Bir tünelde kaybettiği kocasının ardından iz süren bir kadın... Hakikatin peşinde kendini yeniden var etmenin serüveni... Bir belgesel için çıkılan iki kişilik yolculuğu tek başına sürdürdükçe kameranın yerine gözünü, ses bantının yerine belleğini yerleştiren kahramanımız, bütün sınırları bir bir ortadan kaldırır.
Yol aldıkça, yıllardır süren bir savaşın ortasında hayata tutunmaya çalışan gençlerin, kayıplarını arayan ana babaların belleğiyle karşılaşır. Kimi zaman yıkık kliseler, unutulmuş yatırlar, ıssız
Leyla İpekçi dört şehir üzerinden katmanlı bir hakikat yolculuğu tasvir ediyor yeni romanı Şehrim Aşkta.
Mekke, Medine, Kudüs, İstanbul.
En Sevgilinin huzurunda olmak, nefsin perdelerinden sıyrılmak, varlığı başka türlü bir görme biçimiyle seyretmek ve her şeyden her şeye, kendinden kendine uzanan bir akış
Sana geldim bu en uzun yolculukta
Milimetrelerle yaşamaktan bıkkın
Düşeceği toprağı özleyen bir yaprak gibi
Geldim parmak uçlarımda kıvılcımlarla sana
Tamamlansın diye güzelliğim
Ya Rabbi;
Konuşmak istemiyorum.
İstemiyorum izzet tacımı kaptırmak.
Bir şeyler beklemek ondan bundan.
Oyalanmak.
Kendimi anmak istemiyorum her duyduğum hikâyede.
Ne de dünyayı içine alan her acıyı dışlayarak bakmak aynaya.
Tornavidalar oysun gerekirse gözümü, çekiç darbeleriyle yaralansın yüzüm, ihanet ve intikamla örülsün her saç telim, bükülüp esneyebileyim bir keman teli gibi; avcıların kapanı üzerinden atlayarak, elektrik tellerinden havalanarak, çöl sessizliğinde en uzun molamı verebileyim.
Hay
Leyla İpekçi, zamanın, yolcunun, yolların, ötekinin, değişimin, değişmeyeni, vicdanın hayata ve ruha izini düşüren yüzlerine bakıyor.
Erbilden, İsfahandan, Erivandan, Paris'ten, Konyadan, İskenderiyeden ve birçok farklı iklimden gündelik hayatı kıpırdatan sözlerle, bazen aynı duanın içinde, bazen aynı hikâyenin, aynı acının içinde olduğumuzu sezdiriyor Gecenin İkinci Rüyası.
Föy metni;
Leylâ İpekçinin; vaktin, yolcunun, yolların, ötekinin, değişimin, değişmeyenin, kalemin, kitabın, eşyanın, vicdanın ha
Son olarak Ateş ve Bahçe isimli romanı ile okurlarıyla buluşan Leylâ İpekçi'nin yayımlanmış ilk romanı, yeniden... Milliyet Sanat Dergisinin İlk Kitap, İlk Baskı ödülünün sahibi.
İlk baskısı Mart 1998'de yapılmış kitap, Ağustos 1998'de beşinci baskısına ulaşmış. Şu anda piyasada baskısı bulunmayan kitabın bazı internet portallarında aranan kitap olarak
anıldığını söylemek mümkün.Bir küçük kızın gözünden , çarpıcı bir hikâye anlatıyor Leyla
İpekçi romanında. Annesini, babasını, onlarla kurduğu ilişkiyi, ç
Bugünlerde asıl savaş, insan kalmak için veriliyor.
Kendi halkının güvenliğini korumak bahanesiyle binlerce masumun kanını akıtmakta bir sakınca görmeyenler ile insan hayatının dünyanın her yerinde aynı pahada olduğunu savunanlar arasında.
Tek doğru değer bizimkisi diyerek ötekileri cezalandırma hakkını kendilerinde bulanlarla, öteki olmadan biz de yokuz diyenler arasında. Dünyaya iyilik dağıtmaya kalkışanlarla, bu tür bir iyiliğin kötülük üreterek yapılamayacağını savunanlar arasında.
Tahakkü
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.