Edebiyatta 60. yılını geride bırakan Güven Turan’ın Toplu Şiirler (1963-1993) (YKY, 1995) kitabında yer alan; 1991 Yunus Nadi Yayımlanmamış Şiir Kitabı Ödülü sahibi Bir Albümde Dört Mevsim ayrı baskısıyla yayımlandı.
Denize giren at
çılgın soluğuyla
dövüyor havayı
suya dönüşüyor
yelesi ve kuyruğu
Neyi hatırlatıyor
kıyıya çıkışı
Bir cambaz
ipten inen
Silkindikçe
Bir aşk öğle sonrası ardından
çıktığımızda sokağa
soluk alır gördüm
adı belirsiz bir yeşili asfaltın kıyısında
Günümüz şiirinin ustalarından Güven Turan'ın altı yıl aradan sonra yeni şiir kitabı Ardıl Yapı Kredi Yayınları'ndan çıktı. Mukaddime adlı uzun bir şiirle başlayan kitap, Güven Turan şiirinin bütün özelliklerini taşıyor.
Bu yıl PEN Şiir Ödülü'nü alan şair 2106 Dünya Şiir Bildirisi'nde şöyle diyordu: Bütün dünyayı saran kan, ölüm, sefalet kasırgası içinde, belki bütün bunların temel nedeni olan se
Güven Turan'dan yepyeni bir aşk romanı: Yaz Üçgeni
Güven Turan, 1979 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü kazanan ilk romanı Dalyan ile romancılığını kanıtlamış, Dalyan'dan sonra Yalnız mısın? ve Soğuk Tüylü Martı romanlarında aşkın yarattığı kimlik kargaşasına yepyeni bakışlar getirmişti. Yirmi üç yıl aradan sonra Güven Turan yepyeni bir aşk romanı yazdı: Yaz Üçgeni.
Yaz Üçgeni yalnızlıkların ve sevgi arayışlarının karanlık çeperlerine dokunan bir roman. Güven Turan bugünün dili ve parlak anlatımıyla adeta aşk
Dikdörtgen biçiminde, camdan, kenarlarından paslı bir teneke çemberin geçtiği bir fotoğraf arabı. O kocaman, tahta, körüklü makinelerden başka fotoğraf makinelerinin olmadığı, resimlerin her gerçekdışı görüntülerle, gölgelerle çabuk sararan parlak kağıtlara basıldığı günlerden kalma bir şey. Artık kullanılmayan, sıvıları gitgide daha çok dökülen, her kış damı akan odadaki dolabı dolduran yıkık döküğün arasında bulmuştum. (O dibi taş döşeli, bir zamanlar yıkanmak için kullanılan dolabın öyküsü de başkadır.)
Sanata bir şeyler katmış, onu yenilemiş, değiştirmiş kişilerin çalışmalarına baktığımızda, o ürünlerin kendilerine karşın çıktığını görürüz. Ve sanatçı hep kuşkuludur yaptığı karşısında. Çünkü belirli bir hedefi ortadan vurmak üzere nişan almamaktadır, dikkatli dikkatli. Yalnızca boşluğa oklar fırlatmaktadır.
Plastik sanatlar üzerine yazılan her yazı, yapıtların en fazla yanı başında durmalı, onların önüne geçmemelidir. Üstelik burada, ne kadar uzatırsam, yayımlanması olası örneklere o kadar az yer bırakmı
Toplu Şiirler'in ikinci cildi İkinci, kısa, yalın, ucu bucağı belirsiz 101 Biz Dize'yle açılıyor. Güven Turan şiirinin önemli duraklarından Görülen Kentler'de doğudan batıya kırk dört kentte gezintiye çıkılıyor.
Bu kitapta dilden çok göz işliyor şiiri. Ardından İkinci'nin gövdesini oluşturan Gizli Alanlar peşpeşe açılıyor. Toplam 260 şiirden oluşan beş kitapla (Gizli Alanlar, İz Sürmek, Cendere, Çıkış, Dönüş) geniş bir yelpaze kuruluyor. Sesin ve suskunun, gecenin ve gündüzün, karanlığın ve aydınlığın, gid
Gizli Alanlar beşinci kitabı Dönüşle kapanıyor.
Okur, şairin kesik kesik iç konuşmasının nerede sonlanacağını adım adım izlerken, konuşan sesin dilinde belirginleşen, ham ve rafine haller arasında çizilen zikzaklarla kurulan Gizli Alanlardan duyulan sesler son evrede çıkışı gösteriyor. Güven Turan ses boşluklarıyla kurduğu şiiri Dönüşle sonlandırırken, gece-gün gelgitinde şairi alacakaranlıkta bırakıyor.
Gizli Alanlar şairi Güven Turan, ilk öykü kitabı Düş Günlerden 20 yıl sonra Zemberekte öykülerini biraraya getiriyor. Yolculuk, kentler, şiir, resim, kültür odaklı, soğuk ölümlerin örüldüğü gizemli öyküler zembereği kuruyor.
Birden girişin boşluğu açılıyor önünde. Kapı yok. Karşısında ikinci sıra evlerin duvarı, bir göz yanıltmasıyla, ilk duvar, bir girinti yapıyor duygusu uyandırıyor. Aralıktan giriyor, sağa sola bakıyor: İkinci sıranın girişi bunun tam doksan derece karşısında. Hangi yönü seçerse seçsi
Üçlü´de, Güven Turan´ın daha önce yayımlanan üç romanı; Dalyan, Yalnız mısın? ve Soğuk Tüylü Martı bir arada...
1979 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü´nü kazanan Dalyan´ın merkezinde aşk ve aşksızlık var. İsimsiz bir erkek ve yabancı bir kadın, Penelope... "Cehennem başkaları mıdır, yoksa aynayı biz mi kendimize tutuyoruz?" sorusu çevresinde hep yeni bir şeyler çağrıştıran anlatım sürekliliği.. Yazıldığı dönemde romana getirdiği yeni bir zaman anlayışı...
Yalnız mısın?´da bir türlü kimliğini bulamayan, kendine a
Güven Turan, 1960 kuşağının öncü şairi.
Yordam dergisinden günümüze, aynı sağlam örgüyü sürdüren şiiri, ilk kez bütünlüğünde bir araya geliyor. Deniz ile toprak, gün ile gece, aşk ile ölüm arası
sonsuz bir akış özleyen bir şairin güzergâhı.
Ağız mühürlü
Dil mühürlü
Aklın konuştuğu söylenemez
Gene de susmayan bir şey
var
Unutulmuş
Gizli Alanların dördüncü kitabı Çıkışta Güven Turan, ses boşluklarıyla, eslerle hareket eden, kısa vuruşlarla uzun bir iç monolog kuruyor. Gün ve gece birbirini kovalamayı sürdürürken Çıkış koyu bir aralıkta beliriyor, örtülüyor.
Bakır Çalığı´nın bu yeni baskısı, 1994-2005 döneminin de eklenmesiyle Güven Turan´ın 1968-2005 yılları arasında yazdığı aforizmaları içeriyor. Düşünür ve aydını birbirinden ayrı konumlayan Güven Turan, kadın-erkek ilişkisi, okumak, yazmak, şiir, siyaset, toplum, yaşam-ölüm üzerine düşünüyor...
Artık bu yazılar, bir zamanlar dergilerde yayımlanmış yazılar değil benim gözümde, bu kitapta varlığını sürdürecek olan yazılar. Onları bir araya toplama nedenim de varlıklarını sürdürmeleri isteğim... Sürdürsünler bakalım...
Güven Turanın konular, kişiler ve kitaplar üzerine yazdığı denemeleri, kendisiyle yapılan konuşmalar Süregelende.
Cendere, Güven Turan´ın Gizli Alanlar´la (1997) başlayıp İz Sürmek´le (2001) devam ettiği Gizli Alanlar dizisinin üçüncü kitabı. Yine, sekizi geceyle günü eşitleyen, 52 şiir. Güven Turan´ın, şiirinin başından beri izini sürdüğü zamanın, uzamın, tenin, ömrün, düşün, gerçeğin gizli alanları biraz daha açılıyor bu kitapta.
Bir yandan da, şairden, çoktan girdiği ustalık yolunda, şiir cümlesinin düzyazı cümlesinden (ona en çok benzediği zaman bile) nasıl farklı kılınabileceğini gösteren şiir dersleri...
Tadıml
Güven Turan, ilk şiirinin ve yazılarının yayımlandığı 1960´lardan bu yana, şiir, öykü ve romanlar yanında, deneme, eleştiri ve inceleme yazıları da yazdı.
Bu kitapta, Güven Turan´ın konuları (postmodernizm, şiir ve intihar, çizgi roman, modernizm...), kişiler (Tezer Özlü, Ahmet Haşim, Lale Müldür, Yusuf Atılgan...) üzerine deneme ve eleştirileri, ayrıca konuşmaları yer alıyor.
Otuz yıllık bir yazı adamından, yazın üzerine...
(Arka Kapak)
1943 Sinop/Gerze doğumlu Güven Turan'ın dokuzuncu şiir kitabı bu. Turan, Görülen Kentler'i 90'ların başında yazmaya başlamış. Bir-ikisi hariç dergilerde de pek yayınlamamış bu şiirlerini. İlk yazılarını ve şiirlerini 60'lı yıllarda yazmaya başlayan Güven Turan'ın bugüne dek roman, öykü, şiir ve çeviri şiir kitapları olmak üzere 20'nin üstünde kitabı yayımlandı. Roman ve öykü kitaplarıyla çeşitli ödüller de alan Güven Turan bu alanlardan kopmamasına rağmen en fazla şiire yakın duruyor. Ona öncelikle şair dem
Açılan çiçek
yemişe dönüşmeli
ve bırakmalıdır yerini / yeni çiçeğe
Şair, öykücü, eleştirmen ve inceleme yazarı Güven Turan, Gizli Alanlar'ının izini sürüyor. Şiir kendi bedeninde, sevilenin, arzulananın bedeninde, parmakları gibi şairin, dizelerle dolaşıyor ve seslerini dinlediği çiçekleri okşuyor. O okşadıkça yeni çiçekler açıyor. Şair kendi gölgesinin derinliklerine iniyor o çiçeklere tutuna tutuna. O çiçeklerin kulağına fısıldadıklarını duracağı yeri bilmeyen bir aşkla dile getiriyor.
Tadımlık
Ne atku
Ölümünün onuncu yılında yayınevimizin düzenlediği sempozyumdan Ferit Edgü, Enis Batur, Ayşegül Yüksel, Hülya Nutku, Güven Turan, Ruth Christie ve Richard McKane´in bildirileriyle şair, oyun yazarı ve romancı Oktay Rifat...
Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi´ndeki Yeditepe Arşivi´nden derlenen, şiirlerindeki titizliğinin kitaplarının hazırlanmasına nasıl yansıdığını belgeleyen mektuplarıyla Oktay Rifat...
Bir 'alan gizleme' ustası, odasına dönüyor, çitler arasında yürüyor - günden geceye bekleyerek, geceden güne. Yalnız yatanların yalnız kalktığı bir dünyada, tutkunun diğer duyularını aramak, elbette harcı onun.
Tadımlık
Uçurumun dibinde
kurumuş
dereyatağının içi
Derinliğin dorukları
çekiyor beni
Boşunadır
Boşluk
Kavak pamukları
ölü yemişler
Bir an dursam
denize baksam
çakmaya başlar
şimşekler
Uzak
Gökgürültüsü yoktur
Birlikte
gelmediler buraya
Biri döndü
Affedici olmalı
ayva çiçeklerinin açışı
sı
Toplam 19 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.