J.-B. Pontalis, seksenli yaşlarındayken kaleme aldığı bu kitabında geriye dönüp zihninde yer etmiş kadınlara dair izlenimlerini anlatıyor. Çocukluğunun, gençliğinin, erişkinliğinin ve nihayet yaşlılığının kadınları bunlar. Kimi zaman arkadaşları, sevgilileri, analizanları; kimi zaman da sadece bir roman veya film kahramanı olsalar da hepsine canlı tutmayı başardığı bir merak ve vefa duygusuyla yaklaşıyor.“Elinizdeki kitap 2013’te, doğduğu gün olan 15 Ocak’ta 89 yaşında ölen Pontalis’in yarattığı ve tanımlad
Sınır ile Kerem Işık, Dünyanın Güçlü Tarafı adlı ilk romanından sonra yeniden öykülerden kurduğu bir evrene çağırıyor okuru. Kitabın, “Sınırın Ötesinde” adlı ilk bölümü, Ergöne adıyla mekânlaştırdığı fantastik bir evrene açılıyor. “Sınırın Gerisinde” bölümüyle de süren ortak tematik kaygılar, bu kitapta hem yazarın bildiğimiz dil ve üslubundan temel unsurları barındırıyor hem onu özellikle atmosfer ve karakter yaratmada ayrıntıcı özeniyle başka bir aşkınlığa taşıyor.‘İnsan oluş’ meselesinin şiddetle sınandı
En iyi ihtimaller bile yorucu sonuçlara ulaşıyor, her olumlu ihtimal yeni ve daha büyük çabalar gerektiriyor, dünyanın yorgunluğu asla bitmiyor.”Ömer F. Oyal son romanı Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi’de doğum gününün gecesinde uyku tutmayan bir akademisyenin zihninin saplantılı akışına bizi davet ediyor. Üzerinde çalıştığı konununöznesi olan Evliyâ Çelebi’nin kendi hayatını nasıl ele geçirdiğini bize tutkulu ve takıntılı bir dille anlatıyor. Kitaplarla, kâğıtlarla, sonu gelmeyen düşünce silsilesiy
Margit Schreiner’in daha önce yayımladığımız Sevmek Dedikleri ve Ev, Kadınlar, Seks. kitaplarının ardından Çıplak Babalar ile “Ayrılık Üçlemesi” tamamlanıyor.Kızın babaya olan sevgisinin dokunaklı öyküsü Çıplak Babalar’da, orta yaşlarındaki anlatıcı çocukluk yıllarıyla bugünü arasında usulca salınarak bilincin sınırlarında geziniyor; şimdi Alzheimer hastası olmuş, zihni karışmış bir halde ölüme yaklaşan, çocukluğunun mükemmel babasına kendine özgü, soğukkanlı ve içten bir saygı duruşunda bulunuyor. Margit S
Sen bu şehirde ömrün boyunca hiç öğrenmediklerini öğrendin. Hayatın; caddede, sokakta, ev içlerinde değil hikâyelerde attığını öğrendin. Dudak büktüğün hikâyeler, seni çekip aldılar kendi gökleri altına. Sen bu şehirden çok, bu şehrin hikâyelerinde gezindin, onları sevdin. Zamansızlığı sevdin sen, hikâyeler zamansızdı. O zamansız evren, kaygıdan uzaktı. Oysa sen hep gerçekten ve kaygıdan ibarettin bundan önce. Ben sahi neydim buradan önce. Gerçeğe demirlemiş bir gemi mi? Hayır değil, ben hiç gemi olmadım, h
Abim Frrrintek her şeyi bilir.Örneğin Yeryüzü’ndeki canlılar içinde Mısır piramitleri ile kamamber peyniri arasındaki gizli bağlantıyı bilen az sayıda insandan biri o. Mars gezegeninde kimin yaşadığını ve buna benzer yığınla gizemli şeyi de bilir.… Hikâyeler anlatmaktan hoşlanan bir abiden daha güzel ne olabilir?
Resimli Ansiklopedim 4 ana bölümde (Gezegenimiz Dünya, Bitkilerin Sırları, Hayvanlar Âlemi ve Yeryüzünde İnsan), Dünya’daki yaşamın ve canlıların gizemini merak eden gençlere ve çocuklara olağanüst
Abim Frrrintek her şeyi bilir.Örneğin Yeryüzü’ndeki canlılar içinde Mısır piramitleri ile kamamber peyniri arasındaki gizli bağlantıyı bilen az sayıda insandan biri o. Mars gezegeninde kimin yaşadığını ve buna benzer yığınla gizemli şeyi de bilir.…
Hikâyeler anlatmaktan hoşlanan bir abiden daha güzel ne olabilir?
Dünyada ne çok güzellik var, öyle değil mi?
Bahçedeki o minik kurbağa aklımdan hiç çıkmıyor!
Peki ya lunaparka gittiğimiz gün?
Bu kadar çok güzel anıyla ne yapmalı?
Aklımdan hiç çıkmayanları, kafamın tepesinde mi taşımalı?
Gizem Gözde Uçar yazdığı ve resimlediği Aklımda Bir Şey Var! adlı kitabında bir çocuğun aklındakilere kalbinde yer bulma macerasını sevimli bir hikâyeyle anlatıyor.
Yeni yılda Selçuk Demirel’den yeni bir kitap, hem de bol kedili:
Bambaşka Kediler
Selçuk Demirel’in son yirmi yılda çizdiği yaklaşık 250 kedi resminden oluşan bu kitaba Bilge Karasu, T.S. Eliot, John Berger, Baudelaire, Turgut Uyar, Charles Bukowski, İlhan Berk, Orhan Duru gibi kedi dostu/delisi yazar ve şairler de eşlik ediyor. Selçuk Demirel’in “bambaşka kedileri” kitaptan kucağınıza fırlayıp size sırnaşacakmış hissi uyandırıyor.
“… Kediler aklımızdan geçmezler sadece, kalbimizden de geçerler. Selçuk’
İstanbul’u Bul Bana Hulki Aktunç’un Kostantıniyye Haberleri (1989-1993) gazetesine yazdığı deneme¬lerden oluşuyor. Gazetenin ilk sayısından itibaren “İstanbul’u Bul Bana” başlığı altında yazan Aktunç, İstanbul’un argosunu, sokaklarını, ayazmalarını, deli¬lerini konu etti, hayatında iz bırakmış İstanbulluların portrelerini çıkardı.
Kitabı hazırlayarak hem İstanbul kaynakçasına hem de Hulki Aktunç külliyatına bir yenisini ekleyen Bengü Vahapoğlu, “Aktunç’un ayrıntılara karşı özenli, bilge, eleştirel ama aynı
Uzak Bir Ülke’de yazarın çekmecesinde kalmış ve an¬cak 1983’ten sonra kitaplarına alınmış öyküleri oku¬yacaksınız. Bu tarihsiz öyküler bir araya getirilirken yazım ve anlatım biçimleri dikkate alındı, tematik ilişkilerine göre sıralandı. Kitabın adını Uzak Bir Ülke koyarak ve “Yurda Dönüş” öyküsüyle başlatarak Esen¬dal’ın yaşamı boyunca çektiği yurt ve aile özleminin bir kitaba dönüşmesini istedik.
“Biraz sonra da kapının iç yanına, girerken solda, bir taş üs¬tüne dikilmiş, ak boya ile boyanmış, sağlamca b
Tedavi için Amerika’ya giden hastalara uçak yolculuklarında refakat eden genç bir doktor... Müzik ve tarih bilgisini artırmak için özel öğretmen tutan bir işadamı... Kuş uçmaz kervan geçmez bir kasabadaki devlet tiyatrosunda yıllarca çalışmış, devrin değişmesiyle işsiz kalmış oyuncular... Kaderin Rusya’nın uçsuz bucaksız taşrasına, kimi zaman da Rusya’nın dışına savurduğu kişiler: Taşra siyasetçileri ve türedi zenginler, öğretmenler ve din adamları, Orta Asya ülkelerinden gelmiş işçiler, günümüz Rusyası’nı
Kısa ömürlü bir dergide yayımlanan, sonra herkes tarafından unutulan Proust’un bu öyküsü, Philip Kolb tarafından yeniden bulunmuştur. Öykü 1896 yılında La Vie contemporaine dergisinde yayımlanmıştı. Öykünün, Proust yirmi iki yaşındayken 1893 yılında yazılmış olduğunu düşünebiliriz.Bu gençlik yapıtında, karşımıza çıkacak son derece Proustvari izlekler ve sözler bizi hem eğlendirecek hem de merak içinde bırakacaktır. Bunların arasında, astım krizlerini, cattleyaları, Opera’yı, özellikle de halihazırda Swann’ı
On Birinci Roman, On Sekizinci Kitap’ta hayatını kökünden değiştirecek bir planı uygulamaya koyarken, 17. Roman’da ise yıllardır görmediği oğluyla yeniden iletişim kurmaya çalışırken izlediğimiz Bjørn Hansen artık yaşlı bir adamdır ve Oslo’nun yoksul bir mahallesindeki küçük dairesinde tek başına yaşamaktadır. Fakat ölmüş anne ve babasıyla hayali konuşmalar yaparak ölüme hazırlandığı günlerin akışı davetsiz bir misafir yüzünden beklenmedik bir yön alacaktır: Gelini yıllar sonra Bjørn Hansen’in kapısını çalm
Turgut Uyar’ın Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü alan kitabı Kayayı Delen İncirYapı Kredi Yayınları, toplu şiirler ve öyküler ciltlerinde öne çıkan kitapların ayrı basımlarını sürdürüyor. Bu kapsamda, Turgut Uyar’ın şiir kitabı Kayayı Delen İncir yeniden bağımsız biçimde okuruna ulaşıyor. Kitap, 1982 yılında çıkmış şiir kitapları arasından seçilerek Necatigil Şiir Ödülü’ne değer görülmüştü.Kayayı Delen İncir, 12 Eylül öncesi ve sonrası öne çıkan sorunlar ve duyarlıklar gereği, şairin önceki hiçbir kitabında ra
O sabah Telekli neşeyle ormana baktı. Herkes bir telaş içindeydi. Ama bir tuhaflık vardı. Sanki kimse onu görmüyor, duymuyordu!Telekli birden varlığından şüphe etti.Bir koşu gölün kenarına gitti.Suda yansımasını gördü! Demek ki vardı!Neler oluyordu?
Kirpicik İle Kaplumbağa Uçan Kuşlara Baktıkça Onlara Özeniyor,“Ah! Keşke Biz De Uçabilsek!” Diyorlarmış.Sihirli Pınar Bu İsteği Duyup Hemen Kanat Takmış Gövdelerine. Peki, Mutlu Olmuşlar Mı?Çocukların Çok Sevdiği Bir Yazardan,Bilgin Adalı’danKanatlı Kirpiyle Uçan Kaplumbağa’nın Hikâyesi…
“According to the legend, upon reaching the age of 930, Adam, who was expelled from paradise together with Eve, felt that he was about to die, prompting him to ask God to forgive him, and thus all of mankind. For this purpose, he sent his son Seth to the Garden of Eden. The angel who guarded the gates of the garden gave him three seeds, from the Tree of Good and Evil (Tree of Knowledge), and told him to put them in his father’s mouth when burying him after his death. Adam died and was buried in the Hebron V
Oniria Efsanesi, Dizinin 4. Kitabıyla Sona Eriyor.Eliott, ailesi hakkında daha önce bilmediği sırları öğreniyor. Katsia düşman saflarına geçiyor. Büyükanne Mamilou’nun etrafındaki çember gitgide daralıyor. Canavar ve kâbuslar tüm güçleriyle düşler ülkesine saldırıya geçiyor. Ve Eliott, Oniria’nın geleceğini etkileyebilecek, hayatının seçimini yapmakla karşı karşıya.B. F. Parry’nin Fransa’da olağanüstü bir ilgiyle karşılanan fantastik dizisi Oniria, Perilerin Uyanışı ile yine heyacanın doruklarında bir macer
Kibarlar Âleminin Komedyası’nı yazan Marcel Proust’un (1871-1922) kendi dünyası söz konusu burada.*“Proust Âlemi’nde Toplumsal Benliğin aile çevresini;okul arkadaşları ile öğretmenlerini; delikanlılık çağındaki yakın dostları ile aşklarını; SeçkinlerinSalonlarında tanıştığı kontesleri, kontları, düşesleri,dükleri, prensesleri, prensleri, diplomatları, edebiyatçıları,müzisyenleri, ressamları; sonraki aşklarını;yaşam boyu süren astım ve başka rahatsızlıklarını tedavi etmeye çalışan hekimleri; yayıncıları, edi
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 20-40 /
Aktif Sayfa : 2
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.