Sezai Karakoç, hayatı boyunca gürültüye patırtıya itibar etmemiş, sansasyonel işlerin peşinde olmamış, televizyonda, gazetede görünmek için bilinçli bir çaba sarf etmemiş, mala mülke, makama, şöhrete sırtını dönmüş özetle fizikî varlığını bilinçli biçimde gizlemeye çalışmıştı.
O, hem 1950 sonrası Türk şiirinden söz eden hiçbir edebiyat araştırmacısının göz ardı edemeyeceği kadar büyük bir şair hem de içinde bulunduğu İslami çevrenin fikir birikimine katkısı bakımından da son derece kıymetli bir düşünce ada
II. Abdülhamid iktidarının sosyal ve siyasi etkisi altında, eski-yeni, klasik-Avrupai edebiyat tartışmalarının şekillendirdiği edebî hayatımızın önemli bir merhalesini tanımlamak üzere “Servet-i Fünûn” veya “Edebiyat-ı Cedide” başlıkları kullanılagelmiş, bir devrin sanat verimleri bu isim üzerinden ele alınmıştır. Oysa aynı dönemde, aynı tartışmaların odağında, başta Malûmât olmak üzere, Hazine-i Fünûn, İrtika, Musavver Fen ve Edep, Resimli Gazete isimli süreli yayınlarda şekillenen bir edebî eğilim daha va
Üç kıtada yüzyıllar boyu hüküm sürmüş bir
imparatorluk yıkılmak üzeredir. Hemen her sahada birbiri ardınca yenilgi haberleri gelmektedir. İşte böyle bir dönemde Âkif “milletinin sesi” olmaya çalışmış, mensubu olduğu milletin yaşam biçimini, hayata bakışını, duygu ve zevk dünyasını yorumlamış, değerlendirmiş ve çoğu zaman
eleştirileriyle halkı yönlendirmiştir.
Âkif’in kimi mısraları âdeta bir atasözü gibi kabul görmüş ve halk arasında yaygınlaşmıştır. Bu kitapta başka şairlerden, yazarlardan iktibas edile
Toplam 3 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.