Dogu edebiyatinin en önemli mesnevi konusu olan Leyla ve Mecnun hikâyesi asirlar boyunca onlarca Türk sair tarafindan yeniden yazilmistir ancak hiçbirisi Fuzuli’ninki kadar etkileyici olmamistir.
Cân virme gam-i aska ki ask âfet-i cândur
Ask âfet-i cân oldugi meshûr-i cihândur
Fuzuli’nin hayat kaynagi asktir, bir sair olarak ilhamini asktan aldigini açikça söylemektedir. O, askin her türlü yansimasindan mutluluk duyan bir sairdir. Tipki kendisi gibi Mecnun da sevgiliye duydugu aski ideallestirir, masukuna
Hz. Hüseyin, bir güzellik abidesi.
Susuzluğun bitmeyen yanıklığı.
Ve onun Kerbela'da güç, iktidar kalkanına saklanmış din adına şehit edilişi. Ehlibeyt'in çektiği sıkıntılar.
Acının bir imge olarak asırdan asıra yayılışı.
Ruhları yakıp kavuran sapsarı bir hüzün.
Şiir oluşu kalbine ay batmış bir can emanetinin.
Efsane, menkıbe, anlatı, musiki ve hasretin hiç susmamasına dile gelişi.
Hz. Hüseyin ve Kerbelâ şehitlerinin ardından söylenen mersiyeler, onların faziletlerini, ölümlerinden duyulan üzüntüyü v
Bu kitap medeniyetimizin içli ve samimi sesi Fuzûlî’nin iki eserini bir araya getiriyor. Rind ile Zâhid ve Sıhhat ile Maraz. Rind ile Zâhid, insanoğlunun en kadim ve asli yönelişlerinden biri olan hakikate ve anlamlar dünyasının sırlarına yapılan bir keşif yolculuğu. Basmakalıp düşüncelerin ve görünüşlerin ötesindeki anlamlar evreni, şekilden manaya doğru yapılan seferler, zihnin bitmek tükenmek bilmeyen sorularına karşılık, gönlün kanmayan susuzluğu Zâhid isimli baba ile, Rind isimli oğlunun diyaloglarında
Doğu edebiyatının en önemli mesnevi konusu olan Leyla ve Mecnun hikâyesi asırlar boyunca onlarca Türk şair tarafından yeniden yazılmıştır ancak hiçbirisi Fuzuli'ninki kadar etkileyici olmamıştır.
Can verme gamı aşka ki aşk afeti candır
Aşk afeti can olduğu meşhur cihandır
Fuzuli'nin hayat kaynağı aşktır, bir şair olarak ilhamını aşktan aldığını açıkça söylemektedir. O, aşkın her türlü yansımasından mutluluk duyan bir şairdir. Tıpkı kendisi gibi Mecnun da sevgiliye duyduğu aşkı idealleştirir, maşukuna kavu
Aşk denilince akla ilk gelen, türlü kitaplara, filmlere konu olan Leyla ile Mecnun mesnevisi, edebiyatımızın en lirik şairi Fuzulînin şaheseri olmasının yanı sıra en büyük aşk mesnevilerinden de birisidir.
Sevgiliye kavuşamamakla inşa olan bu aşk, dünyevi aşkı tarif eder gibi görünse de tasavvufi öğelerden beslenerek sonunda Tanrı aşkına ulaşmaya varır ve vahdet-i vücud inancını (varlığın birliği) ortaya koyar. Diğer aşk mesnevilerinin çoğunun aksine sevgililer kavuşamazlar ve ölüm bu aşkın tamamına erdiği
Fuzûlî'nin en güzel eserlerinden biri olan bu eser Sıhhat u Maraz, Hüsn ü Aşk, Rûhnâme ve
Hikâye-i Rûh isimleriyle anıla gelmiştir. Bu isim çokluğunun sebebi metnin konusundan
kaynaklanmaktadır. Aslında eser iki bölümden oluşmaktadır: Sıhhat u Maraz ile Hüsn ü Aşk.
Hikâyeyi okuyanların da fark edeceği üzere, hikâyenin bu birinci bölümünde eserin yazıldığı
dönemdeki klasik tıp bilgisi özetlenmiştir. Aynı zamanda vücudu ele geçirmeye çalışan Maraz
ile bunu engellemeye çalışan Sıhhat'in hikâyesidir bu bölüm. H
Bu kitap medeniyetimizin içli ve samimi sesi Fuzûlînin iki eserini bir araya getiriyor. Rind ile Zâhid ve Sıhhat ile Maraz.
Rind ile Zâhid, insanoğlunun en kadim ve asli yönelişlerinden biri olan hakikate ve anlamlar dünyasının sırlarına yapılan bir keşif yolculuğu. Basmakalıp düşüncelerin ve görünüşlerin ötesindeki anlamlar evreni, şekilden manaya doğru yapılan seferler, zihnin bitmek tükenmek bilmeyen sorularına karşılık, gönlün kanmayan susuzluğu Zâhid isimli baba ile, Rind isimli oğlunun diyaloglarında
Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında eski ve geniş bir geleneğe sahip olan Leyla vü Mecnun mesnevisi Türk edebiyatında en büyük temsilcisine Fuzulî ile kavuşmuştur. Metin ayrıca Latin harflerine aktarılmış, nesre çevrilmiş ve sonuna Osmanlıca neşirlerden biri orijinal hali ile eklenmiştir.
Beng ü Bâde, Fuzûlî'nin 444 beyitlik bir kısa mesnevisi. Mesnevi sözünden umumiyetle Mevlâna'nın eseri akla gelmekle beraber esasen mesnevi, doğu edebiyat mecrâsının nazım türlerinden biri. Fuzûlî'nin Beng'i (Esrar) ve Bâde'yi (Şarap) kişileştirerek, kendileri ve birbirleri hakkında konuşturduğu bu küçük mesnevisini daha önce Bal Kaşığım kitabıyla tefekkür âlemine yelken açan Murat Kaymaz Dresden nüshasından hazırladı. Okuyucu, Beng ü Bâde'de, bu ikisi dışında pek çok mücerret karakterin, gayet müşahhas m
Sabrım inayetin gibi az ise çoğa say
Cevrin gözüm yaşı gibi çok ise aza tut (Ahmet Paşa)
Yol eri oldur k'ola yârin ayağı toprağı
Eğledin ey gam beni yolumda yalan eyledin (Necati)
Kime kim derdimi izhâr kıldım isteyip derman
Özümden bin beter derd ü belâye mübtelâ gördüm (Fuzili)
Toplam 10 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.