“Derviş Tarzı Türk Edebiyatı” adı verilen edebiyatın muhtevasında din
ve tasavvuf öne çıkmaktadır. Muhtevaya göre bu edebiyata “Dinî-
Tasavvufî Türk Edebiyatı”, “Dinî-Tasavvufî Türk Halk Edebiyatı”, “Dinî-
Tasavvufî Halk Edebiyatı”, “İslâmî Türk Edebiyatı”, “Türk Tasavvuf
Edebiyatı” gibi adlar verildiği görülür. Beslenme ve seslenme mekânları
genellikle “tekke” çevreleri olduğu için, bu edebiyat şubesine “Tekke
Edebiyatı” adı da verilir. Bilindiği gibi “Âşık”, “Ozan”, “Saz Şairi”, “Çöğür
Şairi” gibi adlarla
Bu çalışmada Türk kültür coğrafyasının ana kaynaklarından Türk halk bilimi ve gelenekli Türk edebiyatı, fütüvvet-nâmeler, ölçülü sözler, manzum bilmeceler, ikincil sözlü kültür bağlamında Neşet Ertaş'ın türkü dağarcığı, âşık edebiyatı ve yerleşim adları konulu araştırmalara/incelemelere yer verilmektedir. Türk Kültür Coğrafyası - Halk Bilimi ve Edebiyat Araştırmaları adlı bu kitap; Türk Kültür Coğrafyasının Ana Kaynakları, Fütüvvet Kültürü ve Bu Kültürün Kökenleri, Manzum Söz Varlığı ve Türkü Kültürü, Coğra
Tasavvufî Türk Edebiyatı, Dinî-Tasavvufî Türk Halk Edebiyatı, Dinî-
Tasavvufî Halk Edebiyatı, İslâmî Türk Edebiyatı, Türk Tasavvuf
Edebiyatı gibi adlar verildiği görülür. Beslenme ve seslenme mekânları
genellikle tekke çevreleri olduğu için, bu edebiyat şubesine Tekke
Edebiyatı adı da verilir. Bilindiği gibi Âşık, Ozan, Saz Şairi, Çöğür
Şairi gibi adlarla anılan ve genellikle Âşık adı etrafında toplanan
sanatçılar tarafından oluşturulan edebiyata -temsilcilerinden
hareketle- Âşık Tarzı Türk Edebiyatı adı ve
Türk dünyasının herhangi bir yöresinde oluşan bir kültür unsuru benimsendikçe / sahiplenildikçe zamanla ülke genelinde yaygınlaşabilmekte, ülke genelinden de coğrafya yakınlığı olan diğer Türk ülkelerine ve Türkçenin konuşulduğu bölge ülkelerine yayılabilmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan ve benimsenerek / sahiplenilerek yayılan ortak kültür unsurları Türk kültür dünyasını oluşturur. Değişik lehçe, şive ve ağızları olsa da ortak bir dil (Türkçe), uygulandığı yörelere ve ülkelere göre çeşitlense de ortak özel
Gelenekli Türk anlatılarının kökeni mitlere kadar uzanır. Mitolojik dönemde Türk halkı kâinatın, dünyanın, insanların, diğer varlıkların yaratılışı ve sonları hakkında duyduklarını, düşündüklerini, algıladıklarını, inandıklarını mitlerle (mitos) anlatmıştır. Anlatı (narration, tahkiye) geleneğinin başlangıcı sayılabilecek mitler insanların yaratılışla ve sona erişle (kıyamet) ilgili yorumlarından oluşmakla birlikte, bu yorumlar zamanla inanç kalıplarına dönüşür. Mitlerin özel anlatıcıları olmamakla birlikte
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.