“Yeni nesil popülizmin sadece kendine biat etmeyen ya da dışladıkları
cemaatleri değil, 1960 sonrasında sanayileşme hamleleri sonrasında oluşan
yeni kentli esnaf/zanaatkâr, bürokrat ve teknokratlardan oluşan ücretli
gelire sahip orta sınıfları ve örgütlerinden başka koruyucusu olmayan işçileri
de dışladığını biliyoruz. Kentli orta sınıfları dışlayarak, küreselleşmeyle
eklemlenmeyi sağlayan yeni orta sınıfları seçen yeni nesil popülizmin
ürettiği ‘teknoloji kenti’ olarak Pendik,
İÇERİK TANITIMI: Kent teorisi modernliği alışılagelmiş şekliyle şehre, belirli öznellik biçimlerinin tarihsel olarak ortaya çıkışına ve kültür,
sanat ve mimarideki önemli gelişmelerin yükselişine bağlar. Bu da genellikle on dokuzuncu yüzyılda ve yirminci yüzyılın başlarında
Avrupa ve Amerika'nın belli başlı metropollerindeki teknolojik, ekonomik ve toplumsal dönüşümlerin sonucu olarak değerlendirilir. Buna
karşılık, modern dönemde Batılı olmayan şehirlere genellikle Batılılaşma ve gelişme merceğinden bak
Kentlerin Türkiyesi içinde bazı kentler hem kendilerine hem de etraflarına verdikleri katkı ile öne çıkmakta ve bir laboratuvar işlevi görmektedir; sonuçta bu kentler üzerine çalışmak da siyaseten yaratıcı bir sürece kapı aralamaktadır. Bu kitapta bu tarz bir değerlendirme ve analiz yapmaya çalışarak hem bundan sonraki çalışmalara referans olabilecek akademik bir çalışma ortaya çıkarmış olduğumuzu hem de bilimsel ve kamusal tartışmaların devamına katkıda bulunduğumuzu umuyoruz.
Fırat Genç, Çağlar Keyder
Nöbetleşe dışlama, kentlerde yerlilerin göçmenlere, her göçmen grubun da kendisinden sonra gelen göçmen gruplara karşı geliştirdiği dışlayıcı tepkiler silsilesini anlatıyor. Her yeni göçmen grubu, kentte görünür hale geldikçe, kentin ekonomisini ve günlük hayatını bozduğuna dair kızgınlıklarla, aşağılamalarla karşılaşır. Yakın zamana kadar aynen bu şekilde suçlanmış olan eski göçmenler de, bu tepkileri yüksek sesle dile getirenler arasında yer alır, bu sırada statülerinin biraz olsun iyileştiğini hissederl
Kemal H. Karpat bu çalışmasında; Türkiye'nin kentleşme problematiğini göç literatürü çerçevesinde çok boyutlu bir şekilde değerlendirmektedir. Türkiye'de özellikle 1950'lilerden sonra ortaya çıkan kırdan kente göç Türk modernleşmesinin en büyük tartışma alanlarından biridir. Bu durum bütünüyle Türkiye'nin sosyal, siyasal, iktisadi ve kültürel yapısını değiştirmiş ve değiştirmeye de devam etmektedir.
İşte bu çalışmada bu değişimlerin nasıl meydana geldiği, Türkiye'de kırdan kente göçün hangi amaçlarla başlad
Neoliberal saldırıların dünya çapında artmasıyla birlikte yeni direniş ve kolektif karşıkoyma biçimleri de ortaya çıktı. Savaşların ve kemer sıkma politikalarının yarattığı umutsuzluk havasını dağıtan işgal ve müşterekleşme hareketleri ise gün geçtikçe çoğalıyor. Dolayısıyla bu yeni hareketlerle ortaya çıkan yeni mekan politikasının altyapısını oluşturacak tarihsel ve kavramsal dayanaklar üzerine düşünmek de kaçınılmaz hale geldi. Günümüzde katı sınırları olan, ayrıştırıcı ve ötekileştirici,çitlenmiş mekans
Yeşil Ev adlı romanıyla tanıdığınız Peru'nun en büyük romancısı Mario Vargas Llosadan bir roman daha sunuyoruz.
Yazarın yirmi üç yaşındayken yazdığı Kent ve Köpekler adlı bu romanda iki ayrı dünya iç içe girer, birbiriyle çarpışır ve birbirini tamamlar.
Olay, Peru nüfusunun üçte birini barındıran dört milyonluk başkent Lima'da, bir askeri kolejde geçer. Bu okulda iki zorlu yıl geçiren yazarın kişisel deneyimleri, anlatının nesnelliğini sağlamakta, inandırıcılığını artırmaktadır.
Romanda anlatılan bu a
Sunuş
- Ayşen Şatıroğlu
Önsöz
- Melike Akbıyık
Şehri Tanımak: Görünmeyeni Keşfetmek
- Saadet Özen
Kendimdeki Şehri Anlatmak
- Cengiz Özdemir
Toplumu Açıklama Girişimi Olarak Şehir
- Prof. Dr. Korkut Tuna
Şehir Coğrafyası
- Prof. Dr. Süha Göney
Alışverişimizi AVM'den, hipermarketten yapıp unuttuğumuz tuzu almak, çocuğumuz okuldan dönünce alsın diye evimizin anahtarını bırakmak için bakkalı komşudan sayıyorsak, AVM'lerde kurulan bayram çadırı, ramazan eğlencesi, pazar yeri ve sokak konsepti uygulamaları geleneksel değerlere olan özlemimizi gidermeye yetiyorsa, bunun da sorumlusu kentteki dönüşümler ve AVM'ler olamaz diye düşünüyorum. Burada açıklanamayacak kadar karmaşık bir toplumsal psikolojinin ürünü olmalı bu durum.
Kentsel yaşamın odaklarında
Özgürleşme Mekânı Olarak Eşikler Kentine Doğru
Stavros Stavrides'ten gündelik yaşamımızı çepeçevre saran kent deneyimini
ve mücadelesini yeniden düşünmek için ufuk açıcı bir çalışma: Kentsel
Heterotopya.
Metropolün yapılanışındaki güncel etkenlerden istisna durumlarına, Walter
Benjamin'in flanöründen çeşitli kent metaforlarına, ötekiyle kurulan
ilişkilerdeki teatrallikten Foucault'nun iktidar çözümlemelerinin mekânsal
boyutlarına uzanan Stavrides, yalnızca teorik incelemelerle de yetinmiyor.
Kentte başka me
Alexander Cold, henüz 15 yaşında, hayatının yolculuğuna çıkma fırsatını yakalar. Uluslararası bir coğrafya dergisine muhabirlik yapan korkusuz büyükannesiyle birlikte Amazon ormanlarında tehlikeli bir keşif gezisine çıkar. Bir antropolog, bir rehber, rehberin kızı Nadia ve bir doktorun da bulunduğu ekibin amacı, efsanevî bir canavar hakkında belge toplamaktır. Ama Alexander ile Nadia, yağmur ormanlarının gizli dünyalarında unutulmaz bir serüven yaşayacaklar, efsanevî canavarı ararken kendi ruhlarını keşfede
İstanbul 2023 projesinin adımlarını yerinde, İstanbul'un gitgide genişleyen çeperlerinde gözlemleyen Sinan Logie ve Yoann Morvan, bu yayılmanın ve değişimin etkilerini aktarıyor. Yürüyerek yaptıkları bu gezide, Gebze'nin cehenneme benzeyen sanayi bölgelerinden Aydos Tepesi'ne, şehrin neredeyse artık her yerinde boy gösteren kapalı sitelerden kentsel dönüşümle bambaşka bir kimliğe büründürülen gecekondu semtlerine uzanan ve Osmangazi Köprüsü, üçüncü havalimanı, üçüncü köprü ve Kanal İstanbul gibi çılgın proj
Hepimizin içinde ara sıra sebebini bilemediğimiz bir 'Bursa'nın daveti' çınlar. 'Kalkıp Bursa'ya gitsem, onun diriltici çeşmesinden kana kana içsem ve yenilensem' deriz sıkıntılı anlarımızda. Aslında hatırlanması bile başlı başına bir kurtuluş reçetesi olarak boy veren boşluğunu hissettiğimiz bir şehirdir o.
Daha doğrusu, içimizdeki şehir hasretinin belli başlı parçalarının yeryüzüne hünerle nakşedilmiş bir suretidir Bursa'da aradığımız. Kendi yüzümüzdür. Kaybettiğimiz yüz...
Aslında Abdülaziz döneminden
Tarihin sonuna gelmedik, ama yeni deneyim ve siyasal tartışma alanlarının oluştuğunu görüyoruz. Bunların aktörleri kendi tarihsellikleriyle değil, içinde yaşadıkları topluma nüfuz düzeyleriyle tanımlı. Kabul edelim, bu saptama bizi şaşırttı. Acımasız duruma dönen bir dünyada mı, yoksa tam tersine Big Brother'ın mutlak egemenliğine giren bir dünyada mı yaşıyoruz? Dünya tarihinin bugünkü evresini nitelemek için, özellikle de demokratik kurumların işlediği, denetlenmeyen 'toplumsal iletişim ağlarının' kurulduğ
Güzel bir sokağın ya da parkın şehirde yaşayanlara nasıl bir yararı vardır? Şehrin sokağında yürüyebilme isteği ile otomobil sürme isteği bağdaşabilir mi? Şehirlerde çeşitliliğin sürmesinin koşulları nelerdir?
Yüzyılın belki de en devrimci değişikliklerinin, dünyayı irdelemek için kullandığımız zihinsel yöntemlerde gerçekleştiğini söyleyen Jane Jacobs, şehir planlaması alanında da benzer bir paradigma değişiminin gerekliliğine dikkat çekiyor.
Amerikan şehirciliğindeki tarihsel gelişmelerin kusursuz ve soru
İnsanlık tarihinde ilk kez şehirlerde yaşayanların sayısı kırsal kesimde yaşayanları katbekat geride bırakırken, şehirlerdeki mücadele ve sorunlar da dünya tarihinde görülmemiş ölçüde öne çıkmıştır. Henri Lefebvre'in Şehir Hakkı da yayımlandığı 1968'den bu yana giderek öne çıkan bir mücadelenin temel sloganına ve fikrine dönüşmüştür.
Derinlikli çalışmasının bu birinci kitabında, kent adı altında oluşan yeni gerçekliğin sanayi şehrinin sonu, çeperler ve banliyöler halinde parçalanması anlamına geldiğini gö
Kent ve kentleşme konusu bugün toplumsal, politik ve ekonomik yönleriyle giderek daha fazla tartışılan bir gündem haline geldi; Henri Lefebvre'in eserlerine daha fazla referans verilmesinin, öneminin artmasının nedeni de bu. Kentsel Devrim, Lefebvre'in Mekan'ı toplumsal analizin merkezine alan ilk eseri. Bu bakımdan mekan ve kent konusundaki çalışmalar kadar, sosyoloji, Marksist analiz ve radikal politika için de temel bir metin.
Lefebvre, toplumun bir bütün halinde kentleşmesi hipoteziyle yola çıkarak, he
Dünyanın geleceği kentlerde... Günümüzde dünya nüfusunun yarısından fazlası, yani 3.9 milyar insan kentlerde yaşıyor ve bu nüfusun 2050 yılına kadar ikiye katlanması bekleniyor. Bu büyümeyle birlikte yaşanabilir, adil ve sürdürülebilir şehirler nasıl düzenlenecek? Gerekli sosyal ve fiziksel altyapıya nasıl yatırım yapacağız? Elinizdeki kitap, insanlık tarihi boyunca şehirlerin izlerini sürerken sürdürülebilir kentleşmenin esaslarını irdeliyor. Kentsel sürdürülebilirlikte biyolojik çeşitliliğin rolü, kent ek
Sosyal bilimlerin gelişimde öyle bazı dönemler vardır ki mevcut bakış açılarını derinden sarsan, dönüştüren kitaplar çıkar ortaya. Sosyal Adalet ve Şehir bunlardan biri. Mekân çalışmalarında klasikleşmiş bir yapıt. Kentsellikle ilgili kapitalist ve sosyalist formülasyonların ayrı bölümler halinde eleştirel bir incelemesini yapan Harvey, bir anlamda tarihsel maddeciliğin mekân çalışmalarına uygulanmasının ilk örneğini vermiş, sosyal adaletsizliğin mekân üzerindeki bölünme ve farklılaşmalarla nasıl örtüştüğün
Toplam 43 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.