İblisin Oyunu, romanlarıyla tanıdığımız Joseph
Kessel'in, edebi kariyerinin ilk döneminde yazdığı,
1926 ve 1928 yılları arasında yayımlanan ve artık
ulaşılması mümkün olmayan kısa öykülerini bir
araya getiriyor.
Yazarın Birinci Dünya Savaşı ertesinde çıktığı dünya
turundaki gözlemlerinin ve tanıklıklarının yankılarını
içeren bu öyküler, okuru Somme Muharebesi'nden
Bolşevik Devrimi sonrası Rusyası'na, Kobe'den
Hawaii'ye kadar geniş ve kozmopolit bir evrene
sokuyor. Aynı zamanda trajik ve şiddet dolu olan bu
Joseph Kesselin 1928de yazdığı, yayımlanmasıyla birlikte büyük bir skandala yol açan kült romanı Gündüz Güzeli, yazıldıkları dönemi aşıp zamana karşı durmayı başarmış edebiyat metinlerinin en başarılı örneklerinden biri.
Ünlü bir cerrahla evli genç ve güzel Séverinein kocasına duyduğu aşka rağmen tensel haz arayışı içinde gündüzleri lüks bir randevuevinde fahişe, akşamları ise sevgi dolu bir eş olarak sürdürdüğü çifte yaşamının beklenmedik bir karşılaşma sonrasında altüst olmasının hikâyesinin anlatıldığı
Joseph Kesselin, konusu Afganistanda geçen, 1971de sinemaya da uyarlanan Atlılar adlı bu romanı 1967 yılında yayımlanmıştı. Asya kıtasının göbeğinde, Hindikuş Dağlarıyla ortadan ikiye kesilen bu büyük ülkede, yenileşmeyle birlikte hâlâ göçebe yaşamı sürüp gitmektedir. Afganlar, kentleşmeye alışamamakta, Afgan bozkırlarında at koşturmaya bayılmaktadırlar. Atlılar, Afganistanda en sevilen oyun, atla oynanan buzkaşi oyunu ekseninde kurgulanmıştır. Bizdeki cirit oyununu andıran ama ciritten çok daha ağır, çok d
Geniş hayal gücü, yalın anlatımı ve yaşadıklarından yola çıkarak ortaya koyduğu eserleriyle ün kazanan, Fransız Akademi Ödülü sahibi yazar Joseph Kessel, XX. yüzyılı dolu dolu yaşamış bir aydındır.
Doğu Afrikanın insan eli değmemiş tozlu ve sıcak düzlüklerinde, Kilimanjaronun eteklerinde yaşanmış büyüleyici bir dostluğun romanı Aslan. Amboseli Milli Parkının yöneticisi usta avcı Bullitin hayvanlarla iletişim kurmakta özel bir yeteneği olan küçük kızı Patricia ile genç ve güçlü bir aslanın, Kingin ilişkiler
Renkleri simsiyahtan beyaza kadar değişen göz kamaştırıcı atlara binmiş altmış bozkır kahramanı, elde kırbaç, tek saf halinde, durmadan çalan borazancıların ve yaşlı başkanlarının ardından, büyük alanı bir baştan bir başa ağır ağır geçiyorlardı. Herbirinin yüzü, ağaçtan oyulmuş ya da en kaba köseleden biçilmiş gibiydi. Güneş yanığı sarımsı bir ten, aman bilmeyen sert dudaklar, çıkık elmacık kemikleri, çekik yırtıcı kuş gözleri...
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.