İÜ. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde yer alan Tanpınar Arşivi çalışmalarımızın sonucunda hazırladığımız eleştirel basımlar dizisinin ilki, güzel bir rastlantıyla Huzur’un yayımlanışının 75 yılına tesadüf etti. Bu edisyona, 1948’deki tefrikasıyla, 1949’daki ilk basımı karşılaştırmalı olarak sunduğumuz özel bir tasarımın yanı sıra, Huzur’un zengin arka planını verecek açıklamalı notlar ve sözlük ekledik. Huzur’un yaşandığı zamanların İstanbul’unun fotoğrafları ve mekânlarının çizimlerini Tanpınar’ın “Bu r
Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaz Yağmuru hikâyesinin
tefrika duyurusunda şöyle yazar:
“Yazdıklarım içinde beni en şaşırtanıdır.
Kahramanları, kendileri bana geldiler, konuştular,
günlerce beraberimde kaldılar ve gittiler…
Hemen hemen beni hiç işlerine karıştırmadılar.
Ben sadece onların emrinde idim…”
Yaz Yağmuru ile birlikte, Teslim, Acıbadem’deki
Köşk, Rüyalar, Âdem ile Havva, Bir Tren
Yolculuğu ve Yaz Gecesi’nin, kimliklerini kendi
kaderleriyle inşa eden kahramanları ise, bu kez,
tesadüflerin ardı sıra açılan g
Mahur Beste, kahramanı Behçet Bey’i bir yerde
bırakıp bambaşka ilişkilerin ağına açılan
hikâyesiyle, Tanpınar’ın, tamamlanmamışlık
üzerine kurduğu evreninin ilk romanıdır. Osmanlı
toplumunun çözülüş yıllarının krizlerini, katmanlı
arka planlarla birbirine bağlayan özelliğiyle,
Tanpınar’ın bütün romanlarının yapısına ilişkin
işaretler verir. Babalar ve oğullar mitosundan
hiç de uzak düşmeyen bürokrasi çatışmalarının
ortasında, kırık bir aşkın ardından bestelenen
Mahur Beste vardır. Tanpınar, bu bestenin
ardı
Huzur, bir günün bin yıl gibi yaşandığı ihtişamlı bir
aşkın anlatısı mı? Artık çoktan göçmüş, ihtişamlı
bir medeniyetin ardında bıraktığı huzursuzluğun
anlatısı mı? 1948 tarihli tefrika duyurusundaki
ifadeyle, “Harbin başladığı günün hudutlardan,
siyasi muhitlerden, muharebe meydanlarından
uzak hikayesi” mi?
Bütün bu soruların birbirlerinin yerine geçerek
bütünleştiği, bir olduğu; aynı anda hepsinden
uzak, aynı anda hepsine yakın müphem bir
içselliğin, müstesna bir varoluş sembolizmiyle
İstanbul’un hafızası
Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdullah Efendi’nin
Rüyaları hikâyesinin tefrika duyurusunda, Türk
hikâyesinin bu garip kahramanını şöyle tanıtır:
“Abdullah Efendi nedir? Belki de herkeste
ondan bir parça vardır. Abdullah Efendi arzuyu
kendisinde öldürememiş fakat ona serbestçe de
yol verememiş bir tiptir. Melek değildir, fakat melek
kanadı takmış bir hayvana çok benzer.”
Geçmiş Zaman Elbiseleri, Bir Yol, Erzurumlu Tahsin
ve Evin Rüyası’nın kahramanları da Abdullah
Efendi ile aynı talihi ve trajik varoluşu paylaşırla
Tanpınar, Huzur'u yayımladıktan sonra yaptığı bir söyleşide kendisine yöneltilen, Huzur devam edecek diyordunuz? sorusuna Edecek, tabii edecek. Mümtaz ölmemiştir. Hâlâ yaşıyor ve yeni bir insan olarak doğmak için beni zorluyor cevabını verir ve şunu ekler: Fakat daha evvel Huzur'un öbür kısmını neşredeceğim, yani Suat'ın Mektubu'nu. Küçük bir eser, okuyucu orada Mümtaz'ın meselelerini daha başka bir planda görecektir.
Tanpınar'ın bu niyetini kuvveden fiile çıkardığını İÜ Türkiyat Enstitüsü'nde bulunan arşi
Hüsrev ü Şirin, Tanpınar'ın ilk eseridir. İstanbul'a gelip bir sene Baytar Mektebi'nde okuduk-tan sonra Darülfünun'da felsefe ya da tarih okumaya niyetlenen Tanpınar, daha sonra büyük bir muhabbetle bağlanacağı ve fikrî yönden besleneceği Yahya Kemal'in edebiyat şubesinde derslere girdiğini öğrenince bu şubeye kaydolur. O yıllarda Darülfünun'dan mezun olmak için bir bitirme tezi yazmak gerekliydi. Tanpınar da kuvvetle muhtemel hocalarının yönlendirmesiyle klasik edebiyatımızın en önemli şairlerinden olan Şe
Elinizdeki kitap Ahmet Hamdi Tanpınar'ın daha önce yayımlanmış olan Yaz yağmuru ve Abdullah Efendi'nin rüyaları isimli hikaye kitapları ile dergilerde yayımlanmış fakat kitaplarına girmemiş iki hikayesinden oluşmaktadır.
'Yahya Kemal kitabını okurken Yahya Kemal'i Zeynep Hanım Konağı'nda, İstanbul kahvehanelerinde, dost evlerinde yaşarken, konuşurken, hatıralarını anlatırken, fikrini ve nüktelerini söylerken görürsünüz.' Mehmet Kaplan
Tanpınar'ın gazete ve dergilerdeki yazılarının derlenmesinden oluşan Yaşadığım Gibi 7 bölüm halinde düzenlenmiştir:
1. İnsan ve cemiyet, 2. İnsan ve ötesi, 3. Üç şehir (İstanbul, Bursa, Maraş), 4. Paris tesadüfleri, 5. Türk edebiyatı, 6. Musıkî, 7. Plâstik sanatlar.
Bu yazıların çoğu deneme özelliği taşısa bile yine de Tanpınar'ın Türk kültürü, medeniyeti, edebiyatı, sanatlar, batı dünyası üzerindeki fikirleri bakımından önemli bilgiler ihtiva etmektedirler.
Elinizdeki kitap Ahmet Hamdi Tanpınar'ın daha önce yayımlanmış olan Yaz Yağmuru ve Abdullah Efendî'nin Rüyaları isimli hikâye kitapları üe dergilerde yayımlanmış fakat kitaplarına girmemiş hikâyelerinden oluşmaktadır.
Ben, benden evvel, daha evvel, evvelden evvel; benden sonra, daha sonra, daha sonradan sonra... Ya Rabbim ne kadar korkunç hesap...
Hep aynı boşluk... Aynı boşluğun ıstırapla, acıyla, beyhude ümitle dolması...
Takvimler zamanın hakiki çehresini verirler. Asıl orada ölümü tanırız.
Fakat daha korkuncu var. Ölüme rağmen, öleceklerini bile bile insanların birbirine düşman olması... Ve bunun bir zaruret gibi görünmesi...
Tanpınar'ın gazete ve dergilerde kalan yazılarının derlenmesinden oluşan bu kitap; yazarın e
Çok cepheli bir şahsiyeti ve zengin bir kültürü olan Ahmet Hamdi Tanpınarı (1962-1901) bugünün okuyucuları genellikle romanları, hikâyeleri, denemeleri, mektupları ve edebiyal tarihiyle tanırlar. Hâlbuki Tanpınar, her şeyden önce bir şairdir ve bütün hayatını verdiği şiir, onun öteki eserlerini de kaplar ve onlara sanatlı bir parıltı, hayallerle dolu derin çağrışımlar kazandırır. Yayınevimiz Ahmet Hamdi Tanpmar'ın Bütün ftserlerini bir dizi hâlinde vay unlarken, vazarın bütün ........ şiirlerini de bir ara
Beş Şehir'in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünen bu iki duyguyu sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla onların arkasında kendi insanımızı ve hayatımızı, vatanın manevi çehresi olan kültürümüzü görmek daha da doğru olur. Bizden evvelki nesiller gibi bizim neslimiz de, bu değerlere, şimdi medeniyet değişmes
Beş Şehir, okuyucusunu hemen ele geçiren büyüsünü, yazarının üslûbundan, yaşadığı ânın içindeki geçmişi bir yekûn halinde hissedişinden, dünyayı sürekli ince bir tülün ardından seyrediyormuş gibi manzarayı bir çeşit rüyaya dönüştüren hususi bakışından alıyor.
Bu büyüye yakalanan okuyucular, kitapta atıfta bulunulan her hadiseyi, ismi geçen her şahsiyeti bildiklerini, her imayı anladıklarını farz ediyorlar. Hâlbuki Beş Şehir'e hakkıyla nüfuz edebilmek için çok zengin bir tarih, edebiyat, sanat kültürüne iht
Mahur Beste'deTanpınar'ın Huzur ve Sahnenin dışındakiler adlı romanlarında önemli bir motif olan Mahur Beste teması önemli yer tutar. Mahur beste, acı bir aşk hikayesinin klasik musiki kalıplarıyla soyutlanmasıdır. Tanpınar, klasik Türk musikisini medeniyetimizin özlü bir yansıması olarak kabul eder. Mahur Beste'de Tanpınar'ın diğer eserlerinde de görülen medeniyet meselesi büyük bir ağırlıkla ele alınır. Mahur Beste, tanzimat sonrasında toplum hayatımızın her yönüne yansıyan değişim ve başkalaşımın yansıtı
Aydaki Kadın Ahmet Hamdi Tanpınarın dörtte üçü bitmiş son romanın, dağınık müsveddelerinden merhum Güler Güven tarafından inşa edilmiş şeklidir.
Huzur ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tanpınarın hayatta iken kitap olarak çıkabilmiş iki romanıdır. Tefrika olarak basılan Sahnenin Dışındakiler ile tefrikası yarım kalan Mahur Besteyi de okuyucular yıllar sonra okudular. İlk romanı Mahur Beste de yarımdı, son romanı da yarım kalmıştı. Tanpınar yıllarca üzerinde çalıştığı eserim diyeceği bu romanın peşindeydi: R
Tanpınar'ın bu çok tanınmış romanı bir dünya görüşüne, bir hayat nizamına kavuşamamış Cumhuriyet aydınlarının 'huzursuzlukları'nı dile getirmektedir.
Huzur'un kahramanlarından Mümtaz roman boyunca kendisini 'huzur'a kavuşturacak bir iç nizamı aramaktadır.
Eser Türk toplumunun medeniyet değişimi süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor. Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü´nde zengin hayat hikâyeleriyle Türkiye´nin meselelerini, kendine has yorumlarıyla medeniyet değiştirme girişimlerinin insanımızı soktuğu çıkmazları araştırmakta, yaptığı tahlillerle de insanımız ve toplum yapımız üzerine dikkate değer hükümlere varmaktadır.
Yaşadığı dönemde Tanpınar'a yeterince ilgi gösterilmediği yargısı, neredeyse ir edebiyat efsanesine dönüştü. Doğrusunu söylemek gerekirse, bir derleme çalışması için Tanpınar üzerine yazılmış bütün yazıları, kıyıda köşede kalmışına kadar bulup okumaya çalıştığımdan beri yazar tarafından yönlendirildiğimizden kuşkulanmaya başladım. Acaba bizi böyle düşünmeye kışkırtan yazarın şikâyetleri miydi? Ölümünden iki yıl sonra yayımlanan Tanpınar in Şiir Dünyası'nda (Mehmet Kaplan), günlüğünün o meşhur sükût suikasti
Toplam 31 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.