Orhan Veli sokağın, denizin, doğanın, günlük hayatın seslerini şiirlerinde yaşatan, her okurun yaşama sevinci bulduğu, edebiyatımızın önemli şairlerinden biri. Şairin sevilen şiirlerinden bir seçkiyi Ayşe İnan’ın resimleriyle buluşturan Gün Olur’u, Filiz Özdem yayına hazırladı.
Gün Olur,
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Neden Orhan Veli?
Küçükken uyumak için yatağa girdiğimde Müşfik Kenter'in sesiyle sabaha kadar Orhan Veli şiirleri dinlerdik. Kulağımıza fısıldardı usulca. Öyle yavaş yavaş uykuya dalar, rüyalar görürdüm. Altı kişiydik ama Müşfik Kenter'in sesi ile yedi oluyorduk sanki. Ailemizden biriydi Orhan Veli.
Orhan Veli demek çocukluğum demekti,
Orhan Veli demek babam demekti,
Orhan Veli demek incelik demekti, hayat demekti, insan demekti...
Türk edebiyatının sevilen şairi Orhan Veli'nin seçme şiirlerini
'Sanat sanat içindir' diyen şair bile eserini toplumun karşısına çıkardığı zaman onun birçok kişi tarafından beğenilmesini ister. Onu herkesten önce kendinin beğenmesi, çalışmasının gerçekten bir sanat çalışması olduğuna herkesten önce kendisinin inanması lazımdır, ama bunun salt bir avunma, bir kendi kendine yetme olduğuna inanabilecek şair de yoktur. Sanatla uğraşmanın, bu arada şiir söylemenin, bir şairi enikonu avutan bir iş olduğunu bilmez değilim. Bununla beraber, bu uğraşmaların s
Ne yazayım diye düşünmeye başladım. Acaba hikâye mi yazsam? Hikâyede konunun pek o kadar mühim olmadığını söyleyenler de çıktı. Ama ne olursa olsun, bir vaka lazım. O vakanın bir başı bir sonu olması lazım. Üstelik vaka da, alışılmış bıkılmış vakalardan olmamalı. Küçük burjuvanın hayatını anlatan, onun zaaflarını, onun adiliklerini dünyanın en büyük kahramanlıkları, en asil heyecanları gibi gösteren hikâyelerden illallah dedik artık.
Orhan Veli'nin kısa bir hayata sığdırdığı eserleri ebedî bir gençliğin ve
Gemliğe doğru denizi göreceksin; sakın şaşırma.
Orhan Veli
Orhan Veli'nin ölümünden sonra Bütün Şiirleri adlı kitabına eklenen ölçülü uyaklı ilk şiirlerinin başarısı yadsınamaz. Onun için de, birdenbire o yoldan ayrılıp neden Garip'e yöneldiği düşündürücüdür. On yıl gibi kısa bir sürede bütün genç şairleri girdiği yeni yola çekebildiğine bakılırsa, bir gereksinimi herkesten önce sezdiği söylenebilir. Biraz dirense ustaları arasında anılmaya başlayacağı bir şiiri bırakıp yeni bir şiir aranışı içine girmek b
Orhan Veli çocukları da çocuklar için yazmayı da seven bir şair.
Elinizdeki kitap, küçük okurları hem Orhan Veli'yle hem Nasrettin Hoca'yla tanıştırıyor; şiirseverleri ise usta şairle yeniden buluşturuyor.
Bu fıkraları bulabilmek için birkaç kitap karıştırdıktan sonra gördüm ki ünü yabancı ülkelere kadar yayılmış olan bu milli kahramanın hikâyeleri daha hâlâ Türkçe olarak yazılmamış. Güzel bir üsluptan geçtim, okuduğum kitaplarda, doğru dürüst bir Türkçe bile yoktu. Bunun üzerine de, bu fıkraları okunabil
Orhan Veli çocukları da çocuklar için yazmayı da seven bir şair.
Elinizdeki kitap, küçük okurları hem Orhan Veli'yle hem La Fontaine'le tanıştırıyor; şiirseverleri ise usta şairle yeniden buluşturuyor.
Sevgili Çocuklar,
Bu kitapta okuyacağınız şiirleri gerçi sizler için tercüme ettim. Ama hiçbir zaman onları çocukça bulmadım. Zaten sizi de küçük görmüyorum. Güzel şeyleri siz de büyükler kadar anlar, büyükler kadar seversiniz. Elbette yaşınız ilerledikçe bilginiz de artacaktır. Ama bu, bilginiz artıncaya
Yüz kelimelik bir şiirde yüz tane güzellik arayan insan vardır. Halbuki bin kelimelik bir şiir bile bir tek güzellik için yazılır. Tuğla güzel değildir. Sıva güzel değildir. Fakat bunlardan terekküp eden bir mimari eseri güzeldir.
Türk şiirine günlük ve güncel hayatı getiren Birinci Yeni'nin kurucularından Orhan Veli, bir şairin duyarlılığına sahip olmasının yanı sıra şiir hakkında konuşan, düşünen ve yazan bir fikir insanıydı.
Dönemin gazeteleri ve dergilerinde yer almış yazıları, konuşmaları, söyleşile
Bir delikanlı Orhan'ın şiirlerini okumuşsa içi titremeden, gözü yaşarmadan insana, ağaca, kuşa, taşa, toprağa, Ankara'ya, İstanbul'a bakamaz, kaldırımına tüküremez, ağacını kesemez; sokakta kendi halinde, sakalı ağarmış, paltosu yırtık, üfürsen uçacak bir adamın Süleyman Efendi budur diye eline sarılmadan edemez olur.
Orhan'ın şiirlerini okuyan kız, erkek kimseyi öldüremez, kimseyi dövemez, kimseye sövemez.
Türkçe Orhan'ın elinde bugüne kadar bilmediğimiz hale gelmişti. Biz Türkçemize neler, ne ukalâlıkla
Bir delikanlı Orhan'ın şiirlerini okumuşsa içi titremeden, gözü yaşarmadan insana, ağaca, kuşa, taşa, toprağa, Ankara'ya, İstanbul'a bakamaz, kaldırımına tüküremez, ağacını kesemez; sokakta kendi halinde, sakalı ağarmış, paltosu yırtık, üfürsen uçacak bir adamın Süleyman Efendi budur diye eline sarılmadan edemez olur.
Orhan'ın şiirlerini okuyan kız, erkek kimseyi öldüremez, kimseyi dövemez, kimseye sövemez.
Türkçe Orhan'ın elinde bugüne kadar bilmediğimiz hale gelmişti. Biz Türkçemize neler, ne ukalâlıkla
Yayan dolaşırım,
Mütenekkiren seyahat ederim.
Oktay Rifat'la Melih Cevdet'tir
En yakın arkadaşlarım.
Bir de sevgilim vardır pek muteber;
İsmini söyleyemem,
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Modern şiire güncel bir ifade kazandırmak için yola çıkan, bir kırılım niteliğindeki Garip akımının kurucusu, bir garip Orhan Veli. Süleyman Efendilerin, Yüksekkaldırım'daki Melâhatlerin, her gece şehrin sakinleri uyanmadan gökyüzünü boyayan Dalgacı Mahmutların mısra-ı meşhurunun mübdii, bir garip Orhan Veli. Cep delik cepken
Oturdum. Ne yazayım diye düşünmeye başladım. Acaba hikâye mi yazsam? Hikâyede konunun pek o kadar mühim olmadığını söyleyenler de çıktı. Ama ne olursa olsun, bir vaka lazım. O vakanın bir başı, bir sonu olması lazım. Üstelik vaka da alışılmış, bıkılmış vakalardan olmamalı. Küçük burjuvanın hayatını anlatan, onun zaaflarını, onun adiliklerini dünyanın en büyük kahramanlıkları, en asil heyecanları gibi gösteren hikâyelerden illallah dedik artık. Bütün ıstıraplar aşktan doğuyor. Oysaki öte yandan milyonların,
Önce şiir dilindeki sahtelikten nefret etti. Bu nefret onu halk diline, halk konuşmasına götürdü. Bunu sadece bir araç değişikliği, bir deyiş değişikli sananlar yanılırlar. Çünkü halkça konuşmanın altından halk insanları çıkıyordu. 'Süleyman Efendi'yi yazmakla, asil şiir konularına şamarı yapıştırıyordu. Ama ortaya bir de adam çıkıyordu: Basit bir adam. Bu adamın, şaire, kendini merak ettireceği, onu kendi dertlerine çekeceği daha o zamandan belli idi.
(Melih Cevdet Anday, 1951)
Orhan Veli Garip'le gerisi
Orhan Velinin hikâyeleri, 194750 yılları arasında Tanin gazetesi ile Seçilmiş Hikâyeler ve Yaprak dergilerinde yazarın sağlığında, William Saroyandan serbest olarak çevirdiği hikâyesi ise ölümünden sonra Vatan gazetesinde (1952) yayımlanmıştı.
Hikâyeler ilk kez ayrı bir kitapta toplanmış ve kitaba yazarın edebiyat hakkındaki küçük ama ilginç bir konuşması da eklenmiştir.
Hoşgör Köftecisi okurlarının, keşke genç yaşta kaybetmeseydik de, o güzel şiirler gibi bu güzel hikâyelerden de daha çok yazsaydı diyeceği
Orhan Veli: Türk şiirinin zincirkıranI, kasketgiydirenI, sivilleştirenI, açıkhavaozanı.
Orhan Veli çok daha ileriye bir adım attı: Şiirin kendi öz bir dili, bir vezni olmadığı gibi kendine öz konuları da olmayacağını gösterdi, ahengin, musikinin de şiirden kaldırılabileceğini anlattı. (Nurullah Ataç)
Orhan Veli´nin kavgası, edebiyatımızın en büyük kavgasıdır, buna inanıyorum. Irmağın yatağını daha doğal bir vadiye indirdi. Şiire kasket giydirdi, sivilleştirdi onu. Bugünkü şiir verimleri onun da verimleridir
Sevgili Çocuklar, bu kitapta okuyacağınız şiirleri gerçi sizler için tercüme ettim. Ama hiçbir zaman onları çocukça bulmadım. Zaten sizi de küçük görmüyorum. Güzel şeyleri siz de büyükler kadar anlar, büyükler kadar seversiniz.Elbette, yaşınız ilerledikçe, bilginiz de artacaktır. Ama bu, bilginiz artıncaya kadar kötü şeyler, basit şeyler okuyacaksınız demek değildir. Bilginizin, anlayışınızın artması, zevkinizin incelmesi ancak büyük eserler, kıymetli eserler okumakla olur.
-Orhan Veli Kanık
La Fontaine'i
Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti:
Orhan Velinin Kendi Sesinden Şiirler
Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Beni Bu Güzel Havalar Mahvetti kitabı ve bu kitapla birlikte verilen CD, Orhan Velinin çok eski bir kayıt yöntemi olan tele okuma ile kaydettiği ses kayıtlarından oluşuyor. Bu kayıtlarda Orhan Velinin kendi sesinden dinleyeceğimiz şiirleri ve bir de Karagöz oyunu bulunuyor.
Kız kardeşi Füruzan Yolyapanın yıllarca sakladığı ve klasik bantlardan da önceki bir teknikle tele okuduğu kayıtlarda Orhan
... Dostum Şevket Rado bana Nasrettin Hoca ya ait fıkraları da manzum olarak yazmamın iyi bir şey olacağını söylemişti. (...) Bu fıkraları bulabilmek için birkaç kitap karıştırdıktan sonra gördüm ki ünü yabancı ülkelere kadar yayılmış olan bu milli kahramanın hikayeleri daha hala Türkçe olarak yazılmamış. Güzel bir üsluptan geçtim, okuduğum kitaplarda, doğru dürüst bir Türkçe bile yoktu. Bunun üzerine de, bu fıkraları okunabilir bir dille yazmanın, küçümsenmeyecek bir iş olduğuna inandım. Yazdığım Nasrettin
Sevgili Çocuklar, Bu kitapta okuyacağınız şiirleri gerçi sizler için tercüme ettim. Ama hiçbir zaman onları çocukçak bulmadım. Zaten sizi de küçük görmüyorum. Güzel şeyleri siz de büyükler kadar anlar, büyükler kadar seversiniz. Elbette, yaşınız ilerledikçe, bilginiz de artacaktır. Ama bu, bilginiz artıncaya kadar kötü şeyler, basit şeyler okuyacaksınız demek değildir. Bilginizin, anlayışınızın artması, zevkinizin incelmesi ancak büyük eserler, kıymetli eserler okumakla olur.
- Orhan Veli Kanık-
La Fontain
Toplam 23 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.