“Bu ülke yeterince büyüktü, herkese yer vardı. Kadınlar
vardı, toprak vardı, para vardı. Ama bunların hiçbiri kimsede
yeterince yoktu ve kimse ne kadarına sahip olursa olsun
durmuyordu, kırlar hatta üzüm bağları bile parklara
benziyordu, istasyonlardaki gibi sahte ya da bakımsız tarhlar,
yanmış topraklar, dağ gibi hurda yığınları.”
Nisan 1950’de yayımlanan ve eleştirmenler tarafından en
güzel kitabı olarak kabul edilen “Ay ve Şenlik Ateşleri”
Pavese’nin son romanıdır. Anguilla, uzakta geçirdiği
uzu
“Çocukken Momina'ya, Mariella'ya ve diğerlerine benzeyen kadınları kıskanırdım, onları kıskanır ama kim olduklarını bilmezdim. Özgür, hayranlık duyulan kadınlar olduklarını sanır, onları dünyanın sahibeleri olarak görürdüm. Şimdiyse kendimi hiçbirine değişmezdim. Onların hayatı bana saçmalık gibi geliyordu artık; bunu fark etmedikleri için çok daha saçmaydı üstelik.”
Hayal kırıklığına uğramış, zeki, bağımsız ve “ben” demesini bilen kişiliğiyle Clelia gururla sürdürdüğü işine rağmen hoyrat bir yalnızlık i
Hapishane, politik görüşleri nedeniyle Calabria'ya sürgüne gönderilen Pavese'nin kendi yaşam deneyiminden izler taşır: Stefano bir süre cezaevinde kaldıktan sonra bir köye sürgüne gönderilir. Gündüzleri köy halkının arasına karışabilmekle birlikte geceleri sokağa çıkması yasaktır. Stefano bir tür araf hayatı yaşadığı köyde mevsimlerin değişimine, hayatın durağan akışına tanıklık ederken kendi yalıtılmışlığını hiçbir zaman tümüyle aşamaz; yalnızlık hem altında ezildiği yazgısı hem de sığındığı kalesi olarak
İlk kez 1942 yılında yayımlanan Kumsal, okurları İtalya'nın sayfiyesine davet ediyor: Romanını evli bir çift, onların yakın dostu ve arkadaşları ekseninde öyküleyen Pavese, odağına arkadaş topluluğunun ilişki dinamiklerini alırken aynı zamanda dönemin burjuvazisinin ruhunu da yansıtacak şekilde kişinin kendiyle ve ötekiyle ilişkisini, kadın erkek ilişkilerini yer yer bir varoluş sancısı hissettirerek sorguluyor.
Cesare Pavese´nin en iyi kitabı olarak değerlendirdiği Leuko ile Söyleşiler, İtalyan edebiyatının olduğu kadar dünya edebiyatının da benzersiz başyapıtlarından biridir. Leuko ile Söyleşiler´de Pavese, yaşam gibi, aşk gibi, ölüm gibi insan varoluşunun temel sorunlarını işlemek üzere, insanlığın en güzel yaratılarından birine, mitolojiye döner. Ünlü mitoloji öykülerinden kahramanları karşı karşıya getirerek, onların diyalogları aracılığıyla insanların insanlarla, tanrılarla, yazgıyla, doğayla olan ilişkilerin
İtalyan edebiyatında yenigerçekçilik akımının kurucusu sayılan Cesare Pavese, bu kitabında cinselliği, aşkı, yaşamı tanımaya ve anlamaya çalışan bir grup gencin bir arada geçirdiği bir dönemi anlatıyor. Yaşadıkları kentin kıyısındaki bir tepeye sık sık tırmanmaktan büyük zevk alan gençler, bir gün orada, bir arabanın içinde, bir arkadaşlarıyla karşılaşırlar. İçlerinde tek evli odur. Öldü sandıkları bu genç, karısına ihanet etmiş, bir kızla birlikte olmuştur. Olaya değişik bir bakış açısıyla yaklaşan gençler
Cesare Pavese, İkinci Dünya Savaşının acı koşulları içinde yetişen İtalyan edebiyatçılar kuşağından bir yazar. Okurlarımızın Can Yayınları arasında çıkan birçok kitabıyla tanıdığı Cesare Pavese, çürüyen değerlere, yokolan güzelliklere karşı, insanları, coğu kez kırlara, köylere çağırır. Oysa aradığı yalnızlıktır, günümüz insanının yalnızlığı. Ağustosta Tatil, her okunuşta anahtar bir kitap olma değerini yeniden hatırlatan bir yapıt. Bu kitaptaki öyküler, yazıldığı döneme ilişkin belgesel nitelik taşırken, y
Cesare Pavese (1908-1950) çağdaş İtalyan edebiyatında öykü ve romanlarıyla önemli bir yer tutmaktadır. Bizde ve dünya edebiyatında da usta bir öykücü ve romancı olarak tanınır. Pavesenin şair kimliği uzun bir süre göz ardı edildikten sonra yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.
Bu kitapta, şair Pavesenin bütün yönlerini ortaya koyan en geniş derlemeyi sunuyoruz. Şair Pavese nihayet hak ettiği bütünlüğe kavuşmuş oluyor.
Tadımlık
Yeni Bir Anlayışa Doğru
Pavese, 1935te hâlâ öykü-şiir üzerine düşünüyor ve Yaşama U
Belki de, çevresini saran yalnızlık ve hüznün sınırlarını parçalayabilmek için, yaşamını bir otel odasında kendi elleriyle noktalayan Cesare Pavese (1908-1950), Yoldaşta, geleneksel çizgisinden ayrılarak, geleceğe umutla bakıyor ve bir siyasi bilinçlenmenin romanını yazıyor. Burjuva sınıfından gelen gençlerin faşizmin son yıllarında yaşam ve tarih karşısındaki tavırlarının birçok romana konu olduğunu, ama proleter gençlerin ele alınmadıklarını belirten yazar, Yoldaşa kahraman olarak işsiz, eğitimsiz küçük b
Ilkgençlik yıllarının geçtiği köy ve çiftlïk ortamı, Cesare Pavese´ nin ilk şürlerine olduğu kadar Ay ve Şenlik Ateşleri adlı ilk romanına da esin kaynağı oldu. Çocukluğu yoksulluk içinde geçti. Lisedeyken iki yakın arkadaşının intiharları, Pavese´yi çok etkiledi. Ondaki `intihar´ eğilimi, böyle başladı. Üniversitede edebiyat okudu. Amerikan edebiyatının dev yapıtlarını İtalyanca´ya çevirdi. Özgürlük ve demokrasi ağırlıklı çevirileri ve yazılan yüzünden Faşist yönetimce tutuklandı, bir yıl kadar hapis yatt
Cesare Pavese İtalyan edebiyatında hem kişiliği, hem de yazdıklarıyla özgün bir yere sahip. Hayatı hep yalnız yaşayan Pavese, 1950 yılının sıcak bir ağustos günü Torino'da bir otel odasında intihar ettiği zaman dostları onun eski bir şiirinde düşlediği ölümü bulduğunu anlamışlardı: Yataktan kalkmak gerekmeyecek / Yalnız şafak girecek bomboş odaya. 1941 yılında basıldığı zaman günün edebiyat eleştirmenlerinin hemen dikkatini çeken Senin Köylerin, Pavese'nin romancılığını başlatan ve İtalyan `yeni-gerçekçiliğ
İtalyan edebiyatının en önemli adlarından biri olan Cesare Pavese romanlarında ve şiirlerinde çağdaş dünya sorunlarına, bu sorunları yaşayan insanların yazgılarına eğilmiş genç bir yazardı. Daha kırk iki yaşındayken 1950 yılında intihar ederek yaşamına son veren Pavese, Tepedeki Evi yaşamının son yıllarında kaleme almıştır. İkinci Dünya Savaşı´nın bitimine yakın bir dönemde, faşistlere karşı yürütülen iç savaş sırasında kentten kaçıp uzaklara, çocukluğunun geçtiği yerlere giden öğretmen Corrado, geçmişte kı
İtalyan edebiyatında yenigerçekçilik akımının kurucusu sayılan Cesare Pavese, bu yapıtında kadınların dünyasına eğiliyor ve günlük gerçeklerin ötesine geçerek, insanı saran büyük yalnızlığın ve hüznün romanını yazıyor. Çocukluk yıllarını geçirdiği Torino´ya, bu kez bir iş kadını olarak dönen Clelia´nın resim sergilerinde, bohem çevrelerde karşılaşıp dostluk edeceği genç, orta yaşlı ve yaşlı kadınlar, erişemeyeceklerini bildikleri bir mutluluğun peşinde ömür tüketirler. Mutluluğun anahtarı kimisi için erkekt
Yaşamını bir otel odasında kendi elleriyle noktalayan, çağdaş İtalyan edebiyatının büyük ustası Cesare Pavese (1908-1950) 1949 yılının eylül-kasım ayları arasında yazdığı son romanı Ay ve Şenlik Ateşleri´nde, kalemiyle yarattığı dünyanın bireşimini yapıyor sanki. Kendi geçmişiyle ve okurlarıyla hesaplaşıyor. Amerika´da para-pul sahibi olduktan sonra, İkinci Dünya Savaşının hemen ertesinde doğduğu köye dönen Anguilla, eski arkadaşı Nuto ile yaptığı konuşmalar aracılığıyla çocukluğunun günlerine, kişilerine d
Güzel Yaz, çağdaş İtalyan Edebiyatının en önemli adlarından Cesare Pavese´nin 42 yaşındayken 1950 yılında bir otel odasında intihar etmeden önce tek başlık altında topladığı üç romandan biri. Aynı kitapta yer alan Tepelerdeki Şeytan ve Yalnız Kadınlar Arasında ile birlikte ilk kez 1949 yılında topluca yayınlanan bu çalışması için Pavese, üçleme dememeyi yeğlemişti. `Her biri kendi başına bir kitap olabilir,´ demişti yazar, `ancak bu üç romanı birbirine bağlayan, ortak bir ahlak anlayışı, temaların buluşmas
Geceleri, Sokaklarda, Cesare Pavese'nin henüz on yedi yaşındayken kaleme almaya başladığı ve ölümünün ardından yayımlanan öykülerini ve öykü taslaklarını içeriyor. Öykülerin başkişileri, hayatın kıyısında kalmış, sınırlarda gezinen insanlar: Pavese'nin alter ego'su diyebileceğimiz, sanatçılığın ilk yaratım sancılarını varoluşsal düzlemde deneyimleyen, yazar olmayı arzulayan genç; bohem hayatın aksak ritminde savrulan sanatçı; insanca yaşamayı umut eden dilenci ve fahişe; bir ressama modellik yaptığı kısacık
Cesare Pavese, İkinci Dünya Savaşının acı koşulları içinde yetişen İtalyan edebiyatçılar kuşağından bir yazar. Okurlarımızın Can Yayınları arasında çıkan birçok kitabıyla tanıdığı Cesare Pavese, çürüyen değerlere, yokolan güzelliklere karşı, insanları, coğu kez kırlara, köylere çağırır. Oysa aradığı yalnızlıktır, günümüz insanının yalnızlığı. Ağustosta Tatil, her okunuşta anahtar bir kitap olma değerini yeniden hatırlatan bir yapıt. Bu kitaptaki öyküler, yazıldığı döneme ilişkin belgesel nitelik taşırken, y
İtalyan edebiyatında yenigerçekçilik akımının kurucusu sayılan Cesare Pavese, bu kitabında cinselliği, aşkı, yaşamı tanımaya ve anlamaya çalışan bir grup gencin bir arada geçirdiği bir dönemi anlatıyor. Yaşadıkları kentin kıyısındaki bir tepeye sık sık tırmanmaktan büyük zevk alan gençler, bir gün orada, bir arabanın içinde, bir arkadaşlarıyla karşılaşırlar. İçlerinde tek evli odur. Öldü sandıkları bu genç, karısına ihanet etmiş, bir kızla birlikte olmuştur. Olaya değişik bir bakış açısıyla yaklaşan gençler
Cesare Pavese´nin en iyi kitabı olarak değerlendirdiği Leuko ile Söyleşiler, İtalyan edebiyatının olduğu kadar dünya edebiyatının da benzersiz başyapıtlarından biridir. Leuko ile Söyleşiler´de Pavese, yaşam gibi, aşk gibi, ölüm gibi insan varoluşunun temel sorunlarını işlemek üzere, insanlığın en güzel yaratılarından birine, mitolojiye döner. Ünlü mitoloji öykülerinden kahramanları karşı karşıya getirerek, onların diyalogları aracılığıyla insanların insanlarla, tanrılarla, yazgıyla, doğayla olan ilişkilerin
Toplam 19 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.