Bir edebi metnin özellikleri nelerdir? Hangi unsurlar bir metni edebi
eser olarak okunmaya değer kılar? Karakteri tipten ayıran incelikler
nasıl ortaya çıkar ve esere nasıl bir zenginlik katar? Bir kullanma
kılavuzu ile bir edebi metni birbirinden ayırt eden noktalar nelerdir?
Terry Eagleton Edebiyat Nasıl Okunur'da bu basit soruları ele alarak,
edebiyat eleştirisinin temel çerçevesini çiziyor. Bir metnin açılış
cümlesinden, eser içinde yer alan karakterlere, anlatının yapısı ve
özelliklerinden eserin nasıl
Edebiyat kuramcısı ve düşünür Mihail Bahtin, büyük Rus yazar Dostoyevski´yi, yalınkat bir ideolojik içerik çözümlemesi yaparak değil, biçimsel açıdan, dünya edebiyatına getirdiği devrim boyutundaki sanatsal yeniliğin ne olduğu açısından ele alıyor. Dostoyevski´nin yepyeni, çoksesli bir sanatsal düşünme tarzı yarattığını ileri sürüyor.
Bahtin, insanın daha en baştan çok-dilli olduğu, ancak bu diller, bu sesler arasındaki bitimsiz diyalog içerisinde bir bilinç sahibi olabildiği öncülünden yola çıkar. Baht
Edebi bir tür olarak fantastik roman Türkçede ne zaman ortaya çıkmıştır? Hayal ve hakikat arasında gezinen, 'olağanüstü'nün ansızın olağan hayata dahil oluverdiği metinler Türkçede kendisine nasıl bir yer bulmuştur?
Pelin Aslan Ayar, Fantastik Roman'da bu soruları ele alıyor. Toplumsal çalkantılarla fantastik türün örneklerindeki tarihsel izleklerin kesişip kesişmediği meselesine eğiliyor. Ahmet Mithat, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Peyami Safa, Peride Celal, Refik Halit Karay, Kerime Nadir, Ahmet Hamdi Tanpınar
Ş sesinin hayranıyım. Şiir şiddettir. Ama şiddete karşı şiddettir. Kendiliğinden değil. Bir karşı koyucu olarak çıkar şiirin bu yönü. Kaçınılmaz derecede gerekli bir haldir o zaman şiddet. Kullanılmaması düşünülemez.
Öyle durumlarda harfler dilden dökülürken, eğri büğrü çıkar. Fakat hafakanlara maruz kalan şairin ruhu onları öyle bir kalıba sokar ki, sonra, bakınız ne olmuş; derbeder, beyhude, serkeş bir evren, aynı hizadadır, sizi çağırır.
Şiir şiddettir elbet. Fakat neye, kime karşı? Karşıdaki nedir, kimd
Her gün hesaplaşacağız, bazen ben sizin ayağınıza basacağım, bazen siz benim; sürgit bir eleştiri, özeleştiri ortamında adeta ortaklaşa bir fıkracılık modeli oluşturacağız; yani bu iş ciddi, sorumluluğu bu satırların yazarına düştüğü kadar, okuyanlarına da düşüyor; yine yanılmış diye burun kıvırıp, kaytarmaca yok; yazacaksınız, yanılgı nerdedir, doğrusu ne olabilir; tartışacağız, iyisini elbirliğiyle araştıracağız. Hadi, hazır mısınız? Ben hazırım, ne eleştirmekten korkarım, ne eleştirilmekten; üstelik o ço
...Taşranın ötekileştirilemeyeceği bir dünyanın ümidini taşıyoruz.(...) Edebiyatın merkezi, taşrası yoktur. Olsa olsa, tüm varlığıyla, kâğıdın yüzeyidir; kalemin kâğıda değdiği yerdir edebiyatın merkezi. Çünkü masasının başında, kelimelerin arasında yaşar durur yazar. Türkçe edebiyatta taşranın serencamı... Sıkıntıdan öfkeye, taşra duyguları... İntihardan inzivaya, taşra zamanı... 'Nere'liğinden 'nice'liğine, 'öteki'liğinden 'bizim'liğine, taşra gerçekliği... Taşranın edebiyata (ve düşünceye ve sinemaya) ak
Franco Moretti, edebiyat tarihi ve eleştirisi konusunda özgün örnekleri ve renkli dili nedeniyle istisnai bir figürdür. Burjuva'da da aynı şekilde özgün bir tartışmayı ortaya atar: Moretti için faydalı, verimlilik, konfor, ciddi, tesir, ağırbaşlı gibi sözcüklerin neler anlatmak üzere kullanıldığı ve bu kullanımların tarihsel dönüşümü çarpıcıdır. Romanın nasıl yazıldığı, metnin ne şekilde inşa edildiği, bu inşanın dayanakları da şaşırtıcıdır. Roman denilen metin türünde burjuva kültürünün
izi ve etkisi neler
Eleştiri yazınımızın önemli ismi Semih Gümüşten, romanımızın bugünkü hali üzerine yazılar... Romanın Şimdiki Zamanı, üretmeye devam eden ustaların yanında genç romancıların da yapıtlarına eğiliyor. Yaşar Kemalin İnce Memedinin bugünün okuruna heyecan veren büyüklüğü nereden gelir? Orhan Pamukun romanları arasındaki farklar nelerdir? Selim İleriden Ayfer Tunça ve Ayhan Geçkine, romanımızın son yılları edebiyatımıza hangi önemli katkıları sunmuştur? Romanlar aracılığıyla Türkiyenin yaşadığı inişli çıkışlı sos
İnsanların sömürüye karşı mücadelesiyle geçmişin edebiyatı arasında bağlantı kurmadıkça, günümüzü tam olarak anlayamayız ve onu etkin bir biçimde değiştiremeyiz. Ayrıca bu zorunluluğu yerine getirmezsek bizi daha iyi bir sanat ve daha iyi bir topluma götürecek metinleri okumada ve söz konusu sanat biçimlerini üretmede daha az ehil olacağız. Marksist eleştiri, yalnızca Kayıp Cennet ya da Middlemarch?ı yorumlamak için alternatif bir teknik değildir. Baskıdan kurtuluşumuzun bir parçasıdır.
Çin?in kapitalistle
Yer Değiştiren Gölge´de Gürbilek´in Tanpınar´da Görünmeyen, Kemalizmin Delisi Oğuz Atay, Taşra Sıkıntısı ve Yazı ve Arınma başlıklı denemeleri yer alıyor.
´Bir sözcüğe ne kadar yakından bakarsanız, o kadar uzaktan dönüp bakacaktır size.´ Edebi metinler için de geçerli bu. Bu yüzden denemeler, Ahmet Hamdi Tanpınar´ın, Oğuz Atay´ın, Yusuf Atılgan´ın, Bilge Karasu´nun yazdıklarını aydınlatma çabası olduğu kadar, bu metinlerin üzerinde gezinen gölgeyi, onlarla aramızda ister istemez var olacak uzaklığı a
Borges mi, ben mi, bir soru değil. Farkedildiği üzere sonunda soru işareti de yok. Ya da belki var ama
zeminle aynı renk olduğu için görünmüyor. Remzi Şimşek öyküleri de biraz böyle. Gerçek ve hayal,
hakikat perdesinde buluşuyor. Yazarın büyülü gerçekliğe selam duran kalemi, bir yabancılık duygusu
değil, aksine bir tanıdıklık hissi doğuruyor. İz bırakacak, değerli bir ilk kitap.
Son fethettiği yer de muhtemelen zihnim olmalı ki anamın dilini bile unutmuş halde uyandım.
Kesinlikle bu Borgesin işi, o olmalı ç
Zeynep Uysal, Halit Ziya romanlarını yekpare bir roman olarak okuyor.
Bir modernlik deneyimi olarak metrukiyete sürüklenen bireylerin
tekrar eden hikâyesi İki kadın bir erkek ya da iki erkek bir kadından
oluşan üçlü aşklar, şiddetli arzuların yarattığı çatışma ve gerilim,
kamusal olanla mahrem olanın sınırındaki kırık hayatlar
Tanzimat romanının aksine Halit Ziyanın edebiyat anlayışını mesajlar
ya da angajmanlar belirlemez. Yarattığı karakterlerle insanı anlamaya
ve anlamlandırmaya çalışır. Metruk evin çatı
Pek çok şair kendisini diğer insanlardan farklı bir yapıda görür. İki ayak, bacak, bir gövde ve başla şekillenen
kaba iskeletin şair adını alanlarının diğerlerinden farkı ne ola?
Kuşkusuz, farktan kasıt suret değil, öz, ruh.
Ruhsal durumu, dünyayı kavrayışı ile, evet, anladık, o farklı ve bambaşka birisidir.
Peki, şairi hayal avcısı olarak düşünenlerle, duygusal bir inek kategorisinde tutanlara ne dersiniz?
Ya hakikatlere ayna olup kendini sert, haşin, yalçın kaya-çelik maddelerle eşdeğerde tutanlar. Makina
Ahmet Mithat Efendi, yazdıklarının niteliği ve niceliğiyle 19. yüzyıl
sonu Osmanlı-Türk edebiyatının en şaşırtıcı yazarıdır. Buna rağmen
yazarlığı, kişiliği ve hayatıyla hâlâ keşfedilmeyi beklemektedir.
Elinizdeki eser, Ahmet Mithat üzerine yapılan çalışmalar arasında özel
bir yer tutuyor. Nüket Esenin Ahmet Mithat üzerine yirmi beş yıldır
devam eden titiz çalışmalarının ürünü ve yazarı bugünün okuru için
tanıdık kılmayı hedefliyor.
Nüket Esen, Hikâye Anlatan Adamda, Ahmet Mithatın hayatının
ve eserlerinin,
Edebiyat Dersleri, Nabokovun Wellesley ve Cornell üniversitelerinde
verdiği derslerin notlarından oluşmaktadır. Bu derslerde Nabokov,
öğrencileriyle birlikte; Jane Austenın Mansfield Parkını, Charles
Dickensın Kasvetli Evini, Gustave Flaubertin Madame Bovarysini,
Robert Louis Stevensonun Dr. Jekyll ve Bay Hydeını, Marcel Proustun
Swanların Tarafını, Franz Kafkanın Dönüşümünü ve James Joyceun
Ulyssesini okuyor. Bu okumalar sonucunda yalnızca Nabokovun
keskin zekâsının ürünü olan eleştirel metinler ortaya çık
Ahmet Sait Akçay, son zamanlarda iyice belirgin hale gelen İslamcı popüler kültür üzerine çok güzel bir inceleme yapmış.
Ertuğrul Özkök, Hürriyet Gazetesi
Ahmet Sait Akçay'ı benzerine az rastlanan bu incelemesinden dolayı bize yalnız kutlamak kalıyor.
Popüler kültüre özel ilgi gösterenler için de çok önemli bir ürün bu.
Orhan Kahyaoğlu, Radikal Kitap
Dini propagandanın, idealize edilmiş yaşamların ve özeleştirinin aracı olarak romanın kullanıldığını düşündüğünüzde bu tarz bir incelemenin çok önemli veriler
Semih Gümüşün, Eleştirinin Saati başlığı altında topladığı yazıları, Edebiyat ve Yeni Zamanların Kültürüyle devam ediyor. Gümüş, son dönem edebiyatımızın hem önde gelen eleştirmenlerinden biri hem de kayıtçısı. Bu kitabındaki yazıları yakından okuyunca göreceksiniz ki yazar, yalnızca yeni kitapların bir değerlendirmesini yapmıyor, edebiyat dünyamızı da tüm sorunlarıyla kuşatıyor. Yazarın görünür olma çabaları, nitelikli edebiyatın okura ulaşmada yaşadığı sorunlar, genç yazarların edebiyat okuruna tanıtılmas
Şiirin derinlemesine okunmadığı ve yüzeysel bir ilgi gördüğü, gündelik yaşamın parçası haline hiç gelemediği, şiir kitaplarının satın alınmadığı Türkiyede aslında öğrencilik yıllarından itibaren şiire temas etmeyen bir toplumdan söz edemez miyiz? Öğrenciler yetişirken hangi şairleri ve şiirleri okuyarak edebiyatla ilişki kuruyorlar? Ders kitaplarında yer alan şairler ve şiirleri gerçekten şiir sevgisini kalıcı hale getirebilecek nitelikte mi?
Bin Atlı Akınlarda Çocuklar bu sorulara yanıt olabilecek bir araş
Okul yıllarından beri şiirin merkezde olduğu bir edebiyat ve düşünce tasavvuruna sahibim. Elinizde tuttuğunuz kitabın sadece yarısı kadarı şiirle ilgili ama kitaptaki hikaye, roman, eleştiri ve dergi yazılarının da temelinde yine şiir alanında kazandığım deneyim yatıyor.
Yaşım kırkı iki. Şimdi bir karar vermem gerekiyor. Düşünmeyi ve yazmayı tıpkı ustalarım hatta bazı akranlarım gibi şiiri bir yana bırakarak mı devam ettireceğim; yoksa bütünlüğü koruyabilecek miyim? Bu kitabı, bu nedenle, şiirden başka konu
Türkçe şiirin kökten-yenilikçi şairlerinden Edip Cansever, yayımladığı on yedi kitabın yedisinde uzun, dramatik yapılı şiirler kurmuş, düzyazı ile dramanın olanaklarını seferber ederek lirik şiiri çoksesli, çokgözlü bir anlatıma evriltmiştir. Tektipleştirici hamasetin revaçta olduğu yıllarda yersiz heyecanlar biriktirmeyen Cansever, ayrıksı sayılan karakterlerden alternatif bir ekoloji yaratmış, ötekileştirilen insanı teşrih ederek eşduyum kapasitemizi artırmıştır.
Ölümü Gömdüm, Geliyorum'da Devrim Dirlikya
Toplam 121 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 60-80 /
Aktif Sayfa : 4
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.