Kur’an’a Göre Dört Terim” isimli eseri onun bu perspektifinin görüldüğü klasik metinlerden biridir. Kitap okuyucuların Kur’an’a daha bütüncül
İSLAM BARIŞ DİNİDİR
Asıl amaç barış içinde yaşamaktır. Bütün imkan ve vasıtalar bunun için kullanılmalıdır. Ayet-i Kerimelerde buyuruluyor ki: “İnkâr eden
ve bu konudaki inatları yüzünden zulmeden, başkalarının haklarını çiğneyen engelcileri ve barışı bozan inatçıları korkutmak ve kötü
niyetlerinden caydırmak için; bütün imkanlarınızı kullanarak kuvvet hazırlayın.”
Bu amaç tahakkuk ettiğinde, bu kesimler durumu görmüş, mesajı almış ve barışa yanaşma durumuna gelmişlerse siz de barışa yanaşın.
Huzuru ve
İslâm kültür ve düşünce tarihinde yetişmiş, hicri dördüncü asırdan itibaren gelişen
fikir hayatında önemli bir rol oynamış kişilerin başında hiç şüphesiz Eş‘arî gelmektedir. O,
İslâmın ilk dönemlerinden itibaren günümüze değin Müslümanların büyük çoğunluğunu
temsil eden Ehli sünnet anlayışının en önde gelen âlimlerinden biridir.
Elinizdeki bu çalışmada İmam Eş‘arînin hayatı, yetiştiği ortam ve bunlardan nasıl
etkilendiği, fikir dünyasındaki değişim, Kuran anlayışı, kelâmî konuların izahında hangi
âyet
Kasabzȃde Hüseyin Avni Balıkesirlidir. Hicri 1282 (1865) senesinde doğmuştur. İlk
tahsilini Balıkesir’de yapmıştır. Daha sonra medrese eğitimine başlamıştır. İlim tahsilini
İstanbul’da tamamlamıştır. Memleketine döndükten sonra Dȃrünnafia’da müderrislik
yapmıştır. Hac vazifesini yerine getirmek için gittiği Hicaz’dan dönerken, Rumi 1330(1914) senesinde Cidde’de vefat etmiştir. Muallim-i Lisanü’l-Arap, Mukaddemetü’l-Fıkıh
ve’l-İfta, Mukaddemetü’l-Kırae fi Tahrihü’r-Rivaye, Berahinü’l-Akaid, Tuhfetü’l-Etf
Son zamanlarda artan inkâr ve ilhat dalgası, dünya insanlığını etkisi altına aldığı gibi, Müslümanları da
etkilemiştir. Öbür tarafta, İslam'a inananların zihninde de ciddi yanlışlar ve çarpıklıklar bulunmaktadır. Öyle ki
onların büyük ekseriyeti, İslam'a inandığı halde, o inanca uygun bir amel gerçekleştirmemekte ve ona uygun bir
yaşam sergilememektedir.
Müslümanların büyük ekseriyeti, dini, sadece ahirete yönelik, mukaddes bir inanç mefhumu olarak görüp,
hayata ve yaşama müdahil bir İlahi nizam olduğu
Bu mütevazı çalışma tefsirim.com izleyicileri için hazırlanmıştır. Uzun süredir, ‘ef’al-i
mükellefîn’ dediğimiz farzlar, vâcipler, sünnet, müstehap, mekruh ve haramlarla ilgili
kısa-öz bir çalışma arayışı içindeydim.
Bu çalışmamızda yöntem olarak alt başlık, ilgili âyet meâli, tamamlayıcı diğer âyetler
belirtilmiş olup, açıklama gerektiren bazı alt başlıklara çok kısa açıklamalar
yapılmıştır. 353 emir ve 341 yasak ele alınmış olup, bu emir ve yasakların bir kısmı
direkt emir / direkt yasak olup, bir k
Elinizdeki bu eser, başta imam hatip okulları olmak üzere din eğitimi verilen kurumlarda Kur’an-ı Kerim öğretiminin niteliğinin arttırılması, öğretmenlere
“El Kitabı” veya “Kılavuz Kitap” olacak şekilde yeni bir yaklaşımla dersin özel öğretim yöntemlerine ve materyal kullanımına dair uygulanabilir öneriler
getirmek amacıyla hazırlanmıştır. Kur’an öğretiminin niteliğinin; ders öğretmeninin ehliyeti, liyâkati, kârî ve mukrî vasıflarını haiz olması ve dersin özel
öğretim yöntem-teknikleri ve materyal kullan
İnsan, dünyaya geldikten sonra Allah’ın fıtratına yerleştirdiği kabiliyet ve donanım ile kendisine gerekli şeyleri öğrenir. Bu olgu, insanın yekdiğerleriyle etkileşim içerisinde olmasını zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla insanlığın gelişim ve ilerlemesi topluma faydalı olmak ve katkı sunmakla sağlanmaktadır. Fedakârlık ve diğerkâmlık gibi değerler de burada ortaya çıkmaktadır. Küreselleşen dünyada teknolojinin sağladığı nimetlerle ters orantılı olarak manevi değerlerden uzaklaşmaya, insanlar arasındaki ileti
İlahî vahyin insanlar için gönderilmesi, insanın insanlığını keşfetme ufkunu
açan bir imkân olarak da düşünülmelidir. Vahiy, insanın algılamasını geliştiren ve
genişleten bir özelliğe sahiptir ve bu yüzden “irşad edici”dir. Dünyada yolunu ve
yönünü her an kaybedebilme endişesi taşıyan insana “yol gösterici”dir. Son ilahî
kitap olan Kur’an-ı Kerim’in insanları irşad ederken nasıl bir yöntem izlediğini
belirlemeye yönelik olarak yapılmış bir tefsir çalışması olan bu eserde, Kur’an’ın,
gizemli ve esrarlı
19. asırda Avrupa’da başlayan Kur’an tarihine yönelik oryantalist faaliyetlerin İslâm dünyasında önemli yansımaları olmuştur. Batılılar, Kur’an’ın korunmasına yönelik -ön yargılı- oryantalist bakış açılarını sözlü ya da yazılı olarak çeşitli platformlarda izhar etmişler, İslâm dünyası bu ön yargılara çeşitli sebepler yüzünden geç de olsa cevap verebilmiştir. Bu itibarla İslâm âlimleri, Kur’an’ın muhafazasına matuf olarak oryantalist faaliyetlere cevap sadedinde muhtasar ya da detaylı eserler telif etmişlerd
"Allah (c.c.)'a hamd ederim. Alemlere rahmet olarak gönderilen, mahlukatın seçkini, peygamberlerin önderi Resûlullah Efendimize de salât ve selam olsun. Bu telif Mekke-l Mükerreme'de Şeriat Fakültesi Tarih Bölümü'nde öğrencilere verdiğim derslerdir. Gözden geçirerek önemli olmayan haberleri ayıklayıp çıkardım. Sağlam ve önemli olanlarını kısalttım. Bilgileri en güvenilir kaynaklardan aktardım. Bunların başında elbette ki Kur'ân-ı Kerim gelmektedir. Âyet-i kerîmelere oldukça çok yer vererek konuları onlarla
Kur’ân, yeryüzünde en çok okunduğu halde en az anlaşılan ve hayata en az uygulanan bir kitaptır. Bu açıdan bir kitabı asırlarca okuyup, ancak onu anlamak için bir çaba göstermemek çok köklü bir problemdir. Üstelik bu, Allah’ın bütün insanlığa gönderdiği mesaj niteliğini taşıyan bir kitapsa söz konusu problem daha da derinleşmektedir. Kur’ân’ın bütün insanlığa gönderilmiş olması onun başka dillere çevrilmesini kaçınılmaz bir zorunluluk haline getiren önemli bir faktördür. Arapça inmiş olan Kur’ân, her şeyden
Kur’an Allah’ın hitabıdır, onunla kullarına hitap etmekte, onlara doğru yolu göstermekte, onları kurtuluşa çağırmaktadır: “Kuşkusuz bu Kur’an en doğru olana iletir, dünya ve âhiret için yararlı işler yapan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.” (İsrâ 17/9) Kur’ân-ı Kerîm’in doğrudan ilk muhatabı Peygamberimiz olmuştur. Cebrâil’den vahyen aldığı bu ilâhî kelâmı insanlara tebliğ etmiştir. Ayrıca onunla ilgili beyan ve uygulama görevini de yerine getirmiştir. Hayatı, Kur’an’ın ete kemi
Kültür tarihinin şekillenmesi, halk muhayyilesinin oluşması ve nesillere aktarılmasında önemli bir yere sahip olan sûfî menâkıbnâmelerinde, sûfîlerin hayatını konu edinen menkabelerin yanı sıra tasavvufî kavram ve konularla ilgili görüş ve düşünceleri, âyet ve hadisleri yorumlama tarzı ve açıklamaları hakkında bilgiler de yer almaktadır.
Nitekim tasavvufun irfan yönünü temsil eden
sûfîler, erken dönemlerden itibaren kendi gönül dünyalarının zenginliğiyle âyet ve hadisleri yorumlamışlardır. Böylece sûfî ba
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah tarafından insanoğluna gönderilen son ilahi kitaptır. Kıyamete kadar yaşayacak olan tüm insanlara hidayet rehberi olarak varlığını sürdürecektir. Bir Müslüman için bu kitabın doğru anlaşılması ve gereklerinin yerine getirilmesi, hayati öneme sahiptir. Elinizdeki kitabın hazırlanmasındaki temel hedef, Kur’an’ın üzerinde durduğu en önemli konuları tespit etmek ve bunları okuyucuyla paylaşmaktır. “Kur’an’ın Ana Konuları” adlı bu çalışmada, genel olarak Kur’an’da geçen bazı temel konu
Kelime-i Tevhid
İsmi Azam Duası
Şifa Duaları
Hacet Duaları
Nazar Duası
Sofra Duası
Afetlerden Korunmak İçin Dua
Kederli Zamanlarda Okunacak Dua
Yatarken Okunacak Dua
İftar Duası
Ramazan Duası
Sevgili Efendimiz Salla'lahu aleyhi ve sellam: -Benim ümmetimden bir kimse kırk hadisi (sözlerimi) ezberlerse, Allahu Teala o kimseyi Kıyamet'te alim (bilgin) ve fakih olarak diriltecektir... buyurmuştur. Bu mübarek söz ve hadis-i şerifler gibi müjdelere nail olmak için pek çok ilim adamlarımız, ümmet-i Muhammed'e hizmet yarışında bulunmuşlar Kırk hadis mecmuaları tertip etmişlerdir. Cenab-ı Hakk hepsinden razı olsun ve hizmetlerini kabul buyursun. Amin...
Henüz tercümesi bitmeden okuyucusu tarafından merakla beklenen muhteşem eser MÜFREDAT, beklenen ilgiyi hak edecek biçimde hazırlandı. Ragıp el-İsfehaninin çağlar ötesinden bugünü aydınlatan ve zamanın eskitemediği kıymetli eseri, titiz tercümesi, dipnotları ve tetkikleriyle Kuran okuyan herkesin başucu kitabı olmayı hak etmektedir. Çevirisini ve tetkiklerini Yusuf Türkerin yaptığı Müfredat bütün kütüphalerin vaz geçilmez eseri...
Arka Kapak Yazısı
Râğıb el-İsfahani, Müfredâtında zengin bir bilgi birikimin
Toplam 154 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.