Harold bir akşam ay ışığında yürüyüşe çıkmaya karar verir. Yanında yalnızca mor tebeşiri olan küçük Harold, kendine heyecan dolu, sihirli bir macera çizer. Harold ile sadık mor tebeşiri, ormanlarda gezinir, denizleri aşar ve ejderhaların arasından geçer. Sürprizlerle dolu bu büyüleyici hikâye, hayal gücümüzün bizleri ne kadar uzağa götürebileceğinin en güzel örneği! Crockett Johnson'ın yazdığı ve resimlediği Harold ve Mor Tebeşir her çocuğun kitaplığında olması gereken eskimeyen bir klasik!
Harold ve Mor Tebeşir'in yaratıcısı Crockett Johnson'dan yepyeni bir Harold macerası! Bir gece, uykuya dalmakta zorlanan Harold, mor tebeşirini kullanarak kaleler, periler, uçan halılar ve büyülü bir bahçe çizerek kendi uyku öncesi masalını yaratır. Elinde mor tebeşiriyle yürüyüşe çıkan küçük bir çocuğun kendine harika maceralar çizdiği, ustaca ve özgün bir resimli hikâye. The Horn Boo
Kaşları çatık, sıkıntıyla okuma kitabını açtı. Resimdeki çocuğa boş boş baktı. Çiçeği suluyordu kız. Canı yazlık evlerinin bahçesine gitmek istedi. Yaz ne güzeldi. Her şey serbest... Gözleri dalgınlaştı. Baktıkça, sulanan çiçeğin yanında gibi hisseti kendini. Kıza seslense, sesini duyuracaktı sanki. Bu sırada... resmin altındaki harfler, yazıldıkları yerde kımıldanıp duruyordu... Yazar, senarist Yasemin Yazıcı küçük okurlar için yazdığı ilk kitabında, okuma serüveninin başlangıcındaki bir çocuğun yazıyla ku
Almanya'nın sevilen çocuk klasiklerinden Anneanne ile Frieder şimdi Türkçede!
Anneanne ile Frieder harika bir ekiptir: Anneannesi, Frieder'in bütün muzipliklerine, oyunlarına, lakırdılarına ayak uydurur, şnitzeli torununun tabağına oyuncak bir kepçe yardımıyla koyar, planladıkları pikniği yağmur yağınca tramvay durağına taşır, bahçeye bir jelibon ağacı diker ve daha neler neler...
Çocuğunuzla birlikte okuması keyifli, birbirinden eğlenceli ve yaratıcı on beş hikâye.
Dedem bize taşındı. Ta Almanya'dan. Babam da ona bir sandık yaptı. Hatıraları saklama sandığıymış. Parlak kulpları var. İçi mis kokuyor. Kayın ağacındanmış. Dedem çok beğendi sandığını. Sağına soluna dokundukça yüzü gülüyor. Beni çağırdı, Gel kızım, valizleri açalım, dedi. Ninenden kalanları 'hatıraları saklama sandığımıza' yerleştirelim. İkimiz de öyle heyecanlıydık ki...
Usta sanatçı Can Göknil yazıp resimlediği bu öyküsünde, bir çocuğun çevresinde ve bugününde olan bitene, hayatına, ailesine dair soru
Yazıların elle yazıldığı zamanlarda, hüzünlü öyküler kaleme alan bir yazar yaşardı. Öyküleri çok güzeldi, ama öylesine hüzünlüydüler ki hiçbir yayımcı onları basmak istemezdi. Matbaadaki baskı makinelerinin ağlamaya başlayıp paslanmasından korkarlardı.
Bu kitaba adını veren öykü işte böyle başlıyor. Ama bahse gireriz ki öyküler artık hüzünlü olmayacak, basılacaklar. Baskı makineleri gülecek, paslanmayacaklar. Hatta çocuklar da bu kitabın sayfalarını çevirdikçe gülecek, kahkahalar atacaklar.
Gülmek ve okum
Kepler62 gezegenindeki çocukların maceraları devam ediyor!
Lisa'nın başını çektiği grup, Vallvik'in liderleri olması gerektiğine iyice ikna olmuştur. Bu da, Vallvik'in kızı Marie'nin babasının yokluğunda devreye girmesi demektir. Marie, diğerleri tarafından saygı ve hayranlıkla karşılanır ve bu ilgiden hoşlandığını şaşırarak fark eder. Hiç istemediği halde babasına mı benzemektedir? Babasının gezegenin geleceği için bir tehdit oluşturduğunu düşünen Marie, onu durdurmanın kendi sorumluluğu olduğuna inanır v
Rutubetli bir bodrum katının duvarında asılı olsanız da, eğer mutluysanız güneş hemen yanınızdan doğuyor ve hiç batmıyor. Ben mutluluğa Benek beni duvardan indirdiğinde kavuştum.
Bisiklet, ustasının elinden çıktığı günden beri şehrin sokaklarıyla tanışmayı bekliyordu. Benek adında bir kıza hediye edileceğini öğrendiğinde, mutluluğu bütün aksamında hissetti. Ancak Benek bisiklete binmiyor; ona bakmaya, dokunmaya bile çekiniyordu. Benek ile annesi değişen hayatlarını yoluna koymaya çalışırken, bisiklet de on
Çok uzun zaman önce, insanlar yazmaya ihtiyaç duyduklarını anladılar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Tam o sırada, dünyayaen yakın bulut olan Alfabe Bulutu'nda yaşamlarını süren harfler, insanlarla iletişime geçip onlara yazıyı öğrettiler. Alfabe Bulutu'nun düzenli ziyaretçilerinden Alp Gökalp, bu dizide bizlere bazı bulut sakinlerinin hikâyelerini anlatıyor...O sabah, şehirdeki herkes ağaçların yok olduğunu fark etti. Bahçelerinde, ormanlarda tek bir ağaç kalmamıştı. Günlük hayattabir ağacı
Çok uzun zaman önce, insanlar yazmaya ihtiyaç duyduklarını anladılar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Tam o sırada, dünyayaen yakın bulut olan Alfabe Bulutu'nda yaşamlarını süren harfler, insanlarla iletişime geçip onlara yazıyı öğrettiler. Alfabe Bulutu'nun düzenli ziyaretçilerinden Alp Gökalp, bu dizide bizlere bazıbulut sakinlerinin hikâyelerini anlatıyor...Alfabe Bulutu'ndaki oyuncak fabrikasında, çalışanlar için bir aktivite düzenleniyordu. Her harf, aile ağacındaki diğer harflerin çalışt
Neden güzelim öyküler?Çünkü bu öyküler kulağa güzel gelecek kelimeler, sesler, ritimler seçilerek yazıldı, hepsinin birer tınısı, melodisi var. Tiyatrodaki gibi eğlenceli sahneleri, replikleri, küçük maskelere benzer karakterleri var. Neden bu öyküleri anlatmak çok hoş? Çünkü dinlerken insanı yormayacak kadar kısalar ama içinde bir öyküsü olacak kadar da uzunlar. Karakterler yapılı, sahneler oyunlu, olaylar heyecanlı. Son olarak, bu öykülerin hepsi çok ama çok güzel çünkü içlerinde keşfedilmesi kolay bir gi
Çok uzun zaman önce, insanlar yazmaya ihtiyaç duyduklarını anladılar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Tam o sırada, dünyaya en yakın bulut olan Alfabe Bulutu'nda yaşamlarını süren harfler, insanlarla iletişime geçip onlara yazıyı öğrettiler. Alfabe Bulutu'nun düzenli ziyaretçilerindenAlp Gökalp, bu dizide bizlere bazı bulutsakinlerinin hikâyelerini anlatıyor...Virgül bir gün ormanda yönünü şaşırınca, yolda Tire'yle karşılaştı. Kendisi gibi evinden uzaktaki Tire ise, noktalama işaretlerinin har
İnci'nin hayatında yeni bir dönem başlıyordu. Yeni bir semt, yeni bir sokak, yeni bir okul... Taşındıkları gün, her şeyden önce apartmanın karşısındaki köşk çekti İnci'nin dikkatini. Hüzünlü bakan pencereleriyle, hikâyesiz binalar arasında hemen gösteriyordu kendini. Okulla, piyano dersleriyle ve bu gizemli köşke dair düşlerle geçen haftalardan sonra, karlı bir kış gününde, İnci'nin babası yeni bir plakla geldi eve. Çalan müzik, bir mucizenin habercisi gibiydi, hem ismiyle hem de Ninni'siyle... O gece, bir
Kepler62 gezegenindeki çocukların maceraları devam ediyor!
Öncülerin en genç üyesi Joni lider seçilmiştir ve bu büyük sorumluluğun ağırlığı altında bocalamaktadır. Kamp büyük bir zorlukla karşı karşıyadır: Gıda stokları tükenmek üzeredir. Bu yabancı gezegendeki haşereler açgözlüdür ve çocukların yetiştirdiği bütün mahsulleri talan etmektedirler.
Joni çaresizdir, ta ki X adlı gizemli bir kız yardımına yetişene kadar. Dünya'da bir ailesi ve evi olmayan X, Kepler62'de tam aksine kendini evinde hissediyor gib
Çok uzun zaman önce, insanlar yazmaya ihtiyaç duyduklarını anladılar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Tam o sırada, dünyaya en yakın bulut olan Alfabe Bulutu'nda yaşamlarını sürdüren harfler, insanlarla iletişime geçip onlara yazıyı öğrettiler. Alfabe Bulutu'nun düzenli ziyaretçilerinden Alp Gökalp, bu dizide bizlere bazı bulut sakinlerinin hikâyelerini anlatıyor...
Herkes küçük harf ü'den yaka silkiyordu, çünkü ü diğer harflerin en zayıf yönlerini bilir, onlarla dalga geçerdi. Karşısındakind
Çok uzun zaman önce, insanlar yazmaya ihtiyaç duyduklarını anladılar. Ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlardı. Tam o sırada, dünyaya en yakın bulut olan Alfabe Bulutu'nda yaşamlarını sürdüren harfler, insanlarla iletişime geçip onlara yazıyı öğrettiler. Alfabe Bulutu'nun düzenli ziyaretçilerinden Alp Gökalp, bu dizide bizlere bazı bulut sakinlerinin hikâyelerini anlatıyor...
S harfi, hayatını çok sıradan ve sıkıcı bulmaya başlamıştı. Evi, bahçesi, giysileri, günlük alışkanlıkları... Her şey ona basit
İnsan üşüdüğü zaman, ne kadar da
tatsız bir hisse dönüşüyor şu soğuk! Neyse ki,
çözümü basit: Giyinmek! Ama insanın içini
giysiden de çok ısıtan bir şey var ki, onu
en iyi anneler ve babalar bilir...
Çocuk kitapları, dergileri ve radyo
programlarıyla tanınan M. Banu Aksoy'un
sıcacık öyküsü, Mert Tugen'in rengârenk
esenleriyle canlanıyor!
Çocuklar yaşadıkları sesle büyürler ve öğrenirler; hece sayısını karıştırmadan hatta kaçıncı sınıfta olsalar bile okumayı-yazmayı öğrenirler. Üstelik haiku bir öğretmenin öğrenerek gösterdiği
bir yöntem olarak kullanılabilir. Beni cesaretlendirdi.
Toplam 842 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.