“Annem kendinden emin bir ses tonuyla konuşmaya başladı:
“Sizin inek bizimkisinden on kilo daha fazla süt veriyor
ama hele söyleyin bana, hanginizin ineğinin keman sesi
duymuşluğu var?”
Sedat Anar, Paganini Dinleyen İnekler’de, kendine has
üslubuyla bu kez hikâyeler anlatıyor okuruna: Hayatının
anlamını müzikte bulanlar, köyden kente okumaya gelenler,
büyükşehrin sokaklarında aklı karışanlar, kendini en doğru
şekilde anlatmak için yanıp tutuşanlar, geçmişe sıkı sıkıya
bağlanıp bugünü
Santur üstadı, besteci ve yazar Sedat Anar, Ses, Nefes ve Müzik başlığı altında farklı alanlardan on sekiz ismin müziğe dair yazılarını bir araya getiriyor. Feqiye Teyran’dan, Olivier Messiaen’den ve kuşlardan açılan bahis, Mehmet Âkif’te, Yahya Kemal’de, Itrî’de soluklanıyor; setara, mandoline, radyoda bir istasyona, usta ile talibin sohbetine, kadın orkestra şeflerine uğrayarak şiirde son buluyor. Çok farklı sesler bir arada, müziğin çeşitliliğini, dillerini, renklerini, şifasını, sükûnetini inceliyor. K
Santur ustası, besteci Sedat Anar, Bir Müzisyenin Arayışı’nda müzik yolculuğundaki isimleri, uğrakları anlatıyor: Çocukluğunda, işitme engelli kuzeniyle sesi ve sessizliği kavramaya çalışması; yaşadığı köyde, yolunun gitar virtüözü Ahmet Kanneci ile kesişmesi; köydeki öğretmeninin aracılığıyla öğrendiği, Metin ve Kemal Kahraman kardeşlerin Ferfecir albümü; üniversite okumak için gittiği Ankara’da santurla tanışması; sokak müzisyenliği; Kemal Dinç, Evrim Demirel, Anouar Brahem, Keith Jarett, John Cage, Joep
Bir sokakta, caddede yürürken hiç duymadan yanından geçiverdiğimiz ya
da durup uzun uzun dinlediğimiz bir müzik sokak müzisyeninin yaptığı:
Enstrümantal, bağıra çağıra, halaylı, hüzünlü, gitarlı, santurlu, trompetli,
sazlı, kemanlı, darbukalı...
Sedat Anar, Sokağın Sesleri'nde sokak müzisyenliğinin Osmanlı'daki yerini
kısaca ele aldıktan sonra 1990'lı yıllardan itibaren sokak müzisyenliği
yapmış ve halen yapmakta olan isimlerin hikâyelerine aracılık ediyor,
sokak müzisyenliğinin gerç
Merhametsiz babaların, şefkatli annelerin, dal dal uzayan ailelerin, arkadaşların yanı başında, zamanın çok yavaş aktığı köy toprağında geçen bir çocukluk... Ve onun her yaşta, her yerde üstümüzden eksik olmayan bazen gri, bazen renkli tozları...
Sedat Anar, Hallerin Esiri'nde geçmişiyle yüzleşmeye çalışan bir adamın yolculuklarla, ölümlerle ve en önemlisi şiirle kesişen hüzünlü hikâyesini anlatıyor. Ne yaşanırsa yaşansın hep var olan muzip anları da göz ardı etmeyen sürükleyici birroman...
Sokakta topladığımız paralarla yaşamaya çalışıyorduk ama sokak müziği bizim için paradan fazlasını ifade ediyordu. Yaşadığımız tüm sıkıntı ve olumsuzluklar bir yana, sokakta müzik yaparken aldığımız keyfi ve hissettiğimiz güzel duyguları yazıya dökebilmem mümkün değil. Sokak müzisyenliği çaresizlik değildir, bir duruştur. Sokakta insanlarla iletişim kurmanızı engelleyen hiçbir şey yoktur. Sokak, insanlarla hemhal olmayı öğretir. (...) Yaşamadığımız hayatın sanatı olmaz...
Sedat Anar'ın Urfa-Halfeti'de çoba
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.