Sene 1910... Sıcak bir yaz gecesi... Genç kadın, Sultanahmet'in daracık sokaklarından birinde, cumbalı ahşap evin penceresinden dalgın bakışlarla sokağı seyrediyordu. Tutuklanmıştı... Diğerleri sorgulanmak üzere Bekirağa Bölüğü'ne gönderilirken, o kendisine bir hürmet olarak polis memuru Hasan Efendi'nin evinde misafir edilecekti.
Az sonra, pençe-yi kahrında esir olarak tutulduğu odada, yanından hiç ayırmadığı defterine şu satırları yazacaktı:
Semayı bile ferah görmek şerefinden mahrumum ... ne saadet hür
Toplam 1 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.