Yazılabilme cesaretini göstermiş her yazı bir yolculuktur. Okuyucusunu bir yerden bir yere götürür. Yazarın yazma nedeninin dışında başka menzillere bile ulaşılabilir. Yazılardaki her bağlaç birer köprüdür. Köprüler ne kadar başarılı kurulabilirse o kadar anlaşılabilir metinler çıkar ortaya. Köprüler kurmak, kurulmuş köprülerden geçmek cesaret gerektirir. Cesur olmak ne kadar kendimize yakıştırdığımız bir kavram değil mi? Öyle ya yazabilmek veya bir yazıyı okumayabilmek için biraz cesur olmak gerek. Cesaret
İstanbul…
Tüm dünyanın yüzyıllar boyunca gözdesi bir şehir. Medeniyetlerin odağı. İktidar
kavgalarının beşiği.
Doğu’daki son Roma.
Sultan II. Mehmed’e “Fatih” unvanını kazandırmasıyla birlikte bir Türk şehri
hâline gelen bu kadim şehir, İslâm dininin temel felsefesi, başta Türk
gelenekleri, Bizans mirası, Ermeni,
Rum, Yahudi, Arap, Latin katkılarıyla 72 milletin bir arada yaşadığı bir yeryüzü
cenneti…
Osmanlı sonrası Cumhuriyet ile birlikte korkunç bir süratle büyüyen ve
genişleyen bir şehir hâlin
Bu kitap Ekrem Alican’ın 1954-1956 yılları arasında tuttuğu günlüklerden oluşmakta¬dır. Politikaya Demokrat Parti saflarında başlayan, Menderes’in baskıcı politikalarına karşı çıkarak DP’den ayrılıp Hürriyet Partisi’ni ve daha sonra Yeni Türkiye Partisi’ni kurup Maliye Bakanlığı, Başbakanlık Yardımcılığı yapan Alican çok partili Türk siyasi hayatının ilginç kişilerinden biridir. Askerî darbeler, darbe girişimleri, seçim ittifakla¬rı, koalisyonlarla dolu çalkantılı bir dönemde siyaset yapmış ilkeli bir siyas
Türk ve Ermeni, asırlardan beri birlikte yaşayan iki millet, artık dostluklarına nihayet vereceklerdi. Osmanlı ordusunun bozukluğu iki millet arasında geniş bir uçurum açmıştı. Halk üzerinde zâlimâne ve gaddarâne bir nüfuz icra eden hükûmet Türkleri bîzar ettiği gibi Ermenilerde de hürriyet ve istihlâs arzuları uyandırmıştı. Bu arzuları en ziyade takviye eden Ermeni komiteleriydi. Komiteler, Ermenilerin saadetini bombadan ve kıtalden ziyade sulhen de temin edebilirlerdi; fakat onlar hırslarının tatmini için
1241–1242 yılında Polonya’dan başlayıp Almanya hudutlarına uzanan, buradan da Avusturya’ya ilerleyip Macaristan’ın batı kesimlerine doğru sokularak Dalmaçya sahillerine inen hat âdeta bir yangın sınırıydı. Bu sınır, Moğol saldırısına uğrayan bölgelerle güvende kalan toprakları birbirinden ayırıyordu ayırmasına ancak korkunun bir hududu yoktu ve tedirginlik kıtanın neredeyse tamamında hüküm sürüyordu. Nitekim o karanlık günleri yansıtan Latince belgeler, sadece saldırıya uğrayan insanların değil, çok uzakta
Tarih nedir? Tarihçi kimdir? Niçin tarih okuruz? Tarih sadece hikâye mi anlatır? Yoksa objektif tarih olabilir mi? Tarih Bilim mi, Sanat mı yoksa Zanaat mı? Geçmiş ölü müdür? Tarihe nasıl not düşülür? Tarih tekerrür mü eder, yoksa tefekkür mü? Tarih nasıl yalan söyler? Belgelere nasıl güvenebiliriz? Tarih ideolojileri aşabilir mi? Merkezsiz bir tarih olabilir mi? Meşhur tarih şeritleri yanlış mıdır? Tarih illa kitaplarda mı yazılır? Tarih toplumlara ne kazandırır? Güncel sorunları çözebilir mi? Tarih okuman
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin üçüncü kitabında, bireyselliğin ortaya çıkışı, üç yüz yıllık süreçte filizlenen özbilincin dışavurumlarının yanı sıra, sıradan ve olağanüstü insanların merak uyandırıcı yaşamları Rönesanstan Aydınlanma Çağına gözler önüne seriliy
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin beşinci kitabında, iş hayatında ve şehirde, evde ve ailede, birey ve devlet temelinde bireysel kimlik ve onun gizemleri gözler önüne seriliyor.
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin dördüncü kitabında, Fransız Devriminden Birinci Dünya Savaşına dek sanayileşmenin, güçlü demokratik hislerin ve burjuva sınıfının doğuşu çetrefil teorilere inilerek gözler önüne seriliyor.
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin dördüncü kitabında, Fransız Devriminden Birinci Dünya Savaşına dek sanayileşmenin, güçlü demokratik hislerin ve burjuva sınıfının doğuşu çetrefil teorilere inilerek gözler önüne seriliyor.
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin üçüncü kitabında, bireyselliğin ortaya çıkışı, üç yüz yıllık süreçte filizlenen özbilincin dışavurumlarının yanı sıra, sıradan ve olağanüstü insanların merak uyandırıcı yaşamları Rönesanstan Aydınlanma Çağına gözler önüne seriliy
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin ikinci kitabında, “Ortaçağda özel hayattan söz edilebilir mi?” sorusu cevaplanırken Batı Roma İmparatorluğunun çöküşü, 11-15. yüzyıl edebiyatı yanı sıra feodal Avrupa’da köylüler ile aristokratlar arasındaki ayrım gözler önüne se
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin ikinci kitabında, “Ortaçağda özel hayattan söz edilebilir mi?” sorusu cevaplanırken Batı Roma İmparatorluğunun çöküşü, 11-15. yüzyıl edebiyatı yanı sıra feodal Avrupa’da köylüler ile aristokratlar arasındaki ayrım gözler önüne se
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin ilk kitabında, Roma İmparatorluğunun zengin panoraması ardında yurttaşların ve kölelerin gündelik hayatını keşfedip erişkinlikten cinselliğe, evlilikten aileye uzanan özel ve kamusal alanların ayrımı gözler önüne seriliyor.
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin ilk kitabında, Roma İmparatorluğunun zengin panoraması ardında yurttaşların ve kölelerin gündelik hayatını keşfedip erişkinlikten cinselliğe, evlilikten aileye uzanan özel ve kamusal alanların ayrımı gözler önüne seriliyor.
Özel Hayatın Tarihi’nin beş ciltlik araştırmasında “özel,” alanında uzman yazarlar tarafından kişi, beden ve mahremiyet kavramları odak noktası alınıp inceleniyor. Roma İmparatorluğundan günümüze, domus’lardan apartmanlara, hayatın evrimi mercek altına alınıyor. Bu kapsamlı dizinin beşinci kitabında, iş hayatında ve şehirde, evde ve ailede, birey ve devlet temelinde bireysel kimlik ve onun gizemleri gözler önüne seriliyor.
Osmanlı Devleti'nin ilk özgün tarih kaynaklarından biri olan bu Tevârîh-i Âl-i Osmân, bir Anonim tarih derleyicisi olan Muhyiddîn Mehmed b. Alâeddîn Ali el- Cemâlî tarafından derlenmiştir. Tevârîh-i Âl-i Osmânlar, nüvesi II. Murad (1421-1451) devrinde oluşan ve II. Bâyezîd (1481-1512) devrinde yazılmaya başlanan ilk devir Osmanlı kronikleridir. Osmanlı devlet geleneğinin şekillenmeye başladığı XV. yüzyılın ilk yarısında, halk üzerinde hayranlık uyandırmaya başlayan Osmanlı hanedan üyelerinin geçmişini öğren
Orhan Şaik Gökyay tarafından hazırlanan bu kitap, Türk denizcilik tarihi için çok önemli olan ve hem karada hem de denizde yapılmış ünlü bir savaşın hikâyesidir. Zekeriyyazâde isimli bir tersane kâtibinin kaleminden çıkmış ve yazarının Ferah adını verdiği eserde yazar bizzat savaşa katılmış bir şahsiyettir. Leventlerin maaşları başta olmak üzere çeşitli hesap kitap işleri için Piyale Paşa komutasındaki donanmayla birlikte Akdeniz'e açılan yazar, seferin başından İstanbul'a dönünceye kadar başından geçen mac
Yol uzun, ömür kısa olduğuna göre, hayatı güzelleştiren sırları çözmek gerekiyor. Bunun için de kültür hazinelerinin kapılarını açmak, mücevherleri ortaya saçmak icap ediyor. Unutmayalım ki, medeniyetimizin pırlantaları, dün olduğu gibi, bugün de hem gözlerimizi hem gönüllerimizi dinlendiriyor. Kültür tarihçisi Dursun Gürlek'in hazırladığı bu kitap Osmanlı medeniyetinden ve İstanbul kültüründen kesitler sunuyor. Evliya Çelebi'den anekdotlar, eski kitapların tozlu sayfalarında unutulmaya yüz tutan latifeler,
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.