Osman Yüksel Serdengeçti (1917-1983)
şiirlerinde Karazor, Kara Osman, Peşrevci, ısırgan,
Heccav, Mahkum, Bağrıyanık Ozan, Garip Aşık gibi
takma adlar kullanmıştır.
Elinizdeki kitapta onun bütün şiirleri bir araya
getirilmiştir. Şiirler, yayımladığı şiir kitapları
yanında, süreli yayınlardan ve yakın dostlarının
arşivlerinden temin edilmiştir. Hapishanede kendi
el yazısıyla tuttuğu bir şiir defterinden de
yararlanılmıştır.
Kitaptaki şiirler tarih sırasına göre sıralanmıştır.
Mümkün olduğu kadar ilk yayınları
Divan edebiyatına yönelmemde, Mehmed Çavuşoğlu (1935-1987)'nun sonraları Divanlar Arasında adıyla kitaplaşan yazılarının büyük etkisi olmuştur. Divan şiirini fildişi kulesinden çıkararak, onun gizemli dünyasına küçük kapılar açan bu yazılar dergilerde yayınlandıkça zevkle okurdum. Divan Dünyasından başlığı altında yayınladığım yazılar bir bakıma bunların devamı niteliğindedir. Merhum hocam Âmil Çelebioğlu (1934-1990) da, daha önce kimsenin bilmediği veya dikkatini çekmediği özgün konuları araştırarak kongre
Taşlıca, Torosların güney yamacında, Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı bir köy. Toroslarda birçok köy boşalmış durumda. Yaşayan köylerde de, değişen hayat tarzı, eski hayatın sözlü kültürünü unutturdu. Eski Taşlıca'yı anlatan bu çalışma, bir bakıma Toroslardaki köylerin de hikâyesidir. Artık bizim yaşadığımız köy yok. Adı yine Taşlıca ama köy, fiilî olarak Antalya-Konya yolu üzerindeki Murtiçi bölgesine aktı. Murtiçi, köyü gölgede bıraktı. Sokaklar ıssız, evler harap. Köyde tek tük gününü doldurmaya çalışan
Ben Türk şiirini gül-i ra'nâya benzetiyorum; yarı sarı
yarı kırmızı... Halk ve divan geleneğinden beslendiği için
iki renkli. Rengini, kokusunu bizim havamız, suyumuz ve
toprağımızdan alan, bizim besleyip büyüttüğümüz bir
gül.
Edebiyatımızı doğru anlayabilmek için önce
zihnimizdeki ikiliği kaldırmamız gerektiğine inanıyorum.
Türk kültürü, tarihi ve sanatı gibi edebiyatı da bir bütün.
Şiir de bu bütünlük içinde gelişimini sürdürüyor. Farklı
estetik çizgilere sahip olmakla birlikte, ortak bir kültür
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümlerindeki Eski Türk Edebiyatı derslerinin müfredatları göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır.
Kitabın adındaki Eski Türk Edebiyatı terimi, Divan edebiyatı, İslâmî Türk edebiyatı gibi terimlerin yerine de kullanılmakla birlikte, müfredata uygun olarak daha geniş bir çerçevede, bilinen ilk sözlü örneklerden, Yeni Türk edebiyatının başladığı Tanzimat'a kadar süren çok uzun bir edebî süreci ifade etmektedir. Bu sebeple, elinizdeki kitapta, ilk sözlü edebî örnekler ola
Münacatlar, konusu Allah`a yakarış olan şiirlerdir. Gösterişten, yapmacıklıktan uzak, samimi ve duygulu bir ifadeyle söylenmişlerdir. Edebiyatımızda en çok rağbet edilen türlerdendir.
Elimizdeki Antoloji de 92 şairden seçilmiş 147 münacat bulunmaktadır. Başlangıçtan günümüze kadar her yüzyıldan Şair`e yer verilerek bu türün tarihi gelişimi gözler önüne serilmiştir.
Tekke, Divan ve Tanzimat`tan ve günümüzde gelişen çağdaş Türk Edebiyatından seçilen örnekler ile de bunların belli bir edebiyat tarzının ürünü
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.