Naçar, yorgun, hapsedilmiş bir kabına sığmazlık... Bunun için en çok
geceleri çöreklenir yüreğine insanın, tüm gerçekliğiyle ve en yoğun
bir yaşamak ağrısı... (...) Geceler, elle tutulacak denli somut ve yoğun
yaşam zamanlarıdır, tutsakken ve şiirini, şarkılarını, yitik duygularını
aramaktayken nafile bir çabayla yüreğinin derin boşluklarında. (...)
Gecelerle birlikte bir ömürdür akıp giden, ömürlerdir, güneşli mavi
gelecekler aşkına yaşanmış ömürler...
Cafer Solgun, 12 Eylül dönemindeki uzun mahpusluğunun
'İçeride' büyüdüm. Denilebilir ki, kişiliğim de 'içeride' şekillendi. Ama ben hiçbir zaman 'içeriye' alışmadım, 'içeride' olmayı benimsemedim. 'İçerisini' hep insan olmanın doğasına aykırı buldum. (...) 'İçeride' sayısız arkadaşım oldu. Her biri için cezaevi, kuşkusuz hayatlarında silinmez etkiler yaratan önemli bir deneyim idi. Bu arkadaşlarımın içerisinden ünlü-ünsüz gazeteciler, yazarlar, politikacılar da çıktı, işadamları veya mafyatik tipler de. Siyasetle, taraftarı oldukları örgütlerle ilişkilerini sü
O gün askerler köye gelip 30-40 kişiyi götürdüler. Bize Sizi sürgüne göndereceğiz dediler. Sürgüne götürdüklerini zannedip önlerine düştük. Harçik suyu kenarında bulunan Taxtıkal mıntıkasına götürdüler. Karanlık çökmek üzereydi, karşımıza dört tane ağır makineli silah kurdular. Sonra hepimizi taramaya başladılar. Bu tarama sırasında yanımda annem, babam, iki kız kardeşim ve erkek kardeşim vardı. Ben o sırada elimi, kız kardeşimin başına koymuş tutuyordum. Kurşun kız kardeşimin başından geçti ve kafatası par
Yeni bir anayasaya doğru ilerlediğimiz, yeni bir Türkiyeyi konuştuğumuz bugünlerde, bugünümüzü sorgulamaya ve geçmişle hesaplaşmaya başladık. Peki ya cumhuriyet? Cumhuriyeti, resmî ideolojiyi, Türkiyenin rejimini, bu rejimin demokrasiyle irtibatını yeterince konuştuk mu? Cafer Solgun bu kitabında bize farklı bir cumhuriyet resmi sunuyor; öteki cumhuriyeti, cumhuriyetin görülmeyen, gözlerden uzak tutulan farklı yüzünü gözler önüne seriyor. Devleti, devletin ötekilerini ve ayrıcalıklılarını tanımak, geçmişi,
Cumhuriyet tarihinin yüzleşmekten kaçındığı sorunlardan birini daha tartışmaya açıyor Cafer Solgun. Dersim Dersimle kazdığı vicdan cephesini, Alevilerin Kemalizm'le İmtihanının genişletilmiş baskısıyla derinleştirmeye devam ediyor.
Alevilerin Kemalizm'le İmtihanının alt başlıklarının Stockholm Sendromu, Onur Öymen Vakası ve Kılıçdaroğlu olması tesadüf değil. Cumhuriyet Halk Partisiyle Alevilerin patolojik ve sorunlu ilişkisi, ilk defa sarihlikle ve içeriden biri tarafından ele alınıyor.
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.