Habeşistanlı bir kölenin oğlu olarak dünyaya gözlerini açan Bilâl-i-Habeşî, yıllarca itilip kakıldı, ezilip horlandı. Hayata dair hiç bir umudu, beklentisi ve hayali olmadı. Efendisinin emirlerini yerine getirmek için koşuşturmaktan âdeta insan olduğunu unuttu.
İslâm ile şereflenince, önce ruhu, sonra bedeni hürriyete kavuştu. Kalbini aydınlatan iman nuru, onun için eşsiz bir cesaret kaynağı oldu. Dayanılmaz işkenceler, onu inançlarından vazgeçirmek bir yana, iman âbidesi yaptı.
Ehad! Ehâd! Esmasıyla gökler
Dil, Allah Teala (C.C.)'nın yarattığı sanat harikalarındandır. Çünkü o, hacmi itibarıyla küçük olmasına rağmen, işleri itibarıyla vücudun diğer bütün organlarından daha büyüktür. Diğer organların iş alanları sınırlıdır. Örneğin göz, sadece renk ve şekilleri görür; kulak sadece sesleri duyar; el yalnızca maddeye temas eder. Dil ise, maddi ve manevi bütün varlıklarla, ilim, tasavvur ve hayal alanlarına giren tüm şeylerle ilgilenebilir. O, bunları doğru veya yanlış bir şekilde, kabul veya ret tarzında seslendi
Tecrübe, müşahede ve yöneltilen çeşitli sorulara hedef olmanın neticesi ve bazı Allah düşmanlarının yahut art niyetli sapıkların ihtilafa düşürmek ve saptırmak maksadıyla bir takım şüpheler üretmerli neticesida vet yolunda yürüyen kardeşlerin kafalarında birçok soru belirmiştir. Bu soruların cevaplarını Yüce Allah'ın lütfettiği kadarıyla bu küçük kitabımızda arz etmeye çalıştım.
Hayat durmak ve durmaksızın akan bir ırmak gibidir. Hayat ırmağı tekdüze, monoton bir şekilde akmaz. Hayat bir okyanus gibidir. Bu okyanusta sular kimi zaman durgun, kimi zaman devinimlidir. Kimi zaman tsunamiler yaşarız, kimi zaman sütlimandır halimiz.
Hayat kısa. Meşakkatli bir yolculuk. İmtihan zor. Allah büyük...
Bugün varız, yarın yok. Hayata dair anlamlı notlar bırakmak gerek
Kim dünyanın sonunu düşünürse ondan sakınır. Kim yolun uzun olduğunu idrak ederse o yolculuk için hazırlık yapar. Bunları bilip de unutan kişinin hali ne tuhaftır! Bunun zararını görüp de üzerini örten ne ilginçtir! Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır. (Ahzab, 37) Sadece zannettiğin hususta nefsin sana galip gelirken, sen emin olduğun konuda nefsine galip gelemedin. En ilginç şey de; mutluluğun seni aldatan şeylerde, hataların seni eğlendiren şeylerde gizlenmiş olmasıdır. Sağlığınla aldandın, hastalığı
Yaratılmış her varlık, Allah'ı tesbih eder. Kendince O'nu anar. O'nun karşısında kendine sevgi ve teşekkürünü ifade etmeye çalışır.
Kuşlar ötüşüyle, rüzgâr esişiyle, ağaçlar yapraklarıyla içten içe Allah'a teşekkür eder.
İnsanın teşekkürü de namazdır.
Namaz şarj olmak gibidir. Günde beş kez içten içe yenilenir insan.
Namaz bir mayadır gönülleri Allah aşkıyla mayalayan.
Kefarettir.
Namaz, Allah'a teşekkür etmektir.
Vehbi Karakaş, Namaza Nasıl Başlanır? ile sizi Allah'a teşekkür etmeye, özünüzle
Allahu Teala ( c.c ) tarafından insanlar arasından seçilip kutlu peygamberlik vazifesi ile görevlendirilen Hz Muhammed tüm insanlık için en güzel örnek ve alemlere rahmet kılınmıştır, Onun büyük ve örnek ahlakını, tepeden tırnağa ilmek ilmek dokuyan Kuran ayetleridir ve bu örnek ahlakı, ticaret hayatından devlet yönetimine, diplomatik ilişkilerden savaş hukukuna, cami cemaat adabından akrabalık ve komşuluk haklarına kadar bütün iş ve ilişkileri kapsar.
Hz. Peygamberin güzide arkadaşları da ticareti, siyase
Şeyh Muhammed el Hazîn (k.s) henüz talebelik yaşlarında iken Allah'ın inayetine nail olmuşi Allah aşkı ve muhabbetiyle dolmuşi Allahîn keremine mazhar olmuştur. Genç yaşlarında zahiri ilimlerin yanında seyr-u sülukunutamamlamıi, visal makamına ulaşmıştır. Yazdığı kasideler makamımının büyüklüğünü dile getirmektedir.
19.yy. da yaşamış çok değerli bir şeyhimizdir.
Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı,o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır.
Arka Kapak Yazısı
Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı, o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır. Oysa ib
Kur'an-ı Kerimde 'Ebedi Yurdumuz Olan Cennet' için; Geçici dünya hayatımız için yaptırmayı arzu ettiğimiz evimizin semtini ve planını uzun uzadıya düşünür dururuz. Coğrafya kitaplarını alır, sadece kendi yurdumuzu tanımaya çalışmakla kalmaz, ta Amerika'yı, Avustralya'yı öğrenmeye, tanımaya kalkarız. Bunun gerekli olduğuna da inanırız. Pekiyi ya ebedi yurdumuz olan cennet Cenneti tanımaya, Avustralya'yı tanımaktan daha mı az ihtiyacımız vardır?
Aile kurumu ciddi bir felaketle karşı karşıya. Batılı aile neredeyse göçmüş durumda. Türkiye'de sağlam ve köklü bir geleneğe yaslanan aile kurumu da son yıllarda planlı ve sinsi bir şekilde tahrip ediliyor. Aile kurumumuzu ayakta tutan manevi değerler hızla erozyona uğrarken, batılı yaşam biçiminin beraberinde getirdiği olumsuzluklar aile hayatımızı sarstıkça sarsıyor.
Böyle bir vasatta, aile kurumunu her türlü yıkıcı etkiden, özellikle modern hayatın beraberinde getirdiği seküler tahribattan korumaya, onu
Toplam 73 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.