“Elinde tuttuğun bu kitap, umre seyahatim boyunca bana eşlik etmesi için yazmaya karar verdiğim bir günlüktü. Yirmi bir gün boyunca yasadıklarım, hissettiklerim ve gördüklerim zihnimden çıkıp bu deftere dökülüverdi. Ama tam da otelden ayrılacağımız gün, defterimi lobide unuttum. İşte her sey o zaman basladı.”
Esma Albayrak’ın kaleme aldıgı ve Rumeysa Abiş’in resimlediği Kayıp Günlük, okuyucularını macera dolu bir yolculuğa davet ediyor!
Minik pençelerinden daha büyük bir hayali olan neşeli sincap Minik Kızıl Jean Pierre karşınızda! 1792 yılında, Jean Pierre adındaki kızıl bir sincap, Montreal’den Grand Portage’daki ticaret merkezine seyahat eden gezginlerin olduğu bir kanoya kaçak binerek macera dolu bir yolculuğa çıkar. Minik Kızıl’ın tüm isteği onlar gibi gerçek bir gezgin olmak ve kendini ekibin üyelerine kabul ettirmektir. Ne var ki kürek çekmek, yemek pişirmek ve şarkı söylemek gibi becerilerden yoksun oluşu, diğer gezginlerin pek hoş
Yürümek için nedenlerim var. Bu, üzerinde çokça düşünülmüş, uzun bir yürüyüş… “Kulemden sadece Câbi’nin Kulesi’ne bakmıyordum tabii. Sokakları da izliyordum. Aslında izlemeyi o günlerde öğrendim. İnsanların gözünden kaçan şeyleri; küçük detayları, rüzgârda sürüklenen yaprakların gittiği yerleri orada gördüm. Bir de onu. Yani Aliya’yı.” Karanlığın ve korkunun gölgesinde, umut ve cesaretin parlayan bir feneri olarak duran bir adam… Bu kitap; korkuya karşı cesareti, çirkinliğe karşı güzelliği,
Ahmed Aziz korkunç bir yıl geçiriyor, destansı derecede korkunç... Babası hastalanınca, Ahmed ailesiyle birlikte Hawaii’den Minnesota’ya taşınmak zorunda kalır. Gittikleri yer babasının doğup büyüdüğü bir yer olsa da Ahmed’in yaşamak isteyeceği en son yerdir. Okuldaki birkaç esmer çocuktan biridir Ahmed. Üstelik sık sık başına çoraplar ören “zorba” bir arkadaşı da vardır artık... Gururlu bir aylak olarak, öğretmenlerinin beklentilerine ilk başlarda ısrarla karşılık vermek istemese de, bir müddet sonra
Mars’ta gökyüzünün kırmızı olduğunu biliyor muydun ? Ufuk, bunu ve uzayla ilgili neredeyse her şeyi biliyor.Ancak onun da bilmediği bazı şeyler var. Acaba Mars’ta gün batımını kendi gözleriyle görse nasıl olurdu ?Ufuk bu soruya cevap ararken eşsiz bir macera için yola çıkıyor
“Derken havadan bir şey düşüverdi.Bu, minik ve ürkek bir yavru kargaydı.Acaba yuvası mı bozulmuştu?Yoksa kanadı mı kırılmıştı?”Dünyaca ünlü Terry ve Eric Fan (The Fan Brothers) tarafından resimlenen ve çok satan yazar Beth Ferry tarafından kaleme alınan Korkuluğun Kalbi, dostluğu ve başkalarına yardım etmenin önemini vurgulayan sevgi dolu bir hikâyeyi anlatıyor.
Bu kitapta anlatılanlar, İbn Haldun’un, çöllerde, kırsal beldelerde göçebe olarak yaşayan bedeviler ve şehirliler hakkında öne sürdüğü fikirlerinden ilham alınarak kurgulanmış hayalî bir yolculuğun hikâyesidir.Bu kitabın, dünya tarihinin en şaşırtıcı düşünürlerinden biri olan İbn Haldun’u daha iyi tanımak adına okurlar için merak uyandırıcı bir başlangıç noktası olacağını ümit ediyoruz
Bir zamanlar Yellowstone Parkı’na hükmeden kurtların izleri yavaş yavaş kayboldu. Buna bağlı olarak, ilerleyen süreçte parkın ekosistemi de bozulmaya başladı. Ta ki bir gün kurtlar bölgeye geri getirilene kadar... O günden sonra parkta yaşam epey değişti. On Dört Kurt, bu kurtların yuvalarına dönüş hikâyesini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Yazarın ilham veren anlatımı ve çizerin etkileyici çizimleriyle yaşanmış bir hikâyeyi anlatan bu kitap, tüm canlıların gezegenimiz için çok önemli olduğ
O’nun (sav) gibi yaşamanın birçok yolu var. Tüm hayvanları büyük bir sevgiyle kucakla-mak, ailemize sevgimizi göstermeyi ihmal etmemek, her zaman daha fazlasını istemek yer-ine kanaatkâr olmayı öğrenmek, elimizdekileri paylaşarak çoğaltmak ve güzel sözlerin kıymetini hiçbir zaman unutmamak… Bunlar takip edebileceğimiz yollardan yalnızca birkaç tanesi.
Peygamber Efendimiz (sav) bizim en kıymetli örneğimiz. Hep birlikte O’nun (sav) öğütler-ine kulak vereceğimiz renkli bir dünyanın içine giriyoruz. Birbirinde
Peygamberimizin hayvanları çok sevdiğini ve onlara çok değer verdiğini daha önce duy-muşsundur. Kedimiz Müezza’yla tanışmaya ve onun isminin hikâyesini öğrenmeye ne der-sin?
“Hasan çiçekleri o kadar seviyordu ki kimsenin görmediği yerlerdeki çiçekleri bile görebili-yordu. İnsanların kafalarının üzerindekileri bile...” Sevdiğimizi söylemenin önemini hatırlatan bir hikâyeye davetlisin. Tıpkı Peygamber Efendimiz’in (sav) öğütlediği gibi...
Bir şeyin koleksiyonunu yapmak deyince aklına neler geliyor? Gittiğimiz yerlerden top-ladığımız magnetler, en sevdiğimiz oyuncaklar, sinema biletlerimiz... Peki sence, güzel sözleri de biriktirebilir miyiz?
Bu kitapta, Peygamber Efendimiz’in (sav) güzel söz söylemeye dair öğüdünü dikkate alarak güzel sözlerin koleksiyonunu yapan küçük bir kızın hikâyesine eşlik edebilirsin!
“Bir gün atımla evde koştururken aklımıza bir fikir geldi. Kamyona binelim, dünyaya yolculuk yapalım, dedik.” Dünyayı Gezen Oyuncaklar kitabı, tüketim çağında bizi daha az şeyle mutlu olabileceğimiz bir dünyaya çağırıyor. Tıpkı Peygamber Efendimiz’in (sav) öğütlediği gibi...
Paylaştığımız şeyler bölünerek azalır mı, yoksa Halil İbrahim bereketiyle artarak çoğalır mı? Üçten dörde, dörtten beşe ve beşten beş yüze çıkan taslarda herkese yeten bir çorbanın hikâyesinde buluşuyoruz. Ve hep birlikte Peygamber Efendimiz’in (sav) öğüdüne kulak veriyoruz.
Siz çocukların kafaları zehir gibi! Bu serideki insanların kafaları da öyle. Her biri hayatını
çalışmaya, araştırmaya ve öğrenmeye adamış. İşte Zehir Gibi Kafalar bu beyinlerin
karışımından doğdu!
480 Sayfa (5 Kitap)
Siz çocukların kafaları zehir gibi! Bu serideki insanların kafaları da öyle. Her biri hayatını
çalışmaya, araştırmaya ve öğrenmeye adamış. İşte Zehir Gibi Kafalar bu beyinlerin
karışımından doğdu.
Yapay zekâ nedir? Robot hayvanlar var mı? Bilgisayarlara bir şeyler öğretilebilir mi?
Araştırmacı Barbara Mazzolai’nin yardımıyla robotların dünyasını keşfedeceğiz. Plantoid
nedir? Algoritma nedir? Robotlar bize karşı çıkabilir mi? Gerçek bir bilim insanına aklımıza
gelen tüm soruları sorduk ve Zehir Gibi Kafalar
Kim Masalcı Nine’nin binbir çeşit masallarını dinlemek istemez ki? Anne ve babalar, köyün
çocukları, hatta hayvanlar bile onu çok seviyor. Ama ya bir gün Masalcı Nine, masallarını
anlatmayı bırakırsa? Hem de görünürde hiçbir sebep yokken…
Ahmet Murat’ın kaleminden Masal Yorganı, masallarıyla herkesi etrafında toplayan bir nine ve
onu çok seven çocukların sımsıcak hikâyesini anlatıyor.
“Bir zamanlar bir çocuk vardı. Günün birinde Ay’da mahsur kaldı. Ancak yalnız değildi…”
Dünyaca ünlü yazar ve çizer Oliver Jeffers’dan farklılıklarına rağmen ortak bir noktada buluşan iki dostun macera dolu hikâyesi.
Toplam 125 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.