Tanrının devlet güneşini Türk burçlarından doğdurmuş olduğunu ve onların ülkeleri üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş bulunduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verip yeryüzüne hâkim kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı. Dünya milletlerinin idare yularını onların eline verdi. Onları herkese üstün eyledi. Kendilerini hak üzre kuvvetlendirdi. Onlarla birlikte çalışanı, onlardan yana olanları aziz kıldı ve Türkler yüzünden onları her dileklerine eriştirdi. Bu kimseleri kötülerin şerrinden
Edebiyat tarihimizin birçok noktaları henüz karanlıktadır. Bugüne dek adları bilinmeyen ya da adları bilindiği hâlde kendileri bulunmayan birçok değerli eserler, kitaplıklarımızda el sürülmemiş hâlde durmaktadır. Bunlar ancak sistemli ve sürekli çalışmalarla ortaya çıkarılabilir. diyerek edebiyat tarihi konusunda ciddi eksikliklerin bulunduğuna dikkat çeken Agâh Sırrı Levend, bu eksiklikleri gidermek adına çalışmalar yapmış, eserler meydana getirmiştir.
Levend'in önemli eserlerinden biri de hiç şüphesiz Tü
Edebiyat tarihimizin birçok noktaları henüz karanlıktadır. Bugüne dek adları bilinmeyen ya da adları bilindiği hâlde kendileri bulunmayan birçok değerli eserler, kitaplıklarımızda el sürülmemiş hâlde durmaktadır. Bunlar ancak sistemli ve sürekli çalışmalarla ortaya çıkarılabilir. diyerek edebiyat tarihi konusunda ciddi eksikliklerin bulunduğuna dikkat çeken Agâh Sırrı Levend, bu eksiklikleri gidermek adına çalışmalar yapmış, eserler meydana getirmiştir.
Levend'in önemli eserlerinden biri de hiç şüphesiz
Türk toplumu yeniye, ileriye doğru gidiyor; Türk edebiyatı da öyle...
Türk toplumunun çağdaş medeniyet içinde gereken yere ulaşması çabasındayız, çağdaş medeniyet içinde istediğimiz yeri alabilmemiz için çağdaş kültüre sahip olmalıyız. Yeni kuşaklar ona göre yetiştirilmelidir.
Eskiye özlem duymak yersizdir, eskiyi diriltmeye kalkmak hem faydasız, hem imkânsızdır; eskiye özlem duymadan eskiyi bilmek, geçmiş değerleri saygıyla hatırlamak gereklidir.
Doruğuna kadar çıkmış, çağını bitirip kapamış bir eski kült
Turhan Sultan; şaman bir babaanne tarafından Kıpçak bozkırında yetiştirilmiş, sonra Osmanlı sarayına cariye olarak girmiştir.
Yirmi dört yaşında sarayın ve devletin tek hâkimi olmuştur.
Bu yıllarda İmparatorluk hızla çökmekte, hatta dağılmaktadır.
Düşmanları çok güçlüdür, Turhan Sultan ve onun temsil ettiği Devleti yok etmekte kararlıdırlar.
Bir grup Âkil Adam duruma el koyar; Bacıyan-ı Rum denen Savaşçı kadınlar ve çağın en gelişmiş savaş okulu Hasoda'dan yetişen ölüm erleri Turhan Sultan'ın yanında ye
Bu topraklarda bir zamanlar kalabalık bir Ermeni nüfus vardı,
toplumun dokusuna yerleşmişlerdi. 1915te bu doku parçalandı.
Milliyetçiliğin homojen bir ulus, bir toplum yaratmayı arzuladığı
bu coğrafyada, Ermenilere -küçük bir azınlık olmak dışında- yer
yoktu. Oysa yaşanan kıyım, kalan malların paylaşımı gibi üzerine
konuşulmayan ama gayet iyi bilinen olaylar toplumsal hafızada yerini
almıştı. Bunlar anılarda, romanlarda, hikâyelerde ve şiirde bir görünüp
bir kaybolarak varlığını devam ettirdi.
Murat
Yeni Türk Edebiyatı tarihi açısından, edebi eser veren kişilerin portreleri ve tarihi rolleri son derece önemlidir. 19. asır sonrası İmparatorluk içinde gelişen edebi eserler ve fikri temayüllerin birbirlerinin içinde varlık bulması ve bir manada edebiyatla uğraşanların aynı zamanda bir dünya görüşünü yansıtması veya inşa etmek istemesi Yeni Türk Edebiyatı alanında yapılacak çalışmaların kıymetini daha artırmaktadır. Bu çerçevede Prof Dr. Bilge Ercilasun'un elinizdeki eseri edebiyat tarihimizin seyrindeki ö
Türk edebiyatı tarihlerinin hiçbir zaman vazgeçilmeyecek olanı şüphesiz ki Ahmet Hamdi Tanpınarın On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihidir. Bundan sonra da ne kadar edebiyat tarihi yazılırsa yazılsın, Tanpınarın verdiği hükümler kültürümüzdeki yerini koruyacak niteliktedir. Çünkü yazar sadece malzemeyi aktarmakla yetinmemiş, içinde yaşadığı devri anlamaya ve anlatmaya çalışmıştır.
Uzun 19. yüzyıl olarak nitelendirilen Türk modernleşmesinin, aslında doğası gereği, edebi metinler üzerinden bir okumasını ya
Edebiyatta hiçbir şey, metinlerin aslı kadar önemli değildir. Bu yüzden metinlerin asıllarına uygun neşirleri şarttır. Türk edebiyatı üzerindeki nice basmakalıp hüküm, metinlerle karşılaşınca yıkılmıştır. Yayınevimiz, bir yandan yazarların bütün eserlerini yayınlarken bir yandan da Tanzimat sonrası oluşan Yeni Türk Edebiyatı Metinlerinden seçilmiş Şiir, Hikâye, Nesir, Kitap Tanıtma ve Eleştirileri başlıklarını taşıyan ciltlerden oluşan, geniş bir antoloji dizisi neşrine başlamıştır. Daha önce benzer eserler
İsmail E. Erünsal, Osmanlı dünyasında kitap, kütüphane ve kütüphanecilikle ilgili hemen hemen her konuda ufuk açıcı çalışmalar ortaya koymuş, ayrıca edebiyat ve tasavvuf tarihi üzerine de çalışmıştır. 1970'lerden bu yana arşiv kayıtları üzerine çalışmakta olan yazar, makale ve kitap olarak yayımlar yapmıştır. Bu kitapta, Osmanlı dönemi Türk edebiyatını merkeze alan araştırmalar okuyucuyu karşılayacaktır. Ele alınan arşiv kayıtları, bizlere şairler ve bağlı oldukları edebî-kültürel ortam hakkında yepyeni fik
Sevgili kızım! Altı yedi senedir seninle manevi peder ve duhteriz. Sana henüz hiçbir hediye takdim etmemişimdir. Zihî saygısızlık! Değil mi? Fakat sana layık ne hediye bulup takdim edebilirdim? Düşündüm taşındım sana hediye olarak yine senden başkasını bulamadım. İşte bu kitap sensin kızım! Seni sana takdim ediyorum. Kabul etmemezlik edemezsin ya Kadınların eğitiminin önemini her fırsatta vurgulayan, Fatma Aliye Hanım'ın yanı sıra Makbule Leman, Gülnar Hanım ve Nigar Hanım gibi pek çok kadının edebiyat saha
Toplam 31 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.