Bir şizofrendim artık... Yalanlar söylüyordum, hem sana hem de ona... Kendimi tanıyamaz
olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi
tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkûm, ezilmiş,
kapılarda bırakılmış, verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen o sevdalı kadın
mı? İkisi de olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa, diğeri
yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret
Ne acımasız ne bencilim değil mi?
Patlama 2: Sana sahip olmak uğruna
Belki de tüketmek pınarlarını yaptığım
Bilmesem nasıl bir yüreğin olduğunu
Hiç düşünmem
Geçirirdim pençelerimi en derin yaralarına
Ama öyle güzel, öyle çocuk ki yüreğin
Seni sana bırakmamak olacak en büyük günah
Ve biz
Yeryüzünün yarım kalmış hikâyeleriyiz seninle
Tüm vedaların adıyla.
Bir kadın ve bir erkek... Bir kış gecesinde, kaderlerinin yıllar öncesinden düğümlendiği Büyükada'daki otelin farklı odalarında yağmurun sesin
Hayat kitaplarda yazılanlar gibi değilmiş. Kitaplarda her kelimenin altında başka bir kelime gizliymiş. Her yüzün altında başka bir yüz... Böyle gidiyormuş; bunun sonu yokmuş. Geç de olsa şimdi anlıyorum. Beni aşar bu kelimelerin altındaki kelimeler, bu yüzlerin altındaki yüzler... Ben içimdeki acıya bakarım. İçimdeki enayiliğe bakarım. Evet, kelimelerin altındaki kelimeyi, yüzlerin altındaki yüzü biliyorum ama ben seni içimde hissederken, sana inanmışken, şehrin her tarafında yanan bir ışık vardı. Yollard
Gözyaşlarını hırsa getirdi beni. Dolabı açtım. Bir gömleğini seçtim. Önce hasretle kokladım, ardından düğmelerini kopardım tek tek... Sonra aldım elime iğne ipliği, kopardığım düğmelerini yeniden diktim, iğneyi gömleğine her geçirişimde yanlış insan, her çıkarışımda doğru insan, deyip ağlıyordum.
İnsan, deyip ağlıyordum. Kimbilir belki birazdan belki daha sonra kapımı çalardın. Evimize dönerdin... Bir ayağı kırık atına... Hem gidecek neresi vardı ki? Yanlış sevgilinden, yanlış hayatlardan, yanlış arkadaşlık
Bir tek seni sevdiğim doğruydu... Ve bu doğru yüzünden hayatım yalana battı... Sen beni dışladığından beri, beni sevenlere bir hayalet hediye ettin... Tepeden tırnağa aşka, tepeden tırnağa özleme batmış bir hayalet... Bu hayaletin içinde, beni değil seni gördüler hep. Çoğu bu hayalete dayanamayıp çekip gitti...
Kimisi senin beni beklettiğin kapıda, beni bekledi. Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim, diye buralardan...
Ve ben en çok onların sevgisine inandım. En çok onlara derinden üzüldü
Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi... Kimi derinden sevsem, o bir başkasını derinden hatırlardı. Öylesine çok sevdim ki onları, başkalarına duydukları sevgiyi anlatmalarını sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim. Beni yitirmekten hiç korkmadılar; çünkü onlara göre fazla iyiydim; bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden.
Beni terk edenlerden tek bir isteğim olurdu. Ne olur, bir daha beni aramayın! Çünkü ben kolay unutamıyorum. Çünkü be
Kendimi tanıyamaz olmuştum. Hangisi bendim? İçimdeki, o güzelliğiyle dünyayı elde etmeye kışkırtılmış, karanlık ve ilgi tutsağı kadın mıydım; yoksa uğruna hayatından vazgeçmeye hazır olduğu aşkına mahkum, ezilmiş kapılarda bırakılmış verdiği güven ve taşıdığı masumiyetle sana cazip gelmeyen, o sevdalı kadın mı? İkiside olmak istemiyordum. Ama ikisinden de vazgeçemiyordum. Sanki biri olmazsa, diğeri yıkılacak gibiydi. Birbirinden nefret eden ve birbirinin varlığına tahammül edemeyen bu iki benlikle yalnız k
Müslüm Gürses konserlerinin Gülhanesinden garip bir savaşın Beyoğlusuna; akşamüstleri isteksizce kapılarının arkasına geçilen evlerden unutmak faşizmine, hayat kadar geniş bir alanda ve Onun bir yolda ansızın karşısına çıkacağını bekleyerek, sözünü söylüyor Cezmi Ersöz. İçimdeki bu esrik güzelliği, çocukluk umudunu benimle beraber yaşayan aşkım ayakta tutuyor, biliyorum.
Annelik Oyunu Bitti:.. Öykü mü, deneme mi, hayatın getirdikleri mi? Belki hepsi. Ama en önemlisi, kendi öyküsünü arayanlar, kendi öyküsünü yaşayarak yazmaya çalışanlar için bir kitap bu. Zaten, kafalarını karıştıracak bir öykün yoksa yandın demektir. Varsa? Kimbilir... Belki yine anlatamazsınız öykünüzü, çünkü yalnızlığınızdan kurtulmanız için çok güzel susmanız gerekebilir...
Toplam 9 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.