Salman Rushdie, bu kitap hakkındaki bir söyleşisinde şöyle diyor: “Bu hikâyeleri Doğu, Batı ismi altında yayımlamayı düşünürken en önemli konunun virgül olduğunu gördüm. Zira bana öyle geliyor ki, ben o virgülüm işte, ya da en azından o virgülde yaşıyorum.”
Edebiyat tarihinin kadim şahsiyetleri ile popüler kültürün, masallar ile tarihin, fantastik ile gerçekliğin kesiştiği bu dokuz hikâye, Doğu ile Batı karşılaşınca neler olduğunu anlatıyor. Fakir bir çekçekçi, inanılmazı gerçekleştirip Bombay’da film yı
Salman Rushdienin Bu kitabı yazmak için yıllarca okuyup araştırma yapmam gerekti, dediği roman, türlü türlü anlatıcılar, gezginler, serüvenciler tarafından aktarılan, Babur İmpa-ratorluğu ve Osmanlılar, Moğollar ve Rönesans Floransasının tarihine ve kültürlerine göndermeler yapan, bölgenin tarihini masallarla kaynaştıran büyüleyici bir yapıt.
Kitaptaki cinsellik ve erotizmin odağı olan güzeller güzeli Floransa Büyücüsü, aslında erkekler dünyasında kendi yazgısına kendisi egemen olmak isteyen bir kadın. A
Salman Rushdie, bu kitap hakkındaki bir söyleşisinde şöyle diyor: Bu hikâyeleri Doğu, Batı ismi altında yayınlamayı düşünürken en önemi konunun virgül olduğunu gördüm. Zira bana öyle geliyor ki, ben o virgülüm işte, ya da en azından o virgülde yaşıyorum.
Edebiyat tarihinin kadim şahsiyetleri ile popüler kültürün, masallar ile tarihin, fantastik ile gerçekliğin kesiştiği bu dokuz hikâye, Doğu ile Batı karşılaşınca neler olduğunu anlatıyor. Fakir bir çekçekçi, inanılmazı gerçekleştirip Bombay'da film yıldızı
Salman Rushdie, bugüne kadar pek çok ödüle layık görülen, ülkesinin gerçeğinden beslenerek evrensele açılan eserleriyle çağdaş edebiyatın en önemli temsilcilerinden biri.
Anlatacak öyle çok hikâye var ki, bir sürü, birbirine geçmiş bir hayatlar olaylar mucizeler yerler rivayetler bolluğu, olanaksızla olağanın son derece yoğun bir karışımı! Ben bir hayat yutucusuyum ve beni tanımak için, bir tek beni tanımak için sizin de bütün hepsini yutmanız lazım.
15 Ağustos 1947, geceyarısı saat on ikide, Hind
İki yıl, sekiz ay ve yirmi sekiz gece. Parmak hesabı yaptığımızda bin bir gece. Çağımızın en usta anlatıcılarından Salman Rushdie, Şehrazad'ın masallarından aldığı motiflerle okurlarını bir masal âlemine götürürken, aslında günümüzün gerçeklerini aktarıyor. Yazarın babası, İbn Rüşd'e olan sevgisinden dolayı Rushdie soyadını almış; şimdi de kendisi İbn Rüşd'ü romanın başkahramanlarından biri yaparak o saygıyı sürdürüyor. Kitapta açıkça belirtilmese de roman 11 Eylül terör olaylarından yola çıkıyor ve o güne
Politik bir roman, Utanç. İktidar çılgınlığına kapılmış politikacılar, olgunlaşmamış gördükleri toplumun vasiliğine kendilerini atayan hırslı, dini bütün generaller, tepkisiz kalabalıklar, elbirliğiyle demokrasisi delik deşik edilen bir ülke... Müthiş bir ironi ve derin bir hüzünle anlatıyor Rushdie bu ülkeyi politik romanların sıklıkla başvurduğu basmakalıp çözümlere rağbet etmeyen, zengin karakterlerle dolu bir alegori yaratarak başarıyor bunu. Biri Ziya-ül Hak'a, ikisi baba kız Bhutto'lara hem benzeyen h
Hayat öfkedir. Cinsel, ödipal, siyasi, sihirli, hayvanca öfke bizi en yüksek doruklarımıza çıkarır ve en bayağı derinliklerimize indirir. Yaratıcılık, esin, özgürlük, tutku kadar, şiddet, acı, yıkım; vurduğumuz ve yediğimiz, ardından kendimizi asla toparlayamadığımız darbeler de öfkeden beslenir.
Malik Solanka, Hint asıllı bir felsefecidir. Oyuncak bebeklerin felsefe tartıştığı bir TV programıyla ün ve para kazanır. Bir gün, hiçbir açıklama yapmadan, ailesini ve Londra´yı terk ederek New York´a kaçar. Yüreğ
Politik bir roman, Utanç. İktidar çılgınlığına kapılmış politikacılar, olgunlaşmamış gördükleri toplumun vasiliğine kendilerini atayan hırslı, dini bütün generaller, tepkisiz kalabalıklar, elbirliğiyle demokrasisi delik deşik edilen bir ülke... Müthiş bir ironi ve derin bir hüzünle anlatıyor Rushdie bu ülkeyi politik romanların sıklıkla başvurduğu basmakalıp çözümlere rağbet etmeyen, zengin karakterlerle dolu bir alegori yaratarak başarıyor bunu.
Biri Ziya-ül Haka, ikisi baba kız Bhuttolara hem benzeyen he
Salman Rushdie, bugüne kadar pek çok ödüle layık görülen, ülkesinin gerçeğinden beslenerek evrensele açılan çağdaş edebiyatın en önemli temsilcilerinden biri.
Hindistan'da bir çocukluk tutkusu olarak başlayan, New York'a uzanan, dünyanın birçok şehrinde süregelen bir aşk hikâyesi; müzik şölenleriyle renklenen masalsı yaşamların perde arkasındaki acılar, kinler, öfkeler ve öksüzlükler. Tıpkı yaşamlarına anlam katan Rock müziği gibi aşklarını da efsaneleştiren dünyalar güzeli bir kadın ile ona olan tutkusunda
Yıl 1991. Los Angeles. ABDnin eski Hindistan büyükelçisi ve karşı-terör uzmanı Maximilian Ophuls, gayrimeşru kızının kapısının önünde, kendine Soytarı Şalimar diyen Keşmirli şoförü tarafından güpegündüz öldürülür. Salman Rushdienin yeni romanı Soytarı Şalimar, Max Ophuls, katili ve kızının öyküsü. Ama bu üçlü arasındaki gizemli bağlantının anahtarı dördüncü bir karakterde, Keşmirli bir kadında... Soytarı Şalimar, bildik bir aşk ve intikam öyküsünden günümüzün politik ve etnik sorunlarına, eski bir Hint
Yıl 1991. Los Angeles. ABDnin eski Hindistan büyükelçisi ve karşı-terör uzmanı Maximilian Ophuls, gayrimeşru kızının kapısının önünde, kendine Soytarı Şalimar diyen Keşmirli şoförü tarafından güpegündüz öldürülür. Salman Rushdienin yeni romanı Soytarı Şalimar, Max Ophuls, katili ve kızının öyküsü. Ama bu üçlü arasındaki gizemli bağlantının anahtarı dördüncü bir karakterde, Keşmirli bir kadında... Soytarı Şalimar, bildik bir aşk ve intikam öyküsünden günümüzün politik ve etnik sorunlarına, eski bir Hint
Yıl 1991. Los Angeles. ABD'nin eski Hindistan büyükelçisi ve karşı-terör uzmanı Maximilian Ophuls, gayrimeşru kızının kapısının önünde, kendine Soytarı Şalimar diyen Keşmirli şoförü tarafından güpegündüz öldürülür. Salman Rushdie'nin yeni romanı Soytarı Şalimar, Max Ophuls, katili ve kızının öyküsü. Ama bu üçlü arasındaki gizemli bağlantının anahtarı dördüncü bir karakterde, Keşmirli bir kadında... Soytarı Şalimar, bildik bir aşk ve intikam öyküsünden günümüzün politik ve etnik sorunlarına, eski bir Hint de
Salman Rushdie, Geceyarısı Çocuklarından hemen sonra kaleme aldı Utançı. Bu iki görkemli roman daha şimdiden 20. yüzyıl klasikleri arasında sayılıyor. Çok sayıda dile çevrilen Utanç şimdi Türkçede. Hiç yabancılık çekmeyeceğiniz bir ülkede, tanıdık karakterler arasında, zevkle okuyacağınızı düşünüyoruz bu romanı.
Politik roman diyebiliriz Utanç için. İktidar çılgınlığına kapılmış politikacılar, olgunlaşmamış gördükleri toplumun vasiliğine kendilerini atayan hırslı, dinibütün generaller, elbirli
Bence Salman Rushdie gücünü her zaman sözcüklere, onların renk ve ağırlıklarına, biçim ve parlaklıklarına duyduğu sevgiden alıyor. Kimse, böylesine büyük bir hokkabaz ustalığıyla, böylesine büyük bir el hüneriyle oynayamaz sözcüklerle. Öykü insanı hemen sarıyor ve kendini okutuyor; bunda şaşılacak bir şey yok çünkü bu öykü Sinbad´ı, Binbir Gece Masalları´nı, Altın Post´u yaratan sihirli ülkeden geliyor. Doris Lessing
1981´de Booker, 1982´de James Tait Black, daha sonra da 25 yılın Booker ödüllü kitapları arasında birincilik anlamına gelen Booker of Bookers ödülünü alan Geceyarısı Çocukları, 20. yüzyılın en iyi 100 romanı arasında sayılıyor.
Kahramanımız Salim Sina 15 Ağustos 1947´de, tam geceyarısı dünyaya gelir: Aynı anda Hindistan bağımsızlığına kavuşmuştur. O gece büyülü güçlere sahip yüzlerce çocuk doğar. Cadı Parvati, Tokmak Dizli Şiva ve niceleri... Yeni doğan bir ulusun emekleme çağı, ergenlik sancıları,
Toplam 15 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.