Gündelik hayatın felsefesini tartıştığı kitaplarıyla dünya çapında büyük bir okur kitlesi edinmiş olan Alain de Botton, bu kez medeniyetimizin vitrini olarak gördüğü havalimanlarını keşfe çıkıyor. Dünyanın en işlek ve modern havalimanlarından birinde bir hafta yaşıyor; elindeki sınırsız giriş izniyle terminalin altını üstüne getiriyor. Bu havalimanı ziyareti, yazarın teknolojiye duyduğumuz sadakatten doğayı nasıl da tahrip ettiğimize, karşılıklı iletişimimizden seyahat etmeyi romantikleştirmemize kadar pek
Alain de Botton’ın Seyahat Sanatı, sadece bir yolculuk kitabı değil, aynı zamanda bir dünyayı keşif ve içsel dönüşüm rehberi. Yazar, aralarında Flaubert, Edward Hooper, Wordsworth ve Van Gogh’un da bulunduğu bir dizi sanatçı, yazar ve düşünürün de yardımıyla seyahatin güzel manzaralar görmekle ilgili olmadığını, aynı zamanda ruhsal ve kişisel bir yolculuk olduğunu ortaya koyuyor. Anekdotları, felsefeyi ve sanatı ustaca bir araya getirerek seyahatin dönüştürücü doğasına dair değerli bakış açıları sunan Botto
Nasıl bir hayat yaşayacağımıza dair alacağımız en önemli kararlardan biri, kuşkusuz hayat arkadaşımızı seçmek. Partnerimizi seçerken duygularımız, geçmişten bugüne taşıdığımız üstü kabuk bağlamış ama içeride hâlâ taze yaralarımız ve hatta içgüdülerimiz öylesine baskın geliyor ki mutluluk yolunda doğru adımları bir türlü atamıyoruz. Her yanlış denemenin sonucunda, en iyi ihtimalle bir miktar hayal kırıklığından, en kötü durumda ise kayıp uzun yıllardan ve aşka dair derin umutsuzluktan mustarip oluyoruz. Bu k
Zehirli tartışmalarımızı etkili ve merhametli diyaloglara dönüştürmenin karmaşık sanatında ustalaşmak için çok fazla yardıma ihtiyacımız vardır. Sıradan bir çift, yılda otuz ila elli arası büyük tartışma yaşar, buna rağmen bize bu tartışmaların neden yaşandığı ve nasıl biraz daha az gergin hale getirilebileceği nadiren öğretilir. Bu kitap, aşk hayatındaki tartışmalara dair bir kılavuzdur: Bize tartışmaların neden yaşanabileceğini, belirtilerinin ne olduğunu, iletişim kurmanın bazı daha akıllıca yollarını na
“Bizi diğer insanlardan ayırıyormuş gibi görünen gönül yaramız, aslında içten içe birbirimize yakınlaştırır.” Neredeyse hiç kimse gönül yarası çekmeden yaşlanmaz. Bu tür zor durumlarda genellikle zamanın bizi iyileştireceği söylenir. Ancak uzlaşma ve bakış açısının da yaşamsal önemi vardır. Bazen durumumuzu olduğundan beter hale getiririz. Kendimize yeterince iyi olmadığımızı, her şeyde başarısız olduğumuzu, reddedilmenin bize hep kötü davranılacağı anlamına geldiğini söylemeye başlarız… Bu kitap gönül yara
Çoğu insan doğru zaman geldiğinde, yaşadığı tüm hayal kırıklıklarının, üzüntülerinin ve tatmin edilmeyen beklentilerinin acısını çıkarırcasına, mucizevi bir biçimde karşısına çıkan “doğru” kişiyle, ruh eşiyle evleneceğinin hayalini kurar. Fakat artık hayatla yüzleşmemizin vakti geldi. O romantik filmlerde, aşk hikâyelerinde gördüğümüz ilişkiler aslında çevremizde eşine rastlayamayacağımız kadar gerçek dışı. Bu fikri kabullenmek demek elbette ömür boyu bizi mutsuz edecek hayat arkadaşlarıyla beraber olacağım
Statü Endişesi, hepimizin içini kemiren ancak pek nadir ifade edebildiğimiz bir korkuyu su yüzüne
çıkarıyor: Başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü korkusu ve başarısızlığımızın toplum
tarafından acımasızca yargılanacağı hissi. Bir başka deyişle, evrensel bir endişeye, statü endişesine
ayna tutuyor.
Alain de Botton, yine zarafet ve incelikle statü endişemizin nereden kaynaklandığını ve onu yenmek
için neler yapabileceğimizi anlatıyor. Felsefecilerin, sanatçıların ve yazarların yardımıyla, statü
endişesi
Günümüzde normal ilişkiler şu şekilde tanımlanır: İki kişi tanışır, birbirine âşık olur, bu aşkı evlilikle taçlandırır, çok geçmeden çocuk yapmaya karar verir ve sonsuza dek mutlu yaşarlar. Bu son, aslında hikâyenin başlangıcıdır.
Alain de Botton uzun zamandır beklenen yeni romanı Aşk Dersleri'nde bu yanılsamanın peşine düşerek, edebi kamerasını yolları aşka açılan bir kadın ve bir erkeğe çeviriyor. Uzun soluklu bir ilişkinin karmaşık ve çetrefil yollarının izlerini sürdüğü bu yolculukta, sevgililerin o rom
Alain de Botton, Felsefenin Tesellisi'nde günlük yaşamın bize en çok acı veren sorunları için rahatlıkla felsefeye başvurabileceğimizi kanıtlıyor, bütün zamanların en büyük düşünürlerini seçip, bu dahilerin yazdıkları arasında günlük yaşama ilişkin bilgece yaklaşımları bir araya getiriyor. Felsefe ile edebiyat aynı potada erirken ortaya şaşırtıcı derecede espirili, ama aynı zamanda rahatlatıcı bir yapıt çıkıyor.
Kitabı altı bölüme ayıran yazar, her bölümde bir filozofun yaşamından ve yazdıklarından yola çı
Zevkle okunan özgün bir yapıt... Bir eleştiri, bir biyografi, bir edebiyat tarihi çalışması ve Proust´un başyapıtı üzerine bir kılavu kitap olmasının yanısıra, okuyucular için bir el kitabı, hem de sözcüğün tam anlamıyla.
The New York Times
Bir milyon ikiyüz elli bin sözcükten Kayıp Zamanın İzinde adlı yapıtı kaleme alırken Proust´un aklında ne olduğunu merak edenlere, Alain de Botton bu sorunun yanıtını veriyor. Çağdaş bir biçemle kaleme alınmış, bilgilendirici ve okuyucuyu neşelendiren bir kitabıyla A
Kitaplarıyla yaşamın çeşitli kavramlarına yepyeni bakışlar kazandıran Alain de Botton, bu kez ?seyahat etmeyi? yatırıyor masaya. Farklı şehirleri, farklı yazarların hayali rehberliğinde gezerken, yolculuğun büyüsü kentlerin kokularına karışıyor.
Alain de Botton, seyahati tatil ya da iş rutininin gerektirdiği bir aracı değil, ruhu dinlendiren ve iyileştiren bir etkinlik olarak görüyor. Seyahat Sanatı, isterseniz trende, otobüste ya da uçakta kilometreler aşarken, isterseniz de koltuğunuzdan kalkmadan kahven
Modern toplumun yalnız, hüzünlü, mutsuz insanları, hayatlarını değiştirmek için yazarlardan, ressamlardan, tarihi kişiliklerden ve felsefecilerden yardım alabilirler. Flaubert iç sıkıntısına iyi gelebilir, Peter de Hooch sıradan hayatı sevdirebilir, Louis-Philippe mizahın gücünü öğretebilir, Aristo çalışmanın sefaletini anlatabilir.
Alain de Botton Görmek ve Fark Etmek´te okurları edebiyat, resim, felsefe ve tarihin ilginç labirentlerinde bilgilendirici ve keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Sıkıcı kentlerin b
Alain de Botton, insanoğlunun yaşadığı en yoğun duygunun haritasını Aristo, Marx, Nietzsche, Wittgenstein, Tolstoy ve Stendhal´ın rehberliğinde çıkartıyor. Yazarın hınzır, duyarlı, gerçekçi ve bilge kaleminden aşkın tetiklediği ruh halleri birer birer dökülüyor. Bize çok tanıdık gelen bu ruh halleri, derinlikleri, çelişkileri ve sırları ile karşımıza çıkıp aşka dair söylenen, düşünülen ve yaşanan her şeyi aydınlatıyor.
Seyahat etmenin inceliklerinden sonra sıra aşık olmanın zorlu, ancak bir o kadar da keyi
Geçmişte kölelere reva görülen çalışma, günümüzde yaşamımızın en önemli parçasını oluşturuyor. Zamanımızın büyük bölümünü fabrikalardan limanlara, elektrik santrallerinden füze rampalarına uzanan farklı çalışma mekânlarında geçiriyoruz. Alain de Botton yeni kitabında bu mekânları ziyaret ediyor ve bisküvi üreticilerini, liman işçilerini, elektrik mühendislerini, ressamları, muhasebecileri,
kariyer danışmanlarını çalışırken izliyor. Farklı alanlarda çalışan bu insanların işlerini nasıl
yaptıklarını anlatır
Mutluluğun Mimarisi, Kuzey Avrupa mimarisinden Japon ve İslam mimarisine kadar dünyanın farklı yerlerinde ortaya çıkmış ve kabul görmüş mimari üslupları daha yakından tanımanızı, mimari ile felsefe, psikoloji politika gibi alanlar arasında daha önce hiç aklınıza gelmeyen bağlantılar kurmanızı sağlayacak. Bu kitabı okuduktan sonra evinizle, sokağınızla, en önemlisi de kendinizle ilgili düşünceleriniz tamamen değişecek.
Çoğunlukla zengin ya da ünlü kişilerin hayatları biyografi olarak yayımlanır. Biyografi yazarının, kaleme aldığı kişiyi tanıması gerekmez, hatta bu kişi büyük olasılıkla uzun zaman önce yaşama veda etmiştir. Klasik biyografi kalıplarına cesurca karşı çıkan bu kitapta Botton, ´mahrem´ bir ilişkiye girdiği, ´sıradan´ bir kadın olarak nitelendirilebilecek, hala ´yaşama veda etmemiş´ sevgilisini zekice kurgulanmış özgün bir anlatımla okura sunuyor.
Botton´un baştan çıkarıcı anlatımı kendimize daha az yaba
Geleneksel toplumda dinin sahip olduğu o ayrıcalıklı konum modern toplumda haberlere aittir. Fakat her gün maruz kaldığımız bu haber bombardımanını o kadar kanıksamışızdır ki, bu kadar önemli bir şeyin etkileri üzerine pek durup düşünmeyiz. Alain de Botton, Haberler'de bu şaşırtıcı boşluğu doldurmaya çalışıyor. Çeşitli vakaları derinlemesine analize tabi tutarak sorular soruyor ve bunların cevabını arıyor: Felaket haberleri neden aslında moralimizi düzeltir? Ünlülere neden bu kadar meraklıyız? Yolsuzluk ve
Felsefeyle gündelik yaşamı son derece keyifli bir biçimde birleştiren, çağımızın en çok okunan yazarlarından Alain de Botton'un John Armstrong'la birlikte The School of Life projesi kapsamında kaleme aldığı Terapi Olarak Sanat adlı kitabı, Everest Yayınları'nın Sanat dizisinde okurlarıyla buluştu!
Sanatın çok önemli olduğu sözünü çok sık duyarız, ama nedenini tam olarak söyleyen pek çıkmaz. Alain de Botton ve John Armstrong, sanatın en içten ve sıradan ikilemlerimizde bize yardımcı olabileceğine inanıyorla
Cinsellik hakkında fazla düşünmüyoruz; daha doğrusu yanlış yönde düşünüyoruz.
Alain de Botton bu özenli ve son derece dürüst kitapta, özel ve heyecan verici -yine de kafa karıştırıcı ve zor- bir deneyimi, cinselliği konu ediniyor. Konu cinselliğe gelince pek azımız normal olduğunu hisseder ve nasıl olmamız gerektiği çok nadiren gerçeklikle örtüşür. Bu kitap, 21. yüzyıl cinselliğinin yazgısının sevgi ile arzu, macera ile bağlılık arasında denge kuran bir eylem olmak olduğunu iddia ediyor. Şehvetten fetişiz
Modern dünyanın seküler düzeninde yaşayan insanlar dinlerle olan bağlarını ya tamamen koparmış ya da en aza indirgemişlerdir. Oysa dinlerin eğitimden sanata kibarlıktan dayanışma duygusuna uzanan çok farklı alanda geliştirdikleri yaklaşımlar, derinlikleri, güzellikleri ve özellikle de insanının duygusal dünyasının gereksinimlerini karşılamaları açısından incelenmeye değerdir.
Alain de Botton, son derece ilginç bir tez ileri sürüyor: Seküler dünyanın dinlerden öğreneceği ve kendi anlayışı içinde yeniden yor
Toplam 24 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.