Sonrası Şimendifer; bu kitap trenler hakkında, ama yalnızca o kadar değil, coğrafya hakkında, ama yalnızca o kadar değil, hüzün hakkında, ama yalnızca o kadar değil, sefertasıyla hayat sürdürmek hakkında, ama yalnızca o kadar değil. Bu kitap bu ülkenin önü kesilen sanayisi hakkında, ama yalnızca o kadar değil. Mehmet Aycı tren penceresinden bir ülkeye bakıyor, gördükleri bu kitapta, ama yalnızca o kadar değil Ey okuyucu, bu yazıyı kaçıncı vagonda seyahat ederken okuyorsun? Yüz yıl sonra sen de olmayacaksın,
Sonrası Şimendifer; bu kitap trenler hakkında, ama yalnızca o kadar değil, coğrafya hakkında, ama yalnızca o kadar değil, hüzün hakkında, ama yalnızca o kadar değil, sefertasıyla hayat sürdürmek hakkında, ama yalnızca o kadar değil. Bu kitap bu ülkenin önü kesilen sanayisi hakkında, ama yalnızca o kadar değil. Mehmet Aycı tren penceresinden bir ülkeye bakıyor, gördükleri bu kitapta, ama yalnızca o kadar değil Ey okuyucu, bu yazıyı kaçıncı vagonda seyahat ederken okuyorsun? Yüz yıl sonra sen de olmayacaksın,
Gülümse, ben anlarım,
Nasıl da kapanıyor uçurumlar içinde
Nasıl da uç veriyor kuruyan nar ağacı
Nasıl ipeksileşiyor kanatan dikenler
Nasıl köprü kuruluyor geçilmez ırmağına
Nasıl süt kokuyor tekrar yanık ekinlerin
Kalbinde bir gökyüzü güneşle öpüşüyor
Nasıl farkında olmadan geçiyor yaraların.
?Kitaptaki halk edebiyatı ürünlerinin tamamını annemden derledim.
Metinlerin çoğunun asıl kaynağı olan Havva Anamı hatırlıyorum: Yeryüzünde az sayıda bilge kadından biriydi.
?İnsan acı çekmekle ölmez, ölseydi ben ölürdüm" derdi; çektiği acıların yaşatan bir tadı, bir derinliği vardı onda."
Kıratın üstünde bir uzun yayla
Niyneyim ağalar kaderim böyle
Anama atama çok selam söyle
Beypazarı iskanımız elimiz
Uçtu ördek viran kaldı gölümüz
Davran kıratım da yokuşa davran
Yokuşun başında bir bölük kervan
Bozulm
Ankara Türkiye demektir. Bu sadece ülkenin başkentinin o ülkeyi temsiliyle sınırlandırılamayacak
kadar keskinliğe sahiptir. Bugün Kuzey Balkanlardan Uzak Asya'ya, Kırım'dan Afrika kıyılarına uzanan muhteşem coğrafyada Ankara ismi bir kutup yıldızı mesabesindedir; söylenmesi ve duyulması bile kalbe sıcaklık, göze ışıltı vermektedir.
***
Mevsim geçişlerinin o kentin sakinleri için fark edilmeyen saklı zenginlikleri vardır ve bu zenginlikler kente gelenler için daha bir kendini ifşa eder. Annenin çocuğunun büy
Kan diyorsam karanfil anla, kan değil
Şarkı diyorsam bildiğin şarkı değil
Eşkıya diyorsam biraz havari olmalıyım
Çıplak diyorum içim çıplanıyor sonbahar değil
Gökyüzü diyorsam gözlerinin boy aynası
Turna diyorsam bütün kuşluğunla sensin
Yara diyorsam bildiğin yaralar yok sözlükte
Şiir diyorsam tenhada bir çocuk ağlaması...
Mehmet Aycı hayatı zenginleştiren ayrıntılar üzerinde duruyor. Unutulan değerler,
görmezden gelinenler, bizi biz yapan şeyler, yazarın eşsiz üslubuyla okura ulaşıyor. Yaşamın
hay huyu içinde ilk bakışta fark etmediğimiz ama var olduğunu hatta onu yaşadığımızı bize
hatırlatıldığında kavradığımız bir hayat var bu kitabın sayfaları arasında.
E, bu tumturaklı ve iddialı girişten sonra işin ucunda mahcupluk imtihanı da vardır; biz ne
yazalım şimdi ey okuyucu, nerelere ayna tutalım, aynada neremizi düzeltelim, ay
Toplam 8 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.