Sigmund Freud, Birinci Dünya Savaşı patlak verdikten altı ay sonra, 1915’te kaleme aldığı “Savaşın Hayal Kırıklığı” ve “Ölümle İlişkimiz” başlıklı iki denemeden oluşan bu çalışmasında insan doğasına ve topluma yönelik hoşnutsuzluğunu ve hayal kırıklığını ele alıyor. İlk denemede savaş öncesinde Avrupa’da ulaşıldığı düşünülen ideal kültürel atmosferin, farklı kültürlerin sorunsuzca bir arada yaşayabilmesi ve sınırların ortadan kaldırılmasıyla norma dönüşeceği varsayılan ütopik barış ortamının aslında koskoca
Freud’un ilk kez 1921’de yayımlanan Kitle Psikolojisi ve Benlik Analizi 20. yüzyıl başında etki gücü giderek artan toplumsal bir fenomeni, siyasi kitlenin mekanizmalarını irdeleyen, alanında öncü bir çalışma: Kitlelerin popülist ve demagojik duyarlılıkları ne tür mekanizmalara dayanır? Kitleler neden karizmatik liderlerin hipnotik baştan çıkarmalarına duyarlıdır? Kitleler neden bilinçdışı, mantıksız ve şiddet içeren davranışlara eğilim gösterirler? Demagojinin kökeni neye dayanır, işleyişi nasıldır?
Fre
Freud (1856-1939): Histerinin cinsel kökenleri ve rüyaların bilinçdışı çatışmaları aydınlatmada oynadığı rolün güzel bir örneği olacağını düşündüğü Dora vakası Freud için başarısızlıkla sonuçlanır. 18 yaşında bir genç kız olan Dora on bir hafta süren bir analiz sürecinin ardından aniden tedaviyi bırakır. Bu başarısızlık Freud’u “aktarım” kavramını daha derinlemesine düşünmeye itecektir. Hastanın geçmişindeki önemli figürlerin psikanaliste yansıtılması demek olan aktarım, psikanalizin başat kavramlarından ve
Kitle psikolojisi, kitle eylemlerinde su yüzüne çıkar; bireyi, bir kabilenin, bir ulusun, bir kastın, bir sınıfın, bir kurumun üyesi ya da belli bir zamanda bir araya gelip belli bir amaç için örgütlenmeye gitmiş bir insan kitlesinin parçası gibi ele alır. Kitlenin bir parçası haline gelen, egemenliği altına giren bireyin bilinçli kişiliği kaybolur. Kitle psikolojisinin oluşması, bireysel psikolojinin kaybolmasına, duyguların bireysel olmaktan çıkıp kolektif hale gelmesine yol açar. Aklın ve zekânın önemini
Freud (1856-1939): Psikanaliz tarihinin en önemli vaka öykülerinden biri sayılan bu eser beş yaşındaki Küçük Hans'ın fobilerinin aile ilişkileri içinde nasıl şekillendiğini ortaya koyarken bir yandan da Freud'un çocuk cinselliği üzerine o dönemde çokça yadırganan fikirlerinin doğrulandığı bir örnek sunar
Freud (1856-1939): Psikanaliz tarihinin en önemli vaka öykülerinden biri sayılan bu eser beş yaşındaki Küçük Hans'ın fobilerinin aile ilişkileri içinde nasıl şekillendiğini ortaya koyarken bir yandan da Freud'un çocuk cinselliği üzerine o dönemde çokça yadırganan fikirlerinin doğrulandığı bir örnek sunar
İnsanın ve hayvanın cinsel gereksinimlerini açıklamak için, biyolojide cinsel bir dürtünün varlığından söz edilir. Aynı şekilde, açlığı anlatmak için de bir beslenme dürtüsünün olduğu varsayılır. Bununla birlikte halk dilinde cinsel gereksinim için açlığa karşılık gelen bir kelime yoktur. Halkın görüşü, cinsel dürtünün niteliği ve karakterleri üzerine bazı kesin düşünceler içerir. Freud, bu noktada müdahale etme gereği duyar ve cinsel bastırmaların çocuklar üzerinde nasıl evrildiğini sergiler. Freud'un anl
Freud (1856-1939): İlkel toplumların, vahşilerin hayatında çok önemli yer tutan tabular ile nevrotiklerin kendilerine koydukları obsesif yasaklar arasındaki benzerlikleri konu alan Totem ve Tabu Freud'a göre insanların uykusunu uzun süre kaçıracak bir eserdi. Bireyin gelişim sürecinde insan türünün evrim sürecinden izler bulunabileceğini, tarihteki travmatik olayların tek tek kişilerin yaşantısında yankılandığını savunan bu öncü yapıtın bugün ancak güncellik kazanmış geniş bir araştırma sahasını çok önceden
Freud (1856-1939): İlkel toplumların, vahşilerin hayatında çok önemli yer tutan tabular ile nevrotiklerin kendilerine koydukları obsesif yasaklar arasındaki benzerlikleri konu alan Totem ve Tabu Freud'a göre insanların uykusunu uzun süre kaçıracak bir eserdi. Bireyin gelişim sürecinde insan türünün evrim sürecinden izler bulunabileceğini, tarihteki travmatik olayların tek tek kişilerin yaşantısında yankılandığını savunan bu öncü yapıtın bugün ancak güncellik kazanmış geniş bir araştırma sahasını çok önceden
Freud bu önemli eserinde, en karmaşık rüyaların bile rahatlıkla yorumlanabileceğini göstermektedir. Bunu yaparken de Schillerin deyimiyle mantığın, kapıların önünde tuttuğu nöbetten vazgeçmesi gerektiğini, yani insanın hiçbir eleştiride bulunmadan kendini
gözlemlemesinin zor bir şey olmadığını iddia eder.
Freud kitabında rüyanın bir arzunun gerçekleşmesi olduğunu belirtir. Rüyaların uyanık yaşamla ilişkisini, nelerin rüya malzemeleri haline dönüştüğünü ve bunların kaynaklarının neler olduğunu, neden rüyala
Bir ulusun evlatlarından en büyüğü olarak baştacı ettiği bir insan için o ulustan değildir demek, onu bu ulusun elinden çekip almak öyle seve seve ya da kolaycacık girişilecek bir iş değil; hele bunu yapacak kimsenin kendisi o ulusun bir parçasıysa. Gelgelelim, sözde çıkarlar uğrunda bir Doğru'yu ortaya koymaktan kaçınmak, hiçbir neden öne sürülerek haklı gösterilemez; kaldı ki, bir durumun aydınlığa kavuşturulması bilgi ve deneyim hazinemizi zenginleştirir.
Freud'un, Totem ve Tabu'dan 25 yıl sonra yazdığı
Dogma olarak bildiğimiz dinsel tasarımlar aslında yaşantıların verileri midir yoksa yanılsama mıdır? Çocukların cinsellik dışı varlıklar olduğuna ilişkin, ancak psikanalizin çürütebildiği inanç yanılsama diye nitelendirilebilir mi? İlk çocukluk döneminde dinsel dogmaların etkisini üzerlerinde hissetmemiş kuşaklarda usun içgüdüsel yaşamı güçlük çekmeden egemenlik altına alabileceğini düşünmek bir yanılsama mıdır?
Bir Yanılsamanın Geleceği'nde Freud, tüm bu sorulara yanıt bulmasının yanı sıra din hakkındaki f
Freud'un 1915-1917 yılları arasında geniş bir dinleyici kitlesine vermiş olduğu temel psikanaliz konferansları üzerinden kaleme aldığı Psikanalize Giriş'in son kısmı olan bu kitap, Freud'un psikanaliz üzerine son araştırmalarını ve bulgularını içeriyor. Bu yeni derslerin diğerlerine olan bağlılığı, onlardaki sayısal dizilimi sürdürüp 29. Ders'ten başlamasıdır. Freud bu eseri ile, o zamanlarda daha henüz yeni bir alan olan psikanalize ilgi göstereceğini beklediği aydınlar topluluğuna yönelmektedir.
Kendisin
Freud'un 1916-1917 yılları arasında geniş bir dinleyici kitlesine vermiş olduğu temel psikanaliz konferansları üzerinden kaleme aldığı Psikanalize Giriş'in nevrozlarla ilgili kısmı olan bu kitap, toplam 16 ders niteliğindeki bölümden oluşuyor.
Nevrotik semptomların da en az yanılgılar ve düşler kadar anlam taşıdığını ve bu semptomların onları açığa vuran insanların yaşamlarıyla doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor. Saplantı nevrozu, travma nevrozu, direnme ve bastırma, cinsel yaşamın etkileri, korku, narsiz
İleriki sayfalarda anlatılan küçücük bir hastaya ait hastalık ve tedavi hikâyesi aslında benim gözlemlerime dayanmıyor. Tedavi planını bütünüyle ben yürüttüm ve çocukla bir kez yüz yüze konuştum, ama tedaviyi aslen çocuğun babası gerçekleştirdi ve kendisine, aldığı notları yayımlamama izin verdiği için teşekkür borçluyum. Babanın yaptıkları bununla bitmiyor. Söylemek istediğim, bir çocuğu babasından başka hiç kimsenin bu türden itiraflarda bulunmaya razı edemeyeceği.
Freudun 1909 yılında çocukluk nevrozu
Geçmişin yeniden inşası bilindiği üzere kolay değildir ama kesinlikle kabullenmemiz gereken bir şey varsa izninizle böyle bir espride bulunacağım 3000 yıl hatta daha önce yaşamış atalarımızın da bizler gibi düş görmüş olmalarıdır. Bildiğimiz kadarıyla, eski halkların tümü düşlere büyük önem vermiş, düşlere pratikte işe yarar gözüyle bakmışlardır. Düşlerden geleceğe yönelik işaretler çıkarmış, düşlere dayanarak kehanetlerde bulunmuşlardır. Günümüzde keşif uçaklarının keşifleri olmadan nasıl askeri bir harekâ
Psikanalizin doğasını pek çok eserinde derinlemesine kaleme alan psikanaliz ekolünün kurucusu Freud, bu sefer, uzman olmayanların, bir başka deyişle alaylıların psikanaliz yapmaları konusundaki düşüncelerini paylaşıyor. Freud bu kitapta, tıbbi eğitimin psikanalistler için gerekli olmadığını söylerken amatör psikanalizine liberal bir bakış açısı getiriyor. Psikanalistlerin hekim olup olmama gereklilikleri üzerine yayımlanmış bu eser, hiç şüphe yok ki konunun tarih içindeki ele alınış biçimleri bakımından son
YAŞAMIM ve PSİKANALİZ Freud´ün özel yaşamının değil, bilimsel alışmalarının ve çatışmalarının anlatısıdır; biraz da Freud´u tanımak, aynı yolda yürüdüğü arkadaşlarından nasıl ve hangi gerekçelerle ayrıldığını bilmek, psikanaliz konusunda derli toplu ve doyurucu bilgi edinmek isteyenlerin başvuru, hatta başucu kitabı...
Burada anlatacağım çocukluk nevrozu, hastalığın üzerinden 15 sene geçtikten sonra ele alınmaktadır. Bunun avantajları olduğu gibi, dezavantajları da var. Nevrotik çocuk üzerinde yapılacak bir analizin daha güvenilir olduğunu düşünürüz ama bu içerik olarak pek de zengin olmaz, çocuğa gerektiğinden fazla sözcük ve düşünceyle yardımcı olmak zorunda kalırız ve buna rağmen bilincin en derin katmanlarına inmek mümkün olmayabilir. Oysa tinsel olgunluğa erişmiş bir yetişkin, çocukken geçirdiği bir hastalığı kendi a
Toplam 30 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.